
Osman Sınav Biyografisi Yapımcı, yonetmen, senarist ve reklamcı. Turk televizyonculuğuna ivme kazandıran yapımların ve TV dizilerinin yonetmenliğini yapan Sınav, mafya, derin devlet ve siyasi ilişkiler ekseninde cektiği Kurtlar Vadisi ve Deli Yurek gibi dizilerin yanı sıra Super Baba gibi aile dizileriyle de izleyicinin beğenisini kazanmıştır. Bugune kadar cekilmiş olan en iyi Turk aksiyon filmi olarak nitelendirilen Pars: Kiraz Operasyonu ile de dunya gundemini de sıkca meşgul eden, toplumsal bir yara halini alan uyuşturucu konusunu işlemiştir.
1956 yılında Burdur ’da doğdu. 1975 yılında İstanbul Devlet Guzel Sanatlar Akademisi Resim Bolumu ’nu bitiren Sınav, tekstil tasarımıyla da ilgilendiği icin 1977 ’de aynı okulun Uygulamalı Sanatlar Yuksek Okulu Tekstil Dizaynı bolumune kaydoldu. Yonetmen sanata olan ilgisi ve cok yonluluğuyle tanınıyordu. İstanbul Devlet Guzel Sanatlar Akademisi Sinema Televizyon Enstitusu ’nde de eğitim goren Sınav, 1979 yılında mezun oldu. Profesyonel iş hayatına Man Ajans ’ta metin yazarı olarak calışmaya başlayarak atılan Sınav, reklamcılık kariyerine daha sonra 1980 ve 1984 yılları arasında Grafika Lintas isimli ajansta devam etti. Metin yazarlığının yanı sıra creative grup başkanlığı gorevini de yuruten Sınav, sinemaya olan tutkusu yuzunden 1984 yılında Sinegraf Film Yapım/Yonetim Ltd. Şti.'ni kurdu. Yazdığı 500 ’e yakın reklam filmi ve kampanyayla uzun soluklu reklamcılık tecrubesine 1987 ’de son noktayı koyan Sınav, artık sadece sinema projeleri uzerine yoğunlaşmak istiyordu.
TV dizileri ve uzun metrajlı filmler icin start alan yonetmen, aynı yıl başrollerini Haluk Kurtoğlu ve Alev Sezer ’in paylaştıkları Bir Muharririn Olumu isimli TV filmi icin kamera karşısındaydı. Ardından 1989 ’da senaryosunu İlhami Algor ile birlikte yazdıkları Hunkarın Bir Gunu geldi. 1990 ’da Yalancı Şafak, Kucuk Dunya ve Aşka Kimse Yok filmlerini ceken Sınav, 1993 ’te yediden yetmişe tum televizyon izleyicisini ekranları başına kilitleyen ve uzun sure devam eden Super Baba isimli TV dizisinin yonetmenliğini yaptı.
1994 ’te Mehmet Aslantuğ ’a en iyi oyuncu, kendisine de en iyi yonetmen dallarında Altın Portakal kazandıracak Yalancı ’yı cekti.
Melek Apartmanı, Mavi Duşler ve Sıcak Saatler gibi ses getiren diğer TV dizilerine de imza atan yonetmen, daha once de birlikte calıştığı Mehmet Aslantuğ ve Ayşegul Aldinc ’in başrollerini paylaştıkları Gerilla isimli filmi 1998 ’de izleyiciyle buluşturdu. Tomris Oğuzalp filmdeki roluyle en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Altın Portakal odulunun sahibi oldu.
Kenan İmirzalıoğlu ’nu keşfeden yonetmen, onun guclu bir yuzu olduğunu duşunuyordu ve İmirzalioğlu-Sınav ortaklığı 1999 ’da TV izleyicisinle start aldı. Gorduğu ilgi uzerine 2001 ’de filmi icin kamera arkasına gecen Sınav, Deli yurek: Bumerang Cehennemi ’yle hatırı sayılır bir gişe başarısı elde etti.
