
Unlu matematikci, filozof, barış savaşcısı Bertnard Russell ’ın 1930 ’larda kişisel gelişim kitaplarına cevap niteliğinde yazdığı kitabın hÂl gecerliliğini koruması sizce de şaşırtıcı mı? Bizce, kişisel gelişimle birlikte tureyen, yaşam kocluğu veya yaşam gurmesi denilen, hatta ruhsal detoks gibi bircok isimle mutlu olabilmenin formulunu maddeleyen cok sayıda amator ve sığ bir bakış olduğu gerceği kadar şaşırtıcı değil.
Cok basit bir dilde, gosterişsiz, kendi hayatından ve gunluk yaşamından bahsederek orneklendirdiği, yumuşak ve anlaşılır bir dilde sunduğu hatta esprili dilde yazdığı mutlu olabilmenin bir sanat olduğunu savunan Nobel Odullu duşunurun, ilk once ‘İnsan neden mutsuz olur? ’ başlığı ile acıkladığı bunun uzerinden mutluluğu ele alan eserinden alıntılar, bircok şeyin temelini de oluşturuyor demek mumkun…
1. Bir şeye duşkunluk ya da ikinci bir meslekle uğraşmak, mutluluğun kaynağı olmayabilir, ama katı gercekleri ve katlanılması guc acıları unutmanın bir yoludur.
Mutluluğun sırrı şudur: İlgilerinizi olabildiğince genişletin, sizi ilgilendiren şeylere karşı tepkilerinizi duşmanca değil, olabildiğince dostca olmasına bakın.
2. Bir insan ne kadar cok şeye ilgi duyarsa, o kadar cok mutlu olma olanağına kavuşur ve o derece az kederin insafına bağlı olur, cunku bunlardan birini yitirecek olsa diğerine yonelebilir.
Hayat her şeye ilgi besleyemeyecek kadar kısadır ama gunlerinizi dolduracak kadar cok şey ile ilgilenmeniz iyi olacaktır.
3. En iyi sevgi insanın eski mutsuzluklarından kacmak icin değil de, yeni mutluluklara kavuşma umuduyla beslediği sevgidir.
Sevginin en iyisi her iki tarafta da hayat verir; her iki taraf da sevilmekten haz duyar ve kendini zorlamadan sever; bu karşılıklı mutululuğun sonucu olarak iki taraf da dunyayı daha bir ilgiye değer bulur.
4. Gecmişi cok iyi bilen, insanlığının geleceğinin gecmişiyle olculemeyecek kadar uzun olma olasılığını kavrayabilecek, ki omrumuzun sıradan bir olay olduğunun bilincine varabilecek gencler yetiştirmeye calışırdım; bireyin onemsizliğini gosteren bu gercekleri, genclerin zihnine yerleştirmek isterdim.
Yuksek oğretimi duzenleme yetkim olsaydı, genclerin pek azını hem de en az akıllı ve en geri kafalı olanlarını ilgilendiren din yerine, belki din olmayan bir şey koymaya calışırdım.
5. Bir insan kısa bir zaman icin de olsa, ruhu neyin yucelttiğini bir kez anladıktan sonra, kendisini bencilliğe, kucukluklere uzuntuye kaptırmaz.
Koşulların kolesi olanları saran korkulardan sıyrılmış olmaktan buyuk haz duyar ve dış dunya calkantıları ortasında, benliğinin derinlikleri mutlu bir insan olarak kalır.
6. Gercekten doyurucu olan mutluluklar, yeteneklerin tam olarak kullanılabildiği ve dunyanın doğru olarak algılanabildiği şartlarda mumkun olur.
Zihnin iyi işlediği ve pek az şeyin unutulduğu durumlar buyuk hazların duyulabilmesine elverişlidir. Ve bu, mutluluğun mihenk taşlarından birisidir. Şu ya da başka turlu elde edilen yapay mutluluklar doyurucu olmazlar.
7. İşlerin coğu zaman oldurmeye ve kucuk de olsa ozlemlerini gidermeye elverişlidir; ustelik o işi yapan kişiyi, hicbir işi olmayandan daha mutlu kılabilir. Sonsuz ilerleme olanağı bulunması koşuluyla ustalık isteyen butun işler zevk vericidir.
Bir de ilgi cekiciyse, yalnız can sıkıntısından kurtulmakla kalmaz, cok buyuk bir hoşnutluk sağlar. İşi cekici yapan temel iki ogeden birincisi ustalık gostermeye, ikincisi yapıcı olmaya olanak verir.
8. Amaclarımıza cevremize ve yaptığımız işlere oyle bir dalmışız ki, dunyada yapılan tum işlerin icinde ne kadar kucuk bir yer tuttuğunu ve yaptığımız işlerin icinde ne kadar kucuk bir yer tuttuğunu ve yaptığımız işlerle dunyadaki bircok şeyi hic etkilemediğimizi unutur gideriz.
Peki, insan neden bunu hatırlamalıdır? Oncelikle doğru bilgiye sahip olmak iyi bir şeydir, hicbirimiz bu dunyada uzun sure kalacak değiliz. Bizler yeryuzunden tuttuğumuz kucuk bir koşenin doğumumuzla olumumuz arasında kısacık surenin onemini gozumuzde fazla buyutur, heyecanlanır, kendimizi fazla zorlarız.
9. Mutlu insan dış dunyada yaşar; ozgur sevgileri ve geniş ilgileri vardır.
Mutluluğunu bu ilgilerden, bu sevgilerden ve bunları onu başkaları icin sevimli ve ilgi cekici yapması gerceğinden sağlar.
10. Akıllı adam koşulları elverdiğince mutlu olur ve evreni anlamaya calışırken acı duymaya başladığı noktada, başka duşuncelere gecer.
Aramızda akıllı olanlar, gecmişi oğrenip anlamış ve artık dunyada yaşamaya değer hicbir şey kalmadığı kanısına varmışlardır; boyle duşunenler aslında mutsuzdurlar.
11. Kaldı ki, aşk sadece bir haz kaynağı değildir; yokluğu da acı verir.
Aşka değer verilmelidir, cunku en ince hazları artırır; orneğin muzikten, ay aydınlığında denizden alınan zevki artırır.