
Biz Leyla ile Mecnun ’u neden bu kadar cok sevdik? Cunku bircok caresizliğin icerisinde hÂl butun ictenliğiyle gulebilen ve umut edebilen insanları gostermişti bizlere. Ona yalnızca “komedi dizisi” diyenler, onu hic anlayamamış olanlardı aslında. Bunu final bolumuyle bizi honkure honkure ağlatarak bir kez daha gosterdi zaten. O kadar başka bir dunyası vardı ki; mesela, uzaylılarla konuşurlarken bile doğal karşılamaya başlamıştık. Her şeyi mumkun kılmışlardı bizler icin.
Birkac sene once evimizdeki televizyonlar Leyla ile Mecnun sayende bizi aptallaştıran kutular olmaktan cıktı. İcinde ne ararsan vardı. E peki edebiyat? Her karakter başka guzellikte, kendine has başka tarzıyla okurdu bize en guzel şiirleri, nesirleri… Bir de Leyla ile Mecnun ’un duygusal anlarda calan bir dizi muziği vardı kiiii; ikisi birleştiğinde yureği erimeyen, dikkat kesilmeyen, oturup duşunmeyen, hissetmeyen insan bulunamaz sanırız.
Yavuz / Oğuz Atay – Tehlikeli Oyunlar “- Fakat Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; boyle budalaca bir ozleme kapılıyor. Bir yandan da hic konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi celişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım?
– Yok.
– Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: “Nasıl, kim bilecek benim insanlardan kactığımı?” Ben olmek istiyorum sayın albayım, olmek. Bir yandan da goz ucuyla olumumun nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Kucuk oyunlar istemiyorum albayım.
Kelimeler… Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.”
Mecnun / William Shakespeare – Hamlet (Tirad) https://youtu.be/lKqOqlCzPUU
“Olmek… Ne ki olmek zaten ya? Olmek…
Olmek uyumak sadece… Duşun ki yalnız uykuda bitebilir acıları yureğin, cektiği butun kahırlar insanoğlunun.
Uyumak… Ama duş gorebilir insan uykusunda, cok kotu. Cok kotu.
Cunku o olum uykularında, sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından, oyle duşler gorebilir ki insan. Bir duşunsene.. Ama işte bu duşuncedir uzun yaşamayı cehennem eden. Yoksa kim dayanabilir ki zamanın kamcısına, zorbanın kahrına, gururun ciğnenmesine, sevgisinin kepaze edilmesine, kanunların bu kadar yavaş yuzsuzluğun bu kadar cabuk yurumesine? Kim dayanabilir kotulere kulluk etmesine iyi insanın. Bir bıcak saplayıp goğsune kurtulmak varken, kim dayanabilir? Kim ister ki butun bunlara katlanmak? Ağır bir hayatın altında inim inim inleyip ter dokmek. Olumden sonraki bir şeyden korkmasa; o kimsenin gidip de donmediği, o bilinmez dunya urkutmese bu kadar yureğini, kim dayanabilir?
Bilinc… Bilinc boyle korkak ediyor hepimizi. Duşuncenin soluk ışığı bulandırıyor o gonulden gelen doğal rengini. Ve nice buyuk, yiğitce atılışlar, yollarını değiştirip sırf bu yuzden bir iş, bir eylem olma gucunu yitiriyorlar.”
Ak Sakallı Dede / L&M – Herkesin Bir Yara İzi Vardır Burak Aksak: “Herkesin Bir Yara İzi Vardır” aslında şiir değil ama Koksal abi okuyunca şiir gibi olmuş.
“Gidenler bizden hep bir parca gotururler
O parcanın yerinde de derin izler kalır
Herkesin bir yara izi vardır
İnsanlardan gizlemeye calıştığı, saklamak icin cok uğraştığı bir yara izi
Herkesin bir yara izi vardır
Kimseye dokundurtmayacak kadar guzel olan
Baktıkca nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamanı sağlayacak bir yara izi
Bu izlerle yaşamaya alışırsın
Bir sabah belki gun doğarken baktığında dışarı yaşamayı yeniden sevebilirsin
Ve bir gun elbet birileri o yara izlerine dokunur
Acın da biraz olsun hafiflemeye başlar…”
Yavuz / Turgut Uyar – Goğe Bakma Durağı https://youtu.be/NdE9p5iekMk
“İkimiz birden sevinebiliriz goğe bakalım
Şu kacamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden guneşlerden yanan otlarından
Durmadan harcadığım şu gozlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Goğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz goğe bakalım
İnecek var deriz otobus durur ineriz
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler aclar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa opuşuruz sokaklarda
Beni bırak goğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum goğe bakalım
Tuttukca gucleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gozlerin yalnız gibi ağaclar gibi
İskender Abi / L&M – Yalnızlık İskender Baba ’nın radyoda yaptığı konuşma.
“Ceyhun: İsmini vermek istemiyorsun yani?
İskender: İsmimi verirsem o da beni terkeder diye korkuyorum.
Ceyhun: Cok yoğun bir yalnızlık yaşıyorsun, cok ağır yalnızlığın ortasındasın galiba?
İskender: Kuduz kopek kadar yalnızım…
Ceyhun: Pekala, yalnızlık nedir peki romantik haydut?
