
İnsanoğlu yaratılışı sebebiyle her zaman dışarıdaki dunyaya ilgi gosterdi. Kendi dunyasını bırakıp, başka dunyalar, başka kulturler, el değmemiş bakir topraklar keşfetme durtusu insanları baştan cıkaran ve belki de gunumuz dunyasını şekillendiren şey oldu. Coğrafi keşiflerle başlayan keşif seruveni insanoğlunun aya gitmesiyle belki de zirveye ulaştı. Kolomb, yeni kıtayı keşfettiğinde yanında bir fotoğraf makinesi ya da film kamerası yoktu ama yıllar sonra insanoğlu aya gittiğinde orada bir film cekmeyi ihmal etmedi. Kameranın icadıyla, uzaklar yakın oldu oyle ki ay yuzeyi bile insana yakınlaştı. Sinemayla şehirlere giren başka ulkeler, televizyon ve son yıllarda yeni medya ile her eve girdi. Biz de bu listemizde dunyanın belli başlı 16 ulkesinden size 16 ayrı filmi seve seve tanıtacağız. Ulkelere gore filmler…
1. Jagten / The Hunt (Danimarka)
Ulkelere gore filmler listemizin ilk sırasında Danimarka yapımı Jagten filmi yer alıyor. Dr. Strange ’in duşmanı Kaecilius, yamyam Hannibal ve James Bond ’un duşmanı Le Chiffre rolleriyle tanıdığımız artık herkesin cok sevdiği ve gorur gormez, aaaa bu şey değil mi ya, dediği Mads Mikkelsen abimizin başrolunu ustlendiği The Hunt bir Danimarka filmi. Kuzeyin iklimi kadar soğuk olan insan ilişkilerine ve bir insanın sucsuzluğunu ve onur sahibi olduğunu ispatlama cabasını izlediğimiz filmin yonetmeni yine Danimarka sinemasının adını yavaş yavaş duyuran yonetmeni Thomas Vinterberg. Filmin isminin Turkce cevirisi Onur Savaşı. Aslında bu isim bile filmin konusu hakkında ipucu veriyor.
40 yaşındaki Lucas, yeni boşanmış ve bu sancılı surec sonunda hayatını tekrar duzene koymaya calışan biridir. Yaşadığı kucuk şehirde bi kreşte iş bulur, her şey onun icin yolunda gibi gorunmektedir. Artık yeni bir kız arkadaşı vardır ve ergenlik cağındaki oğluyla arasındaki sorunlu ilişkiyi de onarmaya calışmaktadır. Fakat bir anda işler ters gitmeye başlar. Oylesine soylenmiş kucuk bir yalan, icinde yaşadığı kasabaya bir virus gibi yayılır ve Lucas kendini hayatı, saygınlığı ve onuru icin savaşırken bulur. ‘Onur Savaşı ’ Cannes Film Festivali ’nde buyuk ses getirmişti. Film Altın Palmiye ’ye aday gosterilirip farklı kategorilerde uc odule layık gorulurken, Mads Mikkelsen ‘En İyi Erkek Oyuncu ’ odulunu kazanmıştı.
2. Delikanlı / Boy (Yeni Zelanda)
Film onerileri demişken Boy filmine yer vermesek olmazdı. Son yılların başarılı yonetmeni ve oyuncusu Taika Waititi ’nin Yeni Zelanda yıllarında yaptığı pek de bilinmeyen bir filmi Boy. Once Thor : Ragnorok ardından Jojo Rabbit ile kazandığı Oscar ile tam bir Hollywood figuru olan Waititi ’nin ikinci filmi Boy, cocukların saflığına, gucune ve direncine bir ovgu olsa da, doğal ve az gosterişli haliyle biraz da yurek burkucu bir film. 1984 yılında gecen filmimizde Boy (James Rolleston), 11 yaşında, parlak ve guzel bir yuzu olan bir cocuktur. Kahramanımız, cok zeki bir suclu olan babasına tapıyor, onu zihninde diğer insanlardan cok daha başka yerlere konumlandırıyordur. Fakat bu hayranlık ortadan kalktığında kahramanımız ne yapacaktır?
