
Bu meseleye Geekyapar olarak daha oncesinde defalarca değindik, ama bir kere daha soylenmesinde bir beis gormuyoruz. Amerikan cizgi romanlarının artık cinsel objeleştirilme konusunda eskisi kadar falso olmadığını savunduğumuz yazıda da soylemiştik, artık daha fazla kadın super kahramanın beyaz ekrana taşınması gerekiyor.
Kadınlar cizgi romanlarda gelişmiş, kompleks, girift karakterlere sahipler ve kendi hikayelerinin başrollerindeler. Sinema endustrisi bunu uyarlamaktan neden tenzih ediyor? Bize kalırsa, şu aşağıdaki 8 super kahramanın her biri ayrı ayrı kendi filmini hak ediyor. İleride Marvel Studios filmlerinin en sağlam 10 oyuncu secimi listesine devam yaparsak, bu karakterleri oynayan aktrisleri de koymak isteriz.
Hazır mıyız? O zaman başlıyoruz.
Chay-Ara (Hawkgirl)
DC Comics ’in New 52 adı altında tum serilerini sıfırdan başlatmasıyla beraber Hawkgirl ’in orijin hikayesi biraz karıştı, fakat durust olmak gerekirse ilk versiyon olan olmekten aciz Mısır prensesi oykusunu pek bir seviyoruz. Mevzu şoyle gelişiyor, prenses Chay-Ara ve buyuk aşkı Khufu, onlara buyuk gucler veren bir gemi buluyorlar. Fakat bu buyuk gucun bedeli, Hath-Set tarafından lanetleniyorlar. Ne zaman aşkları zirve noktasına ulaşsa oluyorlar ve birbirlerini unutmuş ama hÂl bir seviyede bağlı bir bicimde tekrar doğuyorlar. Yeniden tanışıp, yeniden aşık oluyorlar ve bu aşk zirveye ulaştığında tekrar oluyorlar. Tam filmi cekilmelik değil mi? İsterlerse yeni Hawkgirl Kendra Munoz-Saunders‘ı da cekebilirler, problem yok, maksat şu kadının hikayesi bir anlatılsın!
Jennifer Walters (She-Hulk)
She-Hulk‘ın ismine bakıp “vay arkadaş, Hulk ’ın dişisi” diye geciştirmek mumkun, ama bizim yeni She-Hulk serisiyle ilgili eleştiri yazılarımızı okuyorsanız Walters ’ın cok uzun suredir bundan cok daha fazlası olduğunu biliyorsunuzdur. Walters Bruce Banner‘ın kuzeni. Kendisi Harvard mezunu bir avukat, fakat kuzeni Banner ’ı ziyaret ettiği bir gun vurulup olumle burun buruna geliyor. Banner da onu hayatta tutmak icin kanını vermek zorunda kalıyor, fakat bu kan ona da gamma radyasyonu geciriyor. Sonuc? Walters She-Hulk ’a donuşuyor. Fark şu: Jennifer daima She-Hulk formunda ve bu formda kendini kontrol edebiliyor, hatta Marvel evrenindeki pek cok kahramanın avukatlığını da o yapıyor. Hulk ’ı uzun dozlarda iki film boyunca cekemedik, ama şoyle hukuk baharatı katılmış bir She-Hulk filmini acayip bir keyifle izleriz.
Jessica Drew (Spider-Woman)
She-Hulk bir noktada Hulk ’ın kadın versiyonu, fakat Spider-Woman‘ın bildiğimiz, sevdiğimiz ailemizin super kahramanı Spidey ile alakası cok cok daha az. Drew bir kere guclerini henuz cok kucuk yaştayken alıyor. Sonrasında Nazi orgut HYDRA tarafından yetiştiriliyor, HYDRA‘nın gercek yuzunu goruyor ve Avengers ’a katılıyor. Bu bile an itibariyle Marvel sinematik evreninin icli dışlı olduğu tonla şeye cuk diye otururken, bir de kapıları Guardians of the Galaxy ile sonuna kadar aralanacak “Marvel ’ın galaktik tarafını” da boş gecmemiş Drew. Kendisi bir İngiliz, ama onu oynayacak şoyle kaliteli bir İngiliz oyuncu bulmakta zorluk cekmezler diye duşunuyoruz? Ayrıca da soylememiz gerekiyor, kendisi gelmiş gecmiş en guzel super kahraman kostumlerinden birine de sahip…
Carol Danvers (Captain Marvel)
Danvers eskiden Kree ırkına mensup Captain Marvel‘ın kadın versiyonuydu, ama artık bu efsanevi titr tamamen onun. Mar-Vell ’in olumunden sonra Captain Marvel olup, taşıdığı Ms. Marvel apoletini Pakistan asıllı Amerikalı, Musluman kız Kamala Khan ’a bırakan (o nasıl oldu diye merak ediyorsanız, yazmışlığımız var) şimdilerde Marvel ’ın en guclu super kahramanlarından biri. Yani anlayacağınız, ortada filminin cekilmemesi icin hicbir sebep yok. Neyse ki, listedeki pek cok diğer kadının aksine Danvers ’ın şansı daha fazla, zira yakınlarda Marvel sinematik evreninden sorumlu Kevin Feige cıkıp Captain Marvel filmini duşunduklerini ifade etti. Duşunun, daha ne duşunecekseniz artık?
