Halil Cibran ’ın sanata olan yaklaşımı, şiirden yola cıkarak resimle ilerleyen bir yol izlemesiyle birlikte kendini dunya edebiyatının en onemli noktalarından birinde var etmesiyle mumkun olmuştur. İnsanı ve insana dokunan her şeyi sanatla yeniden doğaya geri armağan eden sanatcı, ozellikle resimlerinde bu durumu incelikle işlemiştir. Pek cok sanatcı gibi Halil Cibran da insanların iletişim ve duygu yoğunlukları uzerine duşunerek fikirler uretmiştir.
Konuşmak uzerine ele aldığı metin de bu yoğunluğunun bir parcasıdır. Eylemin arkasındaki amac, sebep-sonuc ilişkisiyle kendini yenilerken yazarın ifade ettiği yargıları da ayrıca kanıtlamıştır. Yani sonuc, kendi kendinin sağlaması haline donuşmuştur diyebiliriz.
Halil Cibran ’ın cizimlerini de bulacağınız liste, duşunmek ve konuşmak uzerinden hareketle pek cok fikir sunuyor…
“Siz duşuncelerinizle barışa son verdiğinizde konuşursunuz…”
“Ve artık yureğinizin ıssızlığında yaşamaya son verdiğinizde, dudaklarınızda yaşarsınız ve ses bir oyalama ve vakit gecirme aracı olur…”
“Konuşmalarınızın coğunda duşunce yarı katledilir. Duşunce boşlukta bir kuştur ve sozcukler kafesinde kanatlarını acar ama ucamaz…”
“Aranızda yalnızlık korkusuyla konuşkan birilerini arayanlar vardır. Yalnızlığın sessizliği onların cıplak benliğini gozler onune serer ve onlar kacarlar…”
“Ve gerceği iclerinde saklayanlar vardır, ama onlar gerceği sozcuklere dokmezler. Bu gibilerin sinelerinde ruh ritmik bir sessizlik icinde dinlenir…”
“Yol kenarında ya da pazar yerinde bir arkadaşınıza rastladığınızda, bırakın icinizdeki ruh dudaklarınızı oynatsın ve dilinize yon versin…”
“Sesinizin icindeki sesin onun kulağının icindeki kulağa seslenmesine izin verin. Cunku onun ruhu yureğinizin sırrını saklayacaktır; kadeh boşalıp, rengi unutulsa da tadı damakta kalan şarap gibi…”