Filmde baba karakterini oynayan Waititi ’nin kedi sahnesi icin bile bu indie film izlenebilir.
3. Bir Ayrılık / A Separation (İran)
Ulkelere gore filmler listemizde yer alan bir diğer film de İran sinemasının en iyi orneklerinden; Bir Ayrılık. Gercekciliği ile tum dunyayı kendine hayran bırakan bu film, İran sinemasının son yıllarda cıkardığı belki de en iyi film. Modern zamanların, modern problemler getirdiği 14 yıllık evli Simin (Leyla Hatamı) ve Nader (Peyman Moaadi) boşanmaya karar verirler. Zeki ve duyarlı 11 yaşındaki kızları Termeh (Sarina Farhadi) ve alzheimer hastası olan ve surekli bakıma muhtac olan Nader ’in yaşlı babası (Ali-Asghar Shahbazi) ile bir dairede yaşayan ciftimiz verecekleri buyuk kararın sorumluluğu altındadırlar ve aslında boşanmak istemelerinin sebebi de budur. Simin, kadınlar ve ozellikle kızının eğitimi icin daha fazla fırsatın olduğu bir ulkeye taşınmak isterken; Nader babasına bakmak icin İran ’da kalmaları gerektiğini soyluyor.
En başta soylediğimiz gibi gucunu gercekciliğinden alan filmin yonetmenliğini Oscar ’lı yonetmen Asgar Ferhadi yapıyor. Filmin Berlin Film Festivali ’nden Altın Ayı kazandığını da belirtmeliyiz.
4. Tanrı Şehri / City of God (Brezilya)
“Tanrı Şehri” Rio de Janeiro ’nun gecekondu cetelerinin hikayesine dalan ofkeli bir film. Sık sık yapılan gelmiş gecmiş en iyi filmler listesinde hep ust sıralarda kendine yer bulan Fernando Meirelles ’ın filmi, Rio ’nun yoksulları şehir merkezinden izole etmek icin inşa ettiği gecekondu mahallelerinde geciyor. Film, 1960 ’ların sonu ile 1980 ’lerin başı arasında Rio de Janeiro ’nun Cidade de Deus banliyosunde organize sucun buyumesi ile her şeyin ortasında kalan ana karakteri ile başlayıp, filmin kapanışında uyuşturucu satıcısı Li ’l Zé ile kanunsuzlar arasındaki savaş ile sona eriyor. ”Kacarsan canavar seni yakalar; kalırsan canavar seni yer.” sloganın sık sık vurgulandığı filmin dort Oscar adaylığını olduğunu da soyleyelim.
5. İcimdeki Yangın / Incendies (Fransa)
Filmlerin isimlerinin Turkceleştirilmesi kimi zaman cok absurt sonuclar doğurabiliyor. What We Do In The Shadows ’u Aylak Vampirler diye ceviren sevgili kurumumuz neyse ki Incendies ’i İcimdeki Yangın gibi şık bir isimle cevirmeyi akıl etmiş. İcimdeki Yangın, Blade Runner 2049, Arrival , Sicario ve -vizyonu bir sene ertelenen- Dune gibi filmlerin yonetmeni Fransız Denis Villeneuve imzalı.
Wajdi Mouawad ’ın bol odullu tiyatro oyunundan uyarlanan film trajik bir aile hikayesini merkezine alıyor. Aile dostları olan bir avukatın cağrısı uzerine annelerinin olumunun ardından kendilerine yazılmış bir mektupla karşılaşan ikiz kardeşler Jeanne ve Simon, olen annelerinin son arzusunu yerine getirmek amacıyla Lubnan ’a doğru yola cıkarlar. Simon ilk başta isteksiz davransa da bir sure sonra o da kardeşi Jeanne ’e katılır… Aradan gecen yıllar, ailenin tarihini karmaşık bir hale getirmişse de cocuklar bu seruvenin izlerini surmeye kararlıdırlar. Fakat gun gectikce daha fazla deştikleri gecmiş, kardeşleri yurek burkan gerceklerle yuz yuze getirecektir. Lubnan ’daki Musluman-Hristiyan ic savaşının en karanlık donemine ışık tutan İcimdeki Yangın, En İyi Yabancı Film Oscar ’ına da aday gosterilmişti.
