Yaşadığımız yuzyıl, teknolojinin son hızla değer yargılarını ve alışkanlıkları altust ettiği bir devir. Artık pek cok şeyimizi sanal ortamda gercekleştiriyoruz. Bir anlamda orada yaşıyor, orada yatıyor-kalkıyor, alışveriş yapıyor, dostluklar kuruyor, kendimizi buluyor ya da kaybediyoruz. Biz okuryazar takımı icinse sonsuz olanaklar sunan bir derya sanal ortam. Yazıyoruz, ciziyoruz, okuyoruz; kimi zaman dunyayı kurtarıyor, kimi zaman sevdalarımızı anlatıyor; şiirler, oykuler yazıyoruz. Bunları yaparken en cok başvurduğumuz yer de sanal sayfalar ve internet dergileri.
Oysa 1900 ’lu yıllarda henuz internet ve bilgisayarla tanışmayan kuşak, dergi deyince efil efil kÂğıt kokan, renkli ya da siyah-beyaz fotoğraflarla suslenmiş, cıkacağı gun ozlemle beklenen o kÂğıt tomarını hatırlar. Okurken okşadığımız sayfalar, icinde kaybolduğumuz oykuler, anılar ve şiirlerle dolu Doğan Kardeşler, Hayatlar, Varlıklar, Gırgırlar ve niceleri… Gunumuzde sayıları her gecen gun artan ancak cok da uzun omurlu olamayan basılı dergilerin edebiyatımızdaki tarihine baktığımızda aklımıza gelen ilk isim, bir edebi topluluğa ve doneme de adını veren Servet-i Funûn dergisi oluyor.
1. Yarım yuzyılı aşan yayın hayatı
Edebiyatımızda ve basın tarihimizde pek cok ilke damgasını vuran Servet-i Funûn dergisi 1891 – 1944 tarihleri arasında yayımlanan en uzun omurlu dergidir. İstanbul ’da haftalık olarak yayımlanarak fen, magazin, sanat ve edebiyat konularına yer veren dergi, zaman zaman yayınına ara vermek zorunda kalsa da yarım yuzyılı aşan elli dort yıllık yayın hayatı boyunca 2464 sayı cıkmayı başarır.
2. Bir gazetenin eki olan dergi
“Fenlerin yani bilimin hazinesi” anlamına gelen Servet-i Funûn dergisi, 27 Mart 1891 ’de yayın hayatına başlar. Derginin ilk başyazarı olan Ahmet İhsan, Servet-i Funûn ’dan once Şafak (1886) ve Umran (1889) gibi kultur, sanat ve magazin dergilerini cıkaran bir yazardır. Cıkardığı dergiler hukumet tarafından kapatılınca Servet gazetesinin sahibi D. Nikolaidi ’nin desteği ve izniyle bu gazetenin eki şeklinde Servet-i Funûn dergisini cıkarmaya başlar. Ancak Servet gazetesi kendisinden beklenen hizmeti veremeyince kapanır (1892). Boylece bir yıl sonra, Servet gazetesinin eki olan Servet-i Funûn, bağımsız yayın organı olur. Başlangıcta imtiyaz sahibi olarak Nikolaidis ’in adıyla cıkan dergi, bir yıl sonra el değiştirir ve Ahmet İhsan Tokgoz ’un adıyla yayımlanmaya başlar.
3. Avrupai baskı teknikleri
Ahmet İhsan, matbaasını kurup Servet-i Funûn ’un imtiyazını uzerine alınca; “İyi bir resimli haftalık gazete” cıkarmak istediğinden Avrupa ’da o donemde yeni kullanılan “cinkografi” tekniğini inceler. Yazışmalar sonucunda unlulerin resimlerinden oluşan “galvano kalıplar” getirtir. Avrupa ’ya gider ve yeni baskı tekniklerini oğrenir. Fransa ’dan kÂğıt ithalatı yapan Ahmet İhsan, baskı tekniği yonunden Servet-i Funûn ’un, donemin en iyi dergisi olmasına gayret eder. Bu konudaki calışmalarını takdir eden Saray ’dan nakdi yardım bile gorur.
4. Padişahtan gelen para yardımı
Derginin 27. sayısında Ortakoy Camii 28. sayısında ise Kızkulesi fotoğrafları basılınca bu iki resimli sayı cok ilgi gorur. Kızkulesi resmi “manzûr-ı şahane” (şahane goruntu) olarak kabul edilir. Sultan II. Abdulhamit, derginin bu kalitede cıkmasından buyuk bir memnuniyet duyar ve “ŞÃ‚n-ı Osmaniye ’ye cespan olarak cıkmasını arzu buyurur” tebrikiyle birlikte dergiye kendi butcesinden 3240 kuruş aylık bağlar. Boylelikle dergide yazan şair ve yazarların Sultan Abdulhamit duşmanlığına karşı padişah dergiyi desteklemeye devam eder.
