
Vapurun arkasında oturmuşsun, eller cepte, boğazın ruzgÂrı gozlerini kısmış, kıvrılmışsın kendi icine. Hadi iki martı sesi, taze sevgili guluşu, vapurun sireni… Ne kaldı geriye, belki biraz ic sesin. Peki sonra?
Naapsın yonetmen, mecburen muzik girecek. Sahne guzel ama biraz da klişe, oturaklı bir parcayla işi bağlamalı.
Muzik filmin ciğerine işlediğinde, goz bebeklerimiz daha da kuculur, adrenalin bedende tangoya kalkar, nefes kesilmesine bağlı yarı panik anlarıyla dunya değişir. Zaten neden izliyoruz ki filmleri, hissetmek icin değil mi?
O derin hissiyat patlamalarıyla bir olmuş sahneleri derledik sizlere. Hani filmi izlerken bazen vucut gerile gerile dirseği koltuğa saplar da, bazen de sevgilinin elini tutmaya bile kıyamaz, işte oyle sahneler. Hepsi muzikli filmler, muzik iclerinde onemli yer tutuyor. Ama ozellikle bu sahnelerde muziği o andan cekip cıkarsak geriye ne kalır emin değiliz.
Guneşim – Temmuz ’da Milli gururumuz Fatih Akın ’dan İstanbul ’ un sesine ve nefesine dair tınılar gelmeye başladığında Turk Sinemasına da ayrı bir ses değdi. Akın ’ın tum filmlerinde başrolde olan muzik, İstanbul Hatırası: Kopruyu Gecmek ’te başlıbaşına filmin kendi olmuş ve belgesele donuşmuştu. Yine de şarkısı olmadan duşunulemeyen sahne deyince mutlaka akla Temmuz ’da ve İdil Uner gelir.
Where Is My Mind – Fight Club https://www.youtube.com/watch?time_continue=60&v=PamLPnXk2ic
2000 ’lerin gercekten de farklı olacağını hissettirmişti Fight Club. Sonra yine hicbir şey farklı olmadı. Olsun en azından bir neslin algılarını actı, “lan yoksa?” dedirtti film. “Aklımı kaybettim hukumsuzdur” şeklinde sonlanan kult filmin kuşkusuz en onemli sahnesi finalindeki gokdelen patlatmaca uzerine gelen “Where is My Mind” parcasıydı. Etraf parca pincik olurken Marla ve icine Tyler kacmış anlatıcımızı parliament mavisi ışıklar onunde elele izliyorduk.
People Are Strange – The Lost Boys Yuzyılın en ilham verici eserlerinden olan Jim Morrison şaheseri, ilk yayınlanışından 20 yıl sonra İngiliz Echo & the Bunnymen tarafından The Lost Boys filmi icin yeniden yorumlandı. İşin ardında Doors ’un klavyecisi Ray Manzarek vardı. Kiefer Sutherland ’i 24 ’ten once tanıyıp sevenler, vampir sevenler, 80 ’leri ve 90 ’ları sevenler, Doors sevenler, VHS donemi mucizelerine bitenler, kısaca muziksiz ve filmsiz yapamayanlar icin tasarlanmış bu sahne adeta şarkının uzerine yazılmış.
For Whom the Bell Tolls – Zombieland Daha acılışta izleyeni yakalayıp duvara carpan Metallica, onumuzdeki bir bucuk saat boyunca neyle karşılaşacağımızı da acık secik ifade ediyor. Bir korku komediyi Metallica ile başlatmak kesinlikle muhteşem bir fikir. Doğuştan zombi sinirine sahip Woody Harrelson, Hollywood ’un gercek taşı Emma Stone ve tam yerine rast geldi metal koyduk acılışıyla Zombieland turun tum gerekliliklerine sahip.
I Can See Clearly Now – Grosse Pointe Blank https://www.youtube.com/watch?v=-230v_ecAcM
Bir filmde John Cusack varsa zaten icinde guzel muzikler de vardır geleneğinden bir ornek daha. Johnny Nash klasiği kult parcayla acılışını yapan film zaten uzun bir klip formatında. Sadece bu şarkıyı değil, komple muziklerini cıkarsanız geriye film adına pek de bir şey kalmaz desek yeri. Film boyunca Cusack, Minnie Driver ve Dan Ackroyd şugar kadrosuna Guns N ’ Roses, Faith No More, David Bowie, Queen, Clash gibi gruplar eşlik ediyor.
