
Listemizin bugunku konuğu PEN 2015 Şiir Odulunu alan Şair Afşar Timucin ve şiirleri.
Şiir, oyku, roman ve felsefe alanlarındaki eserleri ile seckin bir duşunur, şair ve yazarı olan Afşar Timucin 1939 yılında Manisa ’da dunyaya geldi. Yuksek Oğrenimine İstanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bolumunde başladı. 1967 yılında, eğitimini tamamlamak uzere Kanada ’ya gitti. 1967 ’de Montreal Universitesi Felsefe Bolumu ’nde lisans eğitimini, 1970 ’de İstanbul Universitesi ’nde doktorasını tamamladı. 1981 yılında docent, 1992 yılında profesor olan Afşar Timucin, bir sure Kocaeli Universitesi Felsefe Bolumu başkanlığı gorevini yuruttukten sonra Kocaeli Universitesi ’nden 2006 yılında emekliye ayrıldı. Atac, Donem, Milliyet Sanat, Papirus, Soyut, Yazko, Yelken, Yeni Edebiyat, Yeni Ufuklar, Varlık dergilerinde şiirleri yayımlanan şairimizin felsefeyle ilgili pek cok araştırma ve incelemeleri de vardır.
1. Ağacın İkindi Turkusu
Acıklara cıkalım boğulmamak icin
Gunun kuytu yerleri şimdi harap
İcimizde bir ezgi inceden inceye
Bizi kendimize bağlarken akşam olur
Karanlığı gumuş rengine boyar mehtap
Oturup uzun uzun konuşsaydık
Sevişmek nasıl olsa gene olur iyi kotu
Bir ıhlamur sıcaklığı yayılırken odamıza
Her şeyi ince ince duşunseydik
Olumu kırgınlığı inceliği en başta
Butun eksiklerimize gulup gecerek
Belki de boşa gecti onca zaman
Bu da bir tur gecip gitme duygusudur
Ne guzel olurdu yeniden başlasak
Ne yapsan en başa donulemiyor
Ne yapıp yapıp dalı unutmalı
RuzgÂrla yere duşen sarı yaprak
2. Akşam Kuşatması
Birlikte bir kıyıyı kuşattık
Butun tarihciler eski kuşatmaları
Evlerinde bir bir yanlış yazarken
Gemilerimizi saldık serin sulara
Onun gemileri benim gemilerimden
Sanki biraz daha tedirgindi
O tedirginlik bitti
Gozlerine dalıp gittim
Dalgalara sedef kakmalarını
Yayarken ufkun pembeliği
Acıkca seni seviyorum dedim
Ben de seni seviyorum demedi
Kendini bilmez bir karga
Oh olsun diye butun kargalara
Yakalanıp mısırdan getirilmiş
Ustunde keklik giysileri
Ayıpladı kendine gore bizi
Ne işiniz var dedi
Bu saatte burada
Ona hicbir şey soylemedik
O kim ki bizim yanımızda
Biz bir denizi kuşatmışız birlikte
Gozlerine bakarken anladım
O da zaten cocuktu benim gibi
Gecen gemileri timsaha benzettik
Karton filmlerden konuştuk daha sonra
3. Akşam Turkuleri
Beyaz bir gun ustume kapanıyor
Yeşilini suze suze ormanların
Ah deniz dipleri neredesiniz
Derin deniz dipleri
Gozleri kadar guzel sevdalımın
Uzayan golgelere uzanıyorum
Ustumde hırcın bir mavi
Yeni bir zamana başlar gibiyim
Batan gunun olgun kırmızısında
Usulca koyuluyor akşam turkuleri
Gun bir koşuda dağıldı gitti
İnsan, olursa olsun diyemiyor
Dokunduğum ne varsa kayıyor ellerimden
Ben, bir şey olmamış gibi
Olumsuz bir tutkuya davranıyorum
Nasıl olsa geceye daha cok var
Yasalarına sıkı sıkıya bağlı guneş
Ufka doğru suzuluyor olsa da
Her sevince yeniden başlıyorum.
