
Geekyapar olarak, hatta tum Geek alemi olarak ikilileri seviyoruz. Niye sevdiğimizi, ne turunu sevdiğimizi bize gore gelmiş gecmiş en iyi 20 uzun soluklu yonetmen – muzisyen ikililerini secerken derinlemesine anlatmıştık. Sonra fark ettik ki konu uzerine muhabbet etmeye doyamıyoruz. O halde yuzumuzu beyaz perdeye iyiden iyiye donup, sinemanın unutulmaz ikili karakterlerini listeleyelim dedik.
Sonradan darılmaca, gucenmece olmasın diye soyleyelim, listeye alırken karakterlerin oncelikle “ikili” olarak anılmalarına dikkat ettik. Yani Obi-Wan + Luke gibi “Usta-Cırak” ilişkileri listeye pek giremediler. Biri soylenince, akla oburunun geldiği ikilileri aradık. Bir de, edebiyattan gelmiş olmalarını pek umursamadık ama en azından net iyi bir filmleri olmak zorundaydı. Bu yuzden de Batman ve Robin‘e de elveda demek zorunda kaldık.
Butun her şey okey mi? O zaman sinema ikililerinde yolculuğa başlıyoruz.
Lloyd Christmas + Harry Dunne (Dumb & Dumber)
Cocukluğumuzun Salak ile Avanak ’ını bu listenin girişine koymasak icimiz rahat eder miydi? Etmezdi. Biraz Forrest Gump sendromu bu. Lloyd ve Harry de o kadar salaklık derecesinde saflardı ki icinizin ısınmaması mumkun olmuyordu. Carrey ve Daniels ’ın harika kimyası da cabası.
İlla ki bir favorimiz var, o da: Lloyd Christmas. Uzgunuz Harry.
Raoul Duke + Dr. Gonzo (Fear And Loathing in Las Vegas)
Fear & Loathing olumune garip bir filmdi. Hani ayık kafayla izlemeye başlayıp, baş donmesiyle kalkacağınız turden. Her turlu mideye onerilmez, ama Raoul Duke ve Dr. Gonzo ’nun yol arkadaşlığı apayrıdır, ona da laf soylenmez. Hele o otel sahneleri…
İlla ki bir favorimiz var, o da: Tabii ki Raoul Duke.
Sarah Ashburn + Shannon Mullins (The Heat)
Bir baktık ki liste komple erkeklerle dolmaya başlıyor, Bechdel testine selam edip, gecen senenin en komik ikilisini listeye alalım dedik. Ashburn ve Mullins standart formulu bozuyor mu? Hayır, ama McCarthy ve Bullock ’un komedi kabiliyetlerine şapka cıkartılır şapka!
İlla ki bir favorimiz var, o da: Shannon Mullins. O şapkayı McCarthy icin takıp tekrar cıkartırız.
Agent J + Agent K (Men in Black)
Men in Black herhalde komik senaryosu ve “uzaylılar aramızda” temasıyla hatırlanacak, ama J ve K ’in kimyası arada kaynar, unutulursa cok uzuluruz. Will Smith ’in şebekliklerine karşı ifadesiz duran Tommy Lee Jones reyizliğine hangi birimiz erişebilmiş zaten allasen?
İlla ki bir favorimiz var, o da: Agent K. Will Smith hayranları beni affetsin ama Tommy Lee Jones bu.
Inspector Lee + James Carter (Rush Hour)
Merhaba sevgili Kanal D ’de yayınlanan filmlerle buyuyen 90 ’lar kuşağı, sana bu listede nostalji seviyeni tavan yaptırtacak ilk ikiliyi sunuyorum. Jackie Chan filmlerinin şehirler arası otobuslere hakim olduğu, aksiyon-komedi filmlerinde baş rol tek kişiyse iş yapma olasılığının bulunmadığı yıllardı ve Lee ile Carter o yılların kralıydı.
İlla ki bir favorimiz var, o da: Ne yalan soyleyelim, Inspector Lee. Carter biraz kıldı be abi?
