
Yine bir hafta sonu geldi cattı! Kimimiz iş, kimimiz ders yuku ile dolu koskoca bir haftayı geride bırakıp nihayet arkamıza yaslanabilmenin sevinci icerisindeyiz. Elbette ki boş zaman yaratabilmek de, bu boş zamanı verimli değerlendirebilmek de cok değerli… Keyifli zaman gecirmeyi, ailenizle birlikte guzel bir aktivite yapmayı, veya sadece biraz adrenalin seviyenizi yukseltmeyi istiyor olabilirsiniz. Neyse ki bu isteklerinizin hepsini karşılayacak harika bir fikrimiz var. Film onerileri listemize hoş geldiniz!
Her hafta olduğu gibi bu hafta da izleyicilerinin hafta sonlarını daha keyifli gecirmelerini sağlayacak; korkudan dramaya, komediden aksiyona birbirinden değişik ve muhteşem 10 filmi, film onerileri listemizde bir araya getirdik. 1960 ’lardan gelen unlu bir Jean-Luc Godard filminden gectiğimiz ay vizyona giren yepyeni bir korku filmine birbirinden farklı izleyici kitlelerine hitap eden 10 filmi, film onerileri listemizde sizler icin inceledik. Tek yapmanız gereken arkanıza yaslanıp listemizdeki birbirinden yetkin film onerileri arasında bir secim yapmak…
Keyifli okumalar…
Gectiğimiz hafta hazırladığımız film onerileri listemizi incelemek icin tıklayın.
1. Unhinged – Dengesiz (2020) – IMDB: 6.0 2009 yapımı unlu kara komedi filmi The Joneses ile tanınmaya başlayan yonetmen Derrick Borte ’un son uzun metrajlı filmi ve film onerileri listemizin de ilk filmi olan Unhinged, Carl Ellsworth ’un senaristliğinde uretilen 2020 yapımı psikolojik gerilim ve aksiyon filmidir. Oscar odullu usta oyuncu Russell Crowe, başrolunde yer aldığı filmdeki performansı sayesinde ABD ’de duzenlenen Halkın Secimi Odulleri ’nde Favori Drama Oyuncusu odulu adaylığına layık gorulmuştur. Filmin oyuncu kadrosunda Russell Crowe ’a Caren Pistorius, Gabriel Bateman, Austin P. McKenzie ve Jimmi Simpson eşlik ediyor. Film pandemi sureci nedeniyle gosterim ve dağıtım aşamalarında kimi sorunlar yaşayarak, 30 milyon dolarlık butcesine karşın 44 milyon dolar ile beklentinin altında bir hasılat elde etmiştir.
Hepimizin yaşadığı bir şey olan trafik stresi, ongorulemeyen ve korkunc bir olaylar dizisine donuşurse ne olur? Rachel ’ın (Caren Pistorius), trafik ışıklarında bir yabancıyla (Russell Crowe) yolu kesiştiğinde ve aralarında bir tartışma gercekleştiğinde bu soruya nihayet bir yanıtımız olacak. Yakında Rachel, kendisini ve sevdiği herkesi yok etmek isteyen ve bu yolla hem ona olumcul bir ders vereceğini hem de dunyaya son bir iz bırakacağını duşunen bu adamın hedefi haline geldiğini anlayacaktır. Pek yakında, trafikte yanınızda duran surucunun aslında kim olduğunu bilmediğinizi gundelik yaşamda size surekli olarak hatırlatacak tehlikeli bir kedi ve fare oyunu başlayacaktır.
2. Get Him to the Greek – Zorlu Gorev (2010) – IMDB: 6.3 Nicholas Stoller ’ın yazıp yonettiği ve yapımcılığını ustlendiği 2010 yapımı uzun metrajlı komedi filmidir. Russell Brand ve Jonah Hill ’in başrollerini paylaştığı film, 2008 yapımı “Forgetting Sarah Marshall”ın devamıdır. 90 milyon doları aşan gişe performansı ile goz dolduran Get Him to the Greek ’in vizyona girmesi ile eşzamanlı olarak piyasaya surduğu soundtrack albumu, alışılmışın dışında uretilmiş, gercek bir rock grubu albumudur. Ayrıca film MTV Film ve TV Odulleri ’nde En İyi Komedi Filmi dalında adaylığa layık gosterilmiştir.