2002 yılında Mazhar Alanson ’un da aralarında olduğu oyuncu kadrosuyla sevilen TV dizilerinden biri olan Ekmek Teknesi ’ne imza atan Sınav, Turk televizyonculuk tarihi icin onemi buyuk olan, rating rekorları kıran Kurtlar Vadisi ’nin de yonetmenliğini yaptı. Mafya ve derin devlet ekseninde gelişen ilişkiler uzerine kurulu senaryosuyla buyuk ilgi goren dizinin yonetmenliğini bıraktıktan sonra, Kapıları Acmak ve Metin Erksan klasiği Acı Hayat ’ın yeni versiyonu icin kamera arkasındaydı.
Osman Sınav son olarak yonetmenliğinin yanı sıra yapımclığını da ustlendiği, Fatih Akın ’ın Kısa ve Acısız isimli filminden tanınan Mehmet Kurtuluş ve Dogville, The Batman gibi filmlerde de rol almış Udo Kier ’in de aralarında olduğu dev oyuncu kadrosuyla, ozel efektleriyle dikkat ceken Pars: Kiraz Operasyonu ’nu vizyona soktu. Film aldığı tum eleştirilere rağmen, bir aksiyon filmi olarak son derece başarılı bulundu. Bircok sinema eleştirmeni filmin bugune kadar cekilmiş en iyi Turk aksiyon filmi olduğu konusunda hemfikir oldu.
04.01.2003 tarihinde Radikal Gazetesi ’nden Oray Yeğin ’in Gercekleştirdiği Osman Sınav Roportajı
Soru: Televizyon dizilerine ilk kez Super Baba'yla başlamıştınız. Nasıl uysal,, mafyaya daldınız. Nasıl bir geciş oldu bu, yoksa hep icinizde mi vardı?
Osman Sınav: Super Baba oncesinde TRT'ye yaptığım roman ya da hikaye uyarlamaları var. Aşk hikayeleridir coğunlukla. Ama herhalde Turkiye'nin durumundan... Bir yerde toplumsal bir provokasyon hissettiğim zaman cok huzursuz oluyorum. Kendimle cok barışığım, hicbir karşı goruşten rahatsızlık duymam ama provokasyon beni cok rahatsız eder. Cunku bunları 70'lerde cok yaşadık.
Soru: Deli Yurek sizin işlerin nasıl halledilmesi gerektiğine dair goruşunuz olabilir mi?
Osman Sınav: Onlar var tabii ki. Ana kuruluşu itibarıyla yuzde yuz benim katıldığım ve olması gerektiğine inandığım bir duruş şekli.
Soru: Seviyor musunuz kahramanlıkları?
Osman Sınav: Seviyorum, ama tabii ki keşke kahramanlıklara ihtiyac duyulmayan bir ulke haline gelsek. Cunku tam demokratik ulkelerde kahramanlara ihtiyac duyulmaz. Ama buna rağmen kahramanlık duygusunun yitirilmemesi gerektiğini duşunuyorum.
Soru: Deli Yurek'i entelektuellerdense halk beğendi daha cok, değil mi?
Osman Sınav: Evet, daha cok halk beğendi. Ben eleştirilerin cok izlenerek yapıldığına inanmıyorum. Entelektueller izlemediler. Tanımayan, beni bilmeyen ve cok da televizyon izlemeyenlerden "Ya bunu kim yapıyor, solcular olmaz, ama sağcılar da yapmaz," yorumları duydum.
Soru: Kim yapıyordu peki? Yazarı MHP'liydi...
Osman Sınav: Omer Abi (Omer Lutfi Mete) MHP'den adaydı. Gecmişi itibarıyla da Ulkucu kokenli, ama Deli Yurek'in icinden 15 tane de yazar gecti. Provokasyona karşı olmama rağmen, senaryo ekibi icinde bilerek bir provokasyon yarattım: Bir sağ - sol sinerjisi istedim. Buna ihtiyacımız var. Konuşabilirsek, insanlar birbirini eleştirerek acıkca fikirlerini ortaya koyup, bir konsensus oluşturabilirse bir yere gidebiliriz... 78'de Abdi İpekci'nin Dev-Yol, Dev-Genc ve Ulku Ocakları başkanlarıyla uc gun suren bir roportajı vardı. Bundan cok kısa bir sure sonra Abdi İpekci olduruldu. Cok dikkatimi ceken, onemsediğim bir şeydi. Bence konuşulması istenmiyordu, diyalog kurulması istenmiyordu.
