Ozel Camlıca Lisesi ’nde gecen Hababam Sınıfı, Turk sinema tarihinde yeri apayrı olan bir yapıt. Gosterime girdiği zaman, 54 hafta kapalı gişe oynamıştı. Genelde gulduren ama yeri geldiğinde gozlerimizi de acayip şekilde dolduran bir efsane.
Rıfat Ilgaz ’ın kitabından uyarlanan seri icerisinde 6 adet film var. Her filmin tadı ayrı, her bir karakterin uyandırdığı his bambaşka bizlerde… Oğrencilerin hepsi arkadaşımız gibi, Hafize Ana annemiz gibi ve tum hocalar bizim de birer hocamız gibi. Biliyoruz, hepiniz o sınıfta okumak istediniz. Biz de, biz de!
Adile Naşit, Kemal Sunal, Munir Ozkul, Şener Şen, Halit Akcatepe, Ayşen Gruda, İlyas Salman, Perran Kutman… ve daha nicesi bu filmde. Amanın, ne buyuk isimler saydık değil mi? Boyle bir ekip bir araya gelince de Hababam Sınıfı, sinema tarihinin en efsanevi sınıfı olmasın da ne olsun zaten?
Hafize Ana zili calıyoooor, hadi herkes teneffuseee!!
1. Dunyanın en atletik (!) hocasından ders alan cekirgeler

Body (Badi) Ekrem ’in ne kadar sportif bir adam olduğunu hepimiz biliyoruz, değil mi? Bilmeyen mi var yoksa? Hemen birkac kiremit kırıp kanıtlayabilir sizlere. Cirit de atabilir ama ciritin nereye gidebileceği konusunda garanti veremiyoruz. He tabii bir de İnek Şaban ’ın deyişiyle “Fung-hu” ustası kendisi.
Badi Ekrem: Şimdi ben bu tahtayı kırıcam. Haaaaa!!
Oğrenciler: Hocam kırılmadı.
Badi Ekrem: Kırılmaz, cunku ayağım kırıldı.
2. Yataktan bu kadar mutlu kalkan insanlar başka nerede var?

Yatakhanede herkesin kalkar kalkmaz, “Neler Oluyor Hayatta” soylemeye başladığı an, ne kadar da guzeldi.
Mahmut Hoca: Neler oluyor burada?
İnek Şaban: Ruyamızda seni gorduk de Mahmut hocam, hayırdır inşallah.
3. Onlardan daha eğlenceli bir yıl sonu musameresi hazırlayabilen yok

Kalpli kazakları ve ekoseli etekleriyle “Delisin” şarkısını soyleyen “Cici Kızlar” unutulur mu hiiic? Tabii ki Hababam erkeklerinden oluşan bir grup bu 🙂 İnek Şaban ’ın solo performansları…
Vee tabiii Hafize Ana ’nın onderliğindeki Hababam Sınıfı oğrencilerinin soylediği “Cilli Bom Bom”, “Son Verdim Kalbimin İşine” ve “Lay Lay Li Lay Lom” şarkıları kulaklardan silinmez. Sonra hep bir ağızdaann, “Bu Ne Dunya Kardeşim” diyerek geceyi sonlandırmışlardı. Ne muthiş bir keyifti sizleri izlemek!
4. Hepsi izcilere ders verebilecek birer yavru kurt
Tabii ki Body Ekrem liderliğinde. Sporun olduğu kadar izciliğin de kitabını yazmıştı cunku kendisi. Ama ondan bu eğitimi alamayacak kadar şanssızız biz. 🙁
5. Eğlenceyle ciddiyetin sınırını da biliyorlardı elbet

“Hocam, Hababam Sınıfı da olsak, Ataturk ’un Gencliğe Hitabesi ’ni ezbere biliriz.”
Başka soze gerek yok.
6. İyilikleri icin onlara en cok kızan ama aynı zamanda onların en cok yanlarında olan Mahmut Hoca ’ya sahiptiler

Bilgi Yarışması ’nda kopya cekmeye calışan oğrencilerine yardım ederek, sınav esnasında hocanın arkasındaki kopya kÂğıdını alıp, hocaya hicbir şey soylemeyip sınıftakileri zor durumda bırakmayarak, mudurun karşısında Damat Ferit ’in cocuğuna sahip cıkarak ve daha unutulmaz bircok olayla kanıtlamıştır Mahmut Hoca ne muthiş bir oğretmen olduğunu bizlere.
Ulkenin gercek hayatta senin gibilere ihtiyacı var sevgili hocam, hem de cok.
Guduk Necmi: Oraya bi 10 puan daha yazmanızı rica ediciğimmm.
7. Prison Break ’a taş cıkartan kacış planları

