Sovyet sinemacılığı, SSCB kurulduğunda yaratılan ve Sovyetler Birliği dağılıncaya kadar buyumesine ve gelişmesine eşlik eden bir oncu akımdır. Sovyet sineması, Alman Dışavurumculuğu ile birlikte, sinemanın başlangıcından beri var olan ontolojik bir soruya yanıt veren bir duşunce cizgisi izler: Sinema sadece gerceğin bir temsili midir, kendi icinde diğer sanat bicimlerini icine alan bir temsil midir, yoksa ozgur sanatsal ifadeye izin veren bağımsız bir sanat formu mu?
Bu oncu akıma gore sinema, gerceğin başkalaşmasına dayalı bir sanat bicimidir. Sinema, goruntuyu harekete geciren basit bir teknik olmanın otesinde, belirli bir dunya goruşunu yaratmanın ve aktarmanın bir yoludur, hatta sinemaya sanatsal bileşenini veren de bu ozelliğidir.
Sovyet sineması, esas olarak “cekimler arasında” calışmasıyla karakterize edilir ve sinemanın gerceğin bir temsilinden daha fazlası olduğunu vurgulamak icin ozel kurgu surecleri kullanır. En onemli Sovyet film yapımcısı ve kuramcılarından biri olan Sergei Eisenstein, filmin her anında birleştirilen bu surecin beş seviyeye ayrıldığı “montaj teorisini” geliştirerek, nihai eserler ortaya cıkarmıştır. İmgenin manipulasyonu, Sovyet sinemasında onemli bir faktordur ve bu ne kadar belirgin olursa, filmin sanatsal yonu de o kadar guclu olur. Bu teknik, erken donemde Sovyet sinemacılığının ana temelini oluşturdu ve dunya capında sinemada buyuk bir etki yarattı.
Erken donem Sovyet sinemacılığında, tum filmlerin sessiz olması ve filmlerde duyguları ifade etmenin tek yolunun imgeler olmasının yanı sıra; sinemanın gelişmesinde siyasi ve ekonomik konjonkturun de belirleyici bir etken olması da soz konusudur. Sovyet sineması; Ekim Devrimi ile SSCB ’ye bir değişim ve olumlama durtusu getirdi. Siyasal iktidar ve halk yeni bir toplum, tum ulke icin yeni bir vizyon talep ediyor ve sinema bu talepleri yerine getirmenin en iyi yolu olarak goruluyordu.
Bu şekilde, film yaratmanın yeni bir yolunun oluşturulmasını savunan film yapımcıları ve toplumun “yeni” olarak bir araya gelmesiyle Sovyet sineması, gelişmesi icin sağlam ve elverişli bir ortama sahipti.
Her ikisini de Eisenstein ’ın yonettiği “Potemkin Zırhlısı” (1925), “Korkunc İvan” (1945) gibi filmler hala cok yenilikci ve cesur yapımlar olarak kabul ediliyor. Bu filmler Sovyet sineması estetiğinin en yaygın ornekleridir. Bu oncu aynı zamanda Sergei Eisenstein, Dziga Vertov veya Andrei Tarkovski gibi buyuk film yapımcıları ve teorisyenlerinin dunya capında cok iyi tanınmasını sağladı. Yenilikci fikirlerinin yanı sıra teorik ve pratik mirasları goz onune alındığında sinema tarihine katkılarının eşsiz olduğu soylenebilir.
1920 ’lerden 1970 ’lerin sonlarına dek Sovyet sinemacılığının tum donem eserlerinden klasiklerini sizler icin derledik. 20 Sovyet sineması klasiğini incelemek icin okumaya devam etmeniz yeterli…
1. Strike – Grev (1925) – IMDB: 7.6 1925 yapımı Grev, efsanevi yonetmen Sergei Eisenstein ’ın ilk uzun metrajlı filmidir ve o yıl Eisenstein ’ın başyapıtı The Battleship Potemkin de yapım aşamasındadır. Film, devrim oncesi Rusya ’da bir fabrikanın işcileri tarafından 1903 yılında yapılan bir grevi betimliyor ve egemen sınıfın emekcilere uyguladığı baskıyı ve işci sınıfnın yaşadığı zorlukları irdeliyor.
