
Evet itiraf ediyoruz tesadufe dayalı filmleri seviyoruz. Kim sevmez? Gercek hayatta da boyle tatlı –bazense acı- tesaduflerle karşılaşacağı ihtimali kimi mutlu etmez? Eminiz bircoğumuz bu filmlerde gayri ihtiyari kendini başroldeki karakterin yerine koyuyor ve karakterin hayatını değiştiren ‘o an ’ı yaşadığını hayal ediyoruz. Bu sıralar hepimizin tatlı tesaduflere, kucuk umut ışıklarına ihtiyacı va şuphesiz. Biraz olsun kafamızı dağıtmak ve gulumseyebilmek icin size bir ‘tesadufe dayalı filmler ’ listesi hazırladık.
40 Yıllık Bir Iskalama
İlk olarak Blue, White ve Red uclemesinin sonuncusu yani “Red”den bahsedeceğiz size.
Filmin ana konusu genc ve guzel manken Valentine ’in arabasıyla emekli bir yargıcın kopeğine carpmasıyla başlar. Yargıcın evine giden Valentine, onun gizlice komşularının telefonlarını dinlediğine tanık olur. Bu rahatsız edici duruma rağmen aralarında beklenmedik bir dostluk gelişir ve yaşamları rastlantıların gizemi ile şekillenir.
Hayatlarında iki onemli eksiklik yaşayan iki insan bu enteresan tesaduf ile birleşir. Aşkı kaybeden yaşlı bir adam ve aşkı arayan genc bir kadın, olası bir birlikteliği belkide 40 yıl farkla kacırmışlardır. Ancak bu ıskalama arkadaş olmalarına da engel olacak değil.
Bir Trafik Kazası Sonucu Değişen Hayatlar
Meksikalı yonetmen Alejandro González Iñárritu ’nun 2000 ’de cektiği ilk uzun metrajlı filmi olan “Amores Perros” filmi de tesadufler zincirinden besleniyor. Film Meksiko ’da gecen ve buluşma noktaları bir trafik kazası olan uc farklı hikayeyi anlatıyor. Normal hayatta ortak bir noktada buluşma ihtimali olmayan uc karakter bir trafik kazısı sonucu aynı cizgiden gecerler.
Film abisinin karısı Susana ile evden kacarak uzaklarda yeni bir hayat kurmayı isteyen işsiz genc Octavio, guzel manken Valeria ile onunla birlikte yaşamak icin ailesini terk eden 42 yaşındaki Daniel ve yıllarca hapis yattıktan sonra kiralık katil olarak calışan eski komunist gerilla El Chivo ’nun hikayesini konu alıyor.
Hic Komşunuza Aşık Oldunuz mu?
Sıradaki film “Medianeras” ise iki komşuyu konu alıyor. Mariana (Pilar López de Ayala) ve Martín (Javier Drolas), birbirine komşu iki apartmanda kucuk dairelerde yaşayan, genc, cekici ve biraz da evhamlı olan yalnız kişilerdir. Aynı semtte yaşayıp, aynı yerlerden alışveriş yapıp hic karşılaşmamış olmak… ‘Belki senin paran donup dolaşıp benim cebime girmiştir ’e bağlamadan devam ediyoruz.
Ortak zevklere ve hayata bakış acısına sahip olan bu ikili şayet birlikte olsalardı mukemmel bir cift olabilirlerdi. Ancak oldular mı, olmadılar mı size muallakta bırakarak filmi izlemenizi oneriyoruz.
Sıra Dışı Bir Capraz Cinayet Hikayesi
En buyuk tesadufler de yolculuklarda gercekleşiyor. Bu yolculuk yontemlerinden en nostaljik ve romantiği ise tren olabilir. Alfred Hitchcock yonetmenliğindeki “Strangers On A Train” da bu filmlerden biri. Babasından nefret eden bir adamla şans eseri trende karşılaşan unlu bir teniscinin trendeki macerasıyla başlıyor film.
Teniscinin trende karşılaştığı adam onun hayatını gazete ve dergilerden biliyordur ve karısıyla boşanmak istediğini dahi okumuştur. Bu bilgiler doğrultusuna aklına akıl sır ermez bir fikir gelir. Capraz cinayet onerisinde bulunan yabancı, onun kendi babasını, kendisinin de onun karısını oldurmesini teklif eder. Trendeki yabancı cinayetin kendisine duşen payını uygular, fakat tenisci aynısını yapmaz. Cinayete zorlanan teniscinin hikayesi devam eder.
Bazen Hayat Bir Kelebeğin Kanat Cırpışı Gibi
Bazen cok onemsiz gorerek yaptığımız, cevreye ve kendimize etkilerini kestiremediğimiz hareketler hic beklemediğimiz sonuclara yol acabiliyor. Alakasız gorunen ufak rastlantılar, alınan kararlar kimsenin tahmin edemeyeceği sonuclar doğurabiliyor. Bu film tam da bu beklemediğimiz sonucları ele alıyor.
“Le Battement D ’ailes Du Papillon” diğer insanların yaşantılarını nasıl da etkilediğini gosteren, kaos teorisinden cokca nasiplenmiş izlenesi, hoş, tatlı Fransız filmi. Fransız absurt mizahıyla karakterlerin kendiliğinden sempatikliğinin birleştiği film izledikten sonra tatlı bir huzur ve tebessum hali yaratıyor.
Madrid ’den Finlandiya ’ya Uzanan Bir Aşk Hikayesi
Sırada bir yol filmi daha var. “The Lovers from the North Pole” yolları daha cocuk yaşlarda kesişen Ana ve Otto ’nun, Madrid ’de başlayarak, Finlandiya ’da son bulan hikÂyelerini anlatıyor.