6. Kopek Dişi / Dogtooth (Yunanistan)
2009 yılında Toronto Film Festivali ’nde promiyeri gercekleşen ve Yunanistan ’ın En İyi Yabancı Dilde Film dalında Oscar adaylığına layık gorulen Kopek Dişi filminin yonetmen koltuğunda, Lobster ve Kutsal Geyiğin Olumu filmleriyle artık dunyaca tanınan bir une sahip olan Yorgos Lanthimos oturuyor. Zihinde buruk bir tat bırakan filmin oyuncu kadrosunda Christos Stergioglou, Angeliki Papoulia, Mary Tsoni, Michele Valley, Hristos Passalis gibi isimler yer alıyor.
Kontrolcu, manipulatif bir baba (Christos Stergioglou), uc yetişkin cocuğunu surekli bir cocukluk durumunda kilitleyerek onları evlerinin etrafındaki citlerin icinde tutsak eder. Cocuklar, bu citlerin dışına asla cıkmazlar. Tum eğitimlerini bile evde alan uc cocuğun dış dunyayla hicbir bağlantısı yoktur. Evin erkek cocuğa cinsel olarak hizmet etmek icin duzenli olarak ziyaretler yapan babalarının bir calışanı olan Christina (Anna Kalaitzidou) gibi dikkat dağıtıcı etmenlerle beraber dış dunyayı giderek daha fazla merak etmeye başlarlar. Buyuk kız (Aggeliki Papoulia) kacmak icin bir plan yapar fakat kacmalarının tek bir yolu vardır; o da “kopek dişlerinin” duşmesi… Yunanistan sinemasının başarılı filmi Kopek Dişi de ulkelere gore filmler listemizde yer alıyor.
7. Toni Erdmann (Almanya)
Bu filmimiz Almanya ’dan tum sinema sevenler icin geliyor… Toni Erdmann, kadın yonetmen Maren Ade ’nin aslında en cok ses getiren uzun metrajı. 3. Filmi Toni Erdmann ile ozellikle bağımsız Avrupa sinemasında Toni Erdmann, Akademi ’nin de dikkatini cekti ve 2017 yılında Yabancı Dilde En İy Film dalında Oscar adayı oldu. (O sene kazanan film, Asghar Fardadi Satıcı filmiyle kazanmıştı. Kim itiraz edebilir ki?)
Toni Erdmann, bir baba – kız hikayesi. İlk gosterimini yaptığı Cannes Film Festivali ’nde neredeyse butun eleştirmenlerden tam not aldı. Fakat belki de Cannes jurisinin komedi filmlerine olan on yargısı sebebiyle bir odul kazanamayan film -yukarıda da bahsettiğimiz gibi- Oscar adaylığına uzanacak kadar yankı ulaştırmyı başardı. 2 saat 40 dakikalık suresiyle tam bir komedi filmi olmayan film, kendisi gibi yaşlı kopeğiyle yaşayan ve gunlerini etrafındaki insanlara kucuk şakalar yaparak geciren bir adamın, yurtdışında yaşayan kızıyla iletişime gecme cabasını anlatıyor. İşinde cok başarılı olan kızının habitatında, kostumler değiştirerek olmadık ortamlara giren ve muzipliklerine devam eden bir baba tabii ki bir catışmaya neden oluyor. Yaygın tabir ile “loser” bir babayla “winner” bir kızın uzuntuden doğan draması sizi yer yer guldurup yer yer de uzecek.