İnek Şaban: Sen de mi kactın Mahmut Hoca?
Odasında oturuyordu adamcağız. 🙂
8. Sıraların ustunde dolaşan Kulyutmaz (!) Hoca sayesinde geliştirdikleri acayip kopya cekme yontemleri

Hadi, kopya bacağa yazılır (ki İnek Şaban ’ın bacağındaki kopya ters yazılmıştı), saatin arasına falan sıkıştırılır da; ayakkabı tabanına yapıştırmak, hele hele de sobanın icine girmek kimin aklına gelir?
Şeytana pabucunu ters giydirirlerdi valla. Hafize Ana da onlara camdan kopyalar yollardı. Ama bunlara rağmen 27 yaşına gelip hÂl liseden mezun olamamışlardı. Neyse ki o zamanın yonetmenleri, o yaştaki adamları “19 yaşında” diye yutturmaya calışmıyorlardı bizlere. Neyse yaşı, onu soyluyorlardı.
Mahmut Hoca: Yakalım mı sobayı?
Hababam Sınıfı: Yok hocam, cok sıcak, yakmayalımmmm….
Mahmut Hoca: Yakalım, yakalım.
(Sobanın ağzını acar. Guduk Necmi sobanın icinde)
Mahmut Hoca: Cık dışarı.
Kulyutmaz Hoca: Ne yapıyor sobanın icinde?
Mahmut Hoca: Sanırım kopya cekiyor.
Kulyutmaz Hocadan beklenmeyen tepki burada geliyor: “30 yıllık oğretmenlik hayatımda kopya cekebilen ilk oğrenci sensin, tebrik ediyorum, BRAVO!” (Bir de Guduk Necmi ’nin elini sıkıyor tebrik ederken, bayağı ciddi ciddi.)
9. Breaking Bad de neymiş? Deneylerin hası burada

Bir şaka uğruna laboratuvar patlatan bir sınıf duşunun. Hababam ’dan başka kimler yapar zaten? 🙂 Yoksa Şevket Hoca asla oyle patlatmalar falan yapmaz. Butun tupleri kırmaz, okul ona zorla onluk yetiştirmeye calışmaz. Asla yani. Tam bir kimya adamıdır kendisi. Nam-ı diğer Heisenberg diyebiliriz. O kadar laboratuvar patlatıp bu kadar canlı kalabildiklerine gore, binbir canları varmış ayrıca.
(İnek Şaban tupun icine Guduk Necmi ’ye şaka olsun diye barut koyar.)
Şevket Hoca: Hayret, bu sefer neden patladı, anlayamadım.
İnek Şaban: Ben de anlayamadım.
10. Merhamette bir dunya markası Hafize Ana ’nın kuzucukları
Hafize Ana her daim onlara yardımcı olması dışında, eğlencelerine de eşlik ederdi. Guluşu de kulaklarımızda hÂlÂ.
11. Mufettişlerin en sevdikleri (!) sınıf

Koskoca mufettişi delirttiler, daha ne olsun.
Mufettiş: Adın ne?
İnek Şaban: Hz. Ebubekir.
Mufettiş: Adın ne, adın?
İnek Şaban: Hee, Hz. Şaban.
Mufettiş: Kac yaşındasın?
İnek Şaban: 1453.
Mufettiş: Roma ’yı kim yaktı?
Guduk Necmi: Anam.
Mufettiş: Evladım senin anan kim?
Guduk Necmi: Kanuni Sultan Suleyman.
Mufettiş: İlk halife kimdir?
Guduk Necmi: İmparator Neron.
Sonrasında mufettişin beyni yanar hÂliyle.
12. “Ders kaynatma” denilince onlardan ustası yok
Onlara “Cıkarın kÂğıtları, yazılı yapacağım.” diyen hocaların sonu belli. 🙂 Bu konuda her turlu numara mevcut; her derse uygun ve sınırsız. Sadece dersi kaynatmakla kalmayıp ustune oldukca fazla eğlenmeleriyle beraber, “Ya biz neden boyle şeyler yapamıyoruz?” dedirterek bizleri cok ozendirmişlerdi. Hem tarih derslerini boyle uygulamalı, heyecanlı anlattılar da biz mi oğrenmedik?
13. “İnek”ten bile yahni yaptılar