Soru: 70'lerde politik olarak aktif miydiniz? Nerede duruyordunuz, ne yapıyordunuz?
Osman Sınav: Eylemci bir tarafım yoktu tabii ki. O yıllarda biraz fazlaca kitap okumakla, yayınla falan ilgileniyordum. Bir duruşumuz vardı tabii ki. Cok sıkı solcu arkadaşlarım vardı ama ben Ulkucu tavırlıydım, o cevrenin icindeydim. O yıllar biraz oyle gecti.
Soru: Sonradan torpulendi mi politik duruşunuz?
Osman Sınav: Ben 12 Eylul 1980 sabahı uyandıktan sonra hayatımın en derin uykusunu uyudum. "İhtilal oldu," dediler ve ben kendimi yatağa geri attığımı hatırlıyorum. Ondan sonraki değerlendirmelerde, ilk idamlarla, acıklamalarla gordum ki birileri bizleri değişik renklerde bir balon gibi ufluyor ve zamanı gelince de patlıyor. 12 Eylul'den sonra siyaset duygusunu yitirdim; politik tavır veya ideolojinin dışına cıkmaya karar verdim. Ondan sonra hicbir ideolojinin aktif tavrı icinde olmadım, olmamayı da yeğliyorum. Ben sanatla ilgileniyorum ve sanat ideolojinin cok ustunde. 70'lerde sizin icin Ulkuculuğun tanımı neydi? "Komunistler bu kış gelecek," diye ona karşı bir tepki miydi? Belki buna inananlar vardı ama ben ve arkadaşlarım boyle fobilere hep gulerdik. Benim icin en onemli şey sosyal adalet meselesiydi. Eğitimde fırsat eşitliğinin olması gibi... Artı tabii vatanseverlik. Biz o zamanlar bir dergi cıkartıyorduk ve ben Turkiye'de IMF ile ilgili ilk manşeti atmış adamım. İktisat fakultesinin solcu oğrencileri şaşırmıştı. Buyuk Ulku diye bir dergiydi ve kapağa "Finans Kapital'in son oyunu: IMF" diye yazmıştım. Yıl 78, Ecevit hukumeti vardı.
Soru: Ulkuculuk konusunda şimdi daha ılımlı mısınız?
Osman Sınav: Tabii ki, ama doğrusu oyle bir derdim yok. Kacındığım bir şey de yok. Gecmişte beni Ulkucu yapan ruha şimdi de inanıyorum. Onun kotu bir tarafı yok, ama ben şimdi eskisi gibi bir Ulkucu değilim. Zaten bu cok kısıtlayıcı bir şey olur.
Soru: Aileniz de mi milliyetciydi?
Osman Sınav: MuhafazakÂr bir aile tabii ki. Geleneklere saygılı, Musluman bir aile. Babam esnaf ama kendi koyumuzde geleneksel olarak imamdı. İmamlığı babadan oğula gecen bir şey. Diyanet'in tayin ettiği değil ama aile koyun camiini yaptırdığı icin falan oyle bir gelenek oluşmuş. Amcamın buyuk oğlu kısa bir donem yaptı ve aslında benim yapmam gereken bir şey. Ama ben sinemacı oldum.
Soru: Universiteye ne okumak icin girmiştiniz?
Osman Sınav: Ortaokul ve lise boyunca surekli resim calıştım, universitede resim okumak istedim. O yıllarda ulkede makine muhendisliği, mimarlık falan cok onemli. Ailenin de calışkan cocuklarından biri olduğum icin oyle bir şey bekleniyordu. Bir de ailede doktorluk cok onemliydi, cok doktor vardı. Babam şoke oldu resim okumaya gideceğimi soyleyince.
