18 Ağustos 1933 tarihinde, yani tam 82 yıl once doğan unlu yonetmen Roman Polanski bugun 81 yaşında!
Roman adlı biyografisinde tuyler urperten hayat hikÂyesini anlatan Polanski ’nin cektiği filmler de birebir hayatıyla kesişiyor ve onun ruh halini ortaya koyuyor.
Biz de Oscar ve İngiliz Akademi Odulu sahibi sansasyonel yonetmenin 81. yaş gunu sebebiyle en etkilendiğimiz Roman Polanski eserleri derlemesi hazırladık.
Knife in the Water
Sudaki Bıcak (1962)
Bu film Polanski ’nin ilk filmi olmakla birlikte Polonya ’da cektiği ilk ve son film olmuştur. Film, bir tekne gezisine cıkmak uzere yola cıkan bir cift ve davet ettikleri gizemli yabancıdan oluşan bir uclu arasında oluşan gerilimli ortamı merkezine alıyor. Gosterildiği yıl ‘En İyi Yabancı Film ’ dalında Oscar adaylığı bulunan filmin, Roman Polanski ’nin istikrarlı kariyerinde cok ozel bir yerde konumlandığı ve kendisine Hollywood nezdinde buyuk bir kredi sağladığı aşikÂr.
Repulsion
Tiksinti (1965)
Polanski bu filmi ile beklediği başarıyı elde edemese de bir yazısında en sevdiği eserinin bu film olduğunu ifade etmiştir. Yonetmen bu filmi cekmek icin İngiltere ’ye gitmiştir. Apartman uclemesinin ilk filmidir. Filmin ağır ve bunaltıcı havasına da uygun olacak şekilde siyah-beyaz cekilmiştir. Her uc filmin de ana teması deliliktir ve Roman Polanski bu ana temayı filmlere uygularken kullandığı baş oğe, apartman daireleridir. Tiksinti, psikolojik oğelerle bezenmiş bir filmdir.
The Fearless Vampire Killers
Korkusuz Vampir Avcıları (1967)
Polanski o donemde The Fearless Vampire Killers filmini cekmek icin kadın oyuncu arıyordu. Yonetmen Martin Ransohoff ona Sharon Tate ’i onerdi. Polanski Tate ’in kızıl peruk giymesi şartıyla onu kabul etti. Filmde de Tate ’in rolundeki kıza Âşık bir genci canlandıran Polanski onceleri Tate ’ten etkilenmese de film cekimleri sonunda ona Âşık olmuştu. Film cekimi sonrası Sharon Tate, Polanski ’nin Londra ’daki evine taşındı. Cift, Polanski Rose Mary ’nin Bebeği filmini cekmeye başlamadan once evlendi.
Rose Mary ’s Baby
Rose Mary ’nin Bebeği (1968)
Polanski 1968 yılında Hollywood ’a ayak basar ve Apartman uclemesinin ikinci filmi olan Rose Mary ’nin Bebeği adlı filmi ceker. Yapımcı William Castle, Ira Levin ’in kitabı olan Rose Mary ’nin Bebeği adlı romanın potansiyelini gorunce Avrupa ’da cektiği filmlere bayıldığı Roman Polanski ’yi ilk Amerikan filmini cekmesi icin ikna eder. Kitabı bir gunde okuyan Roman Polanski filmi cekmenin yanı sıra senaryosunu yazmayı da teklif eder. Polanski, Tuesday Weld ya da karısı Sharon Tate ’i istese de, yapımcı Evans gişe hasılatını garantilemek icin buyuk bir ismi duşunur. Sadece bir filmi olsa da dizi yıldızı ve Frank Sinatra ’nın eşi olarak unlenen Mia Farrow ’u onerir. Farrow ’un rolu kabul etmesi Sinatra ’yı cıldırtır ve film ortasında boşanma evraklarını gonderir. Farrow ilişkisini kurtarmak icin ayrılmak istese de Evans bir saatlik cekim olduğunu ve Oscar ’a aday gosterileceğini belirtip onun kalmasını sağlar.
(Delilik severleri Mike Patton ’ın bu film muziğine yaptığı şu guzide yorumu dinlemeye davet ediyoruz.)
Macbeth
(1971)
Polanski ’nin karısı Sharon Tate 1969 yılında doğumuna iki hafta kala Manson ailesi tarafından canice 16 kez bıcaklanarak olduruldu. Yaşadığı bu travmatik olay sonrasında Polanski ’nin cektiği ilk film Macbeth oldu. Bu nedenle midir bilinmez, bir Shakespeare uyarlamasında pek eşi gorulmeyecek şekilde şiddetli ve urpertici bir filmdir. Polanski ve Kenneth Tynan beraber Shakespeare ’in metnini yeniden yazmış ve yeni ayrıntılar, metinde olmayan bazı sahneler eklemişlerdir. Film, sinema tarihinin en iyi Macbeth uyarlaması olmasının yanında Polanski ’nin de en başarılı filmlerindendir.
Chinatown
Cin Mahallesi (1974)
Jack Nicholson, Faye Dunaway ve John Huston ’ın rol aldığı filmde Polanski ’nin de kucuk bir rolu vardır. Bu film yonetmene bir Oscar, bir de İngiliz Akademi Odulu getirir. Chinatown 1991 yılında Birleşik Devletler Kongre Kutuphanesi tarafından kulturel, estetik ve tarihi bakımdan taşıdığı onem nedeniyle koruma altına alınmıştır.