Film Vladimir Lenin ’den bir alıntıyla acılıyor:
“İşci sınıfının gucu orgutlenmedir. Kitlelerin orgutlenmesi olmadan proleter hicbir şeydir. Orgutlu her şeydir. Orgutlu olmak, eylem birliği, pratik eylem birliği demektir.”
2. The Battleship Potemkin – Potemkin Zırhlısı (1925) – IMDB: 8.0 Eisenstein ’ın başyapıtı olan “Potemkin Zırhlısı” erken donem sinemacılığın temel simgelerinden biridir. Eisenstein, filmin en buyuk etkisinin goruntulerin duzgun bir şekilde acılmasıyla değil, yan yana getirilmesiyle olduğunu savunan Sovyet sinemasının montaj teorisinin bir oğrencisi ve savunucusuydu.
1905 yılı Odessa ’sında Rus zırhlısı Potemkin ’in murettebatı; umursamaz ve sadist subaylara isyan eder ve gemiyi ele gecirir. İsyan, Odessa halkı arasında carlık hukumetine karşı bir ayaklanma başlatır. O zamanlar, halk tabanında emperyalist yonetime karşı artan bir muhalefet de bulunmaktadır. Ancak hukumet, Potemkin ’in murettebatını dize getirmek icin bir savaş gemisi filosu gonderir.
Film, Lenin ’in askerlerin eski duzeni yıkmak icin proletaryaya katılabileceğinin ilk kanıtı olarak selamladığı Potemkin ayaklanmasının 20. yıldonumu anısına cekilmiştir.
3. Oktyabr – Ekim (1927) – IMDB: 7.4 Buyuk Sovyet sineması yonetmeni ve film teorisyeni Sergei Eisenstein ’ın ve Grigori Alexandrov ’un ortak yonettiği tarihi drama, 1917 Ekim Devrimi ’nin onuncu yıldonumu anısına ithaf edildi. Oktyabr, Car I. Aleksandr ’ın cokuşunu ele alıyor ve Kerensky rejiminin Bolşevikler tarafından devrildiği 1918 Ekim ’indeki tarihi haftayı yeniden canlandırıyor. Ekim Devrimi ’nin oluşumu, filmde olayların tarihlerini belirten ara başlıklarla sunuluyor.
“Ekim filminde neredeyse hic profesyonel oyuncu yoktu. Orneğin Lenin ’i, yanında portre benzerliği olan bir cimento fabrikası işcisi Nikandrov canlandırdı. Onun icin bir takım elbise, palto ve şapka dikildi ve kafasında kel bir nokta tıraş edildi. Aynı şekilde bir universite oğrencisi Kerensky rolunu ustlendi. Zinovyev gercek kardeşi tarafından oynandı, Trocki rolunde bir tur dişci istihdam edildi.”
-Sovyet şairi Alexander Gorodnitsky ’nin anıları
4. Ivan the Terrible – Korkunc Ivan (1944) – IMDB: 7.7 Ivan the Terrible, Rusya ’nın ilk Carının (1530-84) uc bolumluk biyografisinin birinci kısmıdır. Film, yine Sergei Eisenstein tarafından yazıp yonetildi. Bunun en onemli edeni hareketli resimler yapan birkac dahi sinemacıdan birinin Eisenstein olmasıdır. Film,Eisenstein ’ı uluslararası une kavuşturan montaj ilkelerinden coğunlukla vazgecen; cok detaylı, kompozisyonlu ve gorsel bir eserdir. Eisenstein her sahne icin pek cok eskiz yaptı ve kameralar donduğunde bu goruntuleri cekimlerde hayata gecirdi. “Ivan the Terrible”, 1943-1944 yıllarında savaşın ortasında cekildi ve 1945 ’te, Nazi savaş ucaklarının saldırısına uğrayan Orta Asya ’daki Alma Ata studyolarında yayınlandı.