Soru: Sinemacı olmaya karar verdiğinizde ikinci şoku yaşamadı mı?
Osman Sınav: Yaşadı tabii ki, adam benden pek cok şok yaşadı. Şimdi yaptığım işleri izliyor ama hÂl sinemacı olduğumu icine sindirebilmiş değil. Ama yaptıklarımdan memnun.
Soru: Diğer kardeşleriniz ne oldu?
Osman Sınav: Bir tanesi Gazi Universitesi'nde yardımcı docent, onun kucuğu Columbia Universitesi'nde docent, biri Erzurum'da docent, en kucuğumuz de eczacı.
Soru: Deli Yurek'le derin devletle olan hesabınızı kapattınız, şimdi de Kurtlar Vadisi'yle mafyaya mı el atıyorsunuz?
Osman Sınav: Benim oyle kimseyle bir hesabım yok. Eğer bu ulkede yaşıyorsam sabah birden bire, hayal etmediğim bir gundeme uyanmak istemiyorum. Bir surprize uyanmamak icin gundemle ilgili fikirlerimi, eleştirilerimi yaptığım işle dile getirmek istiyorum. Bu bir aydın ya da sanatcı sorumluluğu.
Soru: Kurtlar Vadisi'nin adındaki kurt milliyetci, ulkucu bir cağrışım mı?
Osman Sınav: Biraz Kemal Tahir'in Kurt Kanunu, biraz Attila İlhan'ın Kurtlar Sofrası'ndan etkilendik. O vadi ve puslu havanın icinde yaşamak icin biraz kurtluk, doğayla uyumluluk gerekir.
Soru: Kim bu kurtlar peki?
Osman Sınav: İyi kurt da var, kotu kurt da var! Bunun icinde calıp cırpan, ortalığı dağıtan, bu vadiden gecen, Turkiye'nin kayıt dışı ekonomisini kontrol eden bir mekanizma var. Halkın bildiği, sinemada işlenen ve mafya denen şey kara gozluklu, kara giysilik dort - beş tane adamın elinde silahlarla ateş etmesi gibi bir şeydir. Halbuki mafyada boyle bir şey yok. Sokakta gorduğumuz, sokağa yansıyan bu tarafı kucuk bir bolumudur. Bu mafyanın tetikcisidir. Asıl mafya, yani gerektiğinde yasa yapan, yaptıran, değiştirten, bakan duşurebilen, gundem değiştiren bir gucten bahsediyoruz. Bu anlamda Kurtlar Vadisi ilk mafya dizisi olacak. Bu mafya tanımını yapan sinema filmi de yok Turkiye'de.
Soru: Bu diziyi sol entelektueller izler mi acaba?
Osman Sınav: Kendileri bilirler. Bence izlemeleri gerekir ve izlemelerini isterim. Niye izlemediklerini anlayamıyorum zaten. Ben peşin hukumlu, onyargılı insanı sevmiyorum. Onyargıyla hareket etmenin kimseye faydası yok.
Soru: Siz cok buyuk butceler kullanıyorsunuz. Tutacağının garantisi olduğu ve daha cok para doneceğini duşunduğunuz icin cekinmiyor musunuz para harcamaktan?
Osman Sınav: Risk almadan başka yol olmaz. Kendi cıtamı kendim yukseltiyorum ve buna inanıyorum. Bu işi yaparken ulke standardındansa dunya standartlarına gitmeye calışıyorum. Giderek dunya pazarına acılmak istiyorum. Daha kucuk paralarla calışıp, daha fazla kazanabilirim. Araba patlatacağıma yat alabilirim, ama benim meselem o değil.
Soru: Zengin misiniz?
Osman Sınav: Benim gonlum zengin! İşinden kazandığını yine işine yatıran biriyim, oyle buyuk bir zenginliğim yok. Normal bir hayat yaşıyorum.
Soru: Deli Yurek filminden kÂr edebildiniz mi mesela?
