Bu yazımızda konumuz, 26 yıldır uzun metrajlı film yonetmenliği yapan ve son 20 yılda goz onundeki bir yonetmen ve film yapımcısı olan Oscar odullu Paul Thomas Anderson olacak. Filmlerinin cok sayıda Oscar ve BAFTA odulu adaylığı bulunan usta yonetmen, ayrıca Cannes Film Festivali ’nde En İyi Yonetmen odulune ve Berlin Film Festivali ’nde Altın Ayı odulune layık gorulmuş ve bir filmi Altın Palmiye ’ye de aday gosterilmiştir.
Gorece daha kaotik ve dramatik olan ilk filmleri, donemin sinema anlayışının da etkisiyle “ekstrem” teknikler ve oyunculuklarla uretilmiştir. Daha sonraki filmleri de benzer bir yoğunluğa sahip olsa da bu yoğunluk artık dışavurumcu değil icseldir (yani gorsel boyutta değil filmlerin iceriksel yoğunluğundan bahsediyoruz). Yonetmenlik anlayışı giderek daha olgun ve olculu hale gelen Anderson, film eleştirmenlerinin olumlu eleştirilerinin odağında olacak bir tarzı benimsedi.
Paul Thomas Anderson ’ın yonettiği ve şu ana dek vizyona giren 9 uzun metrajlı filmi bulunuyor. Bu filmlerin tamamının kısa incelemeleri bu yazıda yer alacak. Bunun yanı sıra Paul Thomas Anderson ’ın başkaca yonetmenlerle ortak bir calışması olan kısa filmlerinden birini de inceliyor olacağız. Ancak bundan oncesinde Paul Thomas Anderson filmlerinin, Paul Thomas Anderson ’ın sinemacılık anlayışına ışık tutan temel ogelerini inceleyecek ve bu ogeler uzerinden Paul Thomas Anderson sinemasını farklı ve ozgun kılanın ne olduğunu goreceğiz.
Her yonetmenin filmlerinde, kendisine ozgu bir sinemacılık anlayışı ve film yapım tarzında ozgunluklere rastlarız. Paul Thomas Anderson da yarattığı sinema eserlerinde bu gibi ogeler ve ozgunluklere başvurmuştur. Mainstream sinema anlayışlarından keskin cizgilerle ayrılan kimi yonetmenlerin filmlerini karakterize ettikleri olcude olmasa da Paul Thomas Anderson ’ın eserleri da kendisini belli eden ozgun yonlere sahiptir. Esinlendiği yonetmenlerin sinema tarzından etkilenen ve bu tarzlara ait ogeleri kendi vizyonu ile birleştiren unlu yonetmenin eserlerinde hangi ogelerden ve ozgunluklerden soz ediyoruz? Hadi hep beraber inceleyelim!
Kamera acıları ve hareketleri Anderson, kinetik kamera hareketlerini filmlerinde kullanışı, yani uzun ve devinime sahip kamera cekimleri ile tanınır. Bununla birlikte, Boogie Nights ’ın acılışında olduğu gibi, bircok rahatsız edici kamera hareketi kullanıyor. Sahnenin, karakterlerin iceri girip cıktığı bir sahne oyunuymuş gibi acılmasına izin veren Anderson; filmin cekimini yapan kameranın sahnede “etrafına bakmasına” izin veriyor, bu da seyircide “alanı izleyen bir ucuncu goz” hissi yaratıyor.
Işık ve renk kullanımı Yonetmenin filmlerinde ışık ve rengi kullanma şekli, aynı zamanda garip bir şekilde incelikli ve ayrıntılıdır. Sahnedeki nesnelerin coğu icin oldukca hafif renk paletlerini kullanan Anderson, sahnedeki ana unsurları ortaya cıkarmak icin ise daha parlak renkleri tercih etmektedir. “Punch-Drunk Love” filminde ve “There Will Be Blood”da bu tekniği sık sık gormek mumkun. Bunun yanı sıra siluetler ve hÂleler oluşturmak icin fazlasıyla arka ışık kullanan Anderson, bu tekniğini de kendine ozgu bir şekilde geliştiriyor.
Ozgun ve cok boyutlu karakterler Paul Thomas Anderson, karmaşık, tuhaf, cok boyutlu karakterler yazma becerisine sahiptir. Oyuncu kadrosunda genellikle Joaquin Phoenix, Philip Seymour Hoffman ve Julianne Moore gibi film sektorundeki saygın aktorlerden bazıları bulunur. Aslında Paul Thomas Anderson, Oscar ’a aday gosterilen eserlerini de bir olcude bu yetkin senaryolara ve bu senaryolara uygun oyuncular keşfetmesine borclu denilebilir.