Film, tutkusu yabancı duşmanlar ve yağmacılar arasında parcalanmış bir Rusya ’yı genişletmek ve birleştirmek olan; 16 yaşında kendisini Car ilan eden bir hukumdar olan Korkunc Ivan ’ı ele alıyor. Ivan ’ın hem ona karşı surdurulen entrikalarla hem de ic ve dış duşmanlarıyla nasıl başa cıktığı; ve bu surecte Ivan ’ın ve politikalarının nasıl değiştiği filmin temel konusudur.
5. The Forty-First (1956) – IMDB: 7.5 The Forty-First, Sovyetler ’de 25 milyonu aşkın izleyiciye ulaştı ve 1956 yılının en başarılı onuncu film oldu. Aynı sene 12-15 Nisan tarihleri ​​arasında duzenlenen Mosfilm Genc Filmciler Festivali ’nde; En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Goruntu Yonetmeni kategorilerinde oduller aldı. Ayrıca film, 1957 yılı Cannes Film Festivali ’nde Juri Ozel Odulu ’nu kazanarak Altın Palmiye ’ye de aday gosterildi.
1956 ’da, Kruşcev donemi Sovyet sineması eserlerinden olan The Forty-First, Sovyetler ’de 1950 ’li yıllarda başlayan erken cozulme sinemasının ilginc bir orneğidir. Komunist bir keskin nişancı Mariutka ile ideolojik duşmanı Beyaz Ordu subayı Vadim Govorukha-Otrok arasında alevlenen tutkulu bir aşkın trajik hikayesine odaklanan film, yumuşama donemi sinematografisinin bir dizi onemli ogesini iceriyor. Film, toplumsal maskelerin altında gizlenmiş evrensel insani duyguları ve kahramanlarının catışan siyasi gundemlerini ortaya cıkarma eğiliminin yanı sıra; devrim ve devrimcilik fikrini romantikleştirme, onu adanmış bir kişiliğin ozel ve trajik bir meselesi haline getirme eğilimindedir.
6. The Cranes are Flying – Leylekler Ucarken (1957) – IMDB: 8.3 Leylekler Ucarken, İkinci Dunya Savaşı ’nı konu alan 1957 yapımı bir Mihail Kalatozov filmidir. 1958 yılı Cannes Film Festivali ’nde Altın Palmiye kazanan bu film, ayrıca 1959 yılında 2 dalda BAFTA odulu adaylığına layık gorulmuştur.
Veronica ve Boris, Moskova sokaklarında yurumeyi seven iki aşıktır. Birlikte mutlu oldukları bir sabah gokyuzunde birkac turna gorurler. Veronica ’nın evine vardıklarında ise nehir kıyısında bir randevudan soz ederler. Ve 2. Dunya Savaşı Moskova ’da başlar. Boris gizlice savaş icin gonullu olur. Veronika, bu surecte Boris ile iletişimini kaybedecek, ustelik yıkıcı bir hava saldırısı evini yıktığında ve Boris ’in babası onu ailesiyle birlikte yaşamaya aldığında, beklenmedik bir şekilde işler sarpa saracaktır.
7. Ivan ’s Childhood – İvan ’ın Cocukluğu (1962) – IMDB: 8.0 Andrei Tarkovsky‘nin ilk uzun metrajlı filmi olan Ivan ’s Childhood, Sovyetler Birliği ’nde 17 milyona yakın sinema bileti satarak Tarkovski ’nin ticari acıdan en başarılı filmlerinden biri oldu. 2016 yılında film, dijital olarak aslına uygun bicimde restore edilmiştir.
Alman ordusu, II. Dunya Savaşı ’nın karanlık yıllarında Doğu Cephesi ’nde ilerlerken, 12 yaşındaki savaş yetimi Ivan Bondarev, Sovyet Ordusu icin gizli operasyonlar ve keşif misyonları gercekleştirmekte ısrar edecektir. Ailesi Naziler tarafından katledilen Ivan, savaşın dehşeti ve cılgınlığı ile cevrilidir ve onu duşman hatlarından uzaklaştırmaya calışan Yarbay Gryaznov ve Kaptan Leonid Kholin ve bir askeri okul kendisinin guvenliğini sağlamaktadır. Ancak Ivan, ailesinin olumunun intikamını almak icin can atıyor ve cephe arkasında başka bir gorev icin yalvarıyor. Ivan savaş sonrasına ait bir yaşama ve ozgurluğune kavuşacak mı?
