
“Savaş ve Barış”, “Anna Karenina” gibi dunya edebiyatına kazandırdığı romanlarıyla tanıdığımız Tolstoy ’un “Gunlukler”inde, onun siyasal, ahlaki ve edebi duşuncelerine rastlıyoruz. 50 yıl boyunca aralıklarla tuttuğu bu gunlukler, eserlerinin nasıl ortaya cıktığıyla ilgili de bir bilgi kaynağı sayılabilir hatta. Kitap, son derece acıksozlu, samimi ve acımasız oz eleştirilerle dolu; bu yuzden okurken etkilenmemek imkansız. Tolstoy, son derece karmaşık ve celişkili bir insan; zor bir eş; iyi bir baba. Ve onun ozel yaşamına dair bu detayları okurken, insan zaman zaman uzulse bile, onun eşsiz bir yazar olduğuna dair duşuncesi iyiden iyiye kuvvetleniyor.
Elbette Tolstoy ve onun eserleriyle ilgili soyleyecek sozlerimiz bitmedi. Ancak biz şimdi size, Tolstoy ’un gunluklerinde rastladığımız onun “aşık” yonunden bahsedeceğiz. İşte onun “Gunlukler”inden; aşk ve sevgi uzerine etkileyici alıntılar.
“Seven hep bir kişidir, oteki ise sevilmesine izin verir”
“Sevilmek istenen bir kopeğe bile acınır, kovulmaz”
“Ben gercekten sevilmeyi istiyor ama sevilmeyi istemesini bilmiyorum”
“Aşık olmaya son derece hazırım. Bu korkunc bir şey!”
“Aşık olmanın mumkun olacağına hic inanmadığım halde aşık oldum. Cılgına dondum…”
“Beni sevmekten vazgececek. Bundan neredeyse eminim. Beni kurtaracak tek şey, onun başkasını sevmemesi”
Ama bunun nedeni ben değilim. Benim nazik olduğumu soyluyor. Bunu işitmek istemiyorum; belki de yalnızca bu nedenle beni sevmekten vazgececek.
“Bana olan sevgisi, kurulmuş makinadan farksız: elimi opmesi ve bana iyi davranmasından ibaret”
“Bende bir şeyler eksik, sevgi ve acık yureklilik. Yalnızlıktan da onunla baş başa kalmaktan da korktuğumun farkındayım”
Bunların en onemlisi gene de sevmemektir. Ben bu denli cok sevmekle ne elde ettim, nereye ulaştım? Bu sevgi, bundan sonra ne işe yarayacaktır? Acı cekeceğim ve onurumun kırıldığını hissedeceğim.
“…bir roman okudum: Bir genc kız sevdiği erkeğin evine gidiyor ve onun yaşadığı ortam ve eşyalar arasında bulunmaktan mutluluk duyuyor. Nasıl da gerceğe uygun…”
Ama ya bu “eşyalar” cizme, bot, su dolu leğen ve cop gibi, kunduracı alet ve malzemesi ise o zaman ne olacak? Hayır, asla alışamayacağım.
Ve bunlar da karısı Sophia ’nın ağzından…
“Onunla karşılaştığımda icime sevinc doluyor ve onu her şeyiyle seviyorum: boyunu posunu, gozlerini, guluşunu, tatlı konuşmasını…”
“O bana ne denli acımasız davranırsa davransın, yureğim hala onun sevgisiyle dolu”
“Ben kocamın kişiliğinde coşkulu bir aşık veya acımasız bir yargıc buldum ama hicbir zaman bir dost bulamadım”
Hala da bulamıyorum…
“Benim icin değerli olmadan ve onu sevmeye başlamadan once ve uzun bir sure, bir adamın ruhuna ve yeteneğine hayran olmam gerek”
“Kocalarının dostluk ve sempatilerini sonuna dek tadabilen kadınlar, nasıl da mutlulardır…”
Bencillerin, buyuk adamların eşleri, gelecek kuşakların acımasız ve hoşgorusuz olarak niteleyecekleri kadınlar da ne denli mutsuzdurlar.
“Yureklerimizi birleştiren bağı hicbir şey koparamaz. Biz birbirimize uzun bir yaşam ve guclu bir sevgiyle sımsıkı bağlanmışız”
“Bir insanın en onemli işi, onem verdiği kişinin acı cekmesini onlemek icin sevgisini feda etmesidir”