
Franz Kafka ile Milena ’nın bir turlu mutlu sona ulaşamayan aşkları, aslında hic farkında olmadan bir yazarın kendini var ediş seruvenini meydana getirdi. Kafka‘nın Milena ’ya yazdığı mektuplar bunun en buyuk kanıtıydı. Sevgiyi ve yaşamı kendi dunyasından bağımsız bir duş gucuyle buyuten yazar, imkÂnlar dahilinde elinden gelenin en iyisini yaptı ve sadece sevdi. Ancak Milena evliydi ve aşkları pek cok acıdan bakıldığı zaman imkÂnsız gorunuyordu. Keza oyle de oldu ve kavuşamadılar. Beş yıl boyunca mektuplaşan iki Âşık sadece uc kez yuz yuze goruşebildi.
Milena, Kafka ’nın olumunun ardından bir metin kaleme aldı ve icinden gecenleri hic cekinmeden anlattı.
“Kimseye benzemeyen biri olduğundan burada onu cok az kişi tanırdı, son derece bilge ve yaşamdan urken bir insandı”
“Yıllardan beri ciğerlerinden hastaydı, hastalığı tedavi ettiriyordu, ama bir yandan da onu bilerek besliyor ve duşunsel olarak destekliyordu”
“Ruh ve yurek, yuku taşıyamaz olunca hic değilse eşit bolunmesi icin ağırlığın yarısını ciğer ustlenir, diye yazmıştı bir mektubunda”
“İşte onun hastalığı aynen boyle gelişmişti. Ve ona neredeyse olağanustu bir incelik, urkutucu bicimde odun vermeyen duşunsel bir titizlik vermişti”
“İnsan olarak yaşam karşısında duyduğu entelektuel korkuyu hastalığın sırtına yuklemişti. Cekingen, urkek, yumuşak ve iyi idi ama acımasız ve acıtan kitaplar yazdı”
“Dunyayı, korumasız insanı yok eden ve parcalayan, gozle gorunmez bir yığın kotu ruhla dolu olarak goruyordu”
“Yaşamı surdurebilmek icin fazla onsezili, fazla bilgeydi, soylu ve guzel insanların zaaflarıyla savaşabilmek icin fazla zayıftı”
“İnsanları ancak buyuk duyarlığa sahip birinin tanıyabileceği bicimde tanıyordu, yalnızdı”
“Dunyayı alışılmamış ve derin bir bicimde tanıyordu, kendisi de alışılmamış ve derin bir dunya idi”
“Kitaplarının hepsi insanlar arasındaki gizli yanlış anlaşılmaların dehşetini ve işlenmemiş sucları anlatır”
“Olağanustu ince bir ruh yapısına sahip olan bir insan ve sanatcı idi, oyle ki, onun kadar hassas olmayan başkalarının, kendilerini sağlam hissettikleri yerde bile o, bir şeyler hissediyordu”
Milena Jesenska