
!f İstanbul, İstanbullu film severlerin bayıla bayıla gittiği festivallerden yalnızca bir tanesi. 13-23 Şubat tarihleri arasında İstanbul ’a, 27 Şubat-2 Mart arasında ise Ankara ve İzmir ’e uğrayacak festivalin programından secimlerinizi yapmak ve biletlerinizi almak icin tam bir haftanız var. Festivalin 13. yaşının şerefine sizler icin gidilesi 10 yapımı sıraladık.
Nymphomaniac
Lars von Trier ’in sansasyon garantili 4 saatlik epik filmi başrolunde Charlotte Gainsburg ’un olmasıyla yine yonetmenin “Başka aktris bana yalan” dediğini kanıtlıyor. Bir seks bağımlısının yuzleşme ve kabulleniş hikayesini anlatan film iki bolum halinde izleyicilerle buluşacak. Eleştirmenlerin yine zehirli oklarını fırlatacağı film şuphesiz ki festivalin kacmazlarından.
Kaze Tachinu / The Wind Rises / Ruzgar Yukseliyor
Anime ustası Hayao Miyazaki ’nin son filmi olacağını ve bu filmle birlikte emekliye ayrılacağını acıkladığı filmi 2. Dunya Savaşı ’nda Pearl Harbor ’a saldıran kamikaze ucaklarının yaratıcısı olan Jiro Horikoshi ’nin hikayesini anlatıyor. Animasyon oluşu ve Miyazaki ’nin dili gereği apolitik duruşuna rağmen bircok siyasi tartışmayı beraberinde getiren bu vedayı izlemek icin sabırsızlıkla bekliyoruz.
Under The Skin / Derinin Altında
Michel Faber ’in aynı adlı kult romanından uyarlanan filmde, Scarlett Johansson dunyaya erkek otostopcuları yakalamak icin gonderilmiş bir uzaylıyı oynuyor. Buz gibi duruşu ve boş bakışlarına karşın kıpkırmızı ruju ve kurk mantosuyla otostopcuların arabasına kesinlikle atlamak isteyeceği olumcul bir dişi, film ise kesinlikle derinizin altında bir kaşıntı.
Dallas Buyers Club / Sınırsızlar Kulubu
Jared Leto ’ya veya Matthew McCnaughey ’ye Oscar getirisi garantili donem filmi AIDS hastas olduğunu oğrendikten sonra hayatını bu hastalıktan muzdarip kişilere etkili fakat dağıtımı yasak ilac temini yapan tipik bir Amerikan kovboyunu anlatıyor. Bencil, taşralı, homofobik bir karakteri canlandıran McConaughey, sempatinizle nefretinizi aynı anda başarıyla kazanan bir anti-kahraman.
Pokazatelnyy Protsess Pussy Riot: Bir Punk Duası
Pussy Riot isimli kadınlardan oluşan punk grubunun Moskova ’da bir katedralde sahneledikleri olaylı performans sonrası kendilerine karşı acılan dava surecini konu alan belgesel, Putin donemi Rusya ’sına ve feminist bir kolektifin nasıl olup da Dunya gundemine yerleştiğine ışık tutan bir nitelikte.
Filth / Pislik
Yeraltı edebiyatının kult isimlerinden Irwine Welsh ’in romanından uyarlanan Filth, istediği terfiyi almak adına her turlu pisliğe elini bulayan bir dedektifi anlatıyor. Bu şiddet yuklu romanın sinema versiyonunda başrol ise en sevdiğimiz İskoc aktor James McAvoy ’un.
Cutie and the Boxer / Genc Kız ve Boksor
New York ’ta boks gibi sert bir sporu resmiyle birleştiren ve bu şekilde boksor-ressam olarak unlenen Ushio Shinohara ve karısının acmaya calıştıkları sergiye odaklanan ve fonuna Ushio ’nun sanatcı kişiliğiyle başlayıp eşi Nuriko ’nun sanatcı kimliğini kabul ettirmeye calışmasıyla devam eden bir arka plan alan film katıksız bir aşk ve sanat uretiminin zorluğunun keceli kalemlerle ışıldayan gorkemli bir hikayesi.
Is the Man Who Is Tall Happy?: An Animated Conversation with Noam Chomsky / Uzun Boylu Adam Mutlu Mu?: Noam Chomsky ile Canlandırma Bir Sohbet
Dilbilimci Noam Chomsky ’ye dair alışılmışın dışında bir belgesel yapmak isteyen, kafasının icinde surreel bir makine olduğuna emin olduğumuz Michel Gondry ’nin Chomsky ile birkac yıl icerisine yayılan soyleşi serisini ev yapımı bir animasyonla ayağımıza getiren film Gondry ’nin yapacağı İstanbul ziyaretiyle de bizim icin ayrı bir anlam kazanıyor.
Drinking Buddies / Akşamdan Kalanlar
Alkolluyken davranışlarımızdan sorumluluk duymak istemeyiz. Yasaklar delmek daha bir tatlıdır, ertesi gun coğu unutulacak veya hic hatırlanmayacaktır cunku. Bu hafif hissin peşinden giden film biri kadın diğeri erkek iki arkadaşın var olan ilişkilerine rağmen bazen masum bazen de ileriye giden flortleşmelerini anlatıyor. Gercekci yapısıyla size de kesinlikle kendinizi sorgulama fırsatı verecek olan film bittiğinde sizi de akşamdan kalma yapacak, ona şuphe yok.
Dom Hemingway
12 yıl boyunca ağzını kapalı tuttuktan sonra serbest kaldığı gibi mahrum kaldığı her şeyi bir cırpıda yaşamaya kararlı ağzı bozuk sevimsiz karakter Dom Hemingway ’i Jude Law ’un muthiş oyunculuğuyla izliyoruz. Filmin asıl guzel yanı da bir yandan ipi bir yerden yakalamaya calışırken diğer yandan kacınılmaz bir şekilde ipin ucunu kacıran bir adamın hem komik hem de uzucu hikayesini izliyor olmak.