İngiliz rock yıldızı Aldous Snow, yaşadığı bir ayrılığın ve rezalet bir kaydın ardından tekrar uyuşturucu ve ickiye başlar. Los Angeles ’ta, finansal durgunluk icinde kalmış bir plak şirketi icin calışan Aaron Green, patronunun ona verdiği ve bir kariyer yapması icin son şansı olan gorevi ustlenir. Gorevi Aldous ’u Londra ’dan Los Angeles ’a 72 saat icinde onemli bir konser icin getirmektir. Tam da Aaron ’un şansına, o gun, Aaron ’un kız arkadaşı Daphne ona Seattle ’daki tıp eğitimini bitirmek istediğini soyler. Aaron, bu durumun ilişkilerini bitireceğinden emindir. Londra ’da da işler onun icin daha iyi olmayacaktır. Aldous buluşmalarını birkac kez geciktirir, Aaron ’ı kotu alışkanlıklarına ortak eder ve Aaron ’a karşı ikircikli bir tavır sergiler. Aaron, Aldous ’un madde bağımlılığını hayatını idame ettirmesini sağlayacak bir aşamaya duşurebilecek ve onu gitmeleri gereken yere ulaştırabilecek mi? Peki ya Daphne?
3. Smile – Gulumse (2022) – IMDB: 6.9 İlk gosterimini Teksas ’ta her yıl duzenlenen unlu film festivali Fantastic Fest ’te yapan Smile, Parker Finn ’in ilk uzun metrajlı filmi olma ozelliğini de taşıyan 2022 yapımı bir psikolojik korku filmidir. Kyle Gallner, Jessie T. Usher, Caitlin Stasey, Rob Morgan ve Kal Penn ’in başrolleri paylaştığı film henuz gosterime girmesinin uzerinden bir ay dahi gecmemesine karşın 100 milyon doları gecen hasılatı ile alanında bir rekora imza attı. Dev yapımcı Paramount Pictures tarafından uretilen filmin ana cekimleri sadece 1,5 ayda tamamlanmıştır.
Rose, doğaustu bir şeylerin var olması veya evrende doğaustu olayların yaşanması gibi fikirlerden rahatsız olan bir psikiyatristtir. Bir hastayla yaşadığı tuhaf ve acıklanamaz bir olaydan sonra; kendisini, sadece kendisinin gorebildiği, acıklanamayan olay ve durumların icinde bulur. Film boyunca Rose, peşinde olanın kotu niyetli ve muhtemelen doğaustu bir şey olduğu konusunda daha fazla paranoyaklaşacaktır.
4. You Were Never Really Here – Hicbir Zaman Burada Değildin (2017) – IMDB: 6.8 2017 yapımı bu neo-noir psikolojik gerilim filmi “You Were Never Really Here”, BAFTA odullu usta yonetmen Lynne Ramsay ’in yazıp yonettiği son uzun metrajlı filmdir. İlk gosterimini Cannes Film Festivali ’nde yapan eserin başrollerini Joaquin Phoenix, Judith Roberts, Ekaterina Samsonov, John Doman ve Alex Manette paylaşıyor. Cannes Film Festivali ’nde En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu dalında odul kazanan film, ayrıca Altın Palmiye adaylığına da layık gorulmuştur.
HÂl acı cekmesine neden olan bir gecmişin bedelini ateşli ruya gibi halusinasyonları ile odeyen ve yaşadığı caresiz durum karşısında amansız bir şaşkınlık duyan kır saclı Joe, travma gecirmiş bir Korfez Savaşı gazisi ve şimdi zayıf ve yaşlı annesiyle yaşayan yılmaz bir kiralık dedektiftir. Bir işi daha başarı ile sonuclandıran Joe, gozu pek bir gorev adamı olarak muthiş bir une sahiptir ve kayıp gencleri kurtarma konusunda uzmanlaşmış bir kişilik olarak tanınmaktadır. Hırslı bir New York senatorunun 13 yaşındaki kızı Nina evden cıkıp bir daha eve donmediğinde; Joe, kan ve ter ile dolu bir goreve hazırlanmaya başlar. Ancak yarım kalmış ipucları ve psikolojik sorunlarının ağır yukunu omuzlarından atmak icin umutsuz bir arzunun ortasında, Joe ’nun mental olarak cokuşe gitmesi neredeyse kacınılmazdır ve Joe ’nun acıdan kacmak icin attığı her adım onu dehşete daha da yaklaştırmaktadır. Joe icin giderek gerceklik ve ruya arasındaki cizgiler bulanıklaşacaktır.