Osman Sınav: Zarar ettik. Filmin maliyeti Turkiye seyircisinden donecek paranın ustunde. Kurtlar Vadisi'nde de mesela ilk bolumun maliyeti herhalde uc-dort bolumun maliyeti kadar bir butce olacak.
Soru: Neler var sus olarak oykuye etki edecek?
Osman Sınav: Cok şey var. Mesela onumuzdeki bolumlerde gireceğimiz bir kumarhane meselesi var ve Turkiye'dekilerin hepsi kapalı. Cekmek mumkun değil. Araştırdık, birkac tane kalmış ama muhurlu. Proseduru tamamlayıp izin almak da cok uzadığı icin bir platoya kumarhane kuruyoruz. Cok ciddi bir maliyet bu. Ayrıca ilk bolum icin bir Jaguar ucurduk, Mercedes taradık. Bir de yat ucurmayı duşunuyoruz, belki denizaltı cekimi yapacağız. Bir de silahlar var, Amerika'dan ozel otomatik imitasyonlar getirttik.
Soru: Televizyonda neyin tutacağını nereden kestiriyorsunuz?
Osman Sınav: Bu benim işim (Guluyor). Biraz sezgilerle ilgili, ama bu biraz da halkın nabzına, kulturune doğru bakmaktan, iceriden bakmaktan geciyor. Onu yakaladığımı duşunuyorum ve kendimi yakın hissediyorum. "Halk anlamaz," lafını hep hakaret kabul ettim, tam tersine halk cok iyi anlar. Doğru bir şey yapıyorsanız mutlaka karşılığını gorur.
Soru: Ne satıyor: Seks, komedi, silah?
Osman Sınav: Benim oyle bir olcum yok. Ben de tamamen yaşama kulturumden, kendi birikimlerimden yola cıkarak yapıyorum işimi. Kafamda oluşturmaya calıştığım, gecmiş yıllardan beri kalan bir sentez var. Bu toprağın, bu iklimin taşıdığı bir şey. O insanların arasında işler yapmaya calışıyorum. Cunku en cok kendinizi tanıyorsunuz. Mesele insana ulaşmaktır, ne satarsa satsın.
Osman Sınav, 23 Eylul 1985 tarihinde Tangul Ozbel ile evlendi. Biri Yusuf Omer Sınav (d.1987) adında olmak uzere dort oğlu vardır.
Yapımcısı Olduğu Filmler :
2011 - Aramızdaki Duvar
2010 - Kılıc Gunu
2009 - Sakarya-Fırat
2009 - Masumlar
2009 - Alayına İsyan
2008 - Doludizgin Yıllar
2008 - Pars: Narkoteror
2007 - Pusat
2005 - Acı Hayat
2005 - Kapıları Acmak
2003 - Kurtlar Vadisi
2002 - Ekmek Teknesi
1999 - Hayat Bağları
1996 - Erenler Mahallesi
Yonetmen Olduğu filmler ve Diziler :
2013 - Aşk Kırmızı (sinema filmi)
2012 - Uzun Hikaye (sinema filmi)
2010 - Kılıc Gunu (Dizi)
2009 - Sakarya-Fırat (Dizi)
2009 - Alayına İsyan (Dizi)
2008 - Doludizgin Yıllar (Dizi)
2008 - Pars: Narkoteror (Dizi)
2007 - Pars:Kiraz Operasyonu (sinema filmi)
2003 - Kurtlar Vadisi (Dizi)
2002 - Ekmek Teknesi (Dizi)
2001 - Deli Yurek: Bumerang Cehennemi (sinema filmi)
1999 - Hayat Bağları (Dizi)
1998 - Deli Yurek (Dizi)
1995 - Gerilla (sinema filmi)
1994 - Super Baba (Dizi)
1993 - Yalancı (sinema filmi)
1992 - Kapıları Acmak (sinema filmi)
1991 - Aşka Kimse Yok (sinema filmi)
1990 - Kucuk Dunya (sinema filmi)
1989 - Yalancı Şafak (sinema filmi)
1987 - Bir Muharririn Olumu (sinema filmi)