8. Hamlet (1964) – IMDB: 8.2 1964 yapımı Hamlet, siyah beyaz cekilmiş olmasına rağmen, geniş ekran formatındaki ve stereofonik sesli (4 kanallı stereo) ilk film versiyonuydu. BAFTA ’da En İyi Film odulune aday gosterilen ve SSCB Devlet Odulu ’ne ve Venedik Film Festivali ’nde Juri Ozel Odulu ’ne layık gorulen Hamlet, Shakespeare ’in dunyaca unlu oyununun Grigori Kozintsev ve Losif Shapiro tarafından filme uyarlanmış halidir.
Danimarka Kralı aniden olduğunde, oğlu Veliaht Prens Hamlet eve doner. Eve donduğunde Claudius amcasının tahtı gasp ettiğini ve Hamlet ’in yakın zamanda dul kalan annesi olan baldızı ile evlendiğini oğrenir. Bir gece Hamlet, Claudius ’un kendisini oldurduğunu ve intikamını almasını emreden babasının hayaleti tarafından ziyaret edilir. Alması gereken bir intikam vardır.
9. Operation Y and Shurik ’s Other Adventures – Şurik ’in Maceraları – Operasyon I (1965) – IMDB: 8.5 Leonid Gaiday ’ın yonettiği 1965 yapımı komedi filmi, doneminde oldukca hit bir eserdir. Neredeyse 70 milyona ulaşan izleyici kitlesiyle en cok izlenen Sovyet filmlerindendir. Oyle ki 2012 yılı baharında, Krasnodar ’daki Kuban Devlet Teknoloji Universitesi ’nin onune; 2015 yılında ise Ryazan Devlet Universitesi ’nin on bahcesine Lida ’nın omzunun uzerinden ders notlarını okuyan Shurik ’in bir anıtı dikildi. “Operation Y and Shurik ’s Other Adventures”, Krakov Film Festivali ’nde Grand Prix odulu almıştır. Film, her biri inek bir oğrenci olan Shurik hakkında 3 kısa filmden oluşuyor:
1. “Naparnik” (“Ortak”)
Shurik, Fedya adında bir zorba ile otobuste kavga eder cunku Fedya hamile bir kadının yerini almasına izin vermek istemez. Fedya, Shurik ’in de yarı zamanlı calıştığı bir şantiyede topluluk calışmasıyla cezalandırılır. Elbette Fedya intikam ister.
2. “Navazhdenie” (“Garip İzlenim”)
Son sınav donemi… Shurik de diğerleri gibi calışmak icin materyal bulmaya calışmakla cok meşgul. Aniden birinin elinde gerekli malzemeyi fark eder. Shurik, omzunun uzerinden okuyarak bu kişiyi şehrin her yerinde takip eder, bu kişinin kim olduğunu ve nereye gittiğini bile fark etmez. Ertesi gun, guzel bir kızla tanıştıktan sonra, Shurik surekli onu zaten gormuş olduğu izlenimine kapılır.
3. “Operatsiya Y” (“Y Operasyonu”)
Depodan zimmetine para gecirmeyi ortbas etmeye calışan bir depo muduru, bir soygun simule etmek icin 3 kişiyi tutar. Plan, gece oraya gitmeleri, yaşlı bir bayan gardiyanı alt etmeleri ve buyuk bir suc izlenimi yaratmak icin birkac şeyi kırmalarıdır. Sorun şu ki, “Y” operasyonunun planlandığı gece, yaşlı kadın-gardiyan dairesinin kiracısı olan Shurik ’ten depoyu onun icin korumasını isteyecektir.
10. War and Peace – Savaş ve Barış (1965-1967) – IMDB: 6.7 Lev Tolstoy ’un aynı adlı kitabından uyarlanan sekiz saatlik destansı filmin yonetmen koltuğunda Sergei Bondarchuk bulunmaktadır. 70 milyon dolara yakın bir değerde olan 8,5 milyon rublelik butcesiyle film, SSCB ’de toplam 135 milyon bilet satmıştır. Moskova Uluslararası Film Festivali ’nde Grand Prix odulu kazanan filmin ayrıca En İyi Yabancı Film dalında bir Oscar ve bir Altın Kure odulu de bulunmaktadır.
