
Hicbir zaman klasik bir Hollywood prensi olmadı. Zaten o tahtta gozu de yoktu. Johnny Depp ’in aklı hep uclardaydı. O, karakterden karaktere atlamayı ve kendi kulvarını yaratmayı secti. Hep cok iyi yonetmenlerle calıştı, icine sinen rolleri oynadı.
Bu yuzden de her filmde kolaylıkla kılıktan kılığa girdi. Bazen surmeli gozleri, rastalı uzun sacları, afili bandanasıyla gorduk, bazen kirec gibi suratı, pembe dudakları ve turuncu saclarıyla perdedeydi.
Johnny Depp kÂh takımları cekip Karındeşen Jack ’i, Başsız Suvari ’yi kovaladı, kÂh birbirinden guzel kadınların kalbini fethetti. Bircok hayranının, onun neyinden etkilendiğini bilmeden, beyaz perdede izlemekten, takip etmekten kendini alıkoyamayacağı şeytan tuylu aktor 51 yıl once bugun doğdu. Doğum gunun kutlu olsun Johnny Depp!
Seyyah cocuk
9 Haziran 1963 ’te ABD ’nin Kentucky eyaletinde dort kardeşin en kucuğu olarak doğdu, Florida ’da buyudu. Babası John, bir muhendisti, annesi Betty Sue ise garsonluk yapıyordu. Johnny Depp cocukluk yıllarında, sık sık buyukbabasının evini ziyaret etti ve babasının işi dolayısıyla 15 yaşına kadar neredeyse 20 ev değiştirdi.
12 yaşında elinde gitar
Annesinin 12 yaşında aldığı gitarla Kucuk Johnny, muzisyenliğe ilk adımını attı ve rock muzikle ilgilenmeye başladı. 15 yaşında muzisyen olmaya karar verince okulu bıraktı. The Kids adlı muzik grubuyla calarken grubun bascı ve vokalistinin kız kardeşi Lori Anne Allison ile henuz 20 yaşındayken, 24 Aralık 1983 ’te evlendi.
Daha sonra Six Gun Method adını alan grup Depp ’in evliliği ile ilgili sorunları nedeniyle studyoya giremeden dağıldı. Sinema tarihi işte bu talihsiz olay sayesinde yetenekli bir aktore kavuşacaktı.
Cage sayesinde Elm Sokağı ’nda
Depp, 21 yaşında Los Angeles ’ta makyoz eşinin yardımıyla Nicolas Cage ile tanışınca 1984 ’te korku klasiği Elm Sokağı KÂbusu ’nda (A Nightmare on Elm Street) oynama şansı buldu. İki sene sonra Lori Anne Allison ’dan boşanan Depp, aynı yıl Oliver Stone ’un Oscar odullu Vietnam draması Mufreze ’de (Platoon) ufak bir rol aldı.
1987 ’de başlayan 21. Cadde ’de (21 Jump Street) adlı dizide dedektif Tommy Hanson tiplemesiyle genclerin sevgilisine donuştu. 2012 ’de dizi Hollywood icin yeniden uyarlanacaktı.
Tamamlanamamış Frankenstein
1990 ’ları Depp icin unutulmaz hale getiren ve 15 film ile perdeden seyirciye goz kırptıran klasikleşmiş bir modern cağ masalı Makas Eller ’di (Edward Scissorhands).
Senaryoyu okuduktan sonra Burton ile bir kafede buluştu ve başarısız gectiğini duşunduğu bir goruşmenin ardından bir gun telefonu caldı. Arayan Tim ’di ve “Merhaba, ben Tim, sen de Edward Scissorshand ’sin” diyordu.
Bu filmde, kendisini yaratan mucit, işini bitiremeden olunce makaslardan oluşan elleriyle oylece kalıveren Edward ’ı oynadı. Bu huzunlu ve komik Frankenstein hikÂyesi sayesinde Depp ve Tim Burton samimiyeti o kadar ilerletecekti ki Depp yıllar sonra Burton ’un oğlu Billy Ray ’in vaftiz babası olacaktı.