5. Paddington – Ayı Paddington (2014) – IMDB: 7.3 Paul King ’in yazıp yonettiği 2014 yapımı animasyon filmi olan Ayı Paddington, Michael Bond ’un yarattığı bir karakterin sinemaya uyarlanması sonucunda uretilmiştir. Hugh Bonneville, Sally Hawkins, Julie Walters, Jim Broadbent, Peter Copaldi, Nicole Kidman ve Ben Whishaw gibi usta oyuncuların seslendirdiği animasyon filmi; 280 milyon doları aşan hasılatı ile gelmiş gecmiş en iyi gişe performansına sahip animasyon filmleri arasındadır. Ayrıca filmden uyarlanan bir video oyunu da 2015 yılında Nintendo 3DS platformunda piyasaya surulmuştur.
Hayata tutku ile yaklaşan genc bir Perulu ayı, İngiltere ’de bir ev aramak icin Londra ’ya gider. Paddington İstasyonu ’nda kendini kaybolmuş ve yapayalnız bularak, şehir hayatının hayal ettiği yaşamın bir parcası olmadığını duşunmeye başlamıştır, ta ki boynundaki etiketi ( “Lutfen bu ayıya iyi bakın. Teşekkurler.” ) okuyan nazik Brown ailesiyle tanışana kadar… Ona gecici bir sığınak olacak Brown ailesi ile birlikte Paddington ’un şansı değişmiş gibi gorunuyor. Ama Peru ’da yaşayan en nadir ayı turlerinden birisinin uyesi olan Paddington bir muze gorevlisinin dikkatini cektiğinde, kendisini bekleyen buyuk bir tehlike ile karşılaşır.
6. Vavien (2009) – IMDB: 7.5 İstanbul Film Festivali ’nde Yılın En İyi Turk Filmi, FIPRESCI ve Altın Lale odullerini kazanan unlu Turk sineması eseri Vavien; Taylan Biraderler olarak da bilinen Yağmur Taylan ve Durul Taylan ’ın yonetmenliğini ustlendiği 2009 yapımı drama ve kara komedi filmidir. Binnur Kaya, filmin aynı anda hem senaristi hem de oyuncusu olan Engin Gunaydın ’la başrolleri paylaşmaktadır. Filmin cekimleri Tokat ilinin Erbaa ilcesinde yapılmıştır.
Celal, ufak bir kasabada eşi ve cocuğuyla mutluluktan uzak bir aile hayatı yaşayan bir babadır. Kardeşi Cemal ile, işleri kesat olan ve borc batağında boğulan bir elektrikci dukkanı işleten Celal ’in hayatta zevk aldığı tek şey Samsun ’un gece kuluplerinde zaman gecirmektir. Celal ’in gittiği gece kuluplerinden birinde gorduğu bir kadın calışan olan Sibel Ceylan ’a gonlunu kaptırması, zamanla başını belaya sokacaktır. Celal ’in eşi Sevilay, Almancı babasının duzenli olarak gonderdiği paraları biriktirir. Celal ’in yapmış olduğu para birikimini bildiğinden habersizdir. Kotu bir hayat suren Celal, bu paranın son kurtuluş umudu olacağını duşunur ve bir plan işletir. Arabasının kapısına, kapının otomatik olarak acılmasını sağlayacak bir mekanizma kurar. Celal, kaza susu ile karısını ucurumdan aşağı atarak karısının birikimi olan tum paranın uzerine yatmayı planlamaktadır. Bu planını gercekleştirir de ancak iki gun sonra eşi Sevilay, Celal ’in asla beklemediği bicimde geri doner. Onu ucurumdan itenin Celal olduğunu anlamış mıdır? Bunca yıl biriktirdiği parayı bir turlu bulamayan Sevilay, kocasının parayı bulup bulmadığına dair meraka duşer. Sevilay ’ın sorduğu sorular, Celal ve Sevilay ’ın cevresindeki herkesin kafasını karıştırır ve hem Celal ’in hem de Sevilay ’ın hayatlarında bircok şey yaşamalarına neden olur.
7. Barton Fink (1991) – IMDB: 7.6 Film onerileri listemizin sıradaki onerisi olan Barton Fink, Coen Kardeşler olarak da bilinen Ethan Coen ve Joel Coen tarafından yazılıp yonetilen ve uretilen 1991 yapımı bir kara komedi filmidir. İlk gosterimini Cannes Film Festivali ’nde yapan film, bu festivalde Altın Palmiye kazanmasının yanı sıra En İyi Yonetmen ve En İyi Erkek Oyuncu alanlarında da film odulu kazandı. 3 dalda Oscar adaylığı da bulunan Barton Fink ’in ana cekimleri yaklaşık 8 hafta gibi oldukca kısa bir surede tamamlanmıştır. Hitchcock ve Polanski sinemasının etkisini bariz bicimde icinde taşıyan film, kısıtlı gosterim imkÂnları sebebiyle yapım maliyetini dahi karşılayamamasına karşın pek cok sinema tutkununun favori filmi olma ozelliğini taşımaktadır.