Diana of Themyscira (Wonder Woman)
İşte bunu aklımız almıyor. Wolverine karakteri toplam 6 film gordu, yedincisine koşuyor, Wonder Woman‘ın şoyle elle tutulur tek bir sinema macerası yok. Gelmiş gecmiş en unlu kadın super kahraman olduğuna kimsenin şuphesi yok, cizgi romanları hÂl yok satıyor, insanlar hÂl Cadılar Bayramında onun kostumunu giyiyor ama Warner Brothers‘ın cesaretini toplayıp yapabildiği en iyi şey Zeus ’un kızı, Ares ’in oğrencisi, Amazonların prensesi Diana‘yı Batman vs. Superman ’e yancı olarak koyabilmek. Bakın, bir erkek kadın başrollu bir filme gitmez, kadınlar da kadın başrolu kıskanır mantığına dayanan sacma korkunuzu niye surduruyorsunuz hÂl bilemiyorum, ama Batman vs. Superman ’den sonra bir Wonder Woman filmi gelmezse bari karakterin haklarını falan satın, yapabilen biri yapsın bu ne rezillik?
Barbara Gordon (The Oracle / Batgirl)
DC evreninin acık ara en guzel hikayelerinden biri, The Dark Knight‘a da coğu yerde ilham kaynağı olan The Killing Joke‘dur. Alan Moore ’un yazdığı bu hikayede Joker, o ana kadar Batgirl olarak bilinen Barbara Gordon‘u vurur ve felc olmasına sebebiyet verir. Kağıt uzerinde korkunc duruyor değil mi? Bizce Gordon ’un felc olma hikayesi, kadın super kahramanların başına gelen en guzel şeydi. Gordon şimdilerde iyileşti ve Batgirl kostumunu tekrar giyiyor, fakat arada felcken Oracle olarak yaptıkları gercekten inanılmazdı. Cinsel cekiciliği zerre kadar faktor etmeyen, zekası ve yetenekleriyle on plana cıkan bir kadın karakter. Verin Nolan gibi birinin eline, ilk filmde Batgirl oluşunu anlatsın, ikinci filmde Oracle donemini yazsın, uclemeyi de iyileşmesiyle bitirsin. Senaryoyu da biz yazarız yani gerekirse.
Dinah Lance (Black Canary)
Barbara Gordon ’un Oracle olarak bu kadar hayırlı bir karakter olmasından soz edeceksek, Black Canary‘yi de cok uzakta tutmamamız gerekiyor. Kendisi acık ara beyaz ekranda en fazla gormek istediğimiz ana akım cizgi roman karakteri. Kadın erkek diye de ayırt etmiyoruz. Black Canary, kağıt uzerinde, Batman‘in tam bir karşılığı, ama gecmişinde Batman ’den daha fazla pişmanlık ve karmaşa var, bir de kendisi sonik cığlıklarla duşmanlarını etkisiz hÂle getirebiliyor. Dinah ve kocası Kurt arasındaki ilişkiden muhteşem bir orijin hikayesi cıkar. Hatta bir şey diyelim mi? Oradan kaptırıp bize bir doğru duzgun Birds of Prey ceksinler. Avengers tarzı işte, once Barbara Gordon, sonra Black Canary, Huntress ’ı da alırsınız… Gercekten bakın, yapamayacak gibiyseniz bize butceyi atın, yeşil ışığı yakın, biz yaparız ya…
Sophie Bangs (Promethea)
Alan Moore‘un kaleminden cıkan şeylere ilgimiz buyuk, bunu zaten takipcilerimiz Watchmen yazımızdan da anlamışlardır. Butun Moore kulliyatı icerisinde sinemaya uyarlanmayan nadir işlerden birinin Promethea olmasını da bu yuzden kaldıramıyoruz. Hoş, Moore kitaplarından uyarlanan diğer filmleri duşununce (Watchmen, From Hell, League of Extraordinary Gentlemen) belki iyi olmuş da olabilir ama; Promethea bu kaderi paylaşmak zorunda olmayabilirdi. Eğer vaktiniz varsa, bu 48 sayılık muhteşem eseri bulun ve okuyun. Birileri Promethea ’yı film yaparsa, eminiz ki bu gelmiş gecmiş en iyi “super kahraman” filmi olur, oyle ki, super kahraman filmi olup olmadığını tartışmaya, benim gibi terimi tırnak işaretleri icerisine almaya başlar insanlar (cunku biliyorsunuz, bir şey cok iyi olunca geek isimlerle adlandırılamaz, bugun Yuzuklerin Efendisi‘ne utanılmasa ‘savaş filmi yaaa ’ deneceği gibi). Zira Promethea o kadar kompleks, derin ve nitelikli bir iş. Yaratıcı ruh, hayal gucu, buyu, sihir ve kıyamet. Hepsi var. Hepsi de sinemaya aktarılıp, daha geniş kitlelere ulaşmalı…