4. Bardaktan Boşanırcasına
Cocuklar gibi koşmak boydan boya
Ufukları gorunmeyen duzluğu
Soluk soluğa şimdi
Ustumuze soken şafak
Biz boyle ayakta oleceğiz besbelli
Deniz gibi durmadan bir kıyıya carparak
Her zaman bir yeşili, bir moru arındırarak
Biz boyle yaşayacağız
Sevişerek, savaşarak
Umarak, inanarak
Bardaktan boşanırcasına
Bir yağmurdur bizim icin yaşamak
5. Bildiri
Bir mavide birden değişmek olur
Bakışın bakışıma vurunca
Olup denizlere karışmak olur
Bakışın bakışımdan yorulunca
Daha beyaz sabahlar var
Alıp gitme butun guluşlerimi
Goturme duşlerimi
Sardunyalar gullere dokununca
Sinsi zehirler tatlı
Senin her şeyin guneş
Gelip ışığında ısınıyorum
Yaşamak olum gibi koyulunca…
6. Bir İnanc Tutkununun Turkusu
Onlar savaşcıdırlar iclerinde
Gokleri yeni baştan kurarlar
Boyle cıkma gece vakti balkona
Havalar soğudu uşumesin ayakların
Acıya salıverme kendini bir cırpıda
Sonumuz nasıl olacak diye yorma kafanı
Umutsuzluğa kapılma, gelip gecenlere bak
Umutsuzluk sucunu işlemek bize yasak
7. Ceylanların Aşk Turkusu
Yeni bir tutkuyu kaldırmaz o
Yeni bir aşk oldurur ceylanı
O sevdi mi cocuklar gibi sever
Sen olsan ateşe verirsin tarlanı
Ciceklerini yerle bir edersin
O bir duvar dibinde yatar sessizce
Duş gibi gorur inen akşamı
Kelebekler yanaklarından oper
O sevdi mi ruzgar gibi sever
Sen olsan yere calarsın şapkanı
Yeni bir tutkuyu kaldıramaz o
Yazık olur kucucuk saclarına
Doyamadan gider derenin
Işık beyazı cakıl taşlarına
O sevdi mi yureği bakakalır
Sen olsan yeniler giyip gezersin
Belki bir gunde harcarsın paranı
O yemeden icmeden kesilir
Sevdiğini bir uzse bin uzulur
Sen olsan uzersin sevdiğini
O gunde bin kere ipe cekilir…
8. Denizin Beklediği
Seni sevmek mor denizlerdi biraz
Ne kadar gidilse bir o kadar bitmeyen
Umutlar ve yıkılmalar ardında direnilen
Seni sevmek mevsimler icinde en guzel yaz
Seni sevmek yaşamın aşılmaz buyukluğu
Seni sevmek kan dolu yuzyılları korkutan
Ve sığınıp ılık kıyı kentlerinde biraz akşam
Seni sevmek cocukların duşlerinde gorduğu
Varılırdı daha saydam gunlere isteseler
İsteseler yalnızlık giremezdi evlere
Seni sevmek bir kırlangıc olacak bekleseler
Ve ucacak durmadan adasız denizlere
Kim bulacak cam kırığı gozlerinde sevgimi
Sonra yalnız kalmak gibi yoksulca uğuldayan
Butun okyanusların baş eğdiği tek kaptan
Sana verdim gec diye butun denizlerimi…
9. Gene Boyle
Yururlukte hava su ateş toprak
Yururlukte irili ufaklı atomlar
Curumuş sanıların karşısında
Bu arada yalnızlık surumden kazanıyor
Uydurma aşkların yanı başında
Kuş ucmuyor korku ormanlarında
Sıkıntı denilen timsah uyanık
Erdemi ve inancı savunuyor kendince
Belki guler gecersin belki de
Gulmeyi bile duşunmezsin
Anlatmazsın bile birilerine
O kadar cıplak
Oh olsun yalancı şairlere
Kokuşmuş bilgelere oh olsun
Gene sokaklar baskın
Her iyide her doğruda her guzelde
Kacak evlerin sanrılı karanlığı
Demek ki coktan bitti
Şimdi her yerde orada burada
Eşsiz yağmurlar altında
Butun kara deniz ve gok haritalarında
Zor ve sessiz bir cocukluktan kalma
Serseri şair ruhum gecerlidir
Gecerlidir dayattığım her ozlem
İstanbul ’un butun sokaklarında
10. Hancerli Turku
Nicedir elimde gul dalıydı
Değişti, değişti hancer oldu
Baba bunu kendime mi saplasam
Ya da bir gundoğumuna saklasam
Daha gun ortalığa dağılmadan
Al diye cekip vursam mı adamı?
Sevince inanmayanı, yaşamı paylaşmayanı
Ekmeği ortadan ikiye bolmeyeni
Aşktan doneni, savaştan kacanı
Kapılara nobetciler dikeni
Kopeklerin sofrasında besleneni
İnanc alıp-satanların hepsini
Baba, bu gumuş hancerle vursam mı?
Nicedir elimde gul dalıydı
Değişti, değişti hancer oldu
Sardı uzayan yansısıyla
Sardı narciceği kırmızısıyla
Bugunden cekip gidecek olanı
Gul dalıydı hancere donuştu birden baba
Soframızdan aşımızı calanı
Cekip bu guzel hancerle vursam mı?
