
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Biyografisi Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, padişah III. Ahmet zamanında 9 Nisan 1718 - 1 Ekim 1730 tarihleri arasında sadrazamlık yapmıştır. Sinema oyuncusu Halit Akcatepe'nin de buyuk buyuk dedesidir. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, 1660 yılında Nevşehir ’de (Muşkara) doğmuştur. İsmi Lale Devri ve Nevşehir ile ozdeşleşen Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Oğuzların Beydilli boyuna mensup Boynuinceli aşiretindendir. Babası, İzdin (Gunumuz Yunanistan ’da Tırhala kenti) Voyvodası Ali Ağa idi. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, gencliğinde iş bulmak icin İstanbul'a gelmiş ve akrabası olan eski saray masraf katibi Mustafa Efendi'nin delÂletiyle (tavsiyesiyle) 1689 yılında sarayın helvacı ocağına, daha sonra eski saray baltacılar ocağına kaydolmuştur.
Zamanla Eski Saray ’ın vakıflar kÂtipliğine kadar yukseldi. Ardından DÂrussaÂde ağası yazıcı halifesi olarak padişah II. Mustafa ’nın bulunduğu Edirne Sarayı ’na cağrıldı. Bu vesileyle Şehzade III. Ahmet ’i yakından tanıma imkÂnı buldu. Edirne Vak‘ası ’ndan (1703) sonra saray halkıyla birlikte İstanbul ’a dondu. Şehzade III. Ahmet 22 Ağustos 1703 tarihinde padişah olduktan sonra darussaÂde ağası yazıcılığına tayin edildi. Altı yıl bu gorevde kaldı. Bu vazifedeyken padişahın itimat ve teveccuhunu kazandı. Padişaha olan yakınlığını cekemeyenlerin cabaları sonucunda Haremeyn muhasebeciliği goreviyle hÂcegÂn zumresine dahil edilerek saraydan uzaklaştırıldı. Sadrazam olan Corlulu Ali Paşa onu Edirne'ye gonderdi. 1715 yılında Mora Seferi'ne cıkan Veziriazam Silahdar Damat Ali Paşa, İbrahim Efendi'yi mevkufatcılıkla beraberinde goturdu. Buranın alınmasından sonra da tahrir (katiplik) işi ile vazifelendirildi. İbrahim Efendi, 5 Ağustos 1716 tarihinde Avusturyalılarla yapılan Petrovaradin Muharebesi'nde bulundu. Osmanlı ordusunun yenildiği ve Veziriazam Silahdar Damat Ali Paşa ’nın şehit olduğu bu savaşın sonuclarını Padişaha arz etmek uzere Edirne'ye gonderildi. III. Ahmet cok guvendiği İbrahim Efendi'yi geri gondermeyerek birinci ruznameci yaptı. Birkac gun sonra da 3 Ekim 1716'da sadaret kaymakamlığına tayin etti.
İbrahim Paşa, şehit Silahdar Damat Ali Paşa'nin dul kalmış bulunan III. Ahmet'in kızı Fatma Sultan'la 1717 yılında nikahlanarak Damat oldu. İbrahim Paşa'nın teşebbusleri sayesinde Avusturyalılarla barış yapılmasının kararlaştırılmasından sonra, 9 Nisan 1718 tarihinde sadrazamlığa getirilerek Avusturya ile 21 Temmuz 1718 tarihinde Pasarofca Antlaşması'nı imzaladı. Aynı yıl Venediklilerle de barış yapıldı.
İbrahim Paşanın on uc yıl suren sadrazamlığı zamanında İran ile bir kez savaş yapıldı. Ancak oluşturulan genel barış ortamında devlet bir huzur donemine girmiştir. Damat İbrahim Paşa ’nın vezirlik ve sadrazamlık donemi “LÂle Devri” denen bir zevk ve safahat cağı olmuştur. LÂle Devri ile başlayan park ve bahceler de İbrahim Paşa doneminde yaptırıldı.
Lale, Cırağan, Sadabad ve diğer mesirelerde, helva sohbetleri duzenlenmesi de bu donemde oldu. Bunun yanı sıra ilk matbaanın tesisi ve sanayi muesseselerinin kurulması onun gayretleri ile gercekleşti. 1727 yılında Sait Efendi ve İbrahim Muteferrika tarafından İstanbul'da ilk matbaa kuruldu.
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, eski adı Muşkara olan doğduğu yeri Osmanlı Sadrazamı olduktan sonra Lale Devri'ne yakışır yenilikler uygulamış, mimari yapılarla donatmış, imar ve iskanını tamamlamış ve Niğde Sancağı'na bağlı bir kaza haline getirdikten sonra adını Nevşehir olarak değiştirmiştir.