İskender: Yalnızlık, gece ayazında sabaha kadar beklemek gibidir. Isınmak icin guneşin doğmasını beklersin ama, o guneş hicbir zaman doğmaz. Yalnızlık, bulmadığın sevgiyi başka yerlerde aramak gibidir. Ne yaparsan yap onu bulamayacağını bilirsin, ama yine de denemekten vazgecemezsin. Onun boşluğunu hep başka şeylerle doldurmaya calışırsın. Yalnızlık, aynı havayı soluyup da bir turlu yan yana olamamak gibidir. Bazen her nefeste onun kokusunu duymak istersin ama yapamazsın. Aldığın her nefes ciğerini acıtmaya başlar. Yalnızlık dediğin, eski bir sandalyenin gıcırdamasıdır yalnızlık.
Ceyhun: Of be romantik haydut n ’aptın? Yine mi terkedildin yoksa?
İskender: Terkedildim herkes terketti gitti beni. Sol kaburgam bile firar etti bedenimden. Aradan gecen zaman bile yetmiyor unutmaya, ettiğimiz kavgaları bile ozluyorum. Saclarını okşamayı, ellerini tutmayı, aniden boynuna sarılmayı, bana bakışını, karşımda duruşunu, hatta arkasına donup yatışını bile. Ona yavaşca sokulmak, sessizce sarılmak, omuzlarından tutup sımsıkı kendine cekmek…”
Ak Sakallı Dede / L&M – Zaman “Zaman hicbir şeyi duzeltmez, sadece uzerini orter. Sakladığın acılar, bir gun mutlaka ortaya cıkar… Herkes zamanı geri alabilmek ister. Kimi eski guzel gunleri tekrar yaşayabilmek icin. Kimi yaptığı yanlışları duzeltebilmek icin. Kimiyse sadece yaşadığını hissedebilmek icin ister bunu. Gelecekten korkanlarsa, zamanı durdurmak ister. Her şey o kadar iyidir ki, bunun bozulmaması icin caba gosterirler. Ama kimse şu anın değerini bilenler kadar mutlu değildir. Gecmiş de gelecek de onlarladır. Bazılarıysa zamanın ta kendisi gibidir.
Ve her insan, zamanın dunya uzerinde bıraktığı birer yara izidir.”
Yavuz / Sait Faik Abasıyanık – Hişt Hişt “Nereden gelirse gelsin; dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, hayvandan, ottan, bocekten, cicekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin! Bir hişt hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın cicekler, bocekler, insanoğulları…
Hişt hişt
Hişt hişt…”
Ak Sakallı Dede / L&M – Unutmak “Leyla” karakterini oynayan Ezgi Asaroğlu ’nun dizideki son sahnesi. Terlikleriyle bir geldi, pir gitti Leyla…
“Gecmiş insanın peşini oyle kolay kolay bırakmaz.
İnsan ne kadar unutmaya calışırsa calışsın gecmişini asla unutamaz.
Hep bir iz, bazen kucuk, bazense buyuk bir iz kalır onda.
Bu yuzden oyle kolay kolay silemezsin.
Kimi zamanda her şeyi unutmuş gibi gorunur.
Ama hep kucuk bir parca vardır.
Ona tum gecmişi hatırlatan.
İnsan gecmişinden utanmamalı, korkmamalı.
Her ne yaptıysa acık acık soyleyebilmeli, sahiplenebilmeli onu.
Bazen de işte onu orada oylece bırakıp gitmek, hicbir şey hatırlamamak istersin.
Pişmanlıklarını, uzuntulerini…
Cunku ne kadar bağlı olsan da, ne kadar cok sevsen de yoluna devam etmek zorundasın.
Ama tabi bunu yapmadan once kendine sorman gerekiyor.
Ben her şeyi gercekten unutmak istiyor muyum?”
Mecnun / L&M – Yalnızlık Zordur https://youtu.be/lzy4CfqnBYs
“Yalnızlık zordur, ben aslında hayatım boyunca hep yalnızdım. Herkes kadar yalnızdım ya da herkesten biraz daha fazla. Yalnızlık hayatım boyunca nereye gitsem peşimi hic bırakmadı. Her yerde… Evde, sokakta, arabada Erdal Abi ’nin bakkalında bile, kaldırım ve dukkÂnlarda. Her yerde… Kacış yok. Allah ’ın sefil bir yalnızıyım ben…”
Yavuz / Nilgun Marmara – Kuş Koysunlar Yoluna “Paniğini kukla yapmış hasta bir cocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayrı yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir?
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
Niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
Niye kimseler izin vermez yollarına kuş konmasına?
Oyle guzelsin ki kuş koysunlar yoluna.”
Ak Sakallı Dede / İsmet Ozel – Munacaat Cok uzun bir şiirin yalnızca bir kıtası alıntılandı dizide.
“Halbuki aşk, başka ne olsundu mazereti?
Demedim dilimin ucuna geleni her neyse
Vay ki genctim
Olumle paslanmış buldum sesimi.”
Bonus I: Yavuz, Mecnun ’a şiir ezberletmeye calışırsa 🙂 Bonus II: Yavuz, Eylul ’e şiir okurken İsmail Abi ’den yardım alıyor. Almaz olaydı 🙂 Bonus III: Osman Sonant / Ben de Ozledim – Fazla Sessiz Burası https://youtu.be/Y4UouMD2ZKY
Bonus IV: Serkan Keskin / Ben de Ozledim – Derinlik Sarhoşluğu Bonus V: Osman Sonant / Ben de Ozledim – Sana Sevdanın Yolları Bana Toynaklar Hasret koyu, gozler dolu dolu bonusu: Ah be… Bunlar ozlenmez mi?