Cayınızı karıştırırken Sait Faik ile goz goze geliyorsunuz. Kahvenizi yudumlarken Orhan Kemal onundeki kÂğıda bir şeyler karalıyor. Kadeh tokuştururken Orhan Veli, Edip Cansever ile koyu bir sohbete dalıyor. Az ileride Cemal Sureya ile Can Yucel atışıyor. Dilerseniz daha gerilere gidelim. Mesela Yahya Kemal ’in, Ahmet Hamdi‘nin, Peyami Safa ’nın bir koşeden cıkageldiği yıllara.
Unlu şairlerin, yazarların kısaca edebiyatcıların uğrak yeri olmuş mekanları sizin icin listeledik.
Nisuaz Pastanesi
Sait Faik 14 Mart 1941 ’de Orhan Veli ’ye mektubunda “Burada eski tas eski hamam. Cumartesi gunleri Nisuaz ’da udeba toplanır. Kararlar verilir” diye bahsetti bu pastaneden.
Bugun Beyoğlu ’nda Ayhan Işık Sokağı ’nın girişindeki Garanti Bankası ’nın yerinde bulunan Nisuaz, 1930-1950 ’ler boyunca edebiyatcıların uğrak yeriydi.
1967 ’deki yangından sonra yıkılan pastanenin mudavimleri Ahmet Hamdi Tanpınar, Edip Ayel, “Garip” akımının isim babası Cavit Yamac, Sabahattin Kudret Aksal, Asaf HÂlet Celebi, Abidin Dino, Arif Dino, Orhon Murat Arıburnu ve Sabahattin Ali gibi şair ve yazarlardı.
Niko Kiricis ’in pastanesi geniş ve yuksek vitriniyle adeta İstiklal ile ic iceydi. Caylarını yudumlarken birbirlerine yazdıklarını okuyan edebiyatcılar, pek cok derginin yayın toplantısını da Nisuaz ’da yaptı. Mesela Hilmi Ziya ’nın “İnsan” ve Burhan Arpad ’ın “İnanc” dergilerinin temelleri burada atıldı.
Kulluk Kahvesi
Şair Mehmet Sıtkı Akozan “Sanmayın avare bulbuller gibi gullukteyiz / Biz yanık bir kor gibi akşam sabah Kulluk ’teyiz” diye andı burayı. Beyazıt Cami ’sinin ana yola bakan tarafındaki bu bahceli kıraathane, 1950 ’lerde adeta bir ilim irfan yuvasıydı. Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Atac, Peyami Safa, Necip Fazıl Kısakurek, Tarık Buğra, Fuat Koprulu, Ahmet Muhip Dıranas, Neyzen Tevfik, İlhan Berk, Reşat Nuri Guntekin ve Cahit Sıtkı Tarancı gibi isimler burayı sıkca ziyaret etti. Hatta Faruk Nafiz Camlıbel ve Behcet Kemal Cağlar ’ın 10. Yıl Marşı ’nı Kulluk ’te yazdığı rivayet edildi.
MekÂnın sakinleri burayı o kadar benimsediler ki 1950 ’lerde yıkılan kahvede sadece cay, kahve, nargile icip sohbet etmekle yetinmediler. Bir de Eylul 1940 ’tan itibaren, adını yaşatmak icin “Kulluk” dergisini cıkardılar.
Baylan Pastanesi
“Garsonlar paramız olup olmadığını gozlerimizden anlar, eğer meteliğe kurşun atıyorsak, hicbir şey soylemeden onumuze bir şişe maden suyu bırakırlardı. O maden suyuyla akşama kadar idare ederdik.” Ulku Tamer boyle anlattı kup griyesi ve cikolatalı truf pastası dillere destan Baylan ’ı.
Pastane, 1923 ’te Loryan adıyla Beyoğlu ’ndaki Ses Tiyatrosu ’nun yanında, Luvr Apartmanı ’nda acıldı. 1934 ’te yabancı kelimelerin kullanılması yasaklanınca “kusursuz” anlamına gelen bu ismi aldı.
Attila İlhan ’ın sıklaşan ziyaretleriyle edebiyat cevrelerinde kısa surede kendilerine “Baylancılar” diyen bir grup oluştu. Beyoğlu şubesi 1967 ’de kapanana kadar Behcet Necatigil, Cemal Sureya, Edip Cansever, Erdal Oz, Fazıl Husnu Dağlarca, Peyami Safa, Sait Faik, Orhan Kemal, Salah Birsel, Onat Kutlar, Doğan Hızlan gibi pek cok ismi ağırladı.
