Kurtuluş Savaşı sırasında milletin moralini yuksek tutacak ve aynı zamanda da bağımsızlığın sembolu olacak milli bir marşa ihtiyac duyuluyordu. Hem şair hem de bir milletvekili olan Mehmet Akif Ersoy hicbir menfaat gozetmeksizin eline kalemi aldı ve İstiklal Marşı ’nı Turkiye Cumhuriyeti ’ne kazandırdı.
İstiklal Marşı ’nın yazıldığı şartları goz onunde bulundurarak her bir kıtanın altında yatan derin anlam yazımızın devamında…
1.
Korkma, sonmez bu şafaklarda yuzen al sancak;
Sonmeden yurdumun ustunde tuten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
İlk kıtada Mehmet Akif Turk milletinin milli duygularını ortaya cıkarmak ve onlara cesaret vermek icin
“Korkma” diye başlar. Bayrağın bu topraklar uzerinde sonsuza dek dalgalanacağını belirterek Turk milletinin son ferdi olmeden bu toprakların asla teslim alınamayacağını vurgular.
2.
Catma, kurban olayım cehreni ey nazlı hilÂl!
Kahraman ırkıma bir gul… ne bu şiddet bu celÂl?
Sana olmaz dokulen kanlarımız sonra helÂl,
Hakkıdır, Hakk ’a tapan, milletimin istiklÂl.
Bu dizelerde şair milletin bulunduğu zor şartlardan dolayı al sancağın kırgın ve kuskun olduğunu dile getiriyor. Bayrağın artık ofkeyi bırakıp kahraman Turk milletine gulmesi gerektiğini, eğer bırakmazsa dokulen şehit kanlarının helal olmayacağını soyluyor.
3.
Ben ezelden beridir hur yaşadım, hur yaşarım.
Hangi cılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kukremiş sel gibiyim; bendimi ciğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Turk milletinin tarih boyunca bağımsız olduğu bundan sonra da kimsenin boyunduruğu altına girmeyeceği ifade ediliyor. Milletin bağımsızlığını elinden alacak olanların boş hayal peşinde
koştuğunu, Turk milletinin ise kendi bağımsızlığı icin hicbir engel tanımayacağını anlatıyor.
4.
Garb ’ın ÂfÂkını sarmışsa celik zırhlı duvar;
Benim iman dolu goğsum gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl boyle bir îmÂnı boğar,
‘Medeniyet ’ dediğin tek dişi kalmış canavar?
Şair bu kıtada Batı ’dan gelen duşmanların ağır silahları olmasına rağmen Turk milletinin manevi yonunun guclu olduğunun altını cizer. Medeniyet iddiasıyla insanlığa dehşet sacanların son
hamlelerini yaptığını ve sonunda imanlı insanlar karşısında kesinlikle yenileceğini acıklıyor.
5.
Arkadaş! Yurduma alcakları uğratma sakın;
Siper et govdeni, dursun bu hayÂsızca akın.
Doğacaktır sana va ’dettiği gunler Hakk ’ın…
Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın.
Mehmet Akif askere hitap ederek duşmanın hicbir şekilde yurda girmemesini, gerekirse Turk insanının vucutlarını siper etmesini vurgular. Şair, Allah ’ın Muslumanlara vaat ettiği gunlerin kısa
surede geleceğine inandığını soyluyor.
6.
Bastığın yerleri ‘toprak ’ diyerek gecme, tanı!
Duşun altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
Verme, dunyÂları alsan da, bu cennet vatanı.
Kazanılan toprakların buyuk zorluklar neticesinde elde edildiği, sadece bir toprak parcası olmadığı vurgulanır. Bu toprakların şehitlerin kanıyla sulanmış değerli bir miras olduğunu ve her basıldığında onların akla gelmesi gerektiğini anlatır.
7.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedÂ?
Şuhed fışkıracak, toprağı sıksan şuhedÂ!
CÂnı, cÂnÂnı, butun varımı alsın da HudÂ,
Etmesin tek vatanımdan beni dunyÂda cudÂ.
Turk vatanının cennet kadar guzel olduğunu belirten şair, butun sevdiklerini hatta kendi canını bile bu topraklar icin seve seve vermeye hazır olduğunun altını cizer. Aynı zamanda da Allah ’tan bu topraklardan ayrı kalmamayı diler.
8.
Ruhumun senden, İlÂhî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma ’bedimin goğsune nÂ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehÂdetleri dînin temeli-
Ebedî yurdumun ustunde benim inlemeli
Muslumanların ibadethanelerine duşmanların dokunamamasını Allah ’tan dileyen Mehmet Akif, ezanların dinin temeli olduğunu soyluyor ve camilerde okunan ezanların sonsuza dek susmayarak
vatanın her yerinden duyulmasını istiyor.
9.
O zaman vecd ile bin secde eder –varsa- taşım;
Her cerîhamdan, İlÂhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır rûh-i mucerred gibi yerden na ’şım;
O zaman yukselerek Arş ’a değer, belki başım.
Şair tum bu dualarının kabul olduğu takdirde ve bir de mezar taşı olursa -ki bircok şehidin mezar taşı bulunmuyor- ruhunun arınmış bir şekilde yerden goğe yukselerek huzur bulacağını anlatıyor.
10.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilÂl;
Olsun artık dokulen kanlarımın hepsi helÂl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlÂl:
Hakkıdır, hur yaşamış bayrağımın hurriyet;
Hakkıdır, Hakk ’a tapan milletimin istiklÂl!
Mehmet Akif Ersoy son kıtada zafer gununun heyecanı hissederek ay yıldızlı bayrağın gururla dalgalanması gerektiğini ifade eder. Şair, Turk milletinin asla yok olmayacağını, tarih boyunca olduğu
gibi hur bir şekilde varlığını surdureceğini ve en onemlisi de bağımsızlığın Turk milletinin hakkı olduğunu vurgulayarak bitirir.