İnsanlık tarihinde geri donup “avcılık” zamanlarına bakarsak, genel olarak insan hayatını temsil etmesi icin erkek yaşamının baz alındığını goruruz. İnsan nufusunun diğer yarısına gelince, kocaman bir sessizlik. Her yerde. Sinema, haber, edebiyat, bilim, şehir planlaması, ekonomi, gecmişimiz, bugunumuz ve geleceğimiz hakkında anlatılan hikayeler kadın adı verilen “olmayan bir varlık” ile ilgili izler taşır. Cinsiyetler arası veri farkı (boşluğu) tam olarak budur. Bu sessizliklerin, bu boşlukların ciddi sonucları var. Ve bu sonuclar kadınların hayatını etkiliyorlar. Her gun. Bu etki “goreceli” olarak kucuk olabilir – yuksekliği erkek boyutlarına gore ayarlanmış bir rafa uzanmaya calışmak gibi orneğin. Evet rahatsız edici, kesinlikle. Fakat guvenlik testleri yapılırken kadın olculerini hesaba katmayan bir aracla kaza yaptığınızda olduğu gibi bir hayati tehlikesi yok. Ya da polis yeleği vucuduna tam oturmadığı icin bıcaklanan ve kanamadan olen kadın polis gibi. Bu kadınlar icin, erkek verileri etrafında inşa edilmiş bir dunyada yaşamanın sonucları olumcul olabilir. Toplumsal cinsiyet veri acığı, insanlığı neredeyse yalnızca erkek olarak duşunen bir duşuncesizlik turunun hem nedeni hem de sonucudur. Erkeklerin dunyasında kadın olmanın zorluğuna bir de bu acıdan bakalım.
“Eşit calışma şartları?”
Standart ofis sıcaklığını belirleme formulu 1960 ’larda ortalama bir erkeğin metabolik dinlenme hızı etrafında geliştirildi. Ancak Hollanda ’da yakın tarihte yapılan araştırma, basit ofis işleri yapan genc yetişkin kadınların metabolik oranının, aynı işi yapan erkekler icin olan standart değerlerden onemli olcude duşuk olduğunu ortaya cıkardı. Aslında, formul, kadınların metabolik oranını yaklaşık % 35 ’e kadar fazla bile alıyor, bu da demek oluyor ki mevcut ofisler kadınlar icin erkeklere gore 5 derece daha soğuk. Bu da, yaz aylarında erkek calışanlar şortla dolaşırken kadın calışanların battaniyelere sarılmalarını acıklıyor. Bu durum sadece eşitsiz değil, aynı zamanda kotu de bir iş anlayışıdır, rahatsız edici işgucu verimsiz bir işgucudur.
Referans “erkek”
İşyerlerinin cinsiyetler arası veri eksikliğinden kaynaklanan bu boşluklar, basit bir rahatsızlık veya verimsizlikten cok daha kotu durumlara neden olmaktadır. Genel olarak bakıldığında son 100 yılda iş yeri guvenliğinde onemli bir artış soz konusu. 1900 ’lerin başlarında, İngiltere ’de iş başında olenlerin sayısı yılda yaklaşık 4.400 ’ken, 2016 ’ya gelindiğinde bu rakam 135 ’e duştu. Ancak erkekler icin işyerinde ciddi yaralanmalar azalırken, kadınlar arasında arttığına dair ciddi kanıtlar var. İngiltere ’de her yıl 8.000 kişi calıştığı işin sebep olduğu kanserlerden oluyor. Bu alandaki araştırmaların coğu erkekler uzerinde yapılmış olsa da en cok etkilenenlerin erkekler olduğu konusu şupheli. Son 50 yılın sanayileşmiş dunyasına baktığımızda meme kanseri oranlarının onemli olcude arttığını goruyoruz – ancak kadın bedenlerini, mesleklerini ve cevrelerini araştırmadığımız surece bu artışın arkasında yer alan bilginin eksik olduğunu rahatlıkla soyleyebiliriz. Kanser belirtilerinin ortaya cıkması uzun suren bir hastalıktır” diyor Stanford Universitesi ’nden Profesor Neill, bu yuzden şimdi araştırmalara başlasak bile, kullanılabilir herhangi bir veriye sahip olmamız nesiller surer. Ancak calışmalara şimdi başlamıyoruz. Bunun yerine, erkekler uzerinde yapılan ve kadınlar icin de gecerliymiş gibi varsayılan araştırmalardan elde edilen verilere guvenmeye devam ediyoruz. Daha spesifik olmak gerekirse, 25 – 30 yaşları arasındaki 70 kg ağırlığında beyaz erkekler “Referans” olarak alınıyor ve bu referansın super gucu tum insanlığı bir butun olarak temsil edebiliyor olması. Boyle bir şey tabii ki mumkun değil.
