Nina Simone Biyografisi Caz ve soul muziğin en onemli isimlerinden olan Nina Simone, bircok sanatcıya ilham kaynağı olmuş ve gerek vokal tarzı gerekse politik duruşuyla sadece donemi ile kısıtlı kalmamış, olumunden yıllar sonra bile hatırlanmaya ve takip edilmeye devam edilen bir sanatcı olmuştur.
Nina Simone, ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinde 21 Şubat 1933 tarihinde dunyaya geldi. Gercek adı Eunice Kathleen Waymon olan sanatcı, dordu erkek ve dordu kız olan 8 kardeşin altıncısıydı. Evinden muzik eksik olmayan bir aileye sahip olan Simone'nun muziğe yeteneği henuz 4 yaşındayken ortaya cıktı. Annesinden aldığı muzik eğitiminin yanında kardeşleriyle birlikte kilise korosunda soylemeye başladı. Ondaki yeteneğin farkedilmesi uzerine 1939 yılında bir hayırsever ona ilk piyano derslerini vermeye başladı. Kısa zamanda ilerleme kaydettiği gorulen sanatcı kasaba kutuphanesinde ilk piyano resitalini verdiğinde ise 10 yaşındaydı. Eğitimini bu yonde devam ettirdi ve 1950 yılında burs alarak New York Juilliard Muzik Okulu'na girdi. Ailesi ile birlikte gerek maddi sıkıntılardan gerekse o donemdeki ırkcılık olaylarından dolayı Philadelphia'ya yerleşmek zorunda kaldılar. Burada bulunan Curtis Enstitusu'ne girmek istediyse de ceşitli nedenlerdenki maddi sıkıntılardan dolayı 1954 yılında Atlantic City'de bulunan Midtown Bar ve Grill'de sahne almaya başladı.
1958 yılında yaptığı ilk muzikal calışmaya kadar gercek adını kullanan sanatcı daha sonra, erkek arkadaşının kendine taktığı isimden yola cıkarak İspanyolca'da "kız" anlamına gelen "Nina" ve sesine hayran olduğu Fransız sanatcı Simone Signoret'ten etkilenerek sahne adını "Nina Simone" yaptı.
Donemin kalıplarını kıran Nina Simone, 1950li yılların başında coğu siyah insanın hayal bile edemeyeceği bir fırsatı yakaladı ve şov dunyasında kısa surede yukselen bir isim haline geldi. O yıllarda yayılmaya başlayan insan hakları ve siyah vatandaşlara eşitlik gibi konularda tavrını belli eden bir tutum izledi. Aynı tavır ve tutumu tum hayatı boyunca etliki oldu. Kariyeri boyunca politik konulardan uzak kalmayan sanatcı, "Four Women" ve "Missisippi Goddamn" gibi cok unlu olmuş protest şarkılara da imza attı.
İlk album calışmasını 1959 yılında yapan Nina Simone, "I Love You Porgy" ve "My Baby Just Cares For Me" gibi parcalarla adından soz ettirdi. Satışı bir milyonu aşan ve listelerde 13. sıraya kadar yukselerek başarı gosteren albumu klasikler arasına girmeyi başardı. Hatta "My Baby Just Cares Of Me" adlı parcası 30 yıl sonra bile populerliğini korudu ve Chanel No:5 adlı parfumun reklam filminde kullanıldı.
Kısa surede yakaladığı başarı sayesinde Colpix Records ile 1964 yılına kadar surecek bir kontrat imzaladı. Bu sure zarsında Colpix'ten 10 album cıkardı. Bunlardan 6 tanesi studyo, 4 tane ise canlı kayıttı. Bu albumlerde yer alan "Wild Is The Wind", "Sayanora" ve "Samson And Deliah" gibi Colombia film muzikleri de bulunmaktaydı. 1961 yılına gelindiğinde Andy Stroud ile evlendi ve ertesi yıl kızları Lisa Celeste dunyaya geldi. 1964 yılında anlaşması biten Nina Simone, Simone Mercury'e bağlı Philips ile kontrat imzaladı ve 3 yıleşen şarkısı "Don't Let Me Be Misunderstood" bu donemde ortaya cıktı.
1966 yılında eşinin menajerliği ile RCA'yle 1974 yılına kadar gecerli bir kontrat imzaladı. Parca secimlerinde de eşimin goruşlerini almaktaydı. Nina Simone, RCA'den dokuz album cıkardı ve bu donemde en populer şarkılarını yaptı. Unlu muzikal "Hair"de yer alan "Ain't Got No" adlı şarkını yorumu ile İngiltere listelerinde 2. sıraya kadar yukseldi.
Nina Simone, sadece muzik hayatı aracılıyla siyasi duşuncelerini de belirtmekten cekinmiyordu. Martin Luther King, Lorraine Hansberry ve Malcolm X gibi isimlerle olan yakınlığı bilinmekteydi. Hatta Martin Luther King'in bir suikast sonucu oldurulmesinden sonra "'Why? The King Of Love is Dead" adlı şarkısını bestelemişti. "To Be Young", "Gifted And Black" gibi şarkıları da yine ırkcılığa meydan okuyan baş yapıtlar arasında yer aldı. Simone, sadece ırk ayrımcılığına karşı mucadele etmekle kalmayıp, ABD'nin işgalci savaşlarına da meydan okuyordu. Yaşadığı cağı sorgulayan sanatcının iyi bir orneğini veren Simone, ulkesi ABD'ye daha fazla tahammul edemeyerek, Avrupa'ya yoneldi. Liberya, İsvicre, Hollanda, Belcika, ingiltere ve en son Fransa'da kaldı.
1978 yılında Vietnam Savaşı'nı protesto etmek amacıyla vergilerini odemeyince tutuklandı ama kısa bir sure sonra serbest kaldı. Yine aynı yıl CTI'dan "Baltimore", 1982 yılında "Fodder On My Wings", 1985 yılında ABD'de "Nina's Back" ve "Live And Kickin" albumlerini cıkardı.
90lı yıllardan sonra kalıcı olarak Fransa'ya yerleşen Nina Simone, Nice Jazz Festival'inin 1977 yılından beri değişmez konuğu haline gelmişti. Avrupa'nın ceşitli ulkelerindeki festivallere de davet almakta ve yoğun bir ilgiyle karşılaşmaktaydı.Yunanistan'da yapılan Thessalonica Jazz Festival'inde sahneye cıkan Nina Simone, yıllar sonra Carnegi Hall'da 2001'de verdiği konserle ABD'deki sevenlerine dondu.
Caz ve soul muziğinin en onemli isimlerinden biri olan Nina Simone, 21 Nisan 2003'te son yıllarını gecirdiği Fransa'da hayata veda etti. Vefat ettiğinde 70 yaşında olan sanatcı; caz, soul ve blues alanında en unlu isim haline gelmişti.
Tarzı ile Aretha Franklin ve Dusty Springfield gibi bayan vokallere ilham kaynağı olmuş ve The Animals, The Beatles ve Bob Dylan gibi isimlerin parcalarını yorumlayarak onlara değişik bir boyut kazandırmıştır. Hayatı, muziğe getirdiği yeni yorum ve kendi imzasını taşıyan albumleri ile sınırlı kalmamış, duruşu ve politik tavrıyla da doneme damgasını vuran bir sanatcı olmayı başarmıştır.