Tim Burton etkisi
Depp, Makas Eller ’den sonra, 1990 ’lar ve 2000 ’ler boyunca Burton ’ın elinde kılıktan kılığa, şekilden şekle girdi. İkili 1994 ’te Ed Wood, 1999 ’da Hayalet Suvari (Sleepy Hollow), 2005 ’te Charlie ’nin Cikolata Fabrikası (Charlie and the Chocolate Factory) ve Olu Gelin (Corpse Bride), 2007 ’de Sweeney Todd: Fleet Sokağı ’nın Şeytan Berberi (Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street), 2010 ’da Alis Harikalar Diyarında (Alice in Wonderland), 2012 ’de Karanlık Golgeler (Dark Shadows) filmlerinde omuz omuzaydı.
Duşuk butceli filmlerin yonetmeni: Ed Wood
1960 ve 70 ’lerde yonettiği duşuk butceli filmlerle bazılarına gore sinema tarihinin en kotulerinden, bazıları icin ise nev-i şahsına munhasır yonetmenlerdendi Ed Wood. Tim Burton ’un unlu yonetmenin yaşamını beyaz perdeye aktardığı siyah beyaz biyografi filminde Depp, her koşulda film cekmeyi hırsa donuşturen Wood ’u canlandırdı.
Hayalet Suvari ’nin yetenekli polisi
ABD ’li yazar Washington Irving ’in Başsız Suvari hikÂyesinden Tim Burton ’ın uyarladığı film, 1799 ’da New England ’ın Sleepy Hollow isimli kucuk bir koyunde, başsız bir suvarinin işlediği cinayetlere odaklanıyor. Kasabaya korku salan bu cinayetleri cozmek genc ve yetenekli polis Ichabod Crane ’e duşecekti. Johnny Depp, kendine has yontemlerle olayları aydınlatmaya calışırken batıl inanclara ve efsanelere karşı aklına ve mantığına sığınacaktı.
1950 ’lerin fantastik korku filmlerindeki sisli ve coğunlukla siyah beyaz tonların ağırlıklı olduğu havada olan filmin cekimleri icin İngiltere ’de hikÂyeye uygun kucuk bir koy sıfırdan inşa edildi.
Cikolata ile ciddi bir ilişkiye hazır olun: Charlie ’nin Cikolata Fabrikası http://youtu.be/SvRRl71NrjQ
Depp, Roald Dahl ’ın aynı adlı kitabından Tim Burton ’ın uyarladığı filmde, cikolata fabrikası sahibi esrarengiz Willy Wonka karakterindeydi. Beş cocuk, Wonka ’nın cikolata ambalajlarına sakladığı biletleri bulunca, gercekustu ve ağız sulandıran bir yolculuk başladı.
Cocuklar bu fantastik komedide kıssadan hisseleri heyecanla ceplerine doldururken, yetişkinler de fabrikada calışan insanımsı cuceler, tukenmeyen cikolata ırmakları, bitmeyen sakızlar, iceni ucuran şuruplarla Burton ’ın dunyasında kayboldu.
Karanlık bir aşk hikÂyesi: Olu Gelin (Corpse Bride)
Tim Burton, kısa sure sonra Victoria ile evlenecek ama kendini evliliğe pek hazır hissetmeyen Victor Van ’ın icine duştuğu Oluler Diyarı ’nda bizi yine fantastik bir evrene davet etti.
Stop motion animasyon tekniği ile cekilen filmde Oluler Diyarı ’ndaki hayat karanlık sokaklar ve hakim Gotik oğelere rağmen, Yaşayanların Dunyası ’ndan daha renkliydi. Ustelik Victor ’un yanlışlıkla yuzuğu parmağına taktığı Olu Gelin de portlek gozleri ve uzun bacaklarıyla kahramanımız Johnny Depp ’i yıllardır mezarında beklediği kocası sanıyordu.
