
Frida Kahlo ile Diego aşkı, inişli cıkışlı sureclerinden dolayı Kahlo ’nun daimi yarası halini almıştır. Başlayıp biten ve kendi icerisindeki şiddetini sanata donuşturen bu durum, 20. yuzyılın en cok bilinen hikÂyesi halini almıştır.
Hazırladığımız listede, Frida Kahlo ’nun Diego Rivera ’ya yazdığı duygu yuklu satırlar ve huzun yukune donuşen umutlar yer alıyor.
“Gercek, oyle buyuk ki, ne konuşmak ne uyumak ne dinlemek ne sevmek istiyorum….”
“…Kendimi tuzağa duşmuş hissetmek, hic kan korkusu olmadan, zamanın ve buyunun dışında, senin kendi korkunun ve buyuk ıstırabının icinde, ve kalbinin atışında. Tum bu deliliği senden isteseydim, biliyorum sessizliğinde sadece karmaşa olurdu. Bu sacmalıkta senden şiddet istiyorum ve sen, sen bana incelik veriyorsun, ışığını ve sıcaklığını. Seni resmetmek isterim, ama bu şaşkınlığım icerisinde, hic renk yok cunku cok renk var, buyuk aşkımın somut hali.”
“Hicbir şey ellerinle kıyaslanamaz, hicbir şey gozlerinin altın-yeşili gibi değil. Vucudum gunlerdir seninle dolu…”
“…Sen gecenin aynasısın. Şiddetli bir şimşek cakışı. Toprağın nemi. Koltuk altlarının oyuğu benim sığınağım. Parmaklarım kanına değiyor. Tum sevincim cicek-ceşmenden fışkıran hayatı hissetmek ve sana ait tum sinir yollarımı bununla doldurmak.”
“Hep ve daima. Şimdi 1944 ’te. Yaşanan tum saatlerden sonra. Vektorler asıl yonlerinde devam ediyor…”
“…Hicbir şey onları durdurmuyor. Canlı histen başka bir bilgileri yok. Tek istedikleri bir yerde buluşana kadar devam etmek. Yavaşca. Buyuk bir huzursuzlukla, ama “altın parcanın” her şeye kılavuzluk ettiğine dair guvenle. Hucresel bir diziliş var. Hareket var. Işık var. Tum merkezler aynı. Budalalık diye bir şey yok. Her zaman olduğumuz ve olacağımız gibiyiz. Aptal kadere bel bağlamıyorum.”
“Gecenin aynası. Gozlerin tenimde yeşil kılıclar. Ellerimizin arasında dalgalar…”
“…Tamamın seslerle dolu bir boşlukta – golgede ve ışıkta. Sana rengi yakalayan okzokrom dediler. Bana kromofor – renk veren. Sen sayıların tum kombinasyonlarısın. Hayat. Dileğim cizgileri şekilleri tonları hareketi anlamak. Sen gercekleştiriyorsun ve ben alıyorum. Sozun boşlukta seyahat edip benim yıldızlarım olan hucrelerime ulaşıyor, sonra senin hucrelerine gidiyor ki onlar da benim ışığım.”
“Yıllardır vucutlarımızda hapis kalan susuzluktu bu. Ruyalarımızın dudaklarından ayrı soyleyemediğimiz zincirli sozcukler…”
“…Her şey vucudunun duzluğunun yeşil mucizeleri etrafında dizilmişti. Bedeninin uzerindeki dokunuşumu, derelerin fısıltılarını ciceklerin kirpikleri karşıladı. Dudaklarının suyunda her ceşit meyve vardı, narın kanı, saf ananas ve mammee elmasının ufukları…”
“Dunyalara sessizce hayat verenim, en onemlisi yanılsama olmaması…”
“…Gun doğumları, dost kırmızılar, buyuk maviler, yaprak dolu eller, gurultucu kuşlar, sacta parmaklar, guvercin yuvaları, insanın mucadelesine dair ender bir kavrayış, sacma şarkının basitliği, kalbimdeki ruzgarın budalalığı = uyak yapma kızım = antik Meksika ’nın tatlı cikolatası, ağızdan gelen kanda kopan fırtına – kasılma, alamet, kahkaha ve incinin saf dişten iğneleri, Temmuzun yedisinde bir hediye, istiyorum, alıyorum, şarkı soyluyorum, soyledim, bundan boyle bizim buyumuzun şarkısını soyleyeceğim – aşkımızı.”
Kaynak: 1