Meserret Kahvesi
Salah Birsel “Kahveler” kitabında buradan “Meserret Kahvesi tum İstanbul ’un kahvesidir. Orada hic değilse bir kez oturmamış edebiyatcı da gosterilemez” diye bahsetti.
Sirkeci ’de Ankara ve Ebusuut caddelerinin koşesindeki kahve, yazarlarla gazetecilerin uğrak yeriydi. 1900 ’lerin başında acılan kahvenin gediklileri arasında Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Sait Faik, Edip Cansever, Melih Cevdet Anday, Muzaffer Buyrukcu, Mehmet Rauf, Halit Ziya Uşaklıgil, Necip Fazıl gibi edebiyatcılar yer aldı.
Orhan Kemal bircok eserine burada başlarken kahveyi “Meserret BÂb-ı Ali ’den ekmeğimi cıkarmaya calışmanın başlangıc noktasıdır” diye andı.
İkbal Kahvesi
Arkadaşı Nurer Uğurlu “Orhan Kemal ’in İkbal Kahvesi” kitabında unlu yazarın hayatını anlattı. Oğlu Işık Oğutcu, Cihangir ’de Orhan Kemal Muzesi ’nin altına yıllar sonra aynı isimde bir yer actı. Şimdi varın unlu yazarın gecmişte Nuruosmaniye ’deki bu kahveyle ilişkisini siz duşunun.
Bir donem Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ahmet Haşim ’in de uğrak yeri, Orhan Kemal ve arkadaşlarının taktığı adla “Kahvetul-ikbal”, 1960 ’ların sonlarında kapanana kadar sabah sohbetlerinin ev sahibiydi. Muzaffer Buyrukcu, Nurer Uğurlu ve Orhan Kemal bu buluşmaları, duğun ertesi damat sohbeti anlamına gelen “Sabahiye” diye adlandırırdı. Edip Cansever, Musa Anter, Yaşar Kemal, Ece Ayhan, Rıfat Ilgaz, Oktay Akbal, Behcet Necatigil ve Sennur Sezer de İkbal ’in gediklilerindendi.
Kulis Bar
Jorj Sutcuyan Beyoğlu ’nda Atlas Pasajı ’nda 1948 ’de actı Kulis Bar ’ı. Her sabah Cicek Pasajı ’ndan taze ciceklerle susledi. İcerisi buyuk gorunsun diye boydan boya aynalarla kapladı. Her daim uğrayan dostlarından biri gelmediğinde hasta mı diye meraklandı, aradı.
Atlas Sineması ’ndaki galalarda, tiyatroların perde acmadığı pazartesi gunlerinde en kalabalık zamanlarını gordu burası. Abdi İpekci, Nadir Nadi gibi gazeteciler, Yaşar Kemal, Edip Cansever, Fethi Naci gibi edebiyatcılar, İzzet Gunay, Fikret Hakan, Metin Erksan, Yılmaz Guney gibi sinemacılar mudavimlerindendi. Kadife kapısı tanıdıklara her daim acıkken, diğerleri “Burası kulup” denilerek kibarca reddedilirdi. MekÂn daha sonra Nişantaşı ’na taşındıysa da eski havasını bulamadı ve kapandı.
Papirus Bar
Papirus ilk kez 1972 ’de Kulis Bar ’ın garsonlarından Ertuğrul Bora tarafından Beyoğlu ’nda Ses Sineması ’nın ustunde acıldı. Burası 1977 ’de cıkan yangının ardından kapanınca, yeni Papirus aynı yıl Ayhan Işık Sokak ’ta Erman Han ’da hizmet vermeye başladı.
Burası Yaşar Kemal, Cemal Sureya, Selim İleri gibi yazarların yanı sıra, sinemacıların ve tiyatrocuların da buluşma yeriydi. O kadar sevildi ki dekoru ve havasıyla İngiliz pub ’larını andıran Papirus ’un duvarları, zamanla mudavimlerinin getirdiği afişlerle doldu. Hatta bir donemin unlu dizisi Şehnaz Tango ’da Muhsin ’in (Erdal Ozyağcılar) işlettiği mekan olarak TV ’de bile boy gosterdi.
