
Eminiz ki herkesin diğerlerinden daha onemli ve bitirmesi gereken işleri vardır. İşin bitmesine daha vakit varken onu "Sonra yaparım ya." diyerek geciştirdiğimiz anlar mutlaka oluyor. Bu teslim edilmesi gereken bir proje, yapılması gereken bir odev veya atılması gereken bir mesaj bile olabilir.
Ancak işin tamamlanmasına dakikalar kala gozumuzde o kadar buyuyor ki, ertelediğimiz icin kendimizi bazen kotu hissedebiliyoruz. Ancak bunun onune gecmenin bir yontemi var.
Erteleme alışkanlığı olanların bir şans vermesi gereken yontem: Yapılandırılmış Erteleme
Stanford Universitesi'nde felsefe profesoru olan John Perry, bu kavramı ortaya atan ilk kişi aslında. Perry'e gore yapılandırılmış erteleme sistemi, bu kotu alışkanlığın işimize yarama sanatıdır.
Bu erteleme sistemi, kişinin yapması gereken gorevlerin yapısını bozarak onu tekrar şekillendirmeyi amaclıyor. Gorevler onem derecesine gore sıralanır. Cok acil ve onemli gozuken gorevler listenin en başındadır ancak listenin son sıralarına asıl yapılması gereken şeyler eklenir. Kişi son sıraya eklediği şeyleri bitirip ustunu cizdiği zaman bir şey başarmış gibi hisseder.
Peki 'Yapılandırılmış Erteleme' tam olarak nasıl işliyor?
Aslında olay biraz basit. Yapılacaklar listesi hazırladığımız zaman genellikle bitmesi gereken işleri listenin en ust sırasına yazarız. Ancak ertelediğimiz icin gozumuzde cok buyur, harekete gecemeyiz ve onem derecesi daha duşuk olan işleri bile halledememeye başlarız. İşte bu sistem tam bu noktada işlemeye başlıyor.
Listenin ilk maddesi, yapmaktan keyif aldığımız ve onem derecesi yuksek olan gorevlerimize herhangi bir zararı bulunmayan şeylerden biri olmalı. Orneğin sosyal medyada gezinmek, sevdiğimiz bir dizinin favori sahnesini izlemek veya bir haber okumak olabilir. İkinci maddede ise, gercekten yapmaktan pek haz etmediğimiz ve yapmasak da olur dediğimiz bir şey olmalı. Mesela kitaplığı duzenlemek, calışma masasını toplamak veya bulaşıkları makineden cıkarmak gibi.
İşin can alıcı kısmı ucuncu maddede başlıyor.
Listenin ilk iki maddesinde nelere yer vermemiz ve neler yapmamız gerektiğinden bahsetmiştik. Şimdi ucuncu maddeye geldik.
Bu maddeye yapmanız gereken ancak ertelediğiniz icin hicbir şekilde yapmaya başlamadığınız bir iş ekleniyor. Onemli olan, onem derecesi en yuksek olan gorevden daha az endişe veren bir şey bulmak. Orneğin faturaları odemek veya mail hesabınızdaki cop kutusuna attığınız e-postaları tamamen silmek gibi. Ucuncu madde gercekleştirildikten sonra daha onemli gorevi bitirmek icin gerekli motivasyon, az da olsa elde ediliyor.
Şimdi yapılması gereken ana goreve donelim.
Instagram'ın kurucularından biri olan Kevin Systrom'un bu konuda faydalı bir yaklaşımı var. Systrom, "Bir şeyi yapmak istemiyorsanız, en az beş dakika yapmak icin kendinizle bir anlaşma yapın. Beş dakika sonra her şeyi siz yapmış olacaksınız.” diyor.
Yani, kendinizde bu işi yapmak icin gerekli telkinlerde bulunun ve kendinizi bu işi bitirmek icin şartlayın diyor.
Peki ya kendimizi beş dakika boyunca zorlayamazsak?
İşte bu noktada yapılandırılmış erteleme devreye giriyor. Bitirmemiz gereken bir haber iceriği, okumamız gereken bir kitap veya yıkanması gereken bulaşıklara bakarken kendimizi bir kaosun icinde bulup işleri gozumuzde buyutmektense, yapıldığı zaman yapılacaklar listesine zarar vermeyen gorevlere once odaklanmak faydalı olabilir. Cunku listede bir maddenin ustunu cizdiğimiz zaman, kendimizi bir şeyleri başarmış gibi hissederiz ve yapmamız gereken goreve daha iyi odaklanabiliriz.
Boylelikle gunu daha verimli kapatabilir ve ertelemenin onune bu yontem ile az da olsa gecebiliriz.
Kaynak: LifeHacker Webtekno'yu Threads'de takip et, haberleri kacırma