Hasan Huseyin Korkmazgil‘in şiirleri, bizim edebiyatımızın kendini var ettiği donemlerin en verimli zamanlarına denk gelir. Şiirin yaşanan zamandan damıtılarak yazıldığı, kavganın ve mucadelenin de şiirden sayıldığı, insanın ve zamanın her şeyden bağımsız bir butun olarak hareket ettiği donemlerde eserlerini ureten şair; mevcut koşulların da tek şahididir. Oyle ki onun şiirlerinde zaman, gecmişten ya da gelecekten bakıldığında icine dahil olunabilen ve anlatılan hikÂyenin şiiriyle bir yaşam surulebilen yoğunluklar taşımaktadır.
Şiirleri gibi aşkı da pek cok yaşama dokunan şair Hasan Huseyin Korkmazgil ile Oğretmen Azime‘nin aşkıyla tanışın…
Hasan Huseyin Korkmazgil Eserlerine Ulaşmak İcin Tıkla!

Azime Karabulut, 1963 yılında Uşak Lisesi ’nde edebiyat oğretmenliği yapmaktadır. Evli ve iki cocuk annesidir. Eşi Hulusi Bey ilkoğretim mufettişidir ve bir aydır evinden uzakta gorevdedir Tarih 3 Haziran 1963 ’u gostermektedir. Cocuklarının karnını doyurup uykuya yatıran Azime Karabulut, o gece radyodan duyduğu haberle yıkılır. Şair NÂzım Hikmet Ran hayatını kaybetmiştir NÂzım Hikmet şiirleri okuyarak buyumuştur ve bu haber onu bir hayli uzer. Birden, korkusuzluğunu NÂzım ’a benzettiği şair Hasan Huseyin gelir aklına. Butun gece NÂzım Hikmet ve Hasan Huseyin şiirleri okur Ve birden korkuya kapılır. Hasan Huseyin ’in de NÂzım Hikmet gibi hayatını kaybetmesinden duyduğu kaygı, Azime Karabulut ’u Ankara ’ya giderek Hasan Huseyin ’i bulma duşuncesine iter Hic duşunmeden yola duşen Azime Karabulut, yanında iki cocuğuyla birlikte 5 Haziran sabahı Ankara ’ya varır. Ancak şairin adresini bilmemektedir Solcu bir şairin adresini bilse bilse TİP ’liler (Turkiye İşci Partisi) duşuncesiyle polisten TİP ’in adresini alır Hasan Huseyin Korkmazgil Eserlerine Ulaşmak İcin Tıkla!

Parti binasındakilerden şairin iki hafta once Ankara ’dan ayrıldığını oğrenir. Bunun uzerine Uşak ’a geri donen Azime Karabulut, 27 Temmuz tarihinde Hasan Huseyin ’den bir mektup alır. Mektup beş sayfadır “Azime Karabulut merhaba! Sana ve senin gibi duyup duşunenlere binlerce selam. Sizlere layık olamamak korkusuyla titrediğimi duyuyorum. Ah, ne iyisiniz, ne yiğitsiniz sizler…”
Mektuplar sıklaşır. Birbirlerine fotoğraflarını gonderirler. Hatta telefonla bile konuşurlar. Her ikisi de heyecan doludur. Ve bir gun Hasan Huseyin ’den şoyle bir mektup gelir
“Benim Azimem! Seni sevdim, seviyorum. Seni anlayarak seviyorum. Bunu bugun soyluyorum sanma. Ben sevmem boylesi laflar etmeyi. Hele, hic sevmem mektup yazmayı. Seni seviyorum diyorum, anlıyorsun değil mi? Bu benim icin zor bir itiraf… Sen biraz yarınımsın benim. Biraz değil yarınımsın Azime. Sana Azimem diyorum anlasana! Seni anlayarak seviyorum Azime. Duşun ki yuzunu gormedim daha. Kimseden de sormadım seni. Seni kendi sozlerinle tanıyorum, bir de yolladığın resimden… Gec mi kaldık? Yoo… Bu da bizim gerceğimiz.”
Azime Karabulut yol ayrımına gelmiştir. Evlidir, iki cocuğu vardır ve 30 yaşındadır. Ancak şair her defasında onu cağırmaktadır. Oğretmen Azime, kardeşlerine ve anne babasına durumu anlatır. Anlayışla karşılanır Ve en nihayetinde eşi Hulusi Bey ’den ayrılarak 11 Haziran 1964 ’te Altındağ Evlendirme Memurluğu ’nda Hasan Huseyin Korkmazgil ’le evlenirler Azime Oğretmen cocuklarını da yanına alıp Ankara ’ya yerleşir. Bir yıl sonra oğulları Temmuz dunyaya gelir. Ve sevdaları yıllar yılı ilk gunun heyecanıyla surup gider Bir Oğlum Olacak Adı Temmuz
bir oğlum olacak adı temmuz
uykusuz
korkusuz
beter mi beter
ben beynimi satarak yaşıyorum
o benden proleter
bir oğlum olacak adı temmuz
karataşın gobeğinde aşk
karataşın gobeğinde barış
karataş catladı catlayacak
bende bitmeyen kavga
onda yeniden başlayacak
bir oğlum olacak adı temmuz
ofkede benden fırtına
sevgide deniz
ne samanyollarının ulu kervanları susuzluğumun
ne kutupşafaklarında tanrılaşması ilkelliğimin
temmuz gibi sıcak ve bereketli
temmuz gibi ucsuzbucaksız
bir oğlum olacak adı temmuz
dilinde en guzel sesi turkcemin
kulağı en yiğit şarkılarla delik
korkak bir merakla değil yıldızlı karanlığı
vivaldi ’yi dinler gibi okuyup anlayacak
ve belki de sutdişleri surerken balaban bir bursa şeftalisine
ay ’dan kendi sesini dinleyecek
vahşi bir cicek gibi acılmış gozleriyle
ben ki yalınayak bastım kızgın dişlerine aclığın
iri bir cizme gibi balkanlar ’a basarken faşizm
dağlarda silah atmayı sevdim
ben ki silah taşıdım gizli gizli
dunyanın butun devrimlerine
boşuna donmuyor bu rotatifler
boşuna bağırmıyor bu kara
boşuna dinlemiyor bu korku kapımızı
anamın aksutu gibi biliyorum ki
doyumsuz gunlere doğacak temmuz
doyumsuz gunler gorecek
hani şu hep andıkca sızlatan yureğimizi
hani şu hep dalıp dalıp gittiğimiz andıkca
beklediğimiz beklediğimiz beklediğimiz
ve tam gorecekken gocup gittiğimiz gunler gibi gunler
ama mutlaka
karataşın gobeğinde aşk
karataşın gobeğinde barış
karataş catladı catlayacak
ben direndim yorulmadım
o yorulup yıkılmayacak
Hasan Huseyin Korkmazgil Eserlerine Ulaşmak İcin Tıkla!

Kaynak: 1 , 2