Damat İbrahim Paşa, uluslararası ilişkilerde barış yanlısı bir politika yurutme gayretinde bulundu. Zira kaybedilen toprakları geri almak icin sefer peşinde koşacak bir şahsiyete sahip değildi. Daha cok ictimai ve mali işlere yonelen İbrahim Paşa, ceşitli tasarruflar uygulayarak, halka ve kucuk esnafa yeni vergiler yukledi. Tasarruftan elde edilen gelirlerle ulkenin oncul ihtiyaclarını gidermek yerine İstanbul ve Nevşehir başta olmak uzere bircok şehire cok sayıda mimari yapı inşa ettirdi. Daha sonra "Lale devri" diye anılacak bu devirde, ulkeye ceşitli yenilikler getirmesi, sanatkÂrları ve edebiyatcıları desteklemesi, Damat İbrahim Paşa ’yı Osmanlı tarihi icerisinde farklı bir konuma gelmesine vesile oldu. Ancak, ekonomik ve ictimai sorunların cozulememesi Damat İbrahim Paşa ’nın sonunu getiren Patrona Halil İsyanı ’na neden oldu.
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, batı orduları biciminde bir “Asakiri nizamiye” kurmaya girişti, Fransa ’dan askerlik uzmanları getirterek Uskudar ’da yaptırdığı kışlada yeni askeri talim ettirmeye başladı. Bu Yeniceri ocağının sadrazama kusmesine yol actı. 28 Eylul 1730 tarihinde Patrona Halil ve arkadaşları bir isyan başlattı. Ayaklanmacılar padişahtan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa başta olmak uzere 37 kişinin kendilerine teslimini istediler (30 eylul). Bunun uzerine padişah, damadını azlettiğini duyurdu. Ayaklanmacılarsa, listede belirtilen kişilerin mutlaka kendilerine tesliminde ayak diretince sarayda tutuklanan sadrazam, damatları olan kaptanıderya Kaymak Mustafa ve sadaret kethudası Mehmet paşalarla birlikte boğdurulduktan sonra ucunun de cesedi okuz arabalarıyla At Meydanı ’na gonderildi.
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, 28 Eylul 1730 - 1 Ekim 1730 tarihleri arasında meydana gelen Patrona Halil İsyanı sırasında olduruldu.
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, 1 Ekim 1730 tarihinde İstanbul ’da 70 yaşında olmuştur. Mezarı, İstanbul Şehzadebaşı'ndaki sebilin yanındadır. Damat İbrahim Paşa ’nın oldurulmesiyle LÂle Devri de sona ermiştir.
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın hayır eserleri oldukca fazladır. İbrÂhim Paşa bircok hayır eseri bırakmıştır. Bunların en onemlileri Nevşehir ’deki cami, medrese, dershane, mektep, ceşme, sebil, han ve cifte hamam ile İstanbul ’da Şehzadebaşı ’nda zevcesi Fatma Sultan ile birlikte yaptırdığı DÂrulhadis Mescidi, ceşme, sebil, kutuphane ve bunların gelir kaynağı olmak uzere Direklerarası ’nı teşkil eden seksen iki vakıf dukkÂndır. Ayrıca Hocapaşa semtinde bir mektep ile bunun altında bir sebili, Sirkeci ’de Yeni Postahane ’nin arkasında Acı Musluk Mescidi civarında bir dÂrulhadis ve bir hamamı vardı. Bunlardan başka SÂdÂbÂd ’da bir camii, Beşiktaş ’ta Cırağan mevkiinde Beşiktaş MevlevîhÂnesi yanında bir yalısı, İstanbul ’da Yeniodalar icinde bulunan Orta Cami yanında ve Kuruceşme ’de, Kanlıca ’da, MîrÂbÂd ve HunkÂr İskelesi ’nde, Sultaniye ve Yalıkoyu ile Bahariye ’de, MîrÂhur Koşku ile Eyup civarında, Uskudar ’da Şemsipaşa ’da, yine Uskudar ’da Malatyalı Camii civarında, Cubuklu Camii yakınında, FeyzÂbÂd ’da Mesire Ceşmesi gibi daha bazı yerlerde ceşme, sebil ve havuzları mevcuttu. Urgup ’te on kadar ceşmesi ve İzmir ’de deniz kenarında, Mısır Carşısı adıyla bilinen bir carşısı vardı. Ayrıca Antakya ’da, Rumeli ’de ve Adalar ’da vakıf bağ ve bahceleri bulunuyordu.
İstanbul ’da kitap satan esnafta bulunan ender kitapların, ucuz fiyatla satın alınarak Avrupa ’ya gonderildiğini oğrenen İbrahim Paşa, bu eserlerin yurtdışına cıkışını yasakladı ve kutuphaneler kurdu. Ayrıca İstanbul ’da bir cini fabrikası ve cuha fabrikasının yanında Hatayi adı verilen kumaş fabrikasının kurulması icin calışmalarda bulundu.