Romantik film deyince akla ilk kadın izleyiciler geliyor ancak erkeklerin de duyguları olduğu gerceği unutuluyor. En azından duyguları olanlara sesleniyoruz: ‘Romantik film ’ deyip gectiğiniz, yuz vermediğiniz ancak kacırdığınıza pişman olacağınız, onlarca guzel film var. Bu arada aşk filmleri listemiz de ilginizi cekebilir.
Biz sizler icin bir liste hazırladık. İster eşinizle, sevgilinizle isterseniz de gizli gizli tek başınıza izlersiniz. Kimseler duymasın diye icinize doğru hıckırır, gozyaşlarınızı da gomlek koluna silersiniz.
Film bittikten sonra siz yine o bıckın delikanlı ya da cool adam triplerine geri donebilirsiniz. Biz listeyi ortaya koyarız, alan alır. Romantik film yazmışsınız “Şu filmi nasıl eklemezsiniz!” nidalarını duyar gibiyiz, film listesinin şanındandır; onerilerinizi yazınız zulamıza atalım.
Bir de listedeki coğu filme orijinal adıyla yer verdik. Sebebini merak edenler icin bir listemiz daha var
Eternal Sunshine of the Spotless Mind Bu film bir yemek olsaydı ve Vedat Milor ’un eline duşseydi; Milor, ağzını şapırdata şapırdata yer, elleri titreye tireye tabağı sıyırırdı. Aşcıyla tanışmak isterdi mesela. Michel Gondry ’e “Acısı, tatlısı yerinde, pişme suresi ve sunum şahane” der miydi?!? Bizce derdi.
Blue Valentine Aşkla başlayan bir ilişkinin huzunlu bitiş hikÂyesi… ‘Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği ’ lafının en cok karşılık bulduğu filmlerden biri Blue Valentine. ‘Bir ilişki nasıl tukenir, iki insan zamanla birbirinden neden uzaklaşır ’ soruların cevabı bu filmde. Ryan Gosling hep şarkı soylesin, Michelle Williams da dans etsin istedik ama olmadı.
High Fidelity Bir donem sevip de konuşamayanların kurtarıcısıydı doldurulmuş kasetler. Bir nevi kasete yazılmış aşk mektuplarıydı. Bu film, şimdilerde yok olup gitmiş bir geleneğe saygı duruşu niteliğinde. Hayatı muzik ve aşk olan bir adamın gozunden ilişkilere bakıyoruz. Kitap uyarlamaları, fanları tarafından genellikle yerden yere vurulur. Ancak High Fidelity, sevenlerini memnun etmiş, hatta efsaneye donuşmuş ender filmlerden biri. Sitemizin adı, sanı, yapı taşı olan listelerin de bu filmde cok cok ayrı yeri olduğunu da demeden gecmeyelim.
Before Sunrise Bu filmin ilki o kadar derin izler bıraktı ki, devamı cekildi ancak ilkinin tadını vermedi. Trende bir kadınla tanışıyorsunuz, sabaha kadar vaktiniz var ve ona “Viyana ’da benimle takılmaya ne dersin?” diye soruyorsunuz ve cevap “Evet” oluyor. Bunu izleyince “Ancak filmlerde olur” dediğinizi duyar gibiyiz. Turkiye ’de bir kadına boyle bir teklif yaptığınız anda ya tokadı, iyi ihtimalle de “Hayır” cevabını yersiniz. Kadınlar boyle davranmakta haksız mı, asla. Siz en iyisi filmi izleyin, ‘olsa nasıl olurdu ’nun keyfine varın.
500 Days of Summer Hayatınız buhranlı kıştan yaza cıksın istiyorsanız, ismi ile musemma bu filmi gormeniz şart. Summer ’ı gorduğunuzde “işte hayatımın kadını” diyebilirsiniz ki, bu filmi izleyen 10 milyon kişi de aynı yorumu yaptı. Ama beklentilerimiz ile gercek hayat arasında ciddi bir ucurum var. “Beklentisiz olma ama gercekleri de unutma” şiarlı bu film, efsane olmaya aday onlarca sahnesi icin bile izlenmeli diyoruz.
Her Sıradışı posteriyle, izlemeyi duşunmeyen bunyeleri bile etkisi altına aldı. Scarlett Johansson hayranlarını salonlara doldurdu ama Scarlett bildiğiniz 900 ’lu hat ses tonu ile bizlere sesleniyordu. “Bu hatları arayan var mı ki?” diye yıllarca duşunduk ve film ile cevabını almış olduk: Evet varlar ve coklar…
There ’s Something About Mary Filmin adını Turkceye cevirene selam eder “Ah Mary vah Mary, uzme tatlı canını, gecer bu yara ancak, duşunursek canım” dizelerini hediye ederiz.
Notebook http://www.youtube.com/watch?v=Ll4LX69M6zg
İzledikten sonra “Yok boyle bir aşk hikÂyesi” diyenlere yanıtımız şu: “Evet, yok.” Ama bu, yine de filmin gelmiş gecmiş en ağır, bir o kadar da izlenesi aşk filmleri sıralamasında ustlerde yer almasına engel olmuyor. Set, sahne, sokak fark etmeksizin boyle opuşen bir cifte şapka cıkartılmaz da ne yapılır? Biz yıllardır kıyıda koşede kendi halimizde opuşuyoruz da ne oluyor? Hani odul, odulu de gectik, hani aşk?