1941 yılında New York ’ta gecen filmde Barton Fink, Broadway sahnesinde ilk buyuk başarısını henuz elde etmiş acemi bir Yahudi-Amerikalı oyun yazarıdır. Sıradan balıkcıların mucadeleleri ve ozlemleri hakkında oyunlar yazan, ayrıca genelin aksine krallardan ve aristokrasiden cok işci sınıfının yaşamı hakkında daha fazla oyun yazmayı hedefleyen Fink, menajeri onu Los Angeles merkezli bir film studyosu olan Capitol Pictures ile kazanclı bir senaryo yazımı sozleşmesi imzalamaya ikna ettiğinde bu fikirleri ve hedefleri yonunde yaşamını surdurmek, giderek daha zorlu bir gorev haline gelir. Yeni işinde ilk gorevi gureşle ilgili bir filmin senaryosu uzerinde calışmak olsa da, bu eğlence biciminin temellerini bile bilmiyordur.
Yalnız hissetmesi uzerine, kapı komşusu ve sigorta satıcısı olan Charlie Meadows ile arkadaş olan Fink, Meadows ile ickisini paylaşmayı sever. Fink, deneyimli romancı ve senarist WP Mayhew ’den yazma tavsiyesi ister, ancak cok gecmeden adamın, kariyeri duşmuş, kotu niyetli bir alkolik olduğunu anlar. Fink, Mayhew ’in kişisel sekreteri, uzun sureli metresi ve Mayhew ’in son calışmalarının arkasındaki esas yazar Audrey Taylor ’a bir aşk beslemeye başlar. Bir anda yaşamını alt ust edecek bir seri katil hikÂyesi ile karşı karşıya kalan Fink, acaba duğumu cozebilecek midir?
8. Man on Wire – Teldeki Adam (2008) – IMDB: 7.7 Akademi Odulleri ’nde En İyi Belgesel dalında Oscar odulunu ve BAFTA Odulleri ’nden En İyi İngiliz Filmi odulunu kazanan Man on Wire, gercek bir hikayeyi anlatan ozgun bir eserdir. Gercek hikayeyi yaşayan ve aynı zamanda filmin başrol oyuncusu olan Philippe Petit ’in To Reach the Clouds isimli 2002 yapımı kitabına dayanan film, yaklaşık 2 milyon dolarlık butcesini yaklaşık 5 milyon doları aşan hasılatı ile aşarak gişede başarı gostermiştir.
Bir başına buyruk, bir hayalperest, bir sanatcı: Philippe Petit bunların hepsi ve daha fazlasıdır. 1974 yazında hafif ruzgarlı bir gunde, Manhattan halkı başını yukarıya doğru cevirdiğinde, Dunya Ticaret Merkezi ’nin İkiz Kuleleri arasına gerilmiş yuksek bir tel uzerinde mukemmel bir şekilde dengede duran yalnız bir figur ile karşılaşacaktır. Petit, neredeyse bir saat boyunca, polisin aşağı inmek icin yalvarışlarını gormezden gelerek, sadece sanatsal ifadesine sevinerek tellerin uzerinde dans edecektir.
Telde yaklaşık bir saat dans ettikten sonra gozaltına alınan, psikolojik değerlendirmeden gecen ve nihayet serbest bırakılmadan once hapse atılan Petit, altı bucuk yıl boyunca kulelerin hayalini kurduktan sonra, nihayet hayalini gercekleştirmek icin New York ’ta sadece sekiz ay gecirir. Arkadaşlarından ve iş ortaklarından oluşan bir ekip tarafından desteklenen Petit, gosterisini yapmadan once sayısız olağanustu zorlukla karşı karşıya kalır. Dunya Ticaret Merkezi ’nin guvenliğini aşmanın bir yolunu bulması gerekir; ağır celik kabloyu ve arma ekipmanını kulelere sokması; teli iki catı arasından gecirmesi; teli sabitlemesi ve ruzgarlara ve binaların sallanmasına dayanacak şekilde germesi de onundeki gorevlerden birkacıdır. Bunların tamamının gece gizlilik icinde yapılmasını ve Philippe ’in sabah 7:15 ’te Manhattan ’ın kaldırımlarının 1,350 fit yukarısındaki yuksek tele ilk adımını atmasını sağlayan neydi? James Marsh ’ın belgeseli, Petit ’in olağanustu macerasını, Philippe ’in kendisinin ve yuzyılın sanatsal sucu olarak bilinen eşsiz ve muhteşem gosteriyi yaratmasına yardım eden bazı ortak komplocuların tanıklığıyla aktarıyor.