Film muzikleri Anderson bir roportajında, filmlerde muziğin rolunu ilk fark etmesinin, Stanley Kubrick ’in Otomatik Portakal filmindeki Alex karakterinin ozellikle urkutucu ve şiddetli bir sahnede “Singin in the Rain” şarkısını soylediği sahneyi izlemesi ile gercekleştiğini ifade etmiştir. Anderson ’ın bu hususta Kubrick ’in oğrencisi olduğu acıktır cunku aynı Kubrick gibi ruh hali ve gercekliğin zıtlıklarını yansıtan, birbirine benzeyen ve sahnenin temasına zıt muzikal unsurları kullanma eğilimindedir.
Ayrıca Anderson, yaratmak istediği atmosferleri mukemmel bir şekilde yakalayan besteler yazan bestecilerle (Jon Brion ve Radiohead ’den Jonny Greenwood) calıştı. Ve sinema eserlerinin muzik kulturune duyduğu ilgiden oturu, filmlerinde kullandığı muziklere ozel bir onem atfetmektedir.
Ayrıca goz atabilirsiniz: Birbirinden Etkileyici Kamera Cekim Teknikleriyle Oluşturulan 10 Film
Şimdi de Paul Thomas Anderson sinemasının eserlerine odaklanalım:
1. Inherent Vice – Gizli Kusur (2014) – IMDB: 6.6 En iyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar adaylığı bulunan film, 2014 yapımı bir gizem ve komedi filmidir. Cok olumlu eleştiriler alan hatta yer yer yuceltilen film, gişede başarı yakalayamamıştır.
1971 yılında, Guney Kaliforniya ’daki Gordita Sahili ’nde yaşayan ve “Doc” ismiyle bilinen esrarengiz hippi Larry Sportello, eski sevgilisi Shasta Fay Hempworth ’ın ziyareti ile kendisini cozmeye calıştığı bir durumun ortasında bulur. Milyarder yeni erkek arkadaşı olan Michael Wolfmann (Mickey adıyla biliniyor) bahseden Shasta, Mickey ’in eşinin Mickey ’i kacırıp akıl hastanesine yatırma planından bahseder. Doc, Shasta ’ya yardım ederken yalnızca Wolfmann ’ı değil, kaybolan ve oldurulduğu varsayılan birini daha aramak uzere yola koyulur. Yol boyunca Doc; cılgın bir karakter kadrosuyla kendisini siyasetin, kultlerin, fuhuşun, uyuşturucu ticaretinin icinde bulacak ve bunların hepsini organize eden “Altın Diş” isimli bir yeraltı orgutu ile tanışacaktır.
2. Master – Usta (2012) – IMDB: 7.1 Venedik Film Festivali ’nde FIPRESCI odulu alan film, BAFTA ’da En İyi Ozgun Senaryo odulu adaylığı almıştır. 2012 yapımı bir psikolojik drama filmi olan Master da istenen gişe başarısına erişemese de eleştirmenlerce sevilen ve ovulen bir filmdir.
İkinci Dunya Savaşı ’ndan dondukten sonra bircok dehşete tanık olan karizmatik bir entelektuel, hayatına anlam katmak icin inanc temelli bir organizasyon kurar ve “Usta” olarak tanınmaya başlar. “Usta”nın sağ kolu, organizasyon buyudukce ve ateşli bir takipci kitlesi kazandıkca hem inanc sistemini hem de “Usta”yı sorgulamaya başlar.
3. Licorice Pizza (2021) – IMDB: 7.2 2021 yapımı drama ve komedi filmi Licorice Pizza, uc Oscar adaylığına ve 4 Altın Kure adaylığına sahip guclu bir yapımdır.
1973 yılı, yer San Fernando Valley… Korkusuz ozguveni ve şaşırtıcı derecede olgunluğu ile dikkat ceken 25 yaşındaki fotoğrafcı asistanı Alana Kane, beklenmedik bir şekilde onun beklenmedik bir hayranı olan 15 yaşındaki genc oyuncu Gary Valentine ile bir şeyler icmek icin dışarı cıkmayı isteksizce kabul eder. Olaylar birbirini kovalarken, bu ikili ayaklarını yere basarak ve dunyadaki amaclarını bulmaya calışarak hırslı iş girişimlerine başlarlar. Ancak hayatın iniş cıkışları karşısında Gary ve Alana arkadaş kalabilecekler mi?
4. Hard Eight – Sydney (1996) – IMDB: 7.2 1996 yılında Cannes Film Festivali ’nde ilk gosterimini yapan suc filmi Hard Eight, yonetmenin ilk uzun metrajlı filmi olma ozelliğini taşıyor.
Sydney, altmışlı yaşlarında, hala kumarhanelerde vakit geciren deneyimli bir kumarbazdır. Hic parası olmayan ezik John ile tanıştığında, onu gencliğine benzetir ve kendisine yardım etmeye calışır. Onunla ilgilenir ve ona işinin tum puf noktalarını oğretir. Ayrıca kumarhanede garson olarak calışan genc bir kız olan Clementine ile ilişki kurmasına yardımcı olur. John, en başlarda Clementine ’in ve kendisinin yaşamından rahatsız gorunmuyor, ancak cok gecmeden hayatlarını alt ust eden bir şey olacaktır.