8. Şuphe / Burning (Guney Kore)
Burning, son yıllarda yukselişte olan Guney Kore sinemasının en iyi orneklerinden biri. Daha once de uluslararası başarıla kazanan Lee Chang-dong, 2018 yılında Cannes Film Festivali ’nde “Burning” filmi ile FIPRESCI odulune layık goruldu. Senaryosu Murakami ’nin bir hikayesinden uyarlama olan film, Kore ’nin 2019 yılı Yabancı Dilde En İyi Film Akademi Odulu Adayı olarak da ilan edildi.
Part-time yazar, part-time kuryelik yapan Jongsu, kuryelik maceralarından birinde eski komşusu Haemi ’yle karşılaşır. Aralarında bir aşk ihtimali doğsa da, Haemi ’nin cıkacağı Afrika onlerinde bir engele donuşur. Haemi, Jongsu ’dan kendisi Afrika ’dayken kedisi ile ilgilenmesini ister. Jongsu, bu bu hareketin kendisi icin artı bir puan olacağını duşunerek bu ricayı kabul eder. Ne var ki Haemi ’nin geziden Ben adında gizemli bir adamla donmesi, Jongsu başta olmak uzere herkesin hayatını kokunden değiştirir…
9. Ruhların Kacışı / Spirited Away (Japonya)
Listemizin tek animasyon filmi, Spirited Away / Ruhların Kacışı. Yaşayan efsane Hayao Miyazaki ’nin belki de en cok sevilen Sprited Away tum dunyada bir pop kulturun ogesi haline donuşmuş durumda. Asya sinema tarihinin en başarılı filmlerinden olan yapım, 75. Akademi Odulleri ’nde En İyi Animasyon dalında Oscar ’a, 52. Berlin Film Festivali ’nde ise Altın Ayı odulune layık gorulmuştu. Chihiro isimli kucuk bir cocuk ve ailesi yeni bir kasabaya taşınırlar. Buraya olan yolculukları esnasında bir gecit fark eden aile, bu gecitten gectiklerinde kendilerini fantastik bir dunyada buyulenmiş bir şekilde bulurlar. Chihiro, yolunda gitmeyen bazı şeyler olduğunu fark ettiğinde ailesini kaybeder ve babasını kurtarmak icin boyundan buyuk bir maceraya atılır.
10. Muhteşem Guzellik / La Grande Bellezza (İtalya)
Son yılların en başarılı yonetmenlerinden Paolo Sorrentino ’nun en iyi filmlerinden biri olan Muhteşem Guzellik, ulkelere gore filmler listemizde kendine yer buldu. The Young Pope dizisiyle ve Youth, Loro, Il Divo gibi filmleriyle tum dunyada bilinen bir yonetmen haline gelen Sorrentino ’nun bu filmin başrollerini Toni Servillo, Carlo Verdone ve Sabrina Ferilli paylaşıyor.
Roma ’nın etkileyici akışında yaşayan Jep Gamberdella (65), yitip giden gencliğine ozlem duyan bir yazardır.. Ozlemini duyduğu o meşhur gencliğinde yazdığı “The Human Camera” ile buyuk bir başarı yakalamış ve bu başarı sayesinde romanın etkileyici yaşam akışında kendisine ihtişamlı bir hayat kurmuştur. BaşarılBarla gecen hayatı boyunca tanıdığı insanların değişimlerine ve insanlıktan cıkma noktasına geldikleri bir krize tanık olur. Hayallerinde masumiyetini koruyan tek şey ise genclik aşkıdır. Artık yeniden yazma zamanının geldiğine karar verir…
11. Mısır Adası / Simindis Kundzuli (Gurcistan)
Ulkelere gore filmler listemizde on birinci filmimiz, komşumuz Gurcistan ’dan. Başrolunde İlyas Salman gibi tanıdık bir oyuncunun yer aldığı Simindis Kundzuli icin, kucuk ulkenin buyuk ses getiren filmi desek yalan soylemiş olmayız. İlyas Salman ’ın canlandırdığı bir ciftci ve torunu, Gurcistan ile ozerk Abhazya arasında kalan kucuk bir adada, sakin ve tekduze bir hayat surmektedir. Bir mısır sezonu surecini konu alan filmde, dede ve torunun tek meşgalesi toprakla uğraşıp, mısır yetiştirmektir. Fazlasıyla sessiz ve sakin gecen hayatlarını bolen tek şey, arada sırada gordukleri kıyıdan gecen askerlerdir. Tekduze hayatlarındaki huzurları, yaralanmış bir askerin geniş mısır tarlasına gizlenmesi ile bozulur. Yaralı asker dede ve torunun bir taraf tutmasına sebep olacaktır.