The Tenant
Kiracı (1976)
Polanski ’nin 1976 yılında cektiği heyecan verici ve gercekustu ‘The Tenant ’ ile başarıları devam eder. Uğursuz, paranoyak bir delilik, suistimal ve intikam hikÂyesini anlatan filmin Polanski ’nin Paris ’e geldiği ilk yıllarda yaşadığı mahallede cekildiği soylenir. Bu film aynı zamanda “apartman uclemesinin” Repulsion ve Rosemary ’nin Bebeği ’nden sonraki ucuncu ve son filmi olma ozelliğini de taşımaktadır.
The Tess
(1979)
Polanski 13 yaşındaki bir kıza tecavuzden suclu bulunur. Bu olayın ardından ABD ’deki tutuklama kararı nedeniyle Paris ’e yerleşir ve Fransız vatandaşlığına gecer. Fransız otoriteler yonetmeni iade etmezler. 1979 yılına kadar da film yapmaz. Daha sonra karısı Sharon Tate ’in kendisine okuması icin bıraktığı Thomas Hardy ’nin “Tess of the D ’Urbervilles” romanından uyarlanan uc saat uzunluğundaki “Tess” filmini cekerek eşine ithaf eder. Tess, Fransa ’da o zamana kadar cekilen en pahalı film olur. Polanski, bunun karşılığını en iyi yonetmen dalında birer Oscar, Altın Kure ve Cesar odulu ile alır.
Death and the Maiden
Olu ve Bakire (1994)
Bir sonraki filmi olan “Pirates / Korsanlar” (1986) ise tam bir hayal kırıklığı yaratır. 1987 ’de cektiği ve Harrison Ford ’un rol aldığı gerilim filmi “Frantic” de ne eleştirmenlerden, ne de işin ticari kısmıyla ilgilenenlerden olumlu puan alabilmiştir. 1992 ’de cektiği “Bitter Moon / Acı Ay” da beğenilmez. Polanski eleştirmenlerin ovgusunu ancak 1994 ’te cektiği “Death and the Maiden” ile kazanabilir. Ariel Dorfman ’ın oyunundan uyarlanan filmde başrolu Ben Kingsley ve Sigourney Weaver paylaşır.
Gli Angeli
(1996)
Unlu yonetmen 1996 yılında, Vaco Rossi ’nin bir Gli Angeli şarkısına dayalı deneysel kısa filmi olan Gli Angeli ’yi yonetti. Bu onun bir benzeri olmayan tek calışması oldu. Polanski bu filmden sonra uc yıllık bir ara verecek ve “Ninth Gate” ile anavatanı gerilime geri donecekti.
The Ninth Gate
Dokuzuncu Kapı (1999)
Film, nadir bulunan kitapları araştıran Dean Corso ’nun kitap koleksiyoncusu Boris Balkan tarafından Aristide Torchia ’nın “Golgeler Krallığı ’nın Dokuzuncu Kapısı” kitabının 17. yuzyıl kopyasının gercekliğini araştırması icin tutulmasıyla birlikte gelişen olayları anlatmaktadır. Filmin başrolunde Johnny Depp yer almaktadır.
The Pianist
Pianist (2002)
Yonetmen, 2002 yılında, kendi yaşam oykusunun aynası niteliğindeki Piyanist ’i cekti. II. Dunya Savaşı sırasında, Varşova ’nın varoş mahallelerinde yaşam savaşı veren bir adamın hikÂyesini konu alan film 55. Cannes Film Festivali ’nde Altın Palmiye Odulu ’ne layık goruldu. Filmin muziklerinin coğu Polonyalı unlu besteci Chopin ’in nocturne ’lerinden oluşur. İlk beş dakikasında Nocturne in C Sharp Minor duyulur.
Oliver Twist
(2005)
2005 yılında Charles Dickens ’in dunyaca unlu Oliver Twist romanını filme cekmiştir. HikÂye, 19. yuzyılda yetim bir cocuğun, Londra sokaklarında yaşamak zorunda kaldığı sefilliği anlatır. Polanski ’nin Dickens ’a ve Oliver Twist oykusune duyduğu yakınlık, başarıyla canlandırılan karakterlerle birleşince ortaya akılda kalıcı, kaliteli bir yapım cıkar. Ayrıca film, kostum, set tasarımları ve aktorlerin konuştuğu ağır İngiliz aksanıyla donemini yansıtma konusunda son derece başarılı olur.
To Each His Own Cinema
(2007)
2007 yılı mahsulu, birbirinden değerli 36 yonetmen tarafından yonetilen 34 kısa filmden oluşan Fransa yapımı bir filmdir. Filmlerin her biri 3 dakika surer. Her yonetmenden sinema hakkındaki duygularını filme cekmeleri istenmiş; bu yonetmenlerden biri olan Polanski de filme “Erotik Sinema” adlı eseriyle katkıda bulunmuştur.
Carnage
Acımasız Tanrı (2011)
Fransa, Almanya ve Polonya ortak yapımı olan “Carnage / Acımasız Tanrı”, Kate Winslet, Jodie Foster, Christoph Waltz gibi Oscar odullerine sahip usta oyunculardan oluşan kadrosuyla dikkat cekiyor. Usta oyuncu kadrosunun yanında, odullere boğulmuş cağdaş bir tiyatro eserinden uyarlanan filmin senaryosu da oldukca dikkat cekici. Gercek zamanlı bir anlatımla, acılış sahnesi haric butun hikÂyenin tek bir mekÂnda geciyor oluşu, gerilimi başarılı bir şekilde yavaş yavaş tırmandırıyor.
A Theraphy
Terapi (2012)
Dunyanın en unlu markalarından Prada ile dunyanın en unlu yonetmenlerinden Roman Polanski etkileyici bir projede bir araya geldi. Roman Polanski Prada icin “A Therapy” adında cok ozel bir kısa film calışması gercekleştirdi. Film, 21 Mayıs 2012 ’de 2012 Cannes Uluslararası Film Festivali Ozel Secim-Klasik Bolum ’de gosterildi.