Nedendir bilinmez ama ‘gitme isteği ’, her insanın hayatında bir kez bile olsa derinlerde bir yerlerde hissettiği bir şey. Ve bu his geldiğinde genelde ya koşullar gitmek icin uygun değildir; ya da koşullar uygundur da insan gitmeye hazır değildir yeterince. Bir parca cesaretle biraz farkındalık bir araya geldiğinde ise, gercekten gidebilirsiniz. Ve gittiğiniz yerlerde; dunyayla birlikte kendi ozunuzu ancak o zaman gorebilirsiniz.
“İnto the Wild”, Jon Krakauer ’ın 1996 yılında yayımlanan ve “Christopher McCandless” adındaki bir gencin maceralarını anlattığı kurgusal olmayan kitabından uyarlanan bir film. Ve tam olarak bu bahsettiğimiz hisleri konu alıyor. Sizin de bizim gibi, ozellikle son zamanlarda, icinizdeki gitme isteği arttıysa bu replikler gercekten cok tanıdık gelecek.
1. “Duşuncelerimi anlatan kelimelerin git gide anlamsızlaştığını farkettim.”
2. “Bence kariyer denen şey bir 20. yuzyıl icadıdır ve ben bir kariyer istemiyorum.”
3. “Bana aşk, para, inanc, şohret, adalet yerine; gerceği verin.”
4. “İnsan yaşamının mantık ile yonetildiğini kabul edersek, hayatın olasılığı kaybolur.”
5. “Eğer yaşama sevincinin esasen insan ilişkilerinden kaynaklandığını duşunuyorsan yanılıyorsun…”
Tanrı bunu tum cevremize yaydı. O her şeyde mevcut. Tecrube edeceğimiz her şeyin icinde var. İnsanlar sadece, bu şeylere bakış acılarını değiştirmeliler.
6. “Denizin tek huneri, şiddetli darbelerdir ve ara sıra da olsa, kendini daha guclu hissetme şansı.”
Doğrusu, deniz hakkında fazla şey bilmem fakat burada durumun boyle olduğunu biliyorum. Ve yine, hayatta guclu olmanın cok gerekli değil fakat kendini guclu hissetmenin onemli olduğunu, en azından bir kere bile olsa kendini tartmanın, bir kere bile olsa kendini, insanın en antik koşullarının icerisinde bulmanın, ellerinizden ve kafanızdan başka size yardım edecek bir şey olmadan kor ve sağır taşla tek başına yuzleşmenin gerektiğini, biliyorum.
7. “Mutluluk ucsuz bucaksız ormanlardadır; bomboş sahillerdeki coşkudadır. İnsan elinin değmediği bir yerdedir; denizin diplerinde ve gurlemesindedir.”
8. “İnsanları severim, ama doğayı daha cok severim.”
9. “Yalnızca cok uzağa gitme riskini goze alanlar, yaşamda nereye kadar gidebileceklerini oğrenebilirler.”
10. “Yalnızca hayallerinin peşinden koşan insanlar icin hayat farklı bir anlama sahiptir.”
11. “Televizyon olmadığı icin pencereden bulut seyretmeye başladım. Oradaki yayın cok iyi, haberleri daha guvenilir…”
…Gelip gecen bir iki ucak dışında pek reklam almıyorlar ve asıl onemlisi akşamları gok gurultulu surpriz programlar var. Filmler genellikle kırlangıcların hayatı uzerine ve belki biraz monoton, ancak oldukca realist.”
12. “Coğu insan onları mutsuz eden koşullarda yaşıyor ve gene de bunu değiştirmek icin hicbir şey yapmıyorlar. Cunku guvenli, rahat, rutin bir hayata koşullanmış durumdalar.”
Tum bunlar huzur veriyor gibi gorunse de insanın icindeki maceracı ruh icin kesin olarak belirlenmiş bir gelecekten daha yıkıcı bir şey duşunemiyorum.
13. “İnsanın yaşama arzusunun ozunde macera tutkusu yer alır. Yaşamın keyfi yeni deneyimlerde yatar, bu yuzden surekli değişen bir ufuktan daha buyuk keyif olamaz.”
14. “Yaşadığım bu hayat, benim secimim.”
15. “Eğer hayatta bir şey istiyorsan, peşini bırakma ve ulaştığında sıkıca sarıl ona.”
16. “Bu hastalıklı toplumdan uzaklaşmak istiyorum. Bundan uzaklaşmalıyım.”
Ve onca şey yaşadıktan, o kadar şey deneyimledikten sonra: “Mutluluk sadece paylaşıldığı zaman gercektir.”