
Romantik komunist, tutkulu aşık, buyuk şair ve yazar, vatanına hasret giden bir surgun… Ama vazgecemediği en onemli tutkusu kadınlar… Onlar olmasaydı yaşamı bu kadar heyecan verici, duygulu, anlamlı ve coşku dolu olabilir miydi ? Celile ’si, Nuzhet ’i, Piraye ’si, Munevver ’i, Galina ’sı ve son eşi Vera ’sıyla Nazım Hikmet ’in yaşamına yon veren, onun sanatını besleyen, şiirlerine konu olan kadınları anlattık bu listemizde.
1. Ressam bir anne Celile Hanım
Nazımın annesi Celile Hanım 1880 yılında Selanik ’te dunyaya gelir. Evde ozel oğrenim gorerek yetiştirilen Celile, saray ressamı Fausto Zonaro ’dan resim dersleri alır. Resim calışmalarında kuşağının diğer kadın ressamları gibi portreler ustune yoğunlaşır. 1900 yılında Şair Nazım Paşa ’nın oğlu Hikmet Bey ile evlenir. İleride Turk şiirinin onemli isimlerinden birisi olacak ilk cocukları Nazım, 1901 ’de Selanik ’te dunyaya gelir.
2. Yahya Kemal ile yaşanan aşk
Celile Hanım, şiddetli gecimsizlik nedeniyle 1917 ’de Hikmet Bey ’den ayrılır; ancak Hikmet Bey ’den ayrılmak uzere olduğu sırada tanıştığı unlu şair Yahya Kemal ile buyuk bir aşk yaşar; ne yazık ki bu ilişki arzu ettiği gibi evlilikle sonuclanmaz.
3. Husranla biten bir aşk hikayesi
Celile Hikmet Hanım resimleriyle olduğu kadar guzelliği ile de tum İstanbul ’un diline destandır. İstanbul sosyetesinin en cok konuşulan kadınıdır. Oğlu Nazım ’a ders vermek icin evlerine gelen Yahya Kemel bu eşsiz guzelliğe tutulur; ancak Nazım ’ın karşı cıkması ve Yahya Kemal ’in evliliğe yanaşmaması uzerine Celile Hanım yurtdışına gider.
4. Hocasına meydan okuyan Nazım
Annesiyle babasının boşanması Nazım ’ı derinden etkiler. Şiir hocası Yahya Kemal ’i bundan sorumlu tutar. Derse geldiği bir gun hocasının ceket cebine bir not bırakır Nazım. Edebiyat hocası Yahya Kemal ’e bu notla adeta meydan okumaktadır genc şair: “Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremeyeceksiniz.”
5. Nazım ’ın ilk aşkı Nuzhet
Nazım ve Nuzhet aynı mahallede yetişmiş cocukluk arkadaşıdırlar ve Nuzhet, Nazım ’ın ilk aşkıdır. 1921 yılında Moskova ’da universitede oğrenciyken ani bir kararla evlenirler. Nuzhet ’in ailesi bu evliliğe razı olmaz. Mektuplar yazarlar Moskova ’ya; “Her sozuyle, her hareketiyle, her şeye isyan etmiş, hatta sacları bile berberin tarağına isyan etmiş bu adamla senin gibi munis ve uysal bir kız… gecinemezsiniz!” derler.
6. Kısa suren ilk evlilik
Ancak aşkla başlayan bu evlilik fazla uzun surmez. İki yıllık birlikteliğin sonunda Nuzhet hastalanıp İstanbul ’a doner ve ailesinin de etkisiyle Nazım ’ı terk eder. Bu terk ediliş Nazım ’a cok dokunur. Nuzhet ’i uzun sure aklından cıkaramaz.
7. Govdemdeki Kurt
Kıskanclık ve terk edilişin yol actığı duygularla “Govdemdeki Kurt” şiirini yazar şair; …Sen / benim / minare boyunda
cam govdeme / yumuşak beyaz /
bir kurt gibi girdin / kemirdin / Yumuşak / beyaz / kıvrılışlarıyla /
beynime giren kurdu / curuk bir diş
ceker gibi soktum / epeyce ter doktum /
bu sonuncuydu / bir daha olmayacak…
8. Piraye
Piraye, Nazım ’ın kız kardeşi Samiye ’nin yakın arkadaşıdır. Kızıl saclı, gosterişli, aydın goruşlu, kulturlu bir ortamda yetişmiş ve varlıklı bir aileye mensuptur. Ve Piraye aynı zamanda kocasından ayrılmış, bir erkek ve bir kız cocuğu sahibi dul bir kadındır.
9. Kızıl saclı kadın
Nazım ’ın Kadıkoy ’deki evlerine yapılan sık ziyaretler sırasında tanışıp aşık olurlar birbirlerine, ancak Nazım ’ın o tarihlerde başlayan uzun hapis yılları nedeniyle araya ayrılıklar girer. Ama Nazım ’ın hapis yıllarıyla başlayan bu uzun ayrılıklar, bağlılıklarını ve aşklarını daha da percinler ve Nazım Turk şiirinin en guzel orneklerini oluşturan aşk şiirlerini hep bu “kızıl saclı kadın” icin yazar.
