NÂzım Hikmet Ran, şair olduğu kadar ressamdı da. Şiirlerinde dizelerle cizdiği her şeyi bir bakıma fırcasıyla tamamlamış gibiydi. Duyguların kelimelerle şiire donuştuğu yerde boyalar ve fırcalar da başka bir duygu dunyasını yaratıyordu onun ellerinde. Şairin kalemi kadar fırcasının da bu kadar guclu olması, belki de yaşamayı ve yaşama dair olan şeyleri anlamaya olan merakından ve sevgisinden ileri geliyordu.
Buyuk bir bolumunu yattığı cezaevlerinde cizdiği tabloları sizler icin derledik.
1. “İnce uzun kılcıklardan ibaret kalan kavak ağacları
aydınlıktılar
mehtÂbolmadığı halde”
Bursa, 1941, Tuval uzerine yağlıboya
2. “Ne guzel şey hatırlamak seni
olum ve zafer haberleri icinden,
hapiste
ve yaşım kırkı gecmiş iken”
“Zevcem, ruhurevanım Hatice Pirayende”, Cankırı, 1940, KÂğıt uzerine pastel
3. “Bir mektup beklerim mujdeli
belki de olduğum gun gelir
mutlaka gelir ama”
Kalaycı dukkanı, 1940, Karton uzerine pastel
4. “Ama umudu var buyuk insanlığın
umutsuz yaşanmıyor”
Otoportre, Karton uzerine pastel, Cankırı, 1940
5. “Ben bir başıma onlardan uzağım,
hep birlikte onlar benden uzak.
Bana kendimden başkasıyla konuşmak
yasak”
Cankırı Hapishanesi, 1940, Karton uzerine pastel
6. “Yaşamak bir ağac gibi tek ve hur
ve bir orman gibi kardeşcesine,
bu hasret bizim…”
Otoportre, kağıt uzerine kara kalem
7. “Dunyaya erken gelmişim diye kahretmedim hicbir zaman
Ben yirminci asırlıyım
ve bununla ovunuyorum.”
Bursa Cezaevi, Kontraplak uzerine yağlıboya, 1946
8. “Yaşamak umitli bir iştir, sevgilim,
yaşamak
seni sevmek gibi ciddî bir iştir…”
Piraye, Cankırı, 1940, Kağıt uzerine pastel
9. “1902 ’de doğdum
doğduğum şehre donmedim bir daha
geriye donmeyi sevmem”

Otoportre, Tuval uzerine yağlıboya
10. “Muşambanın ustune resmini bir kerecik cizdim ama
gunde bin kere resmin cıktı bende tepemden tırnağıma”
Piraye, Cankırı, 1940, Kağıt uzerine pastel,
11. “Tahir olmak da ayıp değil Zuhre olmak da
hatt sevda yuzunden olmek de ayıp değil,
butun iş Tahir ’le Zuhre olabilmekte
yani yurekte.”
Otoportre
12. “dunyayı cocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hic değilse bir gunluğune doysunlar”

Piraye, Cankırı, 1941, Tuval uzerine yağlı boya
13. “başkasının hesabına utandım yalan soyledim
yalan soyledim başkasını uzmemek icin
ama durup dururken de yalan soyledim”
Otoportre, Tuval uzerine yağlıboya
14. “Haydarpaşa garında
1941 baharında
saat on beş.
Merdivenlerin ustunde guneş
yorgunluk ve telÂş”

Portre, Memleketimden İnsan Manzaraları ’nda da adı gecen, NÂzım ’ın mahpus arkadaşı Sarı Seyfettin
15. “Ne guzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırtustu yatıp seni duşunmek
filÂnca gun, falanca yerde soylediğin soz,
kendisi değil
edasındaki dunya…”
Piraye, Cankırı, 1940, Kağıt uzerine pastel
Kaynak: 1