Ataerkil bir dunyada yaşayan biz kadınlar, her gun pek cok sozlu, davranışsal ya da fiziksel ihlal, istismar, taciz ve hatta tecavuze maruz kalıyoruz. En şanslı kadın bile, hayatta en az bir kez bir erkek tarafından sınırlarının ihlal edilmesi durumuna maruz kalıyor.
Bu farkındalık ve feminist icgoruyle yola cıkan genc tasarımcı Laila Laurel, manspreading yani erkeklerin kamusal alanda ‘yayılarak oturması ’nı onlemek amacıyla bir sandalye tasarlıyor. Bu tasarımın yenilikci, sıradışı ve iddialı olmasının nedeni ise eleştirel bir motivasyonla yapılması elbette… Gelin Laura Laurel ’in hikayesine yakından bakalım. Ama once nedir bu manspreading, bunu acıklayalım!
Manspreading nedir?
Temel olarak manspreading kavramının Turkce acıklaması, bir erkeğin kamusal alanda bacaklarını acarak oturması ve bu şekilde diğer insanların kişisel sınırlarını ihlal etmesidir. Aslında bu kavram, kimsenin toplu taşıma araclarında yanınıza oturmaması icin cantanızı yan taraftaki boş koltuğa koymaya benzer. Yani manspreading, erkeklerin kamusal alanda daha fazla alan talep etme yontemidir.
Manspreading cinsiyetci bir toplumsal yapının yansımasıdır!
Ben burada bir sorun goremiyorum diye duşunuyorsanız ataerkil duşunce gozluklerinizi masaya bırakıp, konuya bir daha bakmanız gerekir. Cunku bu durum en hafif ve yuzeysel anlamıyla kabalıktır. Genellikle toplu taşıma araclarında bir kişi, iki veya uc kişi icin yeterli oturma alanına sahip olur. Eğer kalabalıksa, bu, oturabilecek kişilerin ayakta durduğu anlamına gelir.
Bazen başkalarının kişisel alanlarını ihlal eden insanlarla karşılaşırız. Yayılma diğer insanlarla temas etmesine neden oluyorsa, asla kabul edilemez. Kasıtlı olarak birinin kişisel alanını ihlal etmek dupeduz tacizdir
Manspreading etrafındaki sosyal normlar cinsiyetcidir. Bu şekilde oturan bir kadın goremezsiniz. Zaten bu şekilde oturan bir kadın, en hafif tabiriyle kamusal alanın eleştirileriyle karşılaşır. Hatta oyle ki, kadının cinselliği ve cinsel yonelimi ile ilgili haksız sorular ve yargılar gundeme gelir. Fakat aynı şeyi bir erkek yaptığında, durum normalleşir. Bazı adamlar sorunu gercekten kotu gerekcelerle daha da buyutur. Bir erkeğin dizlerini bitişik tutmasının daha zor olduğu iddiasının somut kanıtı yoktur. Erkek anatomisinin doğru oturmayı imkansız hale getirdiği iddiası gulunctur. Kalcaları birbirine kenetlemek ve dizleri 90 derecelik bir acıyla ayarlamak arasında bir fark vardır. Duzgun duruş biraz caba gerektirir ama nihayetinde erkekler de diğer insanlar gibi derli toplu oturmayı başarabilirler, en azından kamusal alanda!
Manspreading tarihcesi
Manspreading kavramı, yuzyıllardır hayatımızda olmasına rağmen durumun bir sorun olduğunun işaret edilmesi cok uzun zaman aldı. İlk kez, bu kavramdan 2010 yılında Urban Dictionary ’de bahsedildi ve o zamandan beri yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor.
2013 ’teki bir Tumblr gonderisi ozellikle yayılmadan bahsetmiyordu ancak bazı erkeklerin bacaklarının trende daha fazla yer kaplamasından bahsetti. 2014 yılında bir New York kamu hizmeti kampanyasında “Dostum… Lutfen yayılmayı bırak, Bu bir kişisel alan meselesi” yazılı işaretler kullanıldı ve erkeklerden, toplu taşıma araclarında kendilerine ayrılan bir koltuk kadar alanda derli toplu oturmaları ve diğerlerine saygı gostermeleri talep edildi.
Feminizmden ilham alınarak tasarlanan manspreading onleyici sandalyenin hikayesi
Brighton Universitesi 3D Tasarım bolumunden mezun olan, 23 yaşındaki Laila Laurel ile tanışın. “Manspreading İcin Bir Cozum” adlı bitirme projesi icin iki ahşap sandalye yarattı. Bu sandalyelerden birisini erkekler ve diğerini kadınlar icin tasarladı. Erkekler icin tasarladığı sandalye, bacakları kapalıyken oturmaya zorlayacak şekilde bicimlendirilmişti. Kadınlar icin tasarladığı sandalyede ise, ortada kucuk bir odun parcası bulunuyordu. Boylece kadınlar, sandalyede bacakları acık şekilde oturabilecekti.
Dorduncu dalga feminizmin tasarım hali
Sandalye tasarımının ardında, kadınların her gun karşılaştığı sorunu eğlenceli bir bicimde dile getirmek fikri vardı. Genc tasarımcı, tasarım pratiğinin dorduncu dalga feminizm ile bir araya geldiğini ve bu parcalar icin en buyuk ilham kaynağının, kadınların yaşadıkları cinsiyetciliğe tanıklık edebilecekleri bir platform olan Laura Bates ’in Gundelik Hayatta Cinsiyetcilik Projesi olduğunu belirtti.
Laurel ’in bu calışması, Belmond Odulu kazanmasını sağladı. Bu projenin, bilgi verme konusundaki onemli rolunu, bir kişinin davranışını ve gunumuzdeki toplumsal konuları araştıran, cesur ve amac odaklı bir tasarım olduğu icin odul kazandığı belirtildi.
Siz bu konu hakkında ne duşunuyorsunuz? Ciddi bir sorunu, zeki, yaratıcı ve eğlenceli bir uslupla ifade eden Laura Laurel ’i gonulden tebrik ediyoruz. Boyle ufuk acıcı calışmaların artarak coğalmasını diliyoruz…