10. 101 yıla mahkûm olsan bile ben senin arkandayım
1935 yılında cıkan afla serbest kalan Nazım ve Piraye ve nihayet evlenirler. Ancak bu evlilik de politik baskılar, ekonomik sorunlar ve zorunlu ayrılık yılları nedeniyle kesintilere uğrar. Nazım ’ın 1938 – 1948 yılları arasında hapishanede gecireceği yılların umutsuzluğunu, annesi ve dostlarının desteğinin yanı sıra Piraye ’nin kısa ziyaretleri ve sevgisi azaltacaktır. Nazım umutsuzluğa kapıldığı uzun hapis yıllarında Piraye ’ye kendisinden boşanmasını onerir. Piraye ’nin cevabı “101 yıla mahkûm olsan bile ben senin arkandayım, bunu boyle bil… “ olur.
11. Cahit Ucuk ve Semiha Berksoy
Bu tutkulu sevda gun gelir heyecanını yitirir ve Nazım aradığı heyecanı başka ilişkilerde bulmaya calışır. Tabii bu durum Piraye ’nin gururunu incitir, kalbini kırar. Roman yazarı Cahit Ucuk ve opera sanatcısı Semiha Berksoy bu umutsuz gunlerinde onun hayatına giren kadınlardandır. Sonucta Piraye tum bunlara anlayış gostermek ve affetmek zorunda kalacaktır onu.
12. Munevver Hanım
Nazım ’ın Munevver ’le ilişkisi artık bardağı taşıran son damla olur. Munevver, Nazım ’ın dayısının kızı olup Fransız asıllı bir anneden Sofya ’da dunyaya gelmiştir. Munevver cocukluk arkadaşı olan Nazım ’la, o hapiste iken once mektuplaşarak daha sonra da ziyaretine giderek tekrar ilişki kurar. Bu durum Nazım ’ın yıllar oncesine dayanan genclik arzularını canlandırırken Piraye ’ye karşı da sucluluk duymasına neden olur.
13. Rusya ’ya kacışla biten aşk
Nazım ve Munevver aşkı tam uc yıl (1948­51) surer ve Nazım ’ın Romanya uzerinden Rusya ’ya kacışıyla fiilen son bulur. Arkasında bırakıp gittiği Munevver ’in aşkı ve sevemediği oz oğlu Mehmet ’in hasreti vardır. Ancak Munevver ’e olan hasreti Nazım ’ın yeni yaşamında, yeni ilişkiler kurmasına engel olmayacaktır.
14. Galina
1952 Yılında tanıştığı Galina adlı genc bir Rus doktor Nazım icin yeni bir aşkın başlangıcı olur. Galina Nazım ’ın doktoru, hayat arkadaşı, evdeki yoldaşı, sağlık danışmanı, yediğini-ictiğini, tum yaşamını denetleyen yardımcısı, yurt dışına birlikte gittiği eşi ve diğer yandan da Rusya adına onu kontrol eden devlet gorevlisidir. Nazım, Galina ’ya aşk şiirleri yazmasa da en uzun ilişkisini onunla yaşar.
15. Vera
Ancak Galina ile yaşayan, Munevver ’i ozleyen Nazım ’ı yeni bir aşk beklemektedir. 1955 yılı sonlarında bir tesaduf eseri Vera ’yla tanışır. Ancak o zaman şairin bilmediği şey Vera ’nın evli ve bir kız cocuğu annesi olduğudur. Bu yıldırım aşk Nazım ’ı tekrar canlandırır, onun yaşama bağlılığını, coşkusunu geri getirir. Sonucta Vera ’ya kocasından boşanarak birlikte yaşamaları konusunda baskı yapmaya, onu kıskanmaya başlar.
16. Son Kadın “Saman Sarısı”
Nazım ’ın “Sacları saman sarısı, kirpikleri mavi, kırmızı dolgun dudaklı” diye 1961 de yazdığı “Saman sarısı” şiiri ile olumsuzleştirdiği kadındır Vera. Kendinden otuz yaş daha kucuk Vera ’nın aşkı Nazım ’ın başını dondurur. Artık yeni aşk şiirlerinin ilham kaynağı bu genc sevgili olur. 1960 yılı başında nihayet beklenen olur. Nazım ’ın Galina ile olan sekiz yıllık uzun beraberliği boşanmayla sonuclanır. Vera da uzun ve bunalımlı yıllar sonrası kocasından ayrılmayı başarır. İlk tanıştığı andan itibaren aşık olduğu Vera ’ya kavuşur sonunda Nazım, yani muradına erer ve Vera ’nın gonlune girmeyi başarır. Nazım bundan sonraki aşk şiirlerini artık Vera icin yazacaktır.
Gelsene dedi bana
Kalsana dedi bana
Gulsene dedi bana
Olsene dedi bana
Geldim,
Kaldım,
Guldum,
Oldum…