Lefter ’in Meyhanesi
Nazlı Eray “Nevizade ’de yarı karanlık Lefter ’in Meyhanesi, beş parasız entelektueller. Dipte calan bir laterna, yanında garson Tanaş. Bu Tanaş herkesin derdini bilirdi, ona gore konuşurdu” diye andı burayı.
1950 ’lerde laternasıyla unlenen meyhanede Kambur Panayot ’un kolunu cevirdiği laternadan hep aynı şarkı, “Adalardan Bir Yar Gelir Bizlere” yukselirdi. Ama kimse şikÂyetci değildi. Cunku burası oğleden sonraki pastane buluşmalarının ardından, edebiyatcıların akşam sofrasıydı.
Beyoğlu ’nda bugunku Nevizade ’de Mavi Boncuk ’un yerindeki meyhanede bir duble rakı, altı ceşit mezeyle sunulurdu.
Ulku Tamer, Onat Kutlar, Kemal Ozer, Adnan Ozyalcıner, Ferit Edgu, Doğan Hızlan, Orhan Kemal, Sait Faik ve Ozdemir Asaf, Lefter ’in Meyhanesi ’nin gediklilerindendi. Ulku Tamer ’in anlatımıyla Lefter 1964 ’te Ece Ayhan ’a gore bando mızıkayla Yunanistan ’a gonderilince mekÂn kapandı.
Lambo ’nun Meyhanesi
40 kuşağının “Alaylılar Akademisi” diye nitelediği Lambo ’nun Meyhanesi, Orhan Veli ’nin Nevizade ’deki keşfiydi. Hatta unlu şair, buyuk aşkı Nahit Fıratlı ile burada buluşurdu. MekÂn o kadar kucuktu ki İlhan Berk burayı “Bir tramvay buyukluğundedir” diye andı.
Leyla Erbil, Leyla Umar, Guner Kuban ve Mina Urgan gibi donemin kadın edebiyatcılarının da sık sık uğradığı meyhane, veresiye defteri ile unluydu. Mudavimlerinin paraları cıkışmadığında Mosyo Lambo o deftere ya bir şiir, ya bir soz yazdırırdı.
Lambo, komunist olduğu gerekcesiyle meyhanesi kapatılınca ayakkabı dukkÂnı actı ve onu calıştırırken intihar etti. Sevenleri, bir devir boylece kapanırken onu hep tezgÂhın arkasında Rus klasiklerini okurken hatırlayacaktı.
Hatay Restoran
1967 ’de Ali Demir ’in Kadıkoy ’de actığı Hatay Restoran, Cemal Sureya ’nın onculuğundeki edebiyat sohbetlerinin Anadolu Yakası ’ndaki adresiydi. Fazıl Husnu Dağlarca, Ece Ayhan, Salah Birsel, Adnan Ozyalcıner, Sennur Sezer, Can Yucel ve Behzat Ay gibi isimler ciğeri ve humusu ile unlu mekÂnın sık gelen konukları arasındaydı.
Sureya sayesinde restoranda anı defterleri tutulmaya başlanınca, burası tarihe defteri olan meyhane diye gecti. 1983 ’ten beri biriktirilen 11 ciltlik defterden secmeler, şairin olumunun 13. yılında “Hatay Meyhanesi Defterleri” adıyla kitaplaştırıldı.
Tomris Uyar ile Sureya ’nın kadeh tokuşturduğu meyhanenin defterlerinde neler yoktu ki? Feyyaz Kayaca ’nın şiirleri, Arif Damar ’ın, Ece Ayhan ’ın, Fethi Naci ’nin notları… Aynı şanslı defterler Cemal Sureya ’nın cizdiği ve “Sevgili, Edip!” ithaflı bir Edip Cansever resmini de gordu.
Degustasyon
MekÂn, Orhan Veli ’ye “Canan ki Degustasyon ’a gelmez / Balıkpazarı ’na hic gelmez” dizelerini yazdıracak kadar populerdi. Ahmet Haşim ’in burada sandalyesi olduğu rivayet edildi. 1920 ’de İtalyan Subayı Maurandi Cicek Pasajı ’nın girişinde, bugun Otantik ’in olduğu yerde actığı Degustasyon ’u uc yıl sonra Edmondo Morrigi ’ye devretti.