Kadın ve erkek anatomisi cok farklı
Erkekler ve kadınlar, farklı bağışıklık sistemlerine ve hormonlara sahiptir, ki bunlar kimyasalların emiliminde rol oynar. Kadınlar erkeklerden daha kucuk olma ve daha ince bir cilde sahip olma eğilimindedir ve bu nedenle toksik maddelere karşı daha hassaslardır. Burada kastedilen duşuk tolerans eşiği, kadınların erkeklere oranla daha yuksek vucut yağ yuzdesine sahip olması ve bazı kimyasalların vucuttaki yağ ile etkileşime gecebilmesinden kaynaklıdır. Kimyasallar hala genellikle izole edilmiş şekilde ve tek bir maruz kalma temelinde test edilir. Ancak kadınların kimyasallara maruz kalma eğilimi bu şekilde değildir.
Mesleki deformasyon
Guzellik salonları, kuaforler gibi geleneksel olarak kadın egemen endustrilerde riskleri goremememizin nedeni bu işlerin coğu zaman kadınların evde yaptıkları gunluk işlerin bir uzantısı olmasından kaynaklıdır. Ancak, kadınların calıştıkları ortamlardaki veri boşluğuna gelince, bu sadece kadın egemen endustrilerle sınırlı değil. Yapı sektorunde kadın yaralanmalarına ilişkin cok az veri bulunuyor, ancak New York Mesleki Guvenlik ve Sağlık Komitesi (NYCOSH), ABD ’de kadınların erkeklere gore bilek ve onkoldan daha fazla burkulma, gerilme ve sinir yaralanmalarına sahip olduğunu belirten bir sendika araştırmasına işaret ediyor. Veri eksikliği goz onune alındığında, bunun tam olarak neden boyle olduğundan emin olmak zor, ama sucun en azından bir kısmını erkek bedeninin etrafında tasarlanan “standart” şantiye ekipmanına atfetmek cok da yanlış olmaz.
Koruyucu techizat kadınları koruyor mu?
İngiltere ’de, işverenler yasal olarak calışanlarına koruyucu gozlukten kıyafetlere kadar ihtiyacı olan kişisel koruyucu techizatı (PPE – personal protective equipment) ucretsiz olarak sağlamakla yukumludur. Ancak coğu techizat, Avrupa ve ABD ’de yaşayan erkek nufusun boyutlarına ve ozelliklerine tasarlanır. Konu kadınlara gelince, bu yasal yukumluluğun kadınlara mevcut techizatın kucuk bedenli olanlarının verilerek yerine getirilmesi yeterli gorunuyor. Ornek vermek gerekirse ozellikle sahada calışanlar soz konusu olduğunda, vucut yapılarına uymayan PPE olumcul olabilir. 1997 yılında bir İngiliz kadın polis memuru, bir daireye girmek icin hidrolik bir su pompası kullanırken bıcaklanarak olduruldu. Uzerinde koruyucu yelekle pompayı kullanmak zor olduğundan zırhsızdı. Bundan iki yıl sonra yine bir kadın polis memuru vucut zırhını takmanın sağlığa etkileri nedeniyle meme kucultme ameliyatı olmak zorunda kaldı. Bu olaydan sonra tam 700 memur standart olcudeki koruyucu yelekler hakkında şikayette bulundu. Benzer şikayetler son 20 yıldır duzenli olarak gelmeye devam ediyor ancak konuyla ilgili pek bir şey yapılmadığı ortada.