5. Phantom Thread (2017) – IMDB: 7.4 En İyi Film ve En İyi Yonetmen dalları da dahil 5 dalda Oscar adaylığı bulunan 2017 yapımı drama filmi, En İyi Kostum Tasarımı dalında da Oscar kazanmıştır.
1950 ’lerin Londra ’sında, Reynolds Woodcock, zengin ve unluleri giydiren unlu bir modacıdır. Tam kontrolu altındaki bir ortamda rakipsiz bir deha ile calışmaktadır. Reynolds ’un kontrollu bir ortamda calışması icin ev icinde duzeni sağlayan kız kardeşi Cyril Woodcock cabalamaktadır. Bununla birlikte, Reynolds ’un yaptığının ucretli bir iş olduğunu ve muşterileri dikkate almadan yalnızca kendi memnuniyeti icin moda tasarlamanın ve yaratmanın bir yolu olmadığını gozden kacırması da dahil olmak uzere hicbir dengenin bozulmasına izin vermemektedir. İş/yaşam ilişkilerindeki bu denge, Reynolds ’ın garson Alma Elson ile tanışmasıyla bozulmaya yuz tutar. Alma Elson Reynolds ’ın sadece ilham perisi değil, aynı zamanda asistanı ve sevgilisi olur.
6. Punch-Drunk Love – Aşk Sarhoşu (2002) – IMDB: 7.5 Paul Thomas Anderson ’a Cannes ’dan En İyi Yonetmen odulunu kazandıran 2002 yapımı romantik komedi ve drama filminin, aynı zamanda Altın Palmiye adaylığı bulunmaktadır.
Barry Egan kendi şirketini yoneten ve yedi kız kardeşi tarafından surekli takip edilen bir adamdır. Mental bir cokuş anındaki Barry Egan, yalnızlığını dizginlemek icin bir tele-seks hattını arar. Bu yaptığının başını buyuk belaya sokacağını ve gizemli Lena ile filizlenen romantizmini tehlikeye atacağını cok az biliyordur. Lena ve Barry aşırı karmaşık yaşamlarını ve sıra dışı becerilerini ilişkileri uğruna feda edebilecekler mi?
7. Anima (2019) – IMDB: 7.6 Paul Thomas Anderson ’ın yonettiği bu kısa muzikal filmde, Radiohead ’den Thom Yorke da akıllara durgunluk veren bu gorsel senfonide yer alıyor. Yuksek sesle dinlenilmesi gereken bir kısa film…
8. Boogie Nights – Ateşli Geceler (1997) – IMDB: 7.9 3 Oscar ve 2 BAFTA odulu adaylığı bulunan 1997 yapımı komedi ve drama filmi, ilk gosterimini Toronto Uluslararası Film Festivali ’nde yapmıştır.
Her zaman yeni yetenekler arayan erotik film yonetmeni Jack Horner, tesadufen bir restoranda komi olarak calışan Eddie Adams ile tanışır. Eddie genc, yakışıklı ve libidosu yuksek bir insandır. Eddie, erotik film sektorunde Dirk Diggler adını kullanarak, aylar icerisinde zirveye doğru hızla yukselir. Ancak uyuşturucu maddeler ve ego, Dirk ile etrafındakiler arasına girer. Dirk cok gecmeden şohret denen şeyin pek de uzun bir macera olmadığını anlayacaktır.
9. Magnolia – Manolya (1999) – IMDB: 8.0 Altın Kure ve Altın Ayı odullerine layık gorulen 1999 yapımı drama filminin aynı zamanda uc Oscar adaylığı bulunmaktadır. Film 50 milyon dolara yakın hasılat yapmıştır.
Los Angeles ’ta 24 saati anlatan filmde uc paralel ve kesişen hikayeye tanık olacağız. Film, bir anlatıcının bize tesaduf temasına dayalı uc ayrı hikaye anlatmasıyla başlıyor. Oradan, hayatları bir şekilde birbirine bağlı olan 9 karakterle tanışıyoruz. Onları bir gun boyunca takip ediyor ve hayatlarının sonsuza kadar değişmesini izliyoruz.
10. There Will Be Blood – Kan Dokulecek (2007) – IMDB: 8.2 2 Oscar ve bir BAFTA odullu, aynı yarışmalardan cok sayıda da odul adaylığı bulunan 2007 yapımı drama filmi 75 milyonu aşkın hasılat yapmış guclu bir yapımdır.
Acımasız bir gumuş madencisi ve petrol arayıcısı olan Daniel Plainview, petrol zengini bir şehir olan California ’ya taşınır. Plainview, evlat edindiği oğlunu guvenilir bir aile babası imajı yansıtmak icin kullanarak, yerel toprak sahiplerini, değerli mulklerini kendisine ucuza ona satmaya ikna eder. Bununla birlikte, yerel vaiz Eli Sunday, Plainviews ’in amaclarından ve niyetlerinden şuphelenir. Yavaş yavaş her ikisinin de hayatını tehdit eden bir kan davası başlayacaktır.