(İnek Şaban kazanın icinde)
Mufettiş: İnek ’ten yahni mi olurmuş yahu? Kulbastı da olmaz.
Neyse ki Mufettiş Bey olaya el atıp ağız sulandıran bir yahni tarifi verdi bizlere. Siz deyin Oktay Usta, biz diyelim Emine Beder. Kulbastı tarifini de verseydi ekran başında rahatlayacaktık.
14. Birbirlerine hep lakaplarıyla seslenecek kadar guzel samimiyetleri
Guduk Necmi, İnek Şaban, Damat Ferit, Domdom Ali, Tulum Hayri…
Cunku birbirlerini cok seviyorlar. Cunku o zaman iPhone ’lar, Google Store ’lar havada ucuşmuyor ve tek eğlenceleri birbirleri.
Birbirlerine lakap takan oğrenciler hocalarına takmadan durur mu: Kel Mahmut, Paşa Nuri… “Kel Mahmut”u aramak icin uğraşmadılar gerci; Mahmut Hoca kendisi soyledi. Boşuna dokmedi ya o adam o sacları.
15. Muzur hazırcevaplılıkta kimse onlarla yarışamaz

Her şeye verecekleri uygun ve eğlenceli bir cevapları vardı. Her birini karşımıza alıp sorular sormayı isterdik acıkcası; kimbilir ne cevaplar verirlerdi de bizi gulme krizlerine sokarlardı. Hayal bile edemiyoruz. 🙂
Mufettiş: Savaşa gel savaşa.
İnek Şaban: Hayrola savaş mı cıktı?
Mufettiş: Oğlum, Balkan Savaşı, Balkan.
İnek Şaban: Hee, Balkan Savaşı. Bu cok muthiş bir savaştı, ortalığı kan goturuyordu, yaralılar inim inim inliyorlardı.
Sıfırcı Hafize Ana: Vah zavallılar, bari biri cıksa da şunları hastaneye goturse.
Mufettiş: Bırakın hastaneyi, savaşa devam.
İnek Şaban: Hastaneyi bırakıp savaşa devam ettiler. Cocuklar ortalıkta perişan, “baba, baba” diye bağırıyorlardı. Birden atlılar cocukların uzerine dortnala gelmeye başladılar.
Mufettiş: Cekin, cekin cocukları aradan.
İnek Şaban: Cekemiyorum, atlılar geliyor.
Derkeeeen mufettiş yine delirir.
16. Tam bir Edebiyat (!) sınıfı
Divan şiirlerini hayranlık duyulası bir bicimde dilimize uyarlamaları hafızalardan silinmez.
“Teyzesi defterdar olan faytonla damda dolaşır.”
“Kış geliyor ort hocam yorgaan yorgaan ustune.”
“Bekci Hurşid ’in eline luverver vermişler.”
17. Rekabet mi, hırs mı? Onlar da ne?
Şoyle bir duşunduk de, cok gulduk. O kelimelerin anlamlarını bile bilmezlerdi. İclerinde biri başarılı olsa en mutlu olacak kişiler onlardı asıl.
18. Fanatik oldukları takımın maclarını kacırmamak icin oynadıkları binbir oyun

Her takıma boyle taraftarlar lazım.
“Ac kapıyı Veysel efendi.”
Maca kacacak Hababam. 🙂
19. Ve aile gibiydiler
Geceleri gunduzleri beraber gecen; sevinclerini uzuntulerini tek yurekte yaşayan; biri bir duşsun, hep beraber yardımına koşan… Evet, onlar tam bir aile gibiydiler.
Bonus I: İnsana mutluluk hormonu aşılayan Hababam Sınıfı jenerik muziği

Devamında duygusal anların muziği de geliyor tabii. Aynı Hababam gibi. Her eğlencenin, her filmin sonunda duygusal bir an yaşanırdı mutlaka.
Bonus II: 1975 yılında verilen gazete ilanı Bonus III: Hababam Sınıfı Muzesi acıldı
Adile Sultan Kasrı Oğretmenevi icerisinde yer alan sınıf, Milli Eğitim Mudurluğu ve hayatta olan oyuncuların emekleriyle muze hÂline getirildi. Sıraların ustune şu an hayatta olmayan oyuncuların, duvarlara ise filmden sahnelerin fotoğraflarını koydular. Unlu ‘sobada kopya ’ sahnesini, zil calan Hafize Ana ’yı da es gecmediler.
Bonus IV: Hababam Sınıfı setinden bir kare Bonus Caps: Sizleri hep gulerek hatırlayacağız