
İlber Ortaylı iyi bir aile eğitiminden gecmiş, yanı sıra dunyanın farklı universitelerinde eğitim gormuş bir isim. Farscadan Fransızcaya, Osmanlıcadan Latinceye kadar rahatca okuduğu pek cok dil var. Tıpkı dillere olan yoneliminde gorulduğu gibi; İlber Ortaylı dunyanın da iki ayrı kanadını, Doğu ’yu ve Batı ’yı yakinen biliyor. Tum bu genel kulturunun yanı sıra genclerin onda bulduğu birkac şey daha var: İlber Hoca genclere, mutlaka gezmelerini, farklı dunyalar tanımalarını, ozetle gencliklerinin kıymetini bilmelerini soyluyor. Bu acıdan verdiği orneklerse her zaman populer oluyor: ‘ ’Erkenden evlenip mobilyacı gezeceğinize dunyayı gezin! ’ ’ Yakın zamanda cıkan son kitabı ‘ ’Bir Omur Nasıl Yaşanır? ’ ’ muzikten yaşadığımız şehirlere, seyahatlerden yazarlara kadar bir bilgi havuzu niteliğinde. Yenal Bilgici ile yaptığı ve kitaplaşan bu soyleşiden onemli anekdotlar aktaracağız. Sahi, bir omur nasıl yaşanır?
Esere Ulaşmak İcin Tıkla!
Bir kere insanın kendisini ruhen huzurlu tutması, bunun icin de luzumsuz ihtiraslara kapılmaktan vazgecmesi lazım. Onemli olan şu: Yaşınız ilerledikce onunuzdeki hayatın kısaldığını anlıyorsunuz Oncelikle hayatı tanımak lazım. Kuşkusuz insanın hayatında ceşitli donemler vardır. Hayatımız temel olarak dorde ayrılır: 12 – 25 yaşları arası, 25 – 40 arası, 40 – 55 arası ve nihayet şimdi benim de bir suredir yaşadığım donem, yani 55 sonrası 12 – 25 yaşları arası oncelikle temel atma donemidir. Hayatınızı esasen bu donemde kurarsınız. 25 – 40 arasında hayata karışır, soz soylemeye başlarsınız. 40 – 55 arası olgunluktur, otorite olma donemidir. 55 ve sonrası ise bir dinlenme, demlenme zamanıdır Gayret, genclikte cok iyi kullanılır. O zamanlarda işler daha cabuk bitiyor. İşte bu donemde yapmadığınız şeyleri de 25 – 40 arasında yapabilirsiniz. Bu son bir fırsattır ’ ’Artık bir ortaokul cocuğu bile Aristo ’nun bildiklerini biliyor, ’ ’ diyorlar. Yok canım! O cocuk Aristo ’nun bildiğinin ceyreğini bilmediği gibi, onun yaptığını da yapamıyor En onemli pişmanlığım yanlış yerlerde bulunmak, eğitimim icin yeterince isabetli tercihler yapmamaktı Bunca yıldan, bunca tavsiyeden cıkardığım kanaat şudur: Ozel hayatınızla ilgili kimseyi dinlemeyeceksiniz! Anneniz babanız dahil Elbette, ‘ ’Her şeye, her soze kulağınızı tıkayın, ’ ’ da demiyorum. Ben sadece, ‘ ’Kendi yolunuzu kendiniz cizmeye calışın, ’ ’ diye tavsiye ediyorum Toplumumuzda bunun tam tersi yaygındır. Adam veya kadın; kendi olamadığı, başaramadığı ne varsa, bunları cocuğundan bekler. O şey her ne ise; cocuğun onu yapmasını, başarmasını bekler. Bizde bir cocuğu ‘ ’cocuk ’ ’ olarak sevmek diye bir şey yoktur Mesele hayattan ne kadar aldığına bakar. Ne yaşadıysanız yuzunuze yansır. İnsanın yuzu bir kitap gibi okunabilir. İfadeniz bomboşsa da hicbir şey yaşamadığınız fark edilir Yaşayın, monotonluktan uzaklaşın, gezin, gorun, keşfedin, başkalarıyla ilgilenin, okuyun, sevin. Bunları dolu dolu yapın ki izleri yuzunuze yansısın. Yuzunu ifadesiz kalmasın Entelektuel, ustune vazife olmayan işlerle ilgilenen kişidir. Orneğin mesleği kimyacılıktır ama coğrafya veya tarihle de uğraşır, resim yapar. Bu iş oteden beri boyledir. Kendi dunyasının dışıyla ilgilenendir entelektuel Turkiye calışkan insanların yaşadığı bir ulkedir. Ama cok calışmak maalesef bizde pek işe yaramaz, cunku suistimal edilir. Cok acık ki evvela patronlar calışma hayatımızı suiistimal eder; onlar etmezse, biz kendimiz ederiz Ben genclik yıllarımdan beri sabahları calışmaya gayret ettim. Okuyacaksam, sabahları okudum; yazacaksan, sabahları yazdım. İnsan sabah okuduğu metinleri asla unutmaz Esere Ulaşmak İcin Tıkla!