5. Bir devre adını veren Servet-i Funûn
Edebiyatımızda bir edebi topluluğun ve donemin oluşmasına ortam hazırlayan ve bu topluluğa adını veren ilk dergi olur boylece Servet-i Funûn. Zaman icinde Edebiyat-ı Cedide topluluğundan başka Fecr-i Âtî, Şairler Derneği ve Yedi Meşale gibi edebi toplulukların da yayın organı olan dergi, Turk basınının en uzun omurlu, sureli yayınlarından biri olma ozelliğini de taşır. Derginin kurucusu ve sahibi olan Ahmet İhsan Tokgoz başyazarlık gorevini uzun yıllar ustlenir.
6. Dergide yayın muduru olan unlu edebiyatcılar
Tevfik Fikret, Huseyin Cahit Yalcın, Halit Fahri Ozansoy gibi unlu edebiyatcıların da yayın muduru olarak gorev yaptığı Servet-i Funûn ’un ilk sayılarında, donemin diğer pek cok dergisinde olduğu gibi, “fennî” konulara ağırlık verilmesinin yanında, magazin konularına da yer verilir. Bu donemde, dergide yer alan yazıların pek coğu Ahmet İhsan tarafından yazılır. Ahmet İhsan, okuyucunun ilgisini cekmek, okuyucuyu bilgilendirmek ve o donemde cok ihtiyac duyulan, buluş yapacak kişilerin yetişmesine katkıda bulunmak amacıyla; Batı ’daki yeni buluşları tanıtan ve hayal ettiren yazıları tercume eder ve dergide yayımlar. Servet-i Funûn ’un kuruluşundan cok once başladığı tercume işine ozellikle Jules Verne ’nin eserlerinden başlar.
7. Edebiyatımızda eski-yeni catışması ve yeni edebiyatcıların zaferi
Servet-i Funûn ’un basın tarihinde ve edebiyat alanındaki onemli yeri, uzun omru kadar 1895 ’ten sonra bu dergi etrafında yaşanan gelişmelerden kaynaklanır. Cunku bu tarihten itibaren dergi, eski-yeni edebiyat tartışmasında yenilik taraftarlarının yayın organı olur ve yenilik yanlılarının bu dergi etrafında toplanmasına yol acar. Eski-Yeni catışması, yani “Muallim Naci-Recaizade Ekrem mucadelesi” hukumetin araya girmesi ve Muallim Naci ’nin olumu uzerine kapansa da taraflar arasındaki tartışmalar bitmez. Yeniden başlayan “Şiirde kafiye” tartışması ortamın yeniden kızışmasına ve dikkatlerin dergiye cevrilmesine, yenilik yanlılarının Servet-i Funûn etrafında toplanmasına yol acar.
8. Yazı işleri muduru Tevfik Fikret
Derginin asıl onemi, Tanzimat yazarlarından sonra ikinci bir yenilik hareketi olarak ortaya cıkan; farklı dergilerde yazan ve dağınık halde bulunan bu yenilikci genclerin dergi etrafında yeni bir edebiyat hamlesini başlatmalarıdır. Turk Edebiyatının bu devrine “Servet-i Funûn (Edebiyat-ı Cedide) Donemi” denilmesi, bu edebî hareketin, bu dergide gercekleşmesiyle ilgilidir. Bu da Tevfik Fikret ’in Servet-i Funûn ’un yazı işlerini ustlenmesiyle başlamıştır.
9. Kırgınlıklar ve catışmalar
Boylece Edebiyat-ı Cedide doneminde yayımlanan şiir, hikÂye, roman, edebî tenkit vb. turler ile Servet-i Funûn, tam anlamıyla bir sanat ve edebiyat dergisi kimliği kazanır. Bu edebi oluşum, Ali Ekrem ’in otokritik niteliğindeki “Şiirimiz” adlı makalesinin kaleme alınışına kadar devam eder. Bu yazı, topluluğun arasında ilk ciddi kırgınlığı ve hatta kopukluğu yaratır. Tevfik Fikret, yazı işlerinden ayrılır. Bu gorevi Huseyin Cahit Yalcın ustlenir. Onun da Fransızcadan cevirdiği “Edebiyat ve Hukuk” adlı yazısı uzerine dergi bir sure kapatılır. Bu kapanış da topluluğun dağılmasını hızlandırır.
10. Edebiyatımızın Batılılaşmasına onculuk eden dergiler
Sonuc olarak, 1896-1901 arasındaki yıllarda, Servet-i Funûn dergisinde, ortak bir edebiyat hareketi meydana getiren ve Turk Edebiyat tarihine gecen Edebiyat-ı Cedide şair ve yazarları, edebiyatımızın Batılılaşması yolunda Servet-i Funûn dergisi vasıtasıyla onemli eserler verirler. 1908 Devriminden sonra bir sure de gunluk gazete olarak varlığını surdurmeye calışan dergi, 26 Mayıs 1944 ’e kadar yayın hayatını değişik adlarla surdurur.