İki cocuğun buluşmaları, Ana ’nın annesi Olga ile Otto ’nun babası Álvaro ’nun evlenmesi ile başlar. Anne babaları evlendikten sonra Ana ile Otto ’nun ilişkileri başlar. Kacamak opucukler, avuc icinde saklanan mektuplar ve gizli buluşmalar eşliğinde iki yetişkin olurlar.
Fakat ileriki zamanlarda hayat yollarını ayırır. Birbirlerinden habersiz, başkalarıyla olsalar da hep bir eksiklik hissederler. İki kucuk cocuğun arasında Madrid ’de başlayan bu tutkulu aşk hikÂyesi, uzerinden kutup cizgisinin gectiği ve guneşin hic batmadığı kucuk bir Finlandiya kasabasında son bulur.
Biraz Gerilimden Kime Zarar Gelir?
Biraz kafanızın karışmasını istiyorsanız bu listeye tam da size gore bir de karışık bir film ekledik. “After Hours” tam bir guzel kafalarda cekilmiş bir film kategorisi orneği. New York ’ta keyifli ve luks bir yaşam suren bilgisayar programcısı Paul Hackett, bir kafede tanıştığı Marcy ’yle akşam icin randevulaştığında Manhattan ’ın varoşlarında onu bekleyen gece macerasından henuz habersizdir.
Guzel kadının Soho ’daki dairesine geldiğinde once rahatsızlık verici bir ressam olan, ev arkadaşı Kiki ’yle tanışır; bir sure sonra maruz kalacağı sarkazm işlerin hic de yolunda gitmeyeceğini belli ettiğinde ise Doğu yakasındaki fiyakalı evine donmek ister.
Biraz gerilimden kime zarar gelir? Martin Scorsese ’nin kendini belli eden imzası ve Joseph Minion ’un akıl dolu senaryosu ile 80 ’lerin kultleşen filmlerinden biri olan “After Hours”u izlemediyseniz hemen listenize ekleyin deriz.
Absurd Film Saatim Geldi Diyenlere
Guy Ritchie tarafından senaryosu yazılıp yonetilen 2000 yapımı “Snatch” başrollerinde Jason Statham ve Brad Pitt ’i ağırlıyor. İronik ve alışılmamış tesadufleri peş peşe izleyip absurd bir film izlemek isteğiniz varsa Snatch birebir.
Annesi ve babası bir ucakta tanıştıkları icin kaza yapan bir ucağın adını alan Turk (Jason Statham) ve kendisinin ismini bir silah ismi olduğunu soylese de 19. yuzyıldaki bir baletin isminin olan ortağı Tommy acemi bir lisanssız olan gizli boks macı duzenlerler. Yasadışı boks işindeki buyuk isim Tuğla Kafa ’yı mac icin ikna eden ikili. İşlerin cığrından cıkacağından habersizlerdir.
Sucun ve Gerilimin Komediyle Buluşması
Guy Ritchie yonetmenliğindeki “Lock, Stock And Two Smoking Barrels” sıra dışı bir dizi olayı konu alıyor. Eddy ve arkadaşları ellerindeki 100.000 paundu değerlendirmek icin kumara yatırırlar. Aralarında en kurt oyuncu eddy olduğu icin arkadaşları masaya onu yollarlar. Fakat masada her şey coktan ayarlanmıştır bile. Eddy oyunun sonunda Hatchet Harry ’e yarım milyon paund borclanır. Bu borcu bir hafta icerisinde odemelidir yoksa Hatchet Harry ’nin parmaklarını keseceğini biliyordur. Bu uğurda arkadaşlar parayı bulmak icin bir dizi komik olaya karışırlar. Devamını anlatmayalım, size yuksek kahkahalarla başbaşa bırakalım.
Hayatımızı Değiştiren Anlar
Zamanlama, kader ve aşk ucgeni uzerine kurulu olan “Silding Doors”, rastlantılar, zor verilen kararlar ve tekduze yaşamların suregeldiği modern dunyada, sadece bir kac saniyelik gecikmenin insan hayatını nasıl değiştirebileceğini sergileyen bir film. Gwyneth Paltrow ’un başrolunu oynadığı 98 yapımı Peter Howitt filmi hayatımızdaki o muhim donum noktası anlarını konu alıyor.
Esas kadın işinden evine giderken binmesi gereken metroyu son saniyede kacırır ve hayatı bu andan itibaren ikiye bolunur. Birinde metroyu yakalamıştır evine erken gelir ve kocasını başkasıyla gorur. Oburunde taksiyle trafikte kalarak gecikir ve kocasının onu aldattığını bilemez.
Aynı Ev, Farklı Zamanlar
Alejandro Agresti yonetmenliğindeki “The Lake House”u duymayan yoktur herhalde.
Hayatında bir değişiklik yapma vaktinin geldiğini hisseden Dr. Kate Forster karakteri etrafında donen film gizemli bir olay orgusune sahip.
Dr. Kate Forster stajını tamamladığı yerel İllinois hastanesinden ayrılarak hasta trafiğinin yoğun olduğu Chicago ’da bir hastanede calışmayı kabul eder. Geride bırakmaktan uzuntu duyduğu tek şey kiralamış olduğu guzel evdir. Kate şehre doğru yola cıkmadan once evin bir sonraki sakini icin posta kutusuna bir not bırakır. Bu notta kendisine gelen mektuplar icin yeni adresini bırakır. Evin yeni kiracısı Alex ve Kate ve gol evinin posta kutusu aracılığıyla yazışmayı surdururken, inanılmaz ve imkansız bir şekilde iki ayrı yılda yaşadıklarını gorurler.