İki ana hikaye cizgisi karmaşık ve ic icedir. Biri genc Kontes Natasha Rostova ve evliliğinde mutsuz olan Kont Pierre Bezukhov ’un aşk hikayesidir. Bir diğeri ise, işgalci Napolyon ’un ordularına karşı 1812 ’deki “Buyuk Vatanseverlik Savaşı”dır. Rusya halkı, toplumun tum katmanlarından Napolyon ’un ordusuna karşı birlik icinde ayağa kalkar. 500.000 kişilik Napolyon ’un ordusu Rusya ’da ilerler ve Borodino savaşıyla sonuclanacak ezici bir yıkıma neden olur. Rus ordusu geri cekilmek zorunda kalır. Moskova işgal edilir, yağmalanır ve yakılır, ancak kısa sure sonra Napolyon kontrolu kaybeder ve kacmak zorunda kalır. Savaşta her iki taraf da cok buyuk kayıplara mÂl olur ve Rus toplumu geri donulmez bir donuşume uğrar.
11. Andrei Rublyov – Andrei Rublev (1966) – IMDB: 8.0 Tarkovsky ’nin siyah-beyaz cekmeyi tercih ettiği Andrei Rublev, Cannes Film Festivali ’nde FIPRESCI odulune layık gorulmuştur. Tum zamanların en iyi 100 filmi arasında gosterilen film, 3 saati aşkın bir uzun metrajlı eserdir.
Sekiz kısa oykuye bolunmuş anlatı filmi, 15. yuzyılın başında Rusya ’daki kargaşa donemini keşiş Andrey Rublev ’in perspektifinden aktarır. Ayrı kısa oykuler birbirleriyle cok az bağlantılıdır, ancak bir mozaik gibi şekillenen Orta Cağ Rusya ’sının genel bir resmini cizerler. İlk kucuk bolum, bir keşişin balonda ucuşunu gosterir. Filmin ana konusu, Andronikov Manastırı ’ndan uc keşişin ayrılmasıdır: Daniil, Cyril ve Andrey Rublev.
12. Vıy or Spirit of Evil (1967) – IMDB: 7.2 1967 yapımı ve Nikolai Gogol ’un aynı adlı oykusunden uyarlanan Viy, SSCB ’de resmî olarak yayınlanan ilk korku filmidir. Zamanını aşan efektlere sahip olan bu film 50000 ruble gibi duşuk bir butceyle uretildi. Filmin gercekten buyuduğu yer, gorsel-işitsel yonudur. Filmde, cadı ve doğaustu varlıkların gorsel olarak doneminin teknolojisinde olabildiğince etkileyici olması sayesinde; rituelistlik ile vahşi ve doğaustu unsurlar yan yana getirilmiş, oldukca etkileyici bir dunya yaratılmıştır.
Film; genc bir rahibin, uzak bir koyun kucuk, eski ahşap bir kilisesinde bir cadının uyanışına komuta etmek ile gorevlendirilmesiyle başlar. Bu, rahip icin cesetle uc gece gecirmek ve sadece inancıyla ayakta durmaya calışmak anlamına gelir.
13. The Color of Pomegranates – Narın Rengi (1969) – IMDB: 7.6 Sinemanın en buyuk başyapıtlarından biri olan Sergei Parajanov ’un yonettiği, Ermeni ozan Sayat Nova ’nın biyografisi niteliğindeki “Narın Rengi”, şairin hayatını Sayat Nova ’nın hayatındaki onemli olayların geleneksel bir anlatımından ziyade şiirleriyle ortaya koyuyor. Şairin buyuduğunu, aşık olduğunu, bir manastıra girdiğini ve olduğunu goruyoruz ama bu olaylar Sergei Parajanov ’un hayal gucunden ve Sayat Nova ’nın şiirlerinden, gorulen ve nadiren duyulan şiirlerden goruntuler bağlamında tasvir ediliyor. Sofiko Chiaureli, bu filmde hem erkek hem de kadın olmak uzere toplam 5 rolde oynadı. Sergei Parajanov ise yazar, yonetmen, kurgu yonetmeni, koreograf ve tasarımcı olarak bu turunun tek orneği calışmanın neredeyse her yonu uzerinde calıştı.