Sadece sac, sakal değil: Sweeney Todd (Fleet Sokağının Şeytan Berberi) İngiltere ’de berberlik yapan ve cok guzel bir kadınla evli olan Sweeney Todd, kumpas sonucu hapse duşunce hayatı alt ust olur. Bir gun kurtulup geri donmek ve intikam almak icin yemin eder. Yıllar sonra geri geldiğinde her şey değişmiştir. Tabii bizim berber de bu değişimden nasibini alarak bir cellada donuşecek ve başına gelenlerin sorumlularını bir bir cezalandıracaktır.
1930 ’larda oynanan aynı isimli muzikalden uyarlanan filmde Depp yine Burton ’ın kamerasında muşterilerini olduren berber rolunde harikalar yarattı.
Burton ’ın Alice ’i: Alis Harikalar Diyarında (Alice in Wonderland)
Daha cok Lewis Carroll takma adıyla tanınan Charles Lutwidge Dodgson ’ın 1865 ’te yazdığı Alis Harikalar Diyarında (Alice in Wonderland) Tim Burton tarafından 2010 ’da uyarlanınca, her yerde renkli mantarlar bitti, kelebekler uctu ve Depp ile Burton yedinci defa bir araya geldi.
17 yaşındaki Alice ’in sosyeteye tanıtım partisinde beyaz tavşanı takip ederek kendini harikalar diyarında bulmasıyla başlayan filmde, Depp, Alice ’i karşılayanlar arasındaki Mad Hatter ’dı. Turuncu sacları, kedi kaşları, kocaman yeşil gozleri ve vintage şapkasıyla Alice ’e yol gosteren Şapkacı huysuz ve hafif catlaktı. Yıllar once yolu yine oralara duşen ama geldiğini unutan Alice ’i ozlemişti ve bir zamanlar Beyaz Kralice ’nin gururlu şapkacısıyken, şapka yapımının talihsiz bir yan etkisi olarak cıvadan zehirlenmiş ve tamamen iyileşememişti.
Coldeki balıklar, ucan sandalyeler: Arizona Ruyası (Arizona Dream) Depp kariyeri boyunca Tim Burton ’ın cekeceği pek cok filmde oynarken ve Burton filmlerinin alÂmetifarikalarından birine donuşurken, başka usta yonetmenlerle calışmayı ve adından soz ettirmeyi de ihmal etmeyecekti. Arizona Ruyası da bunlardan biriydi.
Bosnalı yonetmen Emir Kusturica ’nın 1993 ’te yonettiği film gerceklerle hayalleri buluşturan bir efsaneye donuşurken Johnny Depp balıklarla diyalog kurmaktan hoşlanan, hayalpereset genc Axel rolundeydi.
Iggy Pop & Goran Bregovic ’in In The Deathcar şarkısıyla akıllara kazınan film, aya doğru yol alan ambulanslar, colde yaşayan balıklar ve ucan sandalyeleriyle bize buyulu bir oyku sundu.
Mafya babasını seven ajan: Kostebek (Donnie Brasco)
1997 ’de Mike Newell ’in yonettiği ve gercek bir olaydan esinlenen bu suc filminde Depp, unlu oyuncu Al Pacino ile kamera karşısındaydı. Ustelik Pacino ’nun canlandırdığı yaşlı ve deneyimli mafya babası Lefty ’nin himayesinde, kendini Donnie Brasco olarak tanıtan FBI ajanı Joe Pistone rolundeydi.
Pistone, kendini mafyadaki Brasco rolune oylesine kaptıracaktı ki zamanı geldiğinde işi ve dostu arasında ahlaki bir sınav vermek zorunda kalacaktı.
“Ne olmak istediğini bilmiyor”: The Brave
Depp 1997 ’de The Brave ’de yonetmen koltuğuna oturdu. Ustelik hayranı olduğu, arkadaşı, usta oyuncu Marlon Brando da Depp ile birlikte, onun filminde oynuyordu. Hapisten yeni cıkmış, işsiz ve yoksul bir Kızılderili ’nin 50 bin dolar karşılığında bir snuff filmin yıldızı olmasını, yani işkence ile kamera onunde oldurulmeyi kabul edişini anlatan The Brave eleştirmenleri hayal kırıklığına uğrattı. Kadrosu, Iggy Pop ’un imza attığı muzikleri ve sıradışı konusuyla bile ortalamanın ustune cıkamayan filmi Depp, dağıtımcılara vermedi ve ABD ’de gosterime sokmadı.