Tuvalette bile duşunursun yahu! Ama iyi duşunmek icin esasen yalnız kalmak gerekir. Bu temel şarttır, yalnız kalmayı bilmek gerekir Burada mesele, kendine, rahat hissettiğin alanın dışında bir pencere acabilmektir. Bu, cesaret ister. Bunu yapabilirsen, o pencereyi acıp dışarıda farklı dunyalar gorebilirsen, bir eşiği de atlamış olursun Her şeyin merkezindeyiz; sırf yakın cevreyi dolaşsan, epey bir yer gormuş olacağını soyluyorum ama biz gencken o yakın cevreye dahi cok zor giriyorduk Bir şehri ilk defa goruyorsanız, bir dakika bile dinlenmeyeceksiniz. Yuruyeceksiniz. Gencseniz ve bir şehirde gonlunuzce yurumuyorsanız orayı gezdiğinizi soyleyemezsiniz Bir şehre ilk defa gidiyorsanız cok yoğun bir program yapacaksınız, ill ki yorulacaksınız. Harita bakacaksınız, fotoğraf cekeceksiniz, not tutacaksınız Bugun istesek 10 tane daha tıp fakultesi kurabilir miyiz? Kurarız. Peki 10 tane daha hukuk fakultesi kurabilir miyiz? Mumkun değil, kuramayız. Cunku biz Batı ’nın yaşadığı devrimleri yaşamadan hukuk devrimine girdik. Girmek zorundaydık; şimdi de orada kalmak, bu hukuk duzenini muhafaza etmek zorundayız Umutsuz olmayın, eğitimi kurtarmak icin care var. O da Tanzimat ’ın buyukleri gibi davranmaktan geciyor. İyi okullar kurmalıyız, elit oğretmenler yetiştirmeliyiz, nitelikli imtihanlar yapmalıyız Bir şehrin nasıl bir yer olduğunu oğrenmek icin, kucuk insanın nelerle mutlu olduğuna bakın. Onlar şehirden istifade edebiliyorsa, orası iyi bir şehirdir. Burjuvazi yolunu her yerde bulur ama kucuk insan bulamaz Cocuğunuzu ne fazla ovun ne de fazla yerin. Bir cocuğu surekli ovmek iyi bir şey değildir. İnsanın cocuğundan dÂhi diye bahsetmesi, devamlı yermek, kucumsemek kadar tehlikelidir. Onun yanında olmasını bilin, yeter Cesur olun. Kendinizi rahat hissettiğiniz alanın dışında pencereler acın. Farklı dunyalarla ancak boyle tanışırsınız. Ben hep yerimde dursaydım, dunyamı değiştirecek insanları aramasaydım, bugun tanıdığınız ben olmazdım Bir insanın bittiği an, miskinliğe esir olduğu andır. İnsan, konforundan vazgecmeyi goze almalıdır. Kendi dunyasını yerinden kendisi oynatmalıdır Esere Ulaşmak İcin Tıkla!