True Romance “Alternatif olsun bizim olsun” diyenlerdenseniz, doğru adrestesiniz. Senaryosunda Tarantino ’nun parmağı var diyelim, siz gerisini hayal edin. Brad Pitt ’in cok az gorunmesine rağmen, kendisini une kavuşturan film olması itibarıyla da sinema tarihindeki yeri ayrıdır.
Annie Hall Listede bir Woody Allen filmi var ve ustune fazlaca konuşmak yersiz. Kendisi ne sıradan bir adam, ne de filmleri sıradan. Diane Keaton ile ozdeşleşen Annie Hall karakteri, hayata bakışı ve giyim tarzı ile bizlerde derin izler bıraktı. Allen bu film ile akademinin de dikkatini cekti ve en iyi film odulunu kaptı.
Love Actually Her biri mutlu sonla biten hikÂyelere sahip film, şevkinizi kırmasın. Malum, ‘mutlu sonla biten film, ucuz filmdir ’ anlayışı hakim. Ancak kalitesizliğin, ucuzluğun kriterlerinin başka şeyler de olabileceğini bu film gosterdi bizlere. Keşke her aşk hikÂyesi bu filmdekiler gibi olsa diyoruz.
Mesajınız Var Bundan dort yıl onceydi. Meg Ryan İstanbul ’a, ozel bir etkinlik icin gelmiş, baştan aşağıya simsiyah kıyafetleri ile etkinliğe damgasını vurmuştu. Etkinlik ‘tırt ’ olsa da serde Meg hayranlığı vardı, kolay kolay gecebilecek gibi değildi. Bu hayranlığın musebbibi filmlerden biri tam karşınızda.
Pretty Woman Aslında bu film ile ilgili duygularımız karışık. ‘Fahişeliğe mi ozendiriyor, kotu calışma koşullarından mı bahsediyor ’ belli değil. Ama biz bu filmi, fahişe kardeşlerimizin gundelik hayatta başına gelenler olarak yorumluyor ve azıcık da olsa sinemada onların sesi olduğu icin de onemsiyoruz.
Dort NikÂh Bir Cenaze Hugh Grant ’i donemin jonu, Andie MacDowell ’ı da kozmetik markalarının değişmez yuzu yapan filmdir. Bu film icin iki oyuncunun da kariyerinin zirvesi diyebiliriz. Evlenmemek icin ayak direten bir adamın aniden Âşık olması gibi klişe bir konuya sahip olsa da film, anlatım tarzı ve oyuncuları ile unutulmazlar arasına girmeyi başardı.
As Good As It Gets Takıntılı, bir o kadar da huysuz bir adamın değişimini anlatan film, Jack Nicholson ’ın neden efsane olduğunu merak edenlere, verilecek en iyi cevaplar arasında. Filmde yer alan meşhur iltifat sahnesini erkeklerin ozellikle izlemesini tavsiye ediyoruz. Tek ama samimi bir cumle, bazen butun gece konuşmaktan daha etkilidir. Alın artık şu mesajı!
Amelie Jean-Pierre Jeunet ’in yonettiği, Paris ’te gecen bir masal… HikÂyesi, karakterleri, dekoru, kostumu, muzikleri ve anlatım tarzı o kadar iyi ki, film kendinden sonra cekilmiş pek cok filme de ilham kaynağı oldu.
Jeux d ’enfants https://www.youtube.com/watch?v=AeNXmKvuzKI
Filmde, Amelie etkisini gormek mumkun. Cocukluk arkadaşı olan ve arkadaşlıklarını cesaret oyunlarıyla sınayan karakterlerimiz, sonunda birbirlerine Âşık olduklarını anlarlar. Ama aşkın bir bedeli vardır ve onlar da bu bedeli başka bir cesaret oyunu ile olcerler. Sonu itibarıyla bazı bunyeleri baysa da film, Marion Cotillard ’ı geniş kitlelere tanıttığı icin teşekkuru hak ediyor.
Harry ile Sally Tanışınca Akıllardan cıkmayan orgazm sahnesiyle film, anlayana derin mesajlar veriyor. Seks sonrası “Nasıldım?” diye sormaktan bıkmamış bunyelere tokat gibi cevaptır. Filmi izleyen erkekleri, kendisiyle yuzleşmeye zorlayan bu sahne icin kadınlardan ‘10 ’ tam puan gelsin.
Bonus: Bizim Buyuk Caresizliğimiz Erken yaşta kaybettiğimiz Seyfi Teoman ’ın odullu filmi. Orta yaşlarda iki adamın gozunden Ankara ’yı, aşkı, gundelik hayatı izlediğimiz film, Barış Bıcakcı ’nın aynı adlı romanından uyarlandı. Teoman yaşasaydı daha nice guzel filmlere imza atacağının garantisi olan bu film, son yıllarda sinemamızda yapılmış aşka başka bir pencereden bakan en guzel filmlerden biri.