11. İstersen Al Gotur Beni
Olumsuz guluşunle başlıyorum
Her guzelliğe her sevince
Bir yağmur ince ince
Surerken beni başka zamanlara
Zamanla yorgun hanlara
Donuyor işte gordun her şeyim
Kuru topraklar gibi dağılıyor belleğim
Sınırsız bir boşluğu sure sure
Yorgunum cok uzaklardan geldim
Kaygılar sıkıntılar yaşadım uzun uzun
Korkuyu yakından tanıdım
Olumsuz duşmanı oldum korkunun
Şimdi bakışınla bağlanıyorum
Kocaman bir dunyaya umutla
Bir akşam aşılmaz kaygılar
Cağırırken beni sonsuzluğuma
Sıcaklığın beni alıştırıyor
Soğuk ve yağmurlu akşamlara
Uşumuş bir kedi gibi sığınıyorum
Ellerine ayaklarına saclarına
12. Sessiz Akşam Duşleri
Bembeyaz akşamlara cıkmak
Deniz kıyılarında ya da dağ başlarında
Daha doğar doğmaz sarhoş
Pırıl pırıl bir gunden
Akşam gelin gibi suzule suzule
Yamaclardan ağır ağır inerken
Seni duymak, seni sevmek, seni okşamak
Seni konuşmak ve seni susmak
İlk karanlıkla birlikte erkenden
Senin hazırladığın sofraya oturmak
Senin yaydığın carşafların uzerine
Uzanıp uzun uzun duşunmek seni
Dunyayı yepyeni guzelliklerle
Yeniden yaratır gibi
Elinle kapladığın yorganı ortunup
Seni duymak, seni duşunmek, seni bulmak
Haritaya yeni bir ada yazdırır gibi
Her yanını, her şeyini oğrenmek
Saclarını, boynunu, sırtını, belini
Kollarını, omuzlarını, dizlerini, ayaklarını
Hatta ayıp olmasın en gizli yerlerini
Yanı baştan sona seni ezberlemek
13. Uzakların Ozlemi
Bulutlarla suzul denizlerde yıkan
Kopar ufuklarda yağmurlardan sonra acan
O gorulmemiş ciceği ellerinle
Ruzgar ol dağlara doğru yaslan
Ozlemin seni yanıltmayacak
Sen uzak sevdaların yolcususun
Bırak boşluklara yavaşca kendini
Ne aynalara sığın ne kapı arkalarına
Gez dolaş uzayları
Işıklarla kamaşsın gozlerin
Bulutlar sıcak sıcak sarsın seni
Su kuşlarının uctuğu yerden bak kocaman dunyaya
Onlar ki delisidir maviliğin
Her sezgilerinde olumsuzluk vardır
Seni cılgına cevirir
O acayip kuşların guzelliği
14. Yağmur Arkası
Yağmurlar yağdı ve hic dinmedi
Her biri saydam ciceklenen sacında
Yağmurlar daha cok pencereler icindi
Oksuzdum gozyaşıydım dudağında
Bir sancıydım boğuk akşamlar gibi
Buyudukce buyudu isli ve yalnız olmak
Kirazını soldurdu ağacların
Nasıl devrildi taşlar ustumuze
Coğalan nasıl boydan boya kuşkular
Kar dizboyu olumu sokakların
Ezgiler sabahlarda eriyecek
Gozlerin uykumda yeşerir durur
Kalsam cağlar boyu yokluğunun kapısında
Yaşamak bunca umuda yeniden varmak olur
Olmek seni duymamak bir gun daha
15. Yaşanmamış Cocukluğun Turkusu
Bir de onlar inancı orer gibi
Kendilerini gererler boşluğa, olum gibi
Bir gunluk cocukluğa, bin yılını verirdin
Artık cocuk değilsin, buyudun artık
Yolda yururken kendine dikkat et
Yemek yerken sakın ustune dokme
Komur mu taşıdın, kapkara tırnakların
İyi bir işin olsun, gosterişli bir cantan
Guzel bir ceket, pantolon yaptır
Annenin elini op, dostlarına telefon et
Bir sozun, bir sozunle celişmesin
Sokakta turku soyleme, ayıptır
İcinden gelmese de
Her zaman, bir şeyler yapacakmış gibi dur
Şiir ve aşk ustune konuşmayı bil
Donla denize girme, cok icme rakıyı
Ne olursun o berbat kasketi değiştir
Bir gunluk cocukluğa, bin yılını verirdin
Ama cocuk olmadın bir gun bile
(Buyuk insan gibidir benim yavrum)
Sen şimdi sessiz bir deniz kıyısında
Donuşsuz buyumuşluğunle durmadan
Panayırlar, balonlar, kayıklar ozluyorsun
16. Yol Turkusu
Ciz beyaz haritalara mor kalemle
Hic gorulmedik yepyeni kentleri
Hep oralara gotur beni
Seninle olunca sıkılmam giderim
Cocuk yureğinle sen kurarsın
Kopruleri alanları kuleleri
Panayırları ve cocuk bahcelerini
Ciz haritaların en guzel yerine
En guzel gunleri ve geceleri
Seninle olunca cekinmem giderim
O kentlere yolcu diye ciz beni
Biletim pardosum şemsiyem şapkam
Yureğimde sevincim kafamda duşuncem
Nasıl da cok karıştık birbirimize
Bu el hangimizin eli bu saclar hangimizin
Senin gittiğin her yere giderim