“Birden kaldırımdan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İcimdeki sıkıntı eridi…” diye başlar Aylak Adam. “Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan soz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.” cumlesi ile de sona erer.
Bu iki cumle arasında 28 yaşında ve tedirgin C. ile tanıştırır bizleri Yusuf Atılgan. Kitap boyunca C. ile beraber gezeriz Beyoğlu sokaklarında; sinemaya gideriz, aynı pastaneye gidip aynı iskemleye oturur, saatlerce dışarıyı izleriz. Ayşe ’nin kollarında soluklarınız kimi zaman, kimi zaman da Guler ’le sokaklarda gezer, sohbet ederiz. Coğunlukla da paltomuzun yakasını kaldırır, ellerimizi cebimize sokar kalabalığa karışırız.
Yusuf Atılgan; işsiz değil aylak, zengin değil paralı C. ’yi hayatımıza soktuğunda yıl 1959 ’du. Ondan sonraki hayatı boyunca hepi topu iki roman, iki oyku ve bir cocuk kitabı yazdı. Cunku en onemli işi gundelik hayatıydı. Gundelik hayatın icinden harika karakterler cıkaran Yusuf Atılgan ’a “saygılar” diyor ve daha fazlası icin sizi aşağıya bekliyoruz.
İlginizi Cekebilir: Yusuf Atılgan Eserleri
1. Manisa ’da lise olmayınca Balıkesir ’e gider
Kurtuluş Savaşı yıllarında Manisa ’da doğar Yusuf Atılgan. Cumhuriyet ’in ilanından tam iki yıl once. Savaş sırasında evlerinin yanması nedeniyle ailesi Manisa ’nın Hacırahmanlı koyune yerleşir. İlkokulun bir kısmını koyde okur. Daha sonra ninesiyle birlikte Manisa ’ya doner ve ortaokulu burada bitirir.
Lise donemi gelip cattığında sorunlar baş gosterir. Cunku Manisa ’da lise yoktur ve oğrenimine devam etmek icin başka bir şehre gitmesi gerekir. Babasını ikna eder ve Balıkesir Lisesi ’ne parasız yatılı olarak kaydolur.
2. Edebiyatla dost olur
Bu donemde edebiyata merak salar. İyi bir okuyucudur. Kutuphaneler en sevdiği yerlerdir. Okuduğu okulda, İngilizce oğretmeninin Behice Boran olmasının da edebiyata duşkunluğunde payı vardır. Okumadığı zamanlarda eline kalemini alır. Yazmaya başlar; şiir, hikÂye…
3. Ahmet Hamdi Tanpınar yazarlık mizacını etkiler
Universiteyi okumak icin İstanbul ’a gelir. Edebiyat sevdası universitede de devam edecektir. İstanbul Universitesi Turk Dili ve Edebiyatı Bolumu, sonraki yazın hayatında derin izler bırakacaktır. Zira hocaları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar ve Halide Edip Adıvar ’ın yanı sıra Ragıp Hulusi ve Raşit Arat gibi isimler de vardır.
Gerci o donem Yusuf Atılgan ’ın hayali yazarlık değil, iyi bir oğretmen olmaktır. Atılgan ’ı en cok etkileyen hocası Ahmet Hamdi Tanpınar olur. Onun derslerine cok onem veren Atılgan, bu donemin yazarlığına olan etkilerini şu sozlerle dile getirir: “En buyuk şansım uc yıl Ahmet Hamdi Tanpınar ’ın oğrencisi olmam. Orneğin Recaizade ’den Proust ’a, Gide ’e, iyi muziğe atlayarak anlattığı derslerin ve ara sıra ozel konuşmalarımızın yazarlık mizacımda buyuk etkisi olduğuna inanıyorum.”
4. Universiteyi bırakmak zorunda kalır
Ancak Atılgan ’ın universite gunleri sınırlıdır. Cunku babası okulun ikinci yılında kendisine para gonderemeyeceğini bildirir. Oğretmen olma hayalini gercekleştirebileceğini duşunduğu ne yol var ise onu yapar Atılgan.
Once Yuksek Oğretmen Okulu ’na başvurur ancak başvurusu kabul edilmez. Reddedilme gerekcesi ikinci sınıf oğrencisi olmasıdır. Bunun uzerine Askeri Oğretmen Okulu ’na kaydolur. Bu yıllar, politik olarak da aktif olduğu yıllardır. Komunist Partisi uyesidir ve oğrenci birliklerinin antifaşist goruşlerini paylaşır. Okulu 1944 yılında tamamlar. İstediğine kavuşmuş ve oğretmen olmuştur. Manisa Akşehir ’de bulunan Maltepe Askeri Lisesi ’nde edebiyat oğretmenliğine başlar.