Bu olay uzerine “Sen boyle bir şeye nasıl curet edersin aktor cocuk” diyenlerin aksine unlu yonetmen Terry Gilliam ’ın Depp ’e “Mesele şu: ‘The Brave ’ filmi senin kendin gibi. Ne olmak istediğini bilmiyor…” diye nasihat verdiği rivayet edildi.
Şeytanın kitabının peşinde: Dokuzuncu Kapı (The Ninth Gate)
Unlu oyuncu, 1999 ’da sinemanın ustalarından Roman Polanski ile bu filmde buluştu. Polanski, Arturo Pérez-Reverte ’nin 1993 ’te yazdığı The Club Dumas adlı eseri sinemaya uyarlarken Depp, nadir bulunan kitapları zengin koleksiyonculara ulaştıran Dean Corso rolundeydi.
Corso, Avrupa ’da şeytanın yazdığı ve uc kopyası olduğu rivayet edilen Golgeler Krallığı ’nın Dokuzuncu Kapısı ’nın peşinde suruklenirken bir yandan da kitaptaki şifrelerle ilgili gizemli olumlerle uğraşacaktı.
Bu cikolatalar kalpleri calar: Cikolata (Chocolat) Joanne Harris ’in aynı isimli romanından 2000 ’de sinemaya uyarlanan Cikolata, 1960 ’larda Fransa ’da tutucu bir kasabada geciyordu. Altı yaşındaki kızıyla kasabaya yerleşen ve bir cikolatacı dukkÂnı acan Vianne Rocher, başta yadırgansa da muhteşem cikolatalarıyla komşularının kalbini calacaktı.
Hemen her sahnesi ağız sulandıran bu filmde Depp, Juliette Binoche ’un canlandırdığı Vianne ’yi ayartan tekinsiz gezgin Roux rolunde karşımızdaydı. “Oteki”leri kabullenmekte zorlanan kasabalıların eleştiri okları ona donerken, Depp kariyerine romantik bir film de eklemeyi ihmal etmiyordu.
Karındeşen Jack ’e karşı: Cehennemden Gelen (From Hell)
1880 ’lerde Londra ’da geceleri birisi fahişeleri karanlık sokaklarda oldurup ic organlarını boşaltıyordu. Bu dehşet verici cinayetleri cozmesi icin sıradışı birine ihtiyac vardı. Mesela absent ictiğinde bir takım imgelemler goren, afyon bağımlısı Mufettiş Frederick Abberline bu işin ustesinden gelebilir miydi?
Tarihin en korkunc seri katili Karındeşen Jack efsanesinin bu uyarlamasında Depp psişik gucleri sayesinde bu cinayetleri aydınlatmaya calışan mufettiş rolunde huzurlarımızdaydı. Victoria donemi Londra ’sının tum detaylarıyla yansıtıldığı filmdeki gotik hava da Hollywood ’ta en cok onun oynadığı filmlere yakışıyordu.
Peter Pan yazılırken: Duşler Ulkesi (Finding Neverland)
1900 ’lerin başındayız ve Peter Pan henuz yazılmamış, Olmayan Ulke ’yi henuz kimse bilmiyor. 2005 ’te Kate Winslet ile Duşler Ulkesi ’nde rol alan Johnny Depp, Peter Pan ’in yaratıcısı James Barrie rolundeydi. Yazarın gercek hayat hikÂyesinden uyarlanan filmde onun Olmayan Ulke ’nin kapılarını nasıl actığını izledik.
Son oyununun galasında kotu eleştiriler alan Barrie, dort cocuklu, dul Lleweyn Davies ’le tanıştığında hayatı değişecek, Sylvia ve cocukları onun ilham perilerine donuşecekti. Bizler de buyumek istemeyen cocuklarla ilgili bu masumiyet oykusunde daha nesiller boyunca buyulenecektik.