Lokanta 1930-1960 yıllarında en parlak donemini gecirdi. Yahya Kemal, Ercument Ekrem Talu, Faruk Nafiz Camlıbel, Tarık Buğra, Eşref Şefik ve Sait Faik ’in sık sık uğradığı meyhane, yazın Cicek Pasajı ’na masa koyduğunda, bugun de suren bir geleneği başlattığından habersizdi. 1970 ’lere gelindiğinde kadrosu değişen ve eski havasını yitiren meyhane 10 Mayıs 1970 ’te Cicek Pasajı cokunce diğer meyhanelerle birlikte kapandı. İsmi halen Balıkpazarı ’ndaki bir meyhanede yaşıyor.
Cumhuriyet Meyhanesi
Gecmişi 1800 ’lerin sonuna dayansa da, 1923 ’te o donemki pek cok işletme gibi Cumhuriyet adını aldığı icin, resmi kuruluş tarihi 1923 kabul edildi. 1940 ’larda işletmeye başlayan Koco Efanduli cizgisini ilk yıllardan itibaren korudu. Halen ilk acıldığı yerde, Beyoğlu Balıkpazarı ’nda faaliyet gosteren meyhanede Mustafa Kemal Ataturk ’un de masası vardı.
Bu uzun soluklu mekÂn elbette devrinin onemli edebiyatcılarını da ağırladı. Sait Faik, Orhan Veli, Cahit Irgat, Cihat Burak gibi isimlerle anılan meyhane Atilla İlhan ’ın da uğrak yeriydi. Hatta İlhan yıllar sonra Orhan Veli ile orada karşılaşmasını şu sozlerle andı: “Yağmur yağıyordu, rastladığımız ilk kitapcıdan Orhan Veli ’nin (Kanık) yeni cıkmış kitabını almış, neş ’e icinde, Balıkpazarı ’na dalmıştık: unlu Cumhuriyet Meyhanesi ’ne gidiyoruz, cunku pazar akşamıdır; oğrencilerin, en keyifli gecesi.”
Yeni Hayat Lokantası
Sahibi Kurt Mehmet ’ten oturu “Kurdun Meyhanesi” diye anılan Ankara Ulus ’taki bu meyhane, donemin aydınlarına ev sahipliği yapıyordu. Nurullah Atac, Orhan Veli, Azra Erhat, Behice Boran, Cetin Altan, Cuneyt Arcayurek, Ceyhun Atuf Kansu, Fikret Mualla ve Fikret Otyam gibi pek cok ismi ağırlayan meyhaneyi, ressam Fahir Aksoy 1944-1960 yıllarını kapsayan anı kitabı “Kurdun Meyhanesi”nde anlattı.
1940 ’larda acılan meyhane, misafirlerinden oturu sivil polislerin de uğrak yeriydi. Hatta kendini genc şairler gibi gosteren sivillerin o ağır masalara konuk olduğu ve durum yaşca buyukler tarafından anlaşılınca, en pahalı ickilerin ısmarlanıp hesabın sivillere odetildiği rivayet edilirdi. 1950 ’lerden itibaren şehrin merkezi Ulus ’tan Yenişehir ’e doğru kayınca populerliğini yitiren meyhane 1960 ’ların başında kapandı.
Uc Nal
Şinasi Baray, ailesinden kalma iki katlı eski evini duzenleyip 1946 ’da restorana cevirdi. Alt kat Baray ’ın ailesinin yaşadığı donemde ahır olarak kullanıldığı icin de mekÂnın adını Uc Nal koydu. Ankara ’nın Ulus semtinde Konak Sokakta yer alan meyhane, Azra Erhat, Sabahattin Eyuboğlu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Can Yucel gibi pek cok ismi ağırladı.
Burası kapağında uc nal cakılı şeref defteri ile de unluydu. Karikaturist Ratip Tahir Burak “İş dorduncu nalla, bir ata kaldı… Bir de meydana!..” satırlarını, bir karikaturle deftere ekleyince, Orhan Veli de dayanamayıp meyhanenin duvarına, “Uc Nal ’a gelen, dortnala gider” yazdı. Unlu şair o zamanlar bir gece buradan cıkıp belediyenin actığı cukura duştuğunde, olume dortnala gideceğini elbette duşunmemişti.