Aziz Nesin‘in muhalif tavrı her doneme uyan, hicbir zaman eskimeyen ve guncelliğini daima koruyan bir yapı icerisinde şekillenir. Cunku işaret ettiği bozukluklar yıllar gecse de değişmez. Şekil değiştirir, eğilir, bukulur ama ozunde daima bozuktur. Aziz Nesin ’in ongoruleri ve aydın duşunce yapısı tum bunları ifade etmekte oldukca mahir olmuştur. Bu nedenledir ki yazar, yaşadığı ve yazdığı donemlerde devlet tarafından sıkıştırılmış, baskı altına alınmak istenmiştir. Ancak Aziz Nesin, baskılar karşısında dik durarak yazmaya devam etmiştir.
Anlatacağımız hikaye, tam da “Aziz Nesin hikayeleri gibi” ifade edilebilecek turden bir yaşanmışlık taşıyor.
1948 yılında yayımlanan “AziznÂme” adlı taşlama kitabının girişinde yer alan dortluk Aziz Nesin ’in başına bela olur.
Onlara
Zannetme ki dÂim bîşekcesine
Siz her anırdıkca huu ceker millet
Alkış beklerken siz eşşekcesine
Verir hakkınızı yuu ceker millet
Donemin basın savcısı Hicabi Dinc, bu dortluğun hukumeti hedef aldığını ve aşağıladığını iddia ederek Aziz Nesin aleyhinde dava acar.
Bu gibi davalar genellikle tutuklulukla sonuclandığı icin polis tarafından arama başlatılır.
O donemde gecim sıkıntısıyla mucadele eden yazar, cezaevine gonderilmeden once tutuklu kalacağı sure boyunca cocuklarının gecimini sağlayacak parayı bulmaya karar verir. Sonrasında gidip teslim olacaktır.
İstanbul siyasi polisinin aramaları altı ay boyunca devam eder ve Aziz Nesin ’i hicbir yerde bulamazlar.
Cunku yazar polisten saklanmak icin İstanbul ’un genel kutuphanelerini kullanmaktadır.
Bir yandan saklanan yazar diğer yandan da yoğun bir şekilde mizah uzerine calışmalar yapmaktadır. Polisin kutuphanelere bakmayı akıl edemeyeceğini duşunen Aziz Nesin, bu şekilde altı ay boyunca saklanmayı başarır.
Bu sure zarfında bol bol okuma yapan Aziz Nesin, mizah uzerine oldukca detaylı calışmalar yapmış olur ve Cumhuriyet Doneminde Turk Mizahı kitabını kaleme alır.
Tipik bir Aziz Nesin hikayesi tadındaki bu olay, aslında dahil olduğumuz sistemin halini acıkca gozler onune sermektedir.
Kaynak: 1