
“Cocuk insanın atasıdır” diyor Alper Kamu, “Sakın kimseye bir şey anlatmayın, herkesi ozlemeye başlıyorsunuz sonra” diye bitiriyor Holden. Cocukların gunahı, dini ve milleti olmaz. Onların inandığı masallar da gercektir. Kurdukları hayaller, ileride hayat olurlar. Onların ic dunyasını dışarı vermek mi, sacmak mı yoksa puskurtmek mi onemli olan, bilemiyoruz.
Bazı romanlar bu işi cok iyi yapıyor, bazı yazarlar cok iyi cocukluklar yaşamışlar. Bazı yazarlar yaşamışlar. Bize de anlatmışlar.
Gonulcelen – Cavdar Tarlasında Cocuklar – J.D Sallinger
Kendisi zaten bir klasik kardeşimiz. Ofiste, kendisinden Gonulcelen diye bahseden Duygu ile duygusal sevinclerimiz de mevcuttur. Sallinger, ilk ve tek romanında kısaca diğer hikayelerinde yer alacak olan aileden, bir cocuğun kendi cocukluğuna duyduğu ozlemden ve bireysel yalnızlıktan bahseder.
Holden ile kacasınız yok muydu?
Oğullar ve Rencide Ruhlar, Cehennem Ciceği – Alper Canıguz
“Beş yaş, insanın en olgun cağıdır. Sonra curume başlar” diyor, bu serinin kahramanı Alper Kamu. Aynı fonetik adaşı Albert Camus gibi kendi varoluşunu sorgular ve eleştirir Alper Kamu. Beş yaşında kucuk dahi bir picin hayata karşı mantıklı bakışı, yetişkinlerin yuzeysel tepkileri ile yer eder. Son sokak cocuğu jargonlarına olan nukteleri ise on numaradır.
Erken Kaybedenler – Emrah Serbes
Bilhassa “Kimi Sevsem Cıkmazı” ve “Ust Kattaki Terorist” hikayeleri ile muhteşem bir nesil catışması verir Serbes. Sokak adabı, jargon ve lojman cocuklarının sokaktaki hiyerarşisini mukemmel verir. Cocuğun derdi de cocuk olur denmemesi icin okunması gerekiyor. Cocuklar, ailelerin mirasıyla ve sorunlarıyla yaşarlar diye bas bas bağırıyor kitap.
“Babam, kitaplarını toz yapıyor diye sandığa kaldıran anneme bağırdı. corbasını bitirdikten sonra arka odaya gittik, sandığı actık, icinde yirmi otuz kadar kitap vardı. “hepsini okudun mu?” diye sordum. gencken okumuş.
“oğretmen zararlı olmasın dedi.”
“kitabın zararlısı mı olur?”
“bilmiyorum işte, zararlı olmayacakmış.”
“onun gibi oğretmenin ta amına koyayım!”
Ekmek Arası – Charles Bukowski
Cok bir soze gerek yok. Koskoca Hank Chinaski, nasıl sıyırdı sanıyorsunuz? Cocukluk insanın en buyuk mirası diye boşuna demiyoruz.
Kucuk Pıtırcık – Sempé – Gossinicy
Listemizdeki tek mutlu cocuk hikayesi. Pıtırcık, net otoriter bir anne ve net saftaron maco bir babayla yaşamakta. Bir de okulda arkadaş cevresi var. O kadar sıcak ve sevgi dolular ki, cocuklukta toprak sahada bir uzay istasyonu gormek ve hayal gucunu buralardan oğreniyoruz.
Luplup, Carpım ve Toraman. Cok ozledik.
Lanetli – Chuck Palahniuk
“Şeytan, merhaba. Nasılsın? Ben Madison. Hani şu şişman diye arkadaşlarından dayak yiyip, uyuşturucu komasında olen zengin zuppe kız Madioson. Bu benim Super 16. Yaş kutlamam!”
İntihar edip, cehennemde şeytanın peşine koşan bir kızdan bahsediyoruz. Deli misin lan Palahniuk?
Mahalleden Arkadaşlar – Selcuk Aydemir
Olay ve konu sabit. Sokak cocukları değil, sokakta buyuyen cocuklar. Gulme garantili, sonrasında pek sizi duşundurmeyecek ama okurken de sevindirecek bir kitap. “Ferhan abi, bu kitap senin uvey kitabın. Ay lav yu.” diye başlaması bile kafi.
Şeker Portakalı – José Mauro de Vasconcelos Zeze ’nin olayı icin, sizi şu linke alalım. İzleyin, seversiniz.
Kucuk Prens – Antonine de Saint-Exupery Kucuk Prens, bir cocuk değil. Bir cocuğun zihnine hapsolmuş koskoca bir evren uzerinden anlatılan bir destan. Masal diyenin alnını karışlarız.
Harry Potter – J.K Rowling
Tamamen ezilenin arkasından gelen bir mesih kompleksi, bir cocuğun cesaretine binip kahraman olması. Harry Potter ’ı nasıl anlatalım yahu?
Saksı Olmanın Faydaları – Stephen Chbosky Chbosky
Bir cocuğun, cocukluğundan gencliğe son yelken acışı. Artık yetişkin de değil, ateş topu olan bir genc oluşu. İlk opuşme, ilk seks, cinsel eğilimlerin keşifleri ve sorulması gereken milyonlarca soru
Anormaller – Joey Goebel İcinde cocukların da bulunduğu bir ucube Rock grubunu anlatıyor. Goebel ’in en iyi kitabı değil, ama iyi bir kitap.