Erkekler anlamaz: “Tuvalet sırası eziyeti”
2017 yılının Nisan ayında, Londra ’nın Barbican Sanat Merkezi ’nde James Baldwin belgeseli “I ’m not your negro”nun gosterimine katılan ve ancak vakit bulabilen BBC ’den Samira Ahmed tuvaleti kullanmak istedi. Hayatının herhangi bir doneminde tiyatroya gitmiş her kadın bunun ne demek olduğunu bilir. O akşam sıra normalde olduğundan da kotuydu. Kotuden bile fazla. Cunku bunu yaparken kadınları hic duşunmedikleri cok bariz olan Barbican Sanat Merkezi hem erkek hem kadın tuvaletlerini sadece adlarını değiştirerek “cinsiyetsiz” yapmıştı. Tahmin edersiniz ki sonucta pisuarlı olan cinsiyetsiz tuvaletleri sadece erkekler kullanırken bolmeli olan cinsiyetsiz tuvaletleri herkes kullanıyordu. Kadın ve erkek tuvaletleri yapılırken mevcut alanın ikiye bolerek her ikisine de eşit yer verecek şekilde duzenlenmesi adil gorunebilir. Yıllardır da zaten bu şekilde yapılır. Ancak hem pisuarı hem bolmesi olan erkek tuvaletlerini aynı anda kullanabilen kişi sayısının sadece bolmesi olan kadın tuvaletlerini aynı anda kullanabilen kişi sayısına gore daha fazla olması gerceğini goz onunde bulundurursak belki fikrimiz değişir? Buna kadınların tuvalette gecirdikleri zamanın erkeklerin tuvalette gecirdikleri zamana gore daha fazla olduğu ve cocukların coğunlukla kadınların yanında tuvalete gittiklerini hatta kadınların erkeklere oranla daha sık tuvalete gitme ihtiyacı duydukları gerceklerini eklersek şartlar değişecektir. Bu anatomik farklılıkları goz onunde bulundurduğumuzda kadın ve erkek tuvaletleri icin ayrılan alanların aynı buyuklukte olması adil diyebiliyor muyuz?
Sadece erkeklere uygun boyutta uretilen arac gerecler
1998 yılında Christopher Donison adlı bir piyanist “dunyayı kabaca iki secim bolgesine bolebiliriz” diye yazdı: “buyuk ellere sahip olanlar ve daha kucuk ellere sahip olanlar.” Donison, ortalamaya gore daha kucuk ellere sahip olduğu icin yıllarca geleneksel olculerde uretilen klavyelerle mucadele eden bir erkek piyanist olarak yazıyordu bunları, ancak aslında eşit derecede kadınlar adına da konuşuyordu. Kadınların ortalama olarak daha kucuk ellere sahip olduğunu gosteren bircok veri olmasına rağmen yine de referans boyutlardaki erkeklerin herkesle aynı olduğunu varsayan ortalama bir erkek eline uygun ekipman tasarlamaya devam ediyoruz.
Gunumuzde yaygın olarak kullanılan akıllı telefonların ortalama boyutu 5.5 inc. Yani yaklaşık 13.9 cm. ortalama bir erkek telefonu tek elle rahatca kullanabilirken ortalama bir kadın icin bu mumkun değil. Bu acıkca can sıkıcı, ve aynı zamanda Apple gibi bir şirket icin de oldukca sacma, cunku araştırmalar gosteriyor ki iPhone kullanıcıları arasında kadınlar erkeklere gore oldukca fazla.
Teknoloji de eşit davranmıyor
Teknoloji akıllı telefonla sınırlı değil diyebilirsiniz. Orneğin ses tanıma teknolojisi size gore tasarlanmamış akıllı telefonunuza alternatif olabilir, ancak ses tanıma yazılımı da genellikle ve maalesef erkek sesine daha duyarlı. 2016 yılında, Washington Universitesi ’nde dilbilim alanında araştırma yapan Rachael Tatman, Google ’ın konuşma tanıma yazılımının erkek konuşmasını doğru bir şekilde tanıma olasılığının% 70 daha fazla olduğunu ortaya cıkardı. Kadınların kendilerine duşuk kaliteli bir hizmet sunan urunler icin erkeklerle aynı fiyatı odemeleri acıkcası haksızlık. Ancak bunun ciddi guvenlik etkileri de olabilir. Orneğin, otomobillerdeki ses tanıma yazılımlarının amacı suruculerin dikkatlerinin dağılmasını engellemek suruşu daha guvenli hale getirmektir. İşe yaramadıkları takdirde tam tersi bir etkiye sahip olabilirler. Autoblog ’un otomobil sitesinde yayınlanan bir makalede, 2012 model bir araba satın alan bir kadın sesli komut sisteminin sadece kocasını dinlediğini fark etti. Ustelik arabayı kullanan kendisi iken.
Yapay zeka ve kadın
Teknoloji dunyasında erkeğin varsayılan insan olduğu varsayımı hala gecerliliğini koruyor. Apple 2014 yılında sağlık uygulamasını piyasaya cıkardığında kapsamlı bir şekilde kan basıncını, kac adım attığınızı, kandaki alkol seviyesini hatta molibden ve bakır duzeylerinizi gorebiliyordunuz. Bu kadar detaya sahip bir uygulamada bilin bakalım ne yoktu? Adet donemlerinizi takip edebileceğiniz bir bolum. Apple yapay zekası Siri ’yi insan oğluna tanıştırdığında kullanıcılar ilginc bir gerceği fark etti. Siri size hayat kadınlarını ya da Viagra satıcılarını anında listeleyebilirken kurtaj yapan yerleri listelemiyordu. Mesela bir kalp krizi gecirdiğiniz takdirde Siri size yardımcı olabilirken, tecavuze uğradığınızı soylediğinizde, “uzgunum, tecavuze uğradım derken neyi kastettiğini anlayamadım” diye cevap veriyor.