Aziz Vefa + Lemi Galip (Yahşi Batı)
Cem Yılmaz ve Ozan Guven ’in “bro”‘luklarına diyecek bir şeyimiz hakikaten yok, ama gercekten ikili oldukları tek film olarak bunu gostersek bence pek ayıp etmiş sayılmayız. Ama Allah var, super de bir ikili oluşturdular. Bizim favorimiz yıllar sonra hÂl at arabasının başında yaptıkları diyalog: “Ben muptelası mıyım da 1000 doları kıcıma sokuyorum?” “Onu bilemeyeceğim”, “EFENİM?“. Bir de belirtmemiz lazım, bu filmdeki sahneleriyle KFC bizim gelmiş gecmiş en cirkin 25 kurgusal şirket listemize kafadan girerdi. Tabii kurgusal bir şirket olsaydı. Ohm.
İlla ki bir favorimiz var, o da: Aziz Vefa. Cem Yılmaz ayrı sonucta.
Jay + Silent Bob (Clerks)
Başa Clerks yazdık ama Jay ve Silent Bob Kevin Smith ’in hemen hemen her filminde yer aldılar. Daha da yer alsınlar. Acayip seviyoruz bu ikiliyi biz. Sanki biz oturup “Abi bizce Amerikan veya Japon yapımı olmayan en iyi 6 oyun serisi bu” dediğimizde, karşımıza gecip muhabbet edeceklermiş gibi geliyor. Seyretmediyseniz Kevin Smith filmlerini bir izleyin. Eminiz bizle aynı fikirde olacaksınız.
İlla ki bir favorimiz var, o da: Jay ’e ayıp olmasın ama, tabii ki Silent Bob.
Sherlock Holmes + Dr. John Watson (Sherlock Holmes)
Burada ilginc bir durum var. Kitaplara baktığınız zaman John Watson net bir “sidekick”, yancı karakter yani. Ama son donemdeki film ve dizi uyarlamalarının her biri bunları tam teşekkullu birer ikili olarak resmettiler. Biz buraya Robert Downey Jr. versiyonundan oturu alıyoruz. Orada da Jude Law ile olan kimyaları bir şahaneydi gercekten.
İlla ki bir favorimiz var, o da: Pardon? Soru mu bu? Tabii ki Sherlock…
Frodo Baggins + Samwise Gamgee (The Lord of the Rings)
Geliyoruz listenin ağır toplarına… Acıkca konuşalım, yuzuğu yol boyunca Frodo taşımış, sonunda iş varmış gibi cool cocuklarla gemiye binip gitmiş olabilir. Ama Yuzuklerin Efendisi ’nin yıldızı Sam ’dir. Daha doğrusu, Frodo ve Sam ’in dostluğu, kardeşliği. Şoyle bir arkadaşlığımız olsa, biz de Hukum Dağı ’na gider geliriz hic gocunmadan.
İlla ki bir favorimiz var, o da: Tabii ki Sam. Sam olmasaydı o yuzuk dağa atılır mıydı?
Dr. Emmett Brown + Marty McFly (Back to the Future)
Kanal D filmleriyle buyuyen nesil? HÂl orada mıyız? Buyrun size bir ara done done verilen, repliklerini ezbere bildiğimiz bir ikili. “Yol mu Marty? Gideceğimiz yerde yola ihtiyacımız yok“. Yok tabii Doktor! DeLorean ’ına atladıktan sonra yola mola gerek yok. Doktor cılgın adam, Marty mantığın sesi, harika yuruttuler koskoca uclemeyi. Bu arada mantığın sesi diyoruz ama, biri ona tavuk diyene kadar. İpler orada kopuyor zira.
İlla ki bir favorimiz var, o da: Affet bizi Doktor, biz gonlumuzu Marty ’ye kaptırdık!
Timon + Pumba (The Lion King)
Dunyanın en guzel zor zaman dostları Timon ve Pumba olsa gerek. Duşunsenize, başka kim sizi babanız oldukten sonra bile neşelendirebilir? Hem de basit iki kelimeyle: Hakuna Matata. Soylerken bile insana bir neşe geliyor yahu. Hakuna Matata! Timon ve Pumba ile sonuna kadar Hakuna Matata!