5. “Oğretmenliği cok sevmiştim”
Ancak Komunist Partisi uyesi olduğu gerekcesiyle İstanbul Sıkıyonetim Mahkemesi tarafından cezalandırılır. On ay iki farklı hapishanede yatar. Bununla da kalmaz cezası; ordudan ve oğretmenlikten atılır.
Bir daha oğretmenlik yapamayacaktır. Hayatı boyunca bunun uhdesi ile yaşar. Hatta yıllar sonra kendisine yoneltilen “Bir daha dunyaya gelecek olsaydın roman mı yazmak isterdin?” sorusuna “Oğretmen olmak isterdim, oğretmenliği cok sevmiştim” diye cevap verir.
6. Koye donuş ve rutin hayat
Şehirdeki hayat onun icin anlamsızlaşır. Koyune doner ve ciftcilik yapmaya başlar. Yusuf Atılgan ’ı alışageldiğimiz yazarlardan ayıran noktalardan biri de, hayatı yaşama bicimidir. Belki de bu yuzden Turk edebiyatının en fazla merak uyandıran isimlerindendir. 30 yıl Manisa ’da yaşar Atılgan. Koydeki rutin hayatın bir parcası olur.
Koye taşındıktan uc yıl sonra annesine yardımcı olan koylusu Sabahat ile evlenir. Tarladaki işleri bitince kahveye gider, bric ve satranc oynar. Arkadaşları ile biraz sohbet eder ve evine geri doner. Ama bu yıllarda bile okumayı, yazmayı bırakmaz. Yazdıklarını sadece kayınbiraderi Nevzat Corum ’a ve arkadaşı İhsan Bayram ’a okutur.
7. Oyku yarışmasında birincilik
Aktif olarak beş yıl toprakla uğraşır Atılgan. Daha sonra edebiyat tutkusu ağır basar; 1952 yılında daha fazla okumak ve yazmak icin topraklarının işletmesini arkadaşı Akif Taşcı ’ya bırakır.
“Evdeki” ve “Kumesin Otesi” adlı oykulerini, yakınlarının ısrarı ile Tercuman Gazetesi ’nin actığı oyku yarışmasına gonderir; yıl 1954 ’tur. “Evdeki” oykusuyle birincilik kazanır; “Kumesin Otesi” ise dokuzuncu olur. Odulunu almaya gitmez. Zaten hikÂyelerini kendi adıyla yarışmaya gondermez. Cok da onemsemez gibidir. Koydeki hayatına geri doner, bir yandan da Aylak Adam ’ı yazmaya koyulur.
8. Ve Yusuf Atılgan Aylak Adam ’ı yazdı
Turk edebiyatına damga vuran Aylak Adam ’ın okurla buluşması yine bir yarışma vesilesiyle olur. 1958 yılında Yunus Nadi Roman Yarışması ’na katılmaya karar veren Atılgan, yarışmaya yetişmek icin Aylak Adam ’ı bitirir. Yarışmadan ikincilik odulu kazanan Aylak Adam, 1959 yılında Varlık Yayınları tarafından yayımlanır. Ertesi yıl da ilk oyku kitabı “Bodur Minareden Ote” raflara cıkar.

9. Okuyucu Zebercet ’le tanışıyor
Artık edebiyat dunyasında ismi bilinen biridir Yusuf Atılgan. Buna karşılık o, koydeki mutevazı hayatına devam eder. Bir yandan da ikinci romanını yazmakla meşguldur; Anayurt Oteli…
1973 yılında yayımlanan Anayurt Oteli, Yusuf Atılgan ’ın okuyucuya hediyesidir adeta. Onun yalın ve samimi dilini sevenler, Anayurt Oteli ’ni de bağrına basar. Anayurt Oteli; adını ve karakterlerini, Atılgan ’ın anılarından alır. Manisa ’da Ana Vatan Oteli vardır ve Atılgan bu otelde konaklamıştır. Gercekte Ana Vatan Otel ’inin işletmecisi Zebercet, oğlu da Ahmet Efendi ’dir. Kitapta bu durum tersine cevrilmiştir.

10. Bir okuyucusu ona kafayı taktı ve…
Anayurt Oteli ’nin okuyucu ile buluşmasından bir yıl sonra Yusuf Atılgan bir kere daha evlenir. Bu kez eşi tiyatro oyuncusu Serpil Gence ’dir. Aslında ilişkilerinin gecmişi oldukca uzundur. 15 yıldır goruşuyor, mektuplaşıyor, sevişiyorlardır.
Serpil Gence, Yusuf Atılgan ’ı ilk Aylak Adam kitabı ile tanımış. Kitabı okuduğunda henuz 17 yaşında olan Gence, cok etkilendiği bu kitabın yazarıyla tanışmayı -kendi tabiri ile- kafasına koymuş.