Gangsta ’s Paradise – Dangerous Minds https://www.youtube.com/watch?v=cpGbzYlnz7c
Aslında sadece sahne değil ortada film yok diyebiliriz. Tum dunya bu Dangerous Minds ’ı sadece Coolio ’nun kafaya civi gibi cakan vokali sayesinde izledi. Stevie Wonder ’ın 1976 yapımı “Pastime Paradise” muzikleri ve nakaratı uzerine kurgulanan şarkı olmasaydı kimsenin filmden haberi olmayacaktı. Şarkı ulkemiz sınırları icinde “Power and the money, money and the power, minute after minute, hour after hour” olarak da bilinir.
Damn It Feels Good To Be A Gangsta – Office Space Yo bro, gansta ruhu devam! Geto Boys ’un parcası, Office Space ’nin “başlarım işine de ofisine de” sahnesini baştan sona alıp goturuyor, buruşturup ofisin cop kutusuna atıyor.
Stuck In The Middle With You – Reservoir Dogs https://www.youtube.com/watch?v=xjoVtSjcBGA
Bir Cameron Crowe bir Quentin Tarantino, bu ikisinin filmleri zaten muziksiz duşunulemez. Tarantino ’nun Pulp Fiction ’daki dans sahnesi, Jackie Brown ’un Pam Grier ile girişi, Inglourious Basterds ’taki David Bowie etkisi, yine Pulp Fiction ’daki Girl, You ’ll Be A Woman Soon anları, ama ille de eski kulağı kesiklerden Michael Madsen ’ın Rezervuar Kopekleri ’ndeki kanlı dansı. Sahne yine muhteşem olurdu ama bu parca olmasaydı bu kadar akılda kalır mıydı şupheli.
Can ’t Take My Eyes Off You – 10 Things I Hate About You Her hatırlayışta nasıl kıydın kendine dediğimiz Heath Ledger ’ın ilanı aşk sahnesinde, aktorun şeytan tuyu unlu parcaya cuk oturuyor. Ledger ’ın nasıl bir joker face olduğunu sonradan hepimiz oğrendik; ama maalesef o tum dunyayı kendine hayran bırakıp gitti. Adamcağızı Michelle Williams delirtti diyenler de var ama bizim buna pek inanasımız gelmiyor.
Let ’s Get It On – High Fidelity İzlemeyen kalmış mıdır bilmiyoruz, hÂl varsa cok ayıp hemen izleyiniz. Filmimizin uyarlandığı aynı adlı kitabın yazarı Nick Hornby zaten sıkı bir muzik eleştirmeni. Hornby ’nin on parmağındaki diğer marifetleri başka yazıya bırakalım ve ana karakter Rob ’a yani, bir kere daha John Cusack ’a gecelim.
Rob hayatını bir nevi Devlet İstatistik Enstitusu kıvamında yaşamaktadır. Bir plak dukkanına ve harika bir muzik zevkine sahiptir. Paso listeler yapar (bir yerden tanıdık geldi). Film boyunca Rob ’ un tum zamanların en iyi 5 şarkısı gibi sıralamaları sayesinde, hem o parcaları dinler hem de bir erkeğin gozunden karşı cinse karşı yapılan en naif yorumlara tanık oluruz. Film boyunca aşkın kitabını farklı bir yoldan yazan Rob ’a muzikleriyle Bob Dylan, Velvet Undergroung, Bruce Springsteen, Queen, Seal, Rancid gibi isimler eşlik eder. Hem musiki dostu başkarakteri hem de bir başka 10 parmağında 10 marifet kişisi Jack Black ile High Fidelity listenin en muzik dostu filmi desek yeridir.
Ya Evde Yoksan – Neredesin Firuze Ezel Akay ’ın teatral tavrını sonuna kadar hissettiren film, Unkapanı ’nın zalim hikayesine de janjanlı bir yorum getiriyordu. Bu şarkı olmasaydı bu sahne olur muydu, abartmayalım olurdu; ama kabul etmek gerekirdi bu şarkı ve koroyla ayrı bir guzel olmuş.