Yaşamak, her yonuyle guzel ve biricik olduğu kadar zorluklarla da doludur. Pek cok şeyde olduğu gibi yaşamda da gecerli olan kurallar bu gercekliğin kabuluyle uygulanmaya başlar.
İnsanı insan yapan ve kendisini anlamasını sağlayan temel, ne istediğini bilmesiyle devam eden karmaşık surecin tutarlı bir şekilde ivme kazanması sonucunda anlam kazanır. Gecinmek, mutlu olmak, para kazanmak, direnmek ya da pes etmek soz konusu anlamın yoğunluğuna bağlıdır.
Suleyman Acar da yarattığı anlamı en iyi şekilde ayakta tutmaya calışanlardan biri.
Suleyman Acar 28 yaşında ve doğuştan gorme engelli
Diyarbakır ’da yaşayan Suleyman, gunun belli saatlerinde Dağkapı Meydanı ’da giderek sipariş usulu aldığı kitapları satıyor
Sattığı kitaplardan pek bir şey kazanamasa da harclığını cıkardığını ve kitapları cok sevdiğini soyluyor
Yoldan gecen insanlara “Kitapcı, kitaplarım var” diye seslenen Suleyman, “Ben kimseyi gormuyorum ama asıl acı veren kimsenin beni gormemesi” diyerek uzuntusunu belirtiyor
Suleyman ’ın tezgahı yok. Gecirdiği bir rahatsızlıktan sonra duyma yetisinin de buyuk bir bolumunu kaybetmiş
“Gormenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum ama sesleri kaybetmeye başlayınca hafızam da artık eskisi gibi değil. İşitme kaybı olunca asıl o zaman kor oldum.”
En buyuk sıkıntısı ise insanların kendisine dilenci muamelesi gostermesi. Suleyman, bu duruma bir hayli uzuluyor

“Annem olduğunde 14 yaşındaydım, corabımı bile giyemiyordum, tek başıma hicbir ihtiyacımı karşılayamıyordum. Uvey annem bir yıl boyunca kendi kendime yetmem icin yardımcı oldu. Sonra oz bakımımı kendi kendime yapmaya başladım. İnsanlar kor gorunce para vermeden dayanamıyor, bizlere dilenci muamelesi gosterilmesine cok uzuluyorum. Kitap satmaya cıkınca beş liraysa cıkarıp 50 lira veren oluyor. Ben dilenmiyorum, kendi emeğimle para kazanmak istiyorum”
İşitme kaybı yaşamadan once sesli kitap ve radyo tiyatrosu dinleyen Suleyman, “Bu benim en buyuk yoldaşımdı” dediği radyosunu yanından ayırmıyor
Tek amacı kendi emeğiyle hayatını kazanmak olan Suleyman Acar, umudunu yitirmeden kitaplarını satmaya ve guzel bir yaşamı yaratmaya devam ediyor
“İnsanların bana acımasını istemiyorum, emeğimle para kazanmak istiyorum. Burada bir emeğim var, buradan kazandığım beş lira ile iceceğim bir tas corba başkasının verdiği etten ve kavurmadan daha onemli”
Kaynak: 1