Bu donemi şoyle anlatıyor Gence: “Dedim ki ben bu adamı bulacağım. Korse de topalsa da fark etmez. Ondan sonra da ne olur ne biter bilemem. Aylak Adam ’da da icten ice hissedersiniz; ‘hem cok hoş biri, hem tekin değil bu adam ’ dersiniz. Korkutucu bir yanı vardır. Belki yaklaşabilirsiniz, belki ele gecirebilirsiniz ama sonuna kadar da problem olacak biri olabilir. Cok rasyonel şeyler değil tabii. Sadece sezgiler. Ama aradım. Uc ay kadar Ankara ’da iz surdum. Bulamadım.”
“Kalktım İstanbul ’a geldim. Bir arkadaşımın yardımıyla bir yayınevinden Manisa ’nın bir koyunde yaşadığını oğrendim. Oturdum mektup yazdım. Cok genctim, İstanbul ’a gelmem bile sorundu. Manisa ’ya gidemedim. O sırada Aylak Adam cok populer olmuş, o da beş yuze yakın mektup almış. Hic sevmezdi o tur şeyleri. Mektuplara baksın, cevaplar yazsın; ilgili değildi hic. Bir tek bana cevap vereceği tutmuş. Sonra bir yıl kadar mektuplaştık. Sonra geldi İstanbul ’da buluştuk.”
11. Koyden şehr-i İstanbul ’a
Atılgan evlilik ile beraber koydeki hayatını bırakır ve İstanbul ’a taşınır. Yayınevlerinde redaktor ve cevirmen olarak calışmaya başlar. 1979 yılında da oğlu Mehmet dunyaya gelir. İki yıl sonra da cocuk kitabı “Ekmek Elden Sut Memeden” basılır. Uretmeye ve calışmaya devam eden Atılgan ’ın romanı, seneler sonra sinema ile buluşur.
12. Edebiyat sinemayla buluştu https://www.youtube.com/watch?v=6U7U3iYzrCw
Omer Kavur, 1986 yılında Anayurt Oteli ’ni sinema perdesine aktarır. Kavur bir soyleşisinde filme cekim surecinden bahsederken Anayurt Oteli icin, “Bunu sinemaya aktarmam gerekir diye duşunduğum tek romandır diyebilirim. İliklerime kadar her şeyini duyumsadığım bir romandı” der.
13. Yarım kalan roman: Canistan
Yusuf Atılgan, son romanı “Canistan” uzerinde calışırken gecirdiği kalp krizi nedeniyle 1989 yılında İstanbul ’da hayata gozlerini yumar. Daha 68 yaşındadır. Olumunden 11 yıl sonra Canistan, Yapı Kredi Yayınları tarafından basılır. Aslında kitabın adını “İşkence” olarak tasarlıyordu Atılgan. “Duruşma, yargıc, tanık ve sanık” adlı dort bolumden oluşan kitap, eski bir hesaplaşmayı anlatır.
Atılgan bu donemde zorlu bir yazım sureci gecirir. Bir keresinde Enis Batur ’a “Cok duzayak gidiyor” diyerek sıkıntısını aktarır. Bir sure sonra, kitabın “sanık” bolumunu tamamlayamadan aramızdan ayrılır. Ondan geriye sayıca az ama birbirinden kıymetli eserler kalır. Onun yalın ve samimi dilini ozleyenler cevirip cevirip romanlarını okur. Bıkmadan, sıkılmadan her defasında yeni şeyler bularak.

14. Bonus: Yusuf Atılgan ’dan mektup var!
Yusuf Atılgan, koyden İstanbul ’a taşınmış olsa bile oradaki arkadaşlarıyla ilişkisini kesmemiş. Yakın arkadaşlarından Halil Şahan ile 1980-1988 yılları boyunca mektuplaşmış. Bu mektuplar yıllar sonra “Sevgili Halil Kardeş” adıyla yayımlandı.
Sevgili Halil Kardeşi ’ne bu yıllar icinde tam 48 mektup gonderiyor Atılgan. Mektupların konusunu gundelik şeyler oluşturuyor. Koydeki ailesini soruyor, İstanbul ’daki yaşantısını anlatıyor, oğlundan bahsediyor; zaman zaman da arkadaşına kitap gonderiyor. “Vedat Turkali ’ye senin icin son baskısından bir de Bir Gun Tek Başına imzalattım” diye yazıyor Atılgan bir mektubunda.
Bir diğer mektubunda da “Adam Yayınları ’ndan toptan ayrılmak zorunda kaldığımızı sana yazmış mıydım? Neyse ay sonunda oradan ayrılıp aybaşında Can Yayınları ’nda, Erdal Oz ’un yanında aynı koşullarda işe girdim. Yayınlara gelen kitapları okuyup dil duzeltmeleri yapıyorum. Şimdilik yorucu değil” diyerek Halil ’le işle ilgili gelişmeleri paylaşıyor. Yusuf Atılgan ’ın sevenlerine, ozleyenlerine ilac niyetine bu mektuplar.