Kazalar ve kadın
Erkeklerin bir araba kazasına karışma ihtimalleri kadınlarınkinden daha yuksektir. Bu aynı zamanda ağır yaralanmalarda da erkeklerin onde olduğu anlamına geliyor. Fakat bir kadın bir araba kazasına karıştığında %47 ağır, %71 orta şiddette yaralanıyor. Yukseklik, ağırlık, emniyet kemeri kullanımı ve carpma şiddeti gibi faktorler değerlendirildiğinde bile. Kadınların araba kazalarında olme olasılığı erkeklere gore %17 daha fazla. Ve bunun kesinlikle aracların kimler icin, nasıl tasarlandığı ile ilgisi var. Kadınlar erkeklere gore daha kısa boylu olduğu icin arac kullanırken daha ileride oturma eğilimindedir. Pedallara ulaşabilmek ve gosterge panelini daha net gorebilmek icin daha dik oturmamız gerekir. Ancak bu, araştırmacılara gore “standart oturma pozisyonu” değil. Temel olarak, her şeyi yanlış yapıyoruz.
Carpışma testlerinde kullanılan mankenler de erkek
Kadınlar ozellikle arkadan carpmalarda erkeklere oranla daha yuksek risk altındadır. Boyunlarımızda ve ust govdemizde daha az kasımız bulunması bizi omurilik yaralanmalarına (uc kata kadar) daha savunmasız hale getiriyor. İsvec ’te yapılan bir araştırma gunumuz arac koltuklarının kadınları omurilik yaralanmalarına karşı koruyabilmek icin fazla sert olduğunu gosteriyor. Bunun olmasına izin verilmesinin nedeni cok basit. Araclar “ortalama” erkek baz alınarak hazırlanan carpma testi mankenleri kullanılarak tasarlandı. Carpışma testlerinde kullanılan mankenler ilk kez 1950 ’lerde tanıtıldı. En sık kullanılan manken 1.77 m boyunda, 76 kg ağırlığındadır (ortalama bir kadından onemli buyuk olcude daha uzun ve daha ağır), manken erkek kas kutlesi oranlarına ve erkek omurgasına sahiptir. 1980 ’lerin başında Michigan Universitesi ’ndeki araştırmacılar testlere kadınların dahil edilmesini savundular, ancak bu tavsiye ureticiler ve duzenleyiciler tarafından goz ardı edildi. Tuketici testleri mevzuat duzenleyici testlerden biraz daha katı olabilir. ABD ’deki kadın carpışma testi mankenlerinin 2011 ’de tanıtımı, otomobillerin yıldız derecelendirmelerini duşurdu. Tuketiciler icin arac guvenliği değerlendirmesi yapan bir Avrupa kuruluşu olan EuroNCAP 2015 ’ten beri onden carpma testlerinde hem erkek hem de kadın mankenleri kullandıklarını ve kadın mankenlerini kadın antropometrik verilere dayandırdıklarını soyluyor. Ancak farklı anatomiler goz onunde bulundurulduğunda boyut sadece kucuk bir detay.
Hamile kadınlar icin uygun emniyet kemeri yok
Hamile kadınlar icin ise durum cok daha kotu. 1996 ’da hamile bir carpışma testi mankeni tasarlanmış olmasına rağmen ABD ’de veya AB ’de testlerde kullanımı zorunlu değildir. Aslında, araba kazaları maternal travmaya bağlı 1 numaralı fetal olum nedeni olsa da, hamile kadınlar icin işe yarayan bir emniyet kemeri hala geliştirilemedi. 2004 yılı araştırmaları, hamile kadınların standart emniyet kemerini kullanması gerektiğini soyluyor ancak ucuncu trimesterdeki hamile kadınların% 62 ’si bu tasarıma uymuyor.
Tasarımcılar, tasarladıkları urunlerin herkes icin olduğuna inanıyor olabilirler, ancak gercekte sadece erkekler icin calışıyorlar. Hayatı ve urunleri kadınlara uygun hale getirmenin zamanı coktan geldi.
Kaynak 1