“Bin Dokuz Yuz Seksen Dort“, Londra ’da yaşayan Winston Smith ’in ulkesine duyduğu gizli nefreti ve aşık olmasıyla birlikte bunun bir isyana donuşunu konu alır. Kitabın ilk basımı 1949 ’da yapılmıştır; yani “Bin Dokuz Yuz Seksen Dort” bir korku utopyasıdır. Bu yuzden ruhunuz sıkışarak okursunuz kitabın tamamını. George Orwell ’in kitabı kaleme alışı, adeta insanlığa acık bir uyarı niteliğindedir.
Biz de bu ongorulerle dolu kitaptan, gunumuze nokta atışı sayılabilecek bazı alıntılar derledik. Kimbilir, belki de bir gercekliğin değil, bu korku utopyasının icinde yaşıyoruzdur.
1. “Bilincleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkca da bilinclenemezler” 2. “Bağlılık, duşunmemek demektir, duşunmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilincsizliktir” 3. “Hicbir şeyi kavrayamadıkları icin hicbir zaman akıllarını kacırmıyorlardı” Her şeyi yutuyorlar ve hicbir zarar gormuyorlardı cunku tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden gecip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.
4. “Bizim yaşadığımız donemde gozle gorulur bir değişiklik olma olasılığı sıfır. Biz oluyuz. Bizim biricik gercek yaşamımız gelecekte” 5. “Parti gecmişe el koyabiliyor ve şu ya da bu olayın hicbir zaman olmadığını soyleyebiliyorsa, bu hic kuşkusuz işkenceden de, olumden de beter bir şeydi” 6. “Akıllılık coğunluğa bakılarak olculemez” 7. “Hicbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın cok onemli olduğunu duşunuyorsan, onları yendin demektir” 8. “Ozgurluk iki kere iki dort eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir” 9. “İnsanlar ozgurluk ile mutluluk arasında secim yapmak zorundaydı ve buyuk coğunluk mutluluğu seciyordu” 10. “Kimsenin iktidarı sonradan bırakmak amacıyla ele gecirmediğini biliyoruz. İktidar bir arac değil, bir amactır” Kimse devrimi korumak icin diktatorluk kurmaz; diktatorluk kurmak icin devrim yapar. Zulmun amacı zulumdur. İşkencenin amacı işkencedir. İktidarın amacı iktidardır.
11. “Winston birden, cağdaş yaşamın asıl ozelliğinin acımasızlığı ve guvensizliği değil; yavanlığı, donukluğu ve kayıtsızlığı olduğunu fark etti”