
Yunus Emre, Anadolu ’da Turkce şiirin oncusu olan bir tasavvuf şairi, aynı zamanda da bir Turk İslam duşunurudur. Onun yaşamına dair bilgiler, ceşitli kaynaklarda farklılıklar gosterebilir cunku hakkında pek az şey bilinmektedir.
Ancak hakkında ne kadar az şey bilinirse bilinsin, Yunus Emre Anadolu ’da bir halk kahramanı olarak tanınır ve sevilir.
Ve boyle ozetler hayatını Yunus:
Arar idim Allah ’ı buldum ise ne oldu
Ağlar idim dun-u gun guldum ise ne oldu?
Erenler dergahında deste kızıl gul idim
Acıldım ele geldim soldum ise ne oldu?
İşte biz de, Yunus Emre hakkında kaynaklarda gecen ve bir de halk arasında destanlaşmış olan yaşam oykusunu sizlerle paylaşalım istedik.
İlginizi Cekebilir: Tasavvuf Ve Mistisizim Uzerine Yazılmış Kitaplar
Yunus Emre, tasavvuf şiirinin onemli isimlerindendir
Yunus Emre ’nin hayatı hakkında cok az şey bilinmektedir ama genel olarak 13. yy ’ın ikinci ceyreği ile 14. yy ’ın ilk ceyreğinde yaşadığı duşunulur. Yaşadığı yer ise bazı kaynaklarda Sarıkoy, bazılarında Karamanlı olarak gecer. Olumu, yine kesin olmamakla beraber 1320 olarak kabul edilir. 82 yaşında olduğu duşunulen onemli tasavvuf şairimizin yaşamı hakkındaki bilgilerin bir kısmı, onun kendi eserlerine dayanmaktadır. Yaşamı boyunca Anadolu ’yu dolaştığı ve Mevlana ’yı gorduğu bilgisi, kendi eserlerinde gecen cumlelerden anlaşılır.
Yaşamıyla ilgili cok az şey bilinen Yunus Emre ’nin bir de halk arasında destanlaşmış bir yaşam oykusu vardır…
Yunus Emre, kucukken okula gider ama alfabeyi bir turlu oğrenemez. Bu yuzden de okulu bırakıp koyunde ciftcilik yapmaya başlar. Bir sure sonra yaşadığı yerde başlayan kıtlıktan, kendisi de etkilenir. Kırşehir ’e yakın Sulucakarahoyuk ’te Hacı Bektaş Veli adında birinin insanlara yardım ettiğini duyması uzerine, onun yanına gitmeye karar verir. Bu amacla yola cıkan Yunus Emre, yine de eli boş gitmemek ister ve yol boyunca alıc toplar.
Hacı Bektaş Veli ile tanışması bir buğday icin olur…
Hacı Bektaş Veli, dergahına gelen Yunus Emre ’nin bu hoş davranışından cok etkilenir. Yunus ’un buğday icin geldiğini oğrenince de şoyle der: “Sorun bakalım buğday mı ister, himmet mi?” Yunus Emre, bu soru uzerine himmet karın doyurmaz diyerek buğdayını alıp tekrar yola cıkar. Ama yolda pişman olur ve dergaha geri doner.
Yeniden Hacı Bektaş Veli ’nin huzuruna cıkıp pişmanlığını dile getiren Yunus ’a Hacı Bektaş Veli “O soylediğin artık gecti, biz o anahtarı Taptuk Emre ’ye verdik” der. Yunus bu sefer de Taptuk Emre ’yi bulmak icin yollara duşer.
Taptuk Emre ’nin yanında erenler mertebesine ulaşmak icin 40 yıl boyunca odun taşır…
Taptuk Emre ’yi bulur, ona durumu anlatır, onun dervişi olur ve dergaha odun taşımakla gorevlendirilir. Tam 40 yıl boyunca dergaha odun taşıyan Yunus, tek bir eğri odun getirmez dergaha.
Taptuk Emre, kızını Yunus ’la evlendirir ama Yunus, kendisini ona layık gormediği ve tek amacı erenler mertebesine ulaşmak olduğu icin şeyhinin kızına el surmez. Sonra da bir turlu o mertebeye ulaşamadığını duşunup Taptuk Emre ’nin yanından ayrılır.
Tek amacı erenler mertebesine ulaşmak olan Yunus, Taptuk Emre ’nin yanından ayrıldıktan sonra anlar o mertebeye ulaştığını
Taptuk Emre ’den ayrı gecirdiği zaman suresince başından gecenler sayesinde Yunus, istediği mertebeye artık ulaştığını anlar ve mahcup bir şekilde tekrar şeyhinin yanına doner. Once şeyhine kendisini affettirmek icin karısıyla goruşur. Karısı ona “Bilirsin gozleri gormez, sen kapının eşiğine yat. O sabah namazına kalktığında ayağı sana dokunur. Bu kim diye bana sorar. Ben de Yunus, derim. Eğer hangi Yunus derse ses cıkarmadan cek git. Yok, eğer bizim Yunus mu derse, kalk şeyhinin eline sarıl” der.
Ve yıllar sonra mahcup bir şekilde şeyhinin yanına gelip af bekleyen Yunus ’un, şeyhinin onu affetmesi uzerine hayatını kaybettiği soylenir…
Şeyhinin karısının dediğini yapan Yunus ’a şeyhi: “Yunus mu?” diye cevap verince Yunus kalkar ve şeyhinin ellerine sarılır. Hikayeye gore Yunus, bu olaydan sonra hayatını kaybetmiştir.
“Yaratılmışı hoş gorduk, yaratandan oturu” diyen Yunus Emre, bir halk şairi değil halkın şairidir
Yunus Emre sanat yaşamında halka, onların diliyle seslenmiştir ve Turkceyi cok iyi kullanmıştır. Oz Turkce ile verdiği eserleri de, onun her zaman okunup anlaşılmasını sağlamıştır. Onun şiirlerinde genelde Allah sevgisi ve bu sevgi uğrunda bir omur caba gostermek gibi konular yer alır. Yunus Emre halkın şairi olduğu icin oylesine cok sevilir ki, Anadolu ’nun bircok yerinde onun adına anıt mezarlar yaptırılır.
Yunus Emre ’nin “Risalettun Nushiye” ve “Divan” olmak uzere iki eseri vardır. Eserlerine başka aşıkların eserleri karışmıştır ancak zamanla bunlar ayıklanmış ve şimdiki haline getirilmiştir.