9. Breathless – Serseri Aşıklar (1960) – IMDB: 7.7 Gectiğimiz gunlerde yaşama veda eden usta yonetmen Jean-Luc Godard ’ın yazıp yonettiği 1960 yapımı drama ve suc filmi “Breathless”, Fransız Yeni Dalga sinemasının unutulmaz oyuncuları Jean Seberg ve Jean Paul Belmondo ’nun başrolleri paylaştığı bir başyapıttır. Film onerileri listemizin bu uyesi, vizyona girişinin 50. yılı şerefine 2010 yılında restore edilerek tekrardan seyirci ile buluşmuştur. Jean Seberg ’e En İyi Yabancı Kadın Oyuncu dalında BAFTA odulu adaylığı kazandıran ve Berlin Uluslararası Film Festivali ’nde Godard ’a Gumuş Ayı odulu ve Altın Ayı adaylığı kazandıran yapıt, doneminin populer kulturunde onemli bir yer kazanmıştır.
Sorumsuz bir sosyopat ve kucuk caplı bir hırsız olan Michel Poiccard, bir araba calar ve onu takip eden bir motosiklet polisini de refleksif olarak oldurur. Şimdi yetkililer tarafından aranan Michel, birkac hafta once Nice ’de tanıştığı ve Sorbonne ’da gazetecilik okuyan havalı Amerikalı bir kız olan Patricia Franchini ile tekrar bir ilişkiye başlar. Paris ’ten ayrılmadan once, yeraltı dunyasından bir tanıdığından borc almayı planlar ve İtalya ’ya kacarken ona eşlik etmesini bekler. Poiccard, yerel gazetelerde ve medyada yer alan yuzuyle bile, Amerikan filmlerine olan aşkını ve guzel Amerikalıya şehvetli ilgisini pervasızca surdururken, yavaş yavaş etrafını saran ağdan habersizdir.
10. No Country for Old Men – İhtiyarlara Yer Yok (2007) – IMDB: 8.2 Joel ve Ethan Coen kardeşlerin yazıp yonettikleri ve yapımcılığını ustlendikleri bir diğer film olan No Country for Old Men, 2008 Amerika yapımı bir neo-western filmdir. İlk gosterimini Cannes Film Festivali ’nde yapan film, 163 film odulu ve 140 odul adaylığı kazanmış oldukca guclu bir yapımdır. Bu oduller ve odul adaylıkları arasında Yılın En İyi Filmi odulu de dahil olmak uzere 4 Oscar odulu, 2 BAFTA odulu, Altın Palmiye adaylığı ve 2 Altın Kure odulu bulunmaktadır. 25 milyon dolarlık butcesine karşın 170 milyon doları aşan bir gişe başarısı gosteren No Country for Old Men, Cormac McCarthy ’nin 2005 yılında kaleme aldığı aynı adlı romandan uyarlamadır. Tommy Lee Jones, Javier Bardem ve Josh Brolin ’in başrolleri paylaştığı film, orijinal hikayeye oldukca sadık kalmıştır.
Film onerileri listemizin son uyesi olan bu filmde, Rio Grande colunde bir uyuşturucu anlaşması ters gider ve kaynakcı Llewellyn Moss bir kutuda 2 milyon dolar bulur. Parayı alıp saklar ama duygusuz ve psikopat bir katil olan Chigurh onu kovaladığında meselenin ciddiyetini anlayacaktır. Kaynakcıyı bulmak icin onune cıkan herkesi kendine has bir silah kullanarak olduren Chigurh, Llewelyn ’e giderek daha cok yaklaşmaktadır. Butun bunlar olurken yaşlı şerif Ed Tom, soruşturmayı ele alır ve Moss ’u başına gelebilecekler konusunda uyararak meseleyi cozmeye calışır. Engellenmeye calıştıkları sucların buyukluğu ve tehlikesi karşısında ezilecekler mi, yoksa tutunabilecekler mi?