Karayip Korsanları fenomeni doğuyor http://youtu.be/8P8qTziq9JA
2003 ’te cekilen “Karayip Korsanları: Siyah İnci ’nin Laneti” (Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl) filmindeki korsan Jack Sparrow karakteri onun bile hayallerini zorlayacaktı. Depp bu film ile 2003 ’te Akademi Odulleri ’nde En iyi Erkek Oyuncu dalında aday gosterildi. Bu sayede bir Disney projesinde yer alıp Oscar ’a aday gosterilen ilk aktor oldu. Orlando Bloom ile başrollerini paylaştığı filmin gişe rekorları kırması uzerine 2006 ’da “Olu Adamın Sandığı” (Pirates of the Caribbean: Dead Man ’s Chest), 2007 ’de serinin ucuncu filmi “Dunyanın Sonu” (Pirates of the Caribbean: At World ’s End), 2011 ’de “Gizemli Denizlerde” (Pirates of the Caribbean: On Stranger Tides) cekildi. Serinin beşinci filmi “Olu Adamlar Masal Anlatmaz”ın (Pirates of the Caribbean: Dead Men Tell No Tales) 2015 ’te vizyona girmesi planlanıyor.
Surmeli gozleriyle Sparrow karşımızda
Jack Sparrow rolu icin Bill Murray, Robin Williams, Steve Martin gibi isimler duşunuldu ama rolu Depp kaptı. Unlu oyuncu başta yapımcılar tarafından pek beğenilmeyen Kaptan Jack Sparrow rolunde Rolling Stones ’un gitaristi Keith Richards ’tan esinlendi. Sacını ve makyajını ondan ilham alarak yaptı. Walt Disney ’de bulunan korsan parkı bu filmleri temel aldı.
Gercek hayatta da Burton karakteri mi?
Unlu yıldız Hollywood ’da sadece oynadığı filmlerle değil, birbirinden tuhaf huylarıyla da tanınıyor. Mesela bocek, silah ve takma bıyık biriktiriyor, farklı dillerde tuhaf cumleler kurmayı seviyor, filmlerinin galalarında kendi sahneleri cıkınca gozlerini kapatıyor. Otellere kayıt yaptırırken Mr. Satan takma adını kullanıyor. Arkadaşlarına hediye olarak piranhalar gonderiyor.
Depp ’in Los Angeles ’taki yapım şirketinde Tolstoy ’a gonderme yapan Infinitum Nihil (ebedi hiclik) adındaki ofisi de dillere destan. Rivayetlere gore Yalnız Suvari ve Karayip Korsanları ’nın afişleriyle suslu ofiste bilgisayar yok. Bir koşede duran tilt makinesinin topları kendi resimleriyle bezenmiş. Ustunde kendisinin Edward Makaseller filminde giydiği siyah deri ceket ve boynundaki demir aksesuar bulunan kafasız manken de ofisindeki tuhaflıklar arasında.
Yıldızına işeyen yıldız
Marlon Brando ve Gonzo gazeteciliğin mucidi Hunter S. Thompson, Keith Richards, Bob Dylan ve Marilyn Manson gibi isimler Depp ’in en yakın arkadaşları arasındaydı. Klişe gazetecilik cumleleri yerine, yazılarında epey oznel ve eğlenceli değerlendirmelere yer veren Thompson nev-i şahsına munhasır biriydi. Hatta Depp Thompson ’ın yarı otobiyografik romanlarından uyarlanan iki filmde 1998 ’de Vegas ’ta Korku ve Nefret ’te (Fear and Loathing in Las Vegas) ve 2011 ’de Tutku Gunlukleri ’nde (The Rum Diary) oynadı.