Film ancak 2014 yılında dunya capında ilk gosterimini yapabildi, Cannes Film Festivali ’nde gosterimi yapılan eser Martin Scorcese tarafından restore edildi ve bu restorasyonu odul aldı.
14. Crime and Punishment – Suc ve Ceza (1970) – IMDB: 7.9 Yonetmen koltuğunda Lev Kulidzhanov ’un bulunduğu filmin suresi 221 dakikadır. SSCB ’de 13 milyondan fazla kişi tarafından izlenen Suc ve Ceza, 2 bolumden oluşan tek bir filmdir.
Fakir bir eski hukuk oğrencisi olan Raskolnikov, yaşlı bir tefeciyi ve kız kardeşini; belki para icin, belki de kanunların ustunde olma teorisini kanıtlamak icin oldurur. Normal prosedurler yoluyla, kurbanın muşterisi olduğu icin polisin dikkatini ceker ve polis Porfiry ’nin baş şuphelisi haline gelir. Bu arada, Raskolnikov ’un annesi ve kız kardeşi şehre gelir; Raskolnikov daha sonra bir trafik kazasında olen sarhoş bir tezgahtarla tanışır ve adamın genc bir fahişe olan kızı Sonia ’ya aşık olur. Sonia, onu Sibirya ’ya kadar takip edeceğine soz vererek sucunu itiraf etmeye cağırır. Peki o bu sorumluluğu kabul edecek mi?
15. Solaris (1972) – IMDB: 8.0 1972 yılı Cannes Film Festivali ’nde Ozel Juri Odulu ’nu kazanan, ayrıca Altın Palmiye ’ye aday gosterilen Solaris, tum zamanların en guclu bilim kurgu filmlerinden birisi olarak sayılmaktadır. Sovyet yapımı bir bilim kurgu ve drama filmi olan Solaris, 166 dakika ile Tarkovsky ’nin uzun metrajlı filmleri arasındadır.
Psikolog Kris Kelvin, uzak bir gezegenin ayının yorungesinde donen bir uzay istasyonuna gonderilir. Bir zamanlar 80 ’den fazla kişiyi barındıracak şekilde inşa edilen istasyonda artık sadece 3 kişi kalmıştır. Uzay istasyonu, oradayken cıldırmaya varan sanrılardan muzdarip bircok yolcu icin birer kabus olmuştur. Kelvin, uc kişiden biri olan Gibarian ’ın da olduğunu oğrenir ve kalan iki kişi oldukca sakin ve soğukkanlıdır. Yakında Kelvin de garip bir şeylere tanık olacaktır.
16. The Dawns Here Are Quiet – Sakindi Oranın Şafakları (1972) – IMDB: 8.1 1972 yapımı bir savaş ve drama filmi olan “The Dawns Here Are Quiet”, Stanislav Rostotskiy ’in yonetmenliğinde Yabancı Dilde En İyi Film Oscar ’ına layık gorulmuştur. 188 dakika suresi ile yine uzun metraj Sovyet sineması orneklerinden alıştığımız bir uzunluktadır.
The Dawns Here Are Quiet ’in hikayesi, İkinci Dunya Savaşı sırasında beş kadın ucaksavar topcusunun ve uzak bir topcu ussunde konuşlanan erkek Rus subay Kıdemli Cavuş Vaskov ’un etrafında donuyor. Film savaş karşıtı temaları ve ogeleri oldukca acık bicimde kullanıyor ve İkinci Dunya Savaşı ’nda Rus kadın askerlerinden oluşan bir garnizona odaklanıyor.
17. The Mirror – Ayna (1975) – IMDB: 8.0 Tarkovsky ’nin yazıp yonettiği 1975 yapımı drama filmi olan The Mirror, otobiyografik bir yapımdır. Turkiye Film Eleştirmenleri Derneği ’nin En İyi Yabancı Film listesinde 6. sırada olan The Mirror, sık sık tum zamanların en iyi filmleri listelerinde kendisine yer bulur. The Mirror ’un hicbir zaman bir ilk gosterimi olmadı ve ilk dağıtımı yapıldığında sadece 73 kopyası olan bir filmdi.