Yonetmen koltuğunda, George Ovashvili ’nin oturduğu filmde, ikinci baharının en iyi performansını sergileyen İlyas Salman ’a, Mariam Buturishvili ve Irakli Samushia eşlik ediyor.
12. Ema (Şili)
Bu sefer, rotamızı tekrar Guney Amerika ’nın fiziki olarak kucuk ama bu kucuk ulkeye gore hikayeleri ile iz bırakan ulkesi Şili ’ye ceviriyoruz. Ema, sinema severlerin Mubi ile ulkemizde tanıdığı bir film oldu. The Club, No, Jackie gibi filmleriyle dunyaca tanınan yonetmen Pablo Larraín ’nin bu aykırı filminin başrollerini yine dunyaca unlu aktor Gael Garcia Barnel, Mariana Di Girólamo ve Santiago Cabrera ustleniyor.
Ema, tum isteklerine rağmen cocuk sahibi olamayan ve istedikleri cocuğu evlat edinen bir ciftin hikayesini anlatıyor. Ema, oldukca yetenekli olan genc bir danscıdır, koreograf olan eşi Gaston ile uzun uğraşlar sonucu kucuk bir cocuk olan Polo ’yu evlat edinir. Cekirdek ailesi ile mutlu bir yaşam suren Ema ’nın hayatı, Polo ’nun bir trajediye sebep olması ile altust olur. Yaşananlar sonrası Polo ’yu geri vermek zorunda kalan Ema ile Gaston ’un ilişkisi bu surecte kopma noktasına gelir. Gaston ’dan ayrılmaya karar veren Ema, hayata yeniden tutunmak, Polo ’yu geri kazanmak ve onun hayatında onarılamaz yaralar acan insanlardan intikam almak icin şoke eden planını devreye sokar. Kullanılan muzikler, şahane kadrajlar ve muthiş senaryosu ile iz bırakan Ema ’yı, aykırı filmler seviyorsanız, mutlaka izlemelisiniz.
13. Nebraska (ABD)
Her ne kadar dunyada gişe sineması gelince akla gelen ilk ulke ABD olsa da ABD ’nin icindeki kucuk bir azınlık bağımsız art-house filmler uretmeye devam ediyor. Nebraska da son yıllarda Amerikan art-house filmlerinin en başarılı orneklerinden biri.
Baştan sona kadar siyah beyaz kadrajlarıyla gonullere taht kuran filmin yonetmen koltuğunda iki Oscar odullu yonetmen Alexander Payne oturuyor. Tam 6 Oscar adaylığı olan filmde, artık iyice yaşlanmış olan alkolik baba Woody Grant ’ın, bir piyangodan buyuk odulu kazandığını oğrenerek odulunu almak icin Montana ’dan Nebraska ’ya doğru uzun bir yolculuğa cıkması konu ediliyor. Ailesinden kimse soylediklerini ciddiye almasa da yirmili yaşlardaki oğlu pek de istemeyerek bu yolculuk esnasında babasının yanında yer almaya karar verir. Bir yol filminin icine baba-oğul, aile, genc-yaşlı, eski-yeni, umut-umutsuzluk kavramlarını ustaca yediren filmin başrollerinde Bruce Dern, Bob Odenkirk ve Will Forte yer alıyor.
