
Yunan edebiyatının en guzel orneklerinden biridir Nikos Kazancakis ’in Zorbası. Yazarın olgunluk donemi eseri olarak gorulen bu muhteşem kitabı, sinemaya uyarlandığında seyirciyi aynı oranda buyulemeyi başarabilmiş ender yapıtlardandır ustelik.
Kitabın baş kahramanı Alexis Zorba, herkesin tanışması gereken, coşkulu olduğu kadar naif de bir karakter. Yaşamın hakkını vermek, cılgın olmayı ve her şeyi sonuna kadar hissetmeyi gerektirir. Ve Zorba ’dan, yaşamanın gercekliğine dair oğrenilecek daha cok şey var…
1. “Boyledir işte. Kimse mayası bozukları, zorbaları sevmez. Ama kimse onlara “Yeter!” demez. Bu yuzden zorbadır ya onlar.”
2. “Her insanın kendi deliliği vardır, bana oyle geliyor ki, en buyuk delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır.”
3. “İnsanların başlarına getirip yucelttikleri bir liderleri her zaman vardır… bu, işte sadece bu, zorbaların turediği kaynaktır; ilk ortaya cıktığı zaman, o bir koruyucudur.”
4. “Mutluydum, biliyordum. Bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur; ancak o gecip de arkamıza baktığımız zaman, birdenbire biraz da hayranlıkla, ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız.”
5. “Ne makine şu insan be!
İcine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun;
ic cekmeleri, guluşler ve duşler cıkıyor.
Sanırım beynimizde konuşan bir sinema var.”
6. “Kendini kurtarmanın tek yolu başkalarını kurtarmak icin cabalamaktır.”
7. “İnsan nedensiz bir şey yapmaz mı? Şoyle keyfi icin!”
8. “Dunyayı bugunku durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım sevdalar, yarım gunahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan!”
9. “Komşumuz ihtiyar bir Turk olan Huseyin Ağa cok yoksuldu, hanımı, cocukları da yoktu. Akşam eve geldi mi, avluda diğer ihtiyarlarla oturur, corap orerdi. Ermiş bir adamdı Huseyin Ağa. Bir gun beni dizlerine aldı; hayır duası eder gibi elini başıma koydu; ‘Aleksi ’ dedi:
“…Bak sana bir şey soyleyeceğim, kucuk olduğun icin anlamayacaksın, buyuyunce anlarsın. Dinle oğlum, Tanrı ’yı yedi kat gokler ve yedi kat yerler almaz; ama insanın kalbi alır, onun icin aklını başına topla Aleksi, hicbir zaman insan yureğini yaralama.”
10. “Hicbir şey ummuyorum; hicbir şeyden korkmuyorum; ozgurum.”
11. “Hayatım yanlış yola sapmıştı, insanlarla olan ilişkilerimi ic konuşma haline sokmuştum. O kadar duşmuştum ki, bir kadına aşık olma ile kitap okuma arasında secim yapmam gerekse, kitabı secerdim.”
12. Ozgur değilsin, senin bağlı bulunduğun ip, obur insanlarınkinden daha uzun, hepsi bu kadar.”
13. “İnce kemikli boynunu kaldırıp sessizce icen Zorba ’ya baktım…”
“…Ona bakıyor ve bu hayatın gercekten ne şaşırtıcı bir sır olduğunu, insanların, fırtına tarafından kovalanan sonbahar yaprakları gibi nasıl birleşip ayrıldıklarını ve insanın bakışlarıyla sevdiği kimsenin yuzunu, vucudunu ve el hareketlerini boşuna yakalamaya calıştığını, birkac yıl sonra da, gozlerinin mavi mi, yoksa siyah mi olduklarını hatırlamayacağını duşunuyordu.”
14. “Kadın. Sana kac kez soyleyeceğim? Kadın sonu gelmez bir konudur. Şimdi sen, bir şimşek gibi tavuklara atlayan, sonra da boyunlarını şişirip gubreliklerine giden ve orada kabaran genc horozlar gibisin. Onlar aşkın nesini anlayabilirler? Elinin korunu!”
15. “Bir zamanlar diyordum ki: Bu Turktur, bu Bulgardır, bu Yunanlıdır. Ben vatan icin oyle şeyler yaptım ki patron tuylerin urperir; adam kestim, caldım, koyler yaktım, kadınların ırzına gectim, evler yağma ettim… Neden?”
“…Cunku bunlar Bulgarmış, ya da bilmem neymiş… Şimdi kendi kendime sık sık şoyle diyorum, hay kahrolasıca herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şoyle demekteyim: Bu iyi adamdır bu kotu adamdır. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Turk. Hepsi bir benim icin. Şimdi iyi mi kotu mu yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek carpsın ki, ihtiyarladıkca buna da bakmamaya başladım. Ulan ister iyi ister kotu olsun be. Hepsine acıyorum işte… Boşversem bile bir insan gordum mu icim cız ediyor. Nah diyorum bu fakir de yiyor, iciyor, seviyor, korkuyor, (…) o da kıkırdayacak ve dumduz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek… Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be… Hepimiz kurtların yiyeceği etiz.”
16. “Kızma patron. Hayır, hicbir şeye inanmam ben! Eğer insana inansaydım, Allah ’a da, şeytana da inanırdım; bu da buyuk bir sorundur. O zaman, işler karışıyor ve başım belaya giriyor, patron.”
17. “Buğday gibi toprağa inip olmen gerek kalbim, titreme başka turlu nasıl başak olursun ve aclıktan olen insanları nasıl beslersin.”
18. “Gercek hoca, oğrencisinden oğrenebileceği her şeyi oğrenmeli, gencliğin ne yone gittiğini anlamalı, o da ruhunu oraya doğru yoneltmelidir.”
19. “Yeni bir yol, yeni planlar! Artık dunkuleri hatırlamaktan, yarınkileri istemekten vazgectim; şimdi şu anda ne oluyor, o ilgilendiriyor beni.”