Tarkovsky, bu filmde; olmekte olan bir adamın II. Dunya Savaşı sırasındaki cocukluğu, ergenliği ve ailesindeki sancılı boşanmayla ilgili anılarını canlandırarak; gecmişe donuşleri, tarihi goruntuleri ve orijinal şiiri bir araya getiriyor. Hikaye, Rus tarihi ve toplumu hakkındaki duşunceleri ic ice geciriyor.
18. They Fought for Their Motherland – Vatanları İcin Olduler (1975) – IMDB: 7.8 Sovyet sineması icerisinde onemli bir rolu olan usta yonetmen Sergei Bondarchuk ’un yonettiği 1975 yapımı savaş filmi, Cannes Film Festivali ’nde Altın Palmiye adaylığına layık goruldu.
Temmuz 1942 ’de, İkinci Dunya Savaşı ’nda, Alman saldırısı karşısında geri cekilmek zorunda kalan Kızıl Ordu ’nun bir tepeyi korumak uzere gorevlendirilen mufrezesi, geri cekilen Sovyet birlikleri kopruyu gecerken Don Nehri ’nin koprubaşını Alman ordusuna karşı koruyor. Askerler kırsal kesimden Rus topraklarına geri donerken, vatanlarını savunmak icin yoldaşlıklarını, duygularını, korkularını ve kahramanlıklarını gostereceklerdir.
19. The Ascent – Tırmanış (1977) – IMDB: 7.7 Sovyet sineması icin onemli bir değer olan kadın yonetmen Larisa Şepitko, Berlin Uluslararası Film Festivali ’nden 4 odulle ayrıldığı bu filmi 1977 yılında uretmiştir. Tırmanış, Şepitko ’nun başyapıtı olarak kabul edilir.
2. Dunya Savaşı ’nın ortasında dondurucu soğukların yaşandığı bir surecte, iki Sovyet yanlısı partizan – Sotnikov ve Rybak – kendileri ve yurttaşları icin yiyecek bulmak uzere yola cıkarlar. Bir Alman muhtarının evinde bir koyun bulurlar, ancak bir Nazi devriyesi tarafından tutuklanırlar ve kampa donuşleri engellenir. Esir alınan Sotnikov, inanclarına sadık kalır ve fiziksel taciz ve işkenceye rağmen kendisine sorulan soruları yanıtlamayı reddeder. Rybak ise cok da bir şey bilmedikleri icin onlara bildikleri her şeyi anlatmaları ve hayatta kalmak icin ellerinden geleni yapmaları gerektiğini savunur. İclerinden biri yaşayacaktır ama cok ağır bir bedelle…
20. Stalker – İz Surucu (1979) – IMDB: 8.1 Tarkovsky ’nin yonetmenliğini ustlendiği, 1979 yapımı bir bilim kurgu filmi olan Stalker, Cannes Film Festivali ’nde ozel bir odul olan Ekumenik Juri Odulu ’ne layık gorulmuştur. Tum zamanların en iyi filmleri listelerinde sık sık yer bulan Stalker, SSCB ’de 4 milyonu aşkın bilet satmıştır. Stalker, metal ve rock gruplarından video oyunlarına dek cok geniş bir kultur-sanat alanında yerini sağlama alan bir kult oluşturmuştur.
Kucuk, adsız bir ulkede “bolge” adında bir alan bulunmaktadır. Bu sıra dışı bir bolgedir ve icinde, dileklerin kabul edildiğine inanılan bir alan bulunmaktadır. Hukumet, “bolge”yi girilmez bolge ilan ederek muhurluyor. Yine de bu, insanların “bolge”ye girmek icin cabalamasını engellemiyor. Bir yazar ve bir profesor, “bolge”ye ulaşmak istiyor. Rehberleri olan ve Stalker olarak bilinen bir adam, “bolge” ile ozel bir ilişkiye sahiptir.