14. Sevgisiz / Nelyubov (Rusya)
Ulkelere gore filmler listemizde bu seferki filmimiz Karadeniz ’den komşumuz Rusya ’dan. Leviathan filmiyle tum dunyada adını duyuran Andrey Zvyagintsev ’in son filmi Sevgisiz (Nelyubov). Sevgisiz ’de, evliliklerinin sonuna gelen Zhenya ve Boris ’in seruveni anlatılıyor. Birbirlerini ceşitli suclamalarla yıpratan cift, evliliklerini sonlandırmak ve yeni bir başlangıc yapmanın heyecanı icerisindelerdir fakat 12 yaşındaki oğulları Alyosha icin durum oldukca farklıdır. İcine kapanık, mutsuz ve en onemlisi ailesi tarafından sevilmediğini duşunen Alyosha, varlığını ailesinin hayatında buyuk bir yuk olarak gormektedir. Anne ve babası farkında olmasa da Alyosha onların tum kavgalarını duymuştur ve bir gun ansızın ortadan kaybolur. Muhteşem ebeveynler olan Zhenya ve Boris tek cocuklarının kaybolduğunu ancak 2 gun sonra fark edecektir. 2018 yılında Rusya ’nın Yabancı Dilde En İyi Film, Oscar adayı olan bu filmde, ailenin ve ailedeki bencilliklerin sonucları anlatılıyor.
15. Deniz Kızlarının Şarkısı / The Lure (Polonya)
Córki Dancingu (The Lure ya da Turkcesi ile Deniz Kızlarının Şarkısı), Avrupa ’nın bir parcası olsa da cok da Avrupalı kabul edilmeyen ulke Polonya ’dan geliyor. Agnieszka Smoczynska ’nın yonetmen koltuğunda oturduğu film, Varşova ’da bir kabareye kabul edilen denizkızı iki kız kardeşin hikayesi anlatılıyor. Deniz kızı olmalarının yanında aynı zamanda vampir kızı olan denizkızı kız kardeşlerden biri insanlarda sevgiyi ararken, diğeri kentin insanlarını yemek isteyecek kadar insanlardan nefret etmektedir. Cok bilinmeyen filmleri izlemekten keyif alıyorsanız, Robert Bolesto ’nun yazdığı filmin başrollerinde Marta Mazurek, Michalina Olszanska ve Kinga Preis yer aldığı film sizin icin tam bir bicilmiş kaftan.
16. A Fish Called Wanda (İngiltere)
Ulkelere gore filmler listemizin son filmi polisiye komedi turunde olan ve tam bir İngiliz mizahı urunu olan Wanda Adında Bir Balık. 1988 yapımı filmde, Elmaslara cook cok duşkun olan seksi Amerikalı bir kadın olan Wanda ve onun erkek arkadaşı Otto ’nun bir elmas koleksiyonu soygunu icin İngiltere ’ye gelmeleri konu ediliyor.
Tek başlarına bu işin altından kalkamayacaklarını duşunen Wanda ve Otto bu iş icin George ve Ken adında iki sucluyla daha anlaşır. Soygundan sonra elmasları kendilerine saklamak isteyen Wanda ve Otto, George ’u polise ihbar ederler fakat bir sorun vardır, George elmasları coktan kendine saklamıştır ve yerini sadece o biliyordur Bu durum uzerine elmasların yerini oğrenmek icin Wanda, George ’un avukatıyla yakınlaşmak zorunda kalır ve işler sarpa sarar. Wanda Adında Bir Balık, modern komedi klasikler arasına girmiş eşsiz bir komedi. Tam bir İngiliz komedisine yaraşır, usta oyuncular ve unutulmaz bir senaryo kurgusu da pastanın uzerindeki cilek. Filmin, 2 Oscar adaylığı olduğunu ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar ’ı kucakladığını da belirtmeliyiz.
Kaynak:1 2 3 4