
Eğer aile buyuklerinize onların gencliğinde hamileliğin nasıl algılandığını sorarsanız birbirinden ilginc cevaplar alacağınıza eminiz! Gelişen ve donuşen dunyayla birlikte bugun, yuzlerce hatta binlerce bilgiye saniyeler icerisinde ulaşabiliyoruz. Haliyle yıllardır doğru kabul ettiğimiz pek cok bilginin aslında yanlış olabileceğini fark ediyoruz. Hamilelik, insanoğlu icin en gizemli ve buyuleyici sureclerden biri. Dolayısıyla konu hamilelik olduğunda gecmişten gunumuze gelen pek cok mit bulmak mumkun. Yıllar icerisinde hamilelikle ilgili değişen şeyleri sizler icin araştırdık ve derledik. İşte hamilelikle ilgili gecmişten gunumuze değişen 9 şey…
1. Unluler, hamileliklerini goz onunde yaşamıyorlardı Komedyen Lucille Ball, I Love Lucy ’nin cekimlerinde hamileliğini gizlemek durumunda kaldı. O zamanlar, bir aile şovunda hamile bir karakterin olması kabul edilemezdi. Hatta televizyonda hamilelik kelimesinin kullanılmasına izin verilmiyordu. İlerleyen yıllarda Lucille Ball, hamile gobeğini ekranlarda gosteren ilk kadın oldu. Gunumuzde unlu bir ismin hamileliğini sosyal medya uzerinden sevenleriyle paylaşması oldukca yaygın.
2. Gobek şeklinin bebeğin cinsiyetini gosterdiği duşunuluyordu Eskiden anne adaylarına karınları yukarı bakıyorsa kız, aşağı bakıyorsa erkek cocuğu olacağı soylenirdi. Tahmin edebileceğiniz uzere bu tahmin, bilimsel verilere dayanmıyor. Gobeğin yuksekliği, buyukluğu ya da şekli annenin vucuduna ve bebeğin pozisyonuna bağlıdır.
3. Hamile kadınlar, egzersiz yapmamalı, bol bol dinlenmeliydi Yirmi yuzyılın başlarında anne adaylarının fiziksel aktivitelerden kacınmaları gerektiğine inanılıyordu cunku uzmanlar, anne adaylarının kırılgan ve hassas olduklarını duşunuyorlardı. Gunumuzde, hepimizin de bildiği gibi, anne adayının hafif egzersizler yapması, hem kendi hem de bebeğin sağlığı icin oldukca onemli. Zira gunumuzde hamile yogaları ve pilatesleri de fazlasıyla populer.
4. 1950 ’lerin ortasına dek doğumhanelerde fotoğraf cekilmiyordu Gunumuzde hemen hemen her anne adayı bu ozel anın fotoğraflarını saklamak istese de doğum fotoğrafları, 1950 ’lerde oldukca sıra dışı bir konseptti. 1953 yılından itibaren giderek yaygınlaşan bu fotoğraflar, coğu zaman profesyonel fotoğrafcılar tarafından cekiliyor.
5. Bir kadın hamile olduğu icin işini kaybedebilirdi Yakın bir gecmişe dek kadınların evde kalması ve ev işleriyle ilgilenmesi gerektiğine inanılıyordu. Dolayısıyla hamile kadınlar, sık sık işlerini kaybediyorlardı. Hatta kimi zaman hamile oğretmenler oğrencilere kotu rol model oldukları gerekcesiyle işten cıkartıldılar. Gunumuzde işler bir hayli değişti. Anne adayları dilerlerse hamilelikleri boyunca calışıp doğumun ardından doğum iznine ayrılabiliyorlar.
6. Kadınlar, hamileliklerini coğunlukla gizliyordu Gecmişte kadınlardan hamilelik belirtilerini gizlemeleri beklenirdi. Orneğin 1940 ’larda ve 50 ’lerde hamile kadınlar sık sık bol gomlekler giyerlerdi. Gunumuzde hamilelik gobeği utanılması ya da saklanması gereken bir şey olarak değerlendirilmiyor.
7. Babaların doğuma girmesine izin verilmezdi 1970 ’lerden once babalar, doğumlarla pek de ilgilenmiyordu. Hatta pek cok doktor, doğum odasının bir erkeğe uygun olmadığını duşunuyordu. Partnerine eşlik eden erkek fikri yukselişe gectikce babalar da doğumhanelerdeki yerini aldı. Gunumuzde pek cok baba doğuma katılmakla kalmıyor aynı zamanda bebeğin kordonunu da kesiyor.
8. Anne adaylarının iki kişilik yediğine inanılıyordu Uzun yıllar boyunca pek cok uzman, anne adaylarına iki kişilik yemek yemelerini tembihledi. Yapılan son araştırmalar ise hamileliğin ilk 6 ayında enerji ihtiyacının değişmediğini ortaya cıkardı. Yani hamilelik doneminde iki kişilik yemenize hic gerek yok. Hatta gereğinden fazla yemek yemek ve kilo almak duşuk riskini arttırabiliyor.
9. Mide ekşimesi, saclı bir bebeğe işaret ediyordu Mide ekşimeleri, pek cok kişi tarafından saclı bir bebeğiniz olacağına yorulur. Halbuki bu inancın da hicbir bilimsel dayanağı yok. Mide ekşimeleri, bebeğin sacından ziyade hormonel değişimlerle ilgilidir.
Kaynak: 1