Yazarlığın oğretilebilir bir şey olup olmadığı konusu coğu zaman tartışılır. Yontem ve bicim olarak yazının gelişimi, belli başlı kurallar doğrultusunda aktarılabilir fakat en iyi oğrenme yontemi hic şuphesiz ki okumaktır. Bu konuda yazarlar tarafından dile getirilen oneriler en az okumak kadar onemlidir ve dikkate alınmalıdır.
Dunya edebiyatının usta kalemlerinden Ernest Hemingway‘in yazmak uzerine sunduğu oneriler de aynı oneme sahiptir diyebiliriz. İşte, genc yazarlar icin Hemingway tarafından kaleme alınan 7 şahane oneri.
1. “Tek yapmak gereken bir tane doğru cumle yazmak. Bildiğin en doğru cumleyi yaz…”
“Bazen yeni bir hikaye yazmaya başlarım fakat bir turlu surdurmeyi başaramam. Ateşin onunde otururum ve ateşe attığım portakal kabuklarının cıkardığı mavi alevleri izlerim. Ayakta dikilip Paris ’in catılarını izler ve duşunurum: ‘Endişelenme. Daha once de yazdın, şimdi de yazacaksın. Tek yapmak gereken bir tane doğru cumle yazmak. Bildiğin en doğru cumleyi yaz. ’ Boylelikle doğrı bir cumle yazarım ve oradan devam ederim. Bu kolaydır cunku her daim bildiğim, gorduğum ya da birinden duyduğum doğru bir cumle vardır. Eğer detaylıca yazmaya başlarsam; birini tanıtmayı ya da bir şeyi sunmayı seversem butun bu taslağı ya da suslemeleri olduğu gibi atabileceğimi ve o ilk gercek ve basit cumleyle başlayabileceğimi fark ederim.”
2. “En iyi yol iyi gidiyorken ve bir sonraki adımda ne yazacağınızı biliyorken durmaktır…”
“…Bu yontemi bir roman yazarken uygularsanız asla tıkanmazsınız. Bu size soyleyebileceğim en değerli şey, o yuzden aklınızda tutmaya calışın!”
3. “Eğer yazdığınız şey uzerine duşunmeyi surdururseniz yazdığınız kısmı yitirir ve ertesi gun aynı şeyle devam etmek zorunda kalırsınız…”
“Bir şey yazarken sonrasında ne yazdığımı okumak benim icin zaruridir. Eğer yazdığınız şey uzerine duşunmeyi surdururseniz yazdığınız kısmı yitirir ve ertesi gun aynı şeyle devam etmek zorunda kalırsınız. Egzersiz yapmak, vucudu yormak gereklidir. Sevdiğiniz biriyle sevişmek cok iyidir, her şeyden daha iyidir. Ama sonunda, yapacak hicbir işiniz kalmadığında, tekrar yazmaya başlayana dek duşunmeyi ya da hikayeniz hakkında endişelenmeyi engellemek icin okumak gerekir. Yazımın kuyusunu asla boş bırakmamayı, kuyunun dibinde daima bir şeyler bulundurmayı ve geceleri o şeyi beslendiği kaynaklardan doldurmayı oğrendim.”
4. “En iyi yontem her gun yazdığınız şeyi en baştan okumak, yazdığınız kısımları kontrol etmek ve bir onceki gun bıraktığınız yerden devam etmektir…”
“…Eğer her gun baştan okuyamayacağınız kadar uzun bir hale gelirse her gun birkac bolum geriye giderek okuyun, haftada bir de tumunu baştan okuyun. Boylelikle bir butunluk sağlamış olursunuz.”
5. “Eğer bir kalemle yazarsanız okuyucunun vermek istediğinizi alıp almadığını uc kez gozden gecirme şansınız olur…”
“Yazmaya başladınız mıydı butun tekmeleri siz yersiniz, okura bir şey olmaz. Belki daktilo kullanmakta gayet iyisinizdir, cunku daha kolaydır ve size daha cok keyif verir. Yazmayı oğrendikten sonra biricik amacınız her şeyi; her duyuyu, her manzarayı, her duyguyu, her yeri ve her heyecanı okuyucunuza aktarmaktır. Bunun icin yazdığınız şeyin uzerinde tekrar calışmanız gerekir. Eğer bir kalemle yazarsanız okuyucunun vermek istediğinizi alıp almadığını uc kez gozden gecirme şansınız olur. Once yazdığınızı tekrar okursunuz, sonra daktiloya cekersiniz ve bu size yazdığınız şeyi iyileştirme imkanı verir. Son olarak da deneme baskısını tekrar gozden gecirirsiniz.”
6. “Yazdığınız şeyi kısa tutun…”
“Gettsyburg Konuşması ’nın bu denli kısa olması tesaduf değil. Nesirin de havacılık, fizik ya da matematik gibi değişmez kuralları vardır.”
7. “Duyguları izah etmeyin, hissettirin…”
“Yazarken olabilecek en buyuk zorlukla; gercekte ne hissettiğimizi bilmek bir yana, hissetmemiz gereken ya da hissetmemiz oğretilen şeylere gore eyleme gecmekle karşı karşıya geldim. Oysa asıl olan o duyguyu yaşamamızı sağlayan şeydir.”
Kaynak: 1, 2