Cılgın muzisyen Manson ile de Depp ’in anıları epey farklıydı. İkilinin bir gun kafaları epey guzelken Depp ’in Hollywood unluler yoluna 1999 ’da yerleştirilen yıldızının uzerine işemeye kalktıkları dedikodular arasındaydı. Ustelik olayla ilgili Manson, “O gun ne işediğimizi, ne de işemediğimizi doğrulayabilirim” dedi.
Kriminal Depp ’in başı hep belada
Johnny Depp, Hollywood ’un yakışıklı unlulerinden oldum bittim biraz farklıydı. İlk genclik yıllarında bircok kez uyuşturucu yuzunden başı belaya giren unlu aktor, şohreti yakaladığında da uslanmadı. 1994 ’te New York ’ta bir apartmana cop doktuğu icin, 1999 ’da Londra ’da bir restoranda paparazzilerle kavga ettiği icin tutuklandı. Hatta kendi işlettiği The Viper Room adlı barda uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla suclandı. Aktor River Phoenix de Depp ’in barında uyuşturucu yuzunden oldu.
Midesi biralı, Bahamalar ’dan adalı
Bahamalar ’da dort kumsalı ve bir doğal golu olan muhteşem bir adası olsa da “Eski kafalı bir adamım. En buyuk isteğim midesi birayla dolmuş bir halde evinin kapısının onunde oturup bir golu ya da başka bir şeyi oylece seyreden yaşlı bir adam olmak ” diyen Depp, pek cok Hollywood unlusune gore daha mutevazı.
Her akşam biraz gitar calıyor. Başucunda hep 4-5 kitap var. Bu kitaplardan ikisi James Joyce ’un Finnegan ’ın Uyanışı (Finnegans Wake) ve Jack Kerouac ’ın Yolda ’sı (On The Road). Depp Kreouc ’a o kadar hayran ki yazarın bir zamanlar sahip olduğu yağmurluğu satın aldı.
“Sonsuza kadar şarapcı”
Johnny Depp, canlandırdığı karakterlerin yanı sıra, ozel hayatındaki Winona Ryder, Sherlyn Fenn, Kate Moss ve Vanessa Paradis gibi isimlerle de hayranlarının gundemindeydi. Edward Makaseller ’deki rol arkadaşı Winona Ryder ile sevgili olunca koluna Winona Forever diye dovme yaptıran sanatcı ayrıldıklarında dovmeyi sonsuza kadar şarapcı anlamına gelen “Wino Forever”e cevirdi.
14 Haziran 1998 ’de Depp Fransız şarkıcı ve aktris Vanessa Paradis ile evlendi. 2012 ’de ayrılan ciftin 1999 ’da Lilly Rose Melody adında bir kız cocuğu, 2002 ’de ise Jack adında bir erkek cocuğu oldu. Depp sol goğsune kızının, sağ koluna ise oğlunun ismi yazan dovmeler yaptırdı.
Zoraki muzisyen
Muzikle ilgisini hic kesmeyen Depp, Oasis ’in Fade In-Out ve Fade Away (Warchild Version) şarkılarında gitar caldı. Bunun bir mecburiyetten kaynaklandığı ve kayıt sırasında Oasis ’in gitaristinin sarhoş olduğu rivayet edilse de, aktor soylentileri yalanlarcasına Cikolata filminde de gitarını tıngırdattı. Ayrıca Bir Zamanlar Meksika ’da (Once Upon a Time in Mexico) filminin soundtrack ’indeki dokuzuncu şarkı da kendisine aitti.
Yeniden diriliş: Evrim (Transcendence) Turkiye ’de vizyon tarihi yılan hikÂyesine donen Depp hayranlarının ve bilimkurgu meraklılarının heyecanla beklediği Evrim, yapay zek meselesine odaklanıyor.
Super bir bilgisayar yapacakken teknoloji karşıtı teroristlerin saldırısına uğrayan ve oldurulen Dr. Will Caster ’ın hikÂyesinde Depp adeta yeniden yaratılırken, Caster ’ın kendisi gibi bilim insanı olan eşi Evelyn, kocasının beynini gelişmiş bir super bilgisayara entegre edince Will Caster bu kez yine teroristlerin hedef tahtası oluyor.