İlla ki bir favorimiz var, o da: Hmm, bunu secmek cok zor… Ama biz yine de Timon diyoruz.
Vincent Vega + Jules Winnfield (Pulp Fiction)
John Travolta ’yı sevmek, bence yanında bir Samuel L. Jackson yoksa mumkun değil. Quentin Tarantino filmlerinden tek bir şey oğrendiysem o da bu. Niyeyse Travolta kendini cok beğenmiş gozukuyor gozume her zaman (tabii Oscar odul kabul konuşmasında ‘Dunyanın kralıyım! ’ diyen bir James Cameron kadar değil) ama Vincent Vega olarak, Jules ’un yanında McRoyal ’den soz ederken asıl sevmemek mumkun değil. Jules ve Vincent ’ı boş muhabbet ederken sabaha kadar dinleyebiliriz.
İlla ki bir favorimiz var, o da: Jules Winnfield tabii ki. I double dare you!
Han Solo + Chewbacca (Star Wars)
Han ve Chewie ’nin yeri burada tartışılır mı? Hayır. Bence asıl tartışılması gereken şey, biri guruldayan iki karakterin cok yakın olduğu fikrini bize nasıl verdikleri. Ama yakınlar işte. Galaksinin en sıkı iki dostu onlar. Kanun dışı kacakcılar. Biri yuruyen bir halı, diğeri de nerf cobanı. Ama ikisini de olesiye seviyoruz be!
İlla ki bir favorimiz var, o da: Eee… hmm… Biz sanıyoruz ki Han diyeceğiz. Chewie kolumuzu soketlerinden koparmaz değil mi?
Martin Riggs + Roger Murtaugh (Lethal Weapon)
Sevgili Kanal D ’nin dondure dondure yayınladığı filmlerle buyuyen nesil, buyur efsane ikilini. Sizi bilmiyorum ama, sonradan deli ırkcı ve deli anti-semitik cıkan Mel Gibson ’ın, bizce gelmiş gecmiş en iyi on 1. dunya savaşı filminden biriyle başlayan kariyerinin tepe noktası bu filmlerdir. Evet, bu uğurda Braveheart ’ı da harcıyoruz. İskoc ozgurluğu guzel şey, ama Riggs ve Murtaugh ’un kankalıklarıyla dunya devrilir, nerede kalmış İngiliz kralı? Her seferinde Murtaugh meseleye “Bu işler icin fazla yaşlandım” diye girer, hic de dostunun sırtını acıkta bırakmazdı. Hep de emeklilik icin son on dakika modundaydı. Riggs ise hep cizgide yaşadı ama sonra o da iyi aile babalığına evrildi. Birbirinin en iyi ozelliklerini kaptılar yani. Daha iyi bir arkadaşlık zaten mumkun mu?
İlla ki bir favorimiz var, o da: Martin Riggs. Onun kopek biskuvisi yemesini bile seviyoruz.
Şaban + Ramazan (Sut Kardeşler)
Hah! Başka bir bir numara olabilir miydi? Yeri geldi aynı kızı sevdiler. Yeri geldi kimlik değiştirdiler. Beraber savaş alanındalardı, bir sedyeyi taşımayı beceremediler. Ellerinden hafiyelik de geldi, muzisyenlik de. Hepsini yaparken de bir ulkeyi beş nesil boyunca eğlendirdiler be. Size şoyle cok net bir şey diyeyim, birbirlerine hitap şekillerini tonlamasına kadar ezberlediğiniz başka bir ikili var mı? Ramazan ’ın yayvan yayvan “Şeaaban” deyişinin uzerine gelen “Efenim Ramazan” cevabını buraya yazdığımda Halit Akcatepe ve Kemal Sunal ’ın sesleriyle okumadınız mı? Sahneleri ezbere bilmiyor musunuz? Biliyorsunuz. O zaman sinema tarihinin gelmiş gecmiş en iyi ikilisi olduklarını da biliyorsunuz. Başka kimse olamazdı zaten.
İlla ki bir favorimiz var, o da: Halit Akcatepe ’nin ellerinden opuyoruz ama, tartışmasız Şaban.