“Ben doğanın ve evrenin annesiyim. Yıldızlar benim oz torunlarımdır.”
Yakala! İnsanların ağzına silah dayamamak gerekiyor. Cok yanlış değil mi? Ondan değil. İnsanların ağzına silah dayamamak lazım, o sefil hallerini gordukten sonra dayanamıyorum, sıkıyorum, bir tadı kalmıyor. Hemen olen organizmalarız ve bir yudum fazla nefes icin birbirimizin ustune acımadan cıkıyoruz. Ne yaparsın, insanlık Dunya ’nın uzaktan faşist kuzeni gibi. Ben ne olduğumu pekala biliyorum. Bir evren bozması.
“Abi bokunuzu yiyeyim.” diyor silahın altındaki tip. “Lutfen abi.”
“Aa dur, daha sıra ona gelmedi.” Diyor Simba ve guluyor. Dişleri iğrenc. Cok guzel. “Boşuna yalvarma, oldureceğiz yani seni.” diyor Simba. Dişleri dunyayı ortasından ısırıyor.
“Abi ben de onu diyorum.” Diyor silahın altındaki tip. “Sıkın kafama bitsin bu.”
“Sen niye interseks cumleler kuruyorsun bakayım?” diyor ve elindeki bantları adamın etrafına bağlamaya devam ediyor Simba. “Odada kadınlar da var. Sen klozetin kapağını da kaldırmıyorsundur.”
Hayranlıkla izliyorum onu. “Oğlum Gece.” diyorum kendi icime. “Sen ne pezevenk karısın.” İlk buluşma icin balkonumun duvarına benzinle gulen surat cizip onu yaktığından beri iki hafta gecti. Ben onu arayacağımı soyledim ve beklemesini istedim. Bir gun balkonuma bir not ve bir paket duştu.
“Sen gittiğinden beri, iki hafta etti iki Kafka.” Yazan bir not ve icinde iki Kafka kitabı bulunan bir paket. E canına soktuğumun evladı, dumduz etti aklımı, yeksan etti kalbime.
“Altın dişler ve bu şehir icin bir sovgu. Hepsi ağzımdaydı tatlım.”
Beni ozluyorlarmış, beni tanıyorlar. Nasıl yuruttuğumu bilemediğim bir oksijen sirkulesi icinde sağa sola caprazlama isim tamlamaları saca saca bir var olma ruhunu emiyorum. Ah be tatlım, benim cirkin Simba ’m. Buluştuğumuzda, Tangayı t harfiyle yazıldığına bir kez daha ikna edecek kadar sivri hatlara sahip bir camaşır giydim. ince kumaştan elbisem, tum hatlarımı belli ettiği gibi onun izlerini de belli ediyordu. Ah! Aklım ağrıdı. Kızıl saclarımı dağıttım, biraz uzadılar ve bundan rahatsız olmuyorum. Bir insanın kendi cinsiyetine evrildiği o anı alın ve bunu bir Indie muzik cumlesiyle destekleyin. Siz, ağzına sıctığımın doğru erkeğisiniz işte.
“Ne diyeceğim biliyor musun?” dedi beni ilk gorduğunde. Dangalak, topuklu ayakkabılar uzerinde yaşam savaşı veriyorum, Bu mu giriş cumlen? Duşuncelerimi duymadı Simba ve zıpladı cumleye. “Ergenlerin basket şortları gibi kokuyorum.” Huzur ergenlerin taşakları altındadır. Cok hoşuma gitti.
Yemek boyunca inanılmaz gorgulu ve nazikti. Demek isterdim. Bir altına sıcmadığı kaldığı gibi, benim yemeğimi de yedi. Aşık oldum. Hassiktir. Ne yapacaksın be kadın. İsmin Gece. Baban hangi hayalde saklanıyorsa bir turlu yakalayamıyorsun. Annen, meh. Siktiret onu.
“İlk kez birine annemden bahsetmek istiyorum.” Diyorum Simba ’ya. “Bu yuzden seninle artık goruşmememiz gerekiyor.”
“Ah.” Diyor Simba. “Var olmak mı yoksa yok olmak mı?” Shakespeare kor oldu.
Hesabı bana odetiyor. Yemek boyu masa altından kasıklarını okşuyorum, tepki vermiyor. Tam hangi taksilere dağılacağımızı konuşurken, mekanın guvenliği bir kopeğe tekme atıp yemeğini sokağa dokuyor. İşte şimdi siktim belanı. Taktiğim basit. Yanına gidip sivri topuklarımı cenesine saplayacağım. İnanın bana, yapabilirim. Tam ben adama doğru yeltenecekken bir el bileğime dokunuyor. Bu, 2 saattir dokunduğum el değil. El aynı, tadı farklı.
“Dur.” Diyor Simba. “Canını yakarsan, gecince unutur.” Diyor Simba ’m. “Unutursa başarısız oluruz.” Diyor sevgilim.
Ben yarrağı avucla yedim.
Cabucak bir plan yapıyoruz. Bu adam benim aklımın icinden konuşuyor. Kopeği tekmeleyen fallik, mesaisini bitirince yanına yanaşıyorum. Hic bir şey soylemeden eteğimi sıyırıp jartiyerimdeki sigarayı gosterip gelmesini işaret ediyorum. Başta anlamıyor. Tangamı sıyırınca her şey basitleşiyor. Koşeyi donunce Simba onu biber gazıyla bayıltacak. Koşeyi donuyoruz. Simba adamın ağzına yumruğu cıkartıp bana bakıyor. Biber gazını kullanmıyor.
“Dedim ya.” Diyor. “Canı acımalıydı.”
Seni seviyorum adam.
“Yıldızlar bizimle yarışıyordu. Biz apayrı gulmuyorduk.”
Simba ile guvenliği kapattığımız muştemilatın yanındayız. Birer sigara yakıyoruz. Simba, adamı bantla kapıya bağladı. Biri kapıyı acınca bant kopacak. Ha şunu soylemeyi unuttum, adam 28. Kattan aşağı sarkıyor. Fallik. Sen misin kopeğe tekme atan?
Kimse kapıyı acmaz diye polisi aradık. 155 Polis İmdat ’a ulaşmak, 25 dakika surdu. Umursamadık. O inşaatı ihbar ettik. Polisler kapıyı actı. Tahmin ettiğiniz son.
Fallik bir yıldız gibi kayıyordu. Biz Simba ile bir dumana binmiş, ruya gormeye gidiyorduk. Uzağa gidiyorduk. Biz, seviyorduk.