
Bir yazardan etkilendiğimizde, yarattığı kurmaca dunyanın icinde zevk icinde gezindiğimizde bir okuyucu olarak bizde şu merak da filizlenir: ‘ ’O acaba nasıl biri? ’ ’ Bu susuzluğumuzu gidermek icin de başvurduğumuz belli başlı yollar vardır. Ya kendisinin yazdığı ya onun hakkında yazılan mektupları, yazıları okumaya koyuluruz. Oykumuzde cok kıymetli ve sağlam bir yer edinen Sait Faik Abasıyanık da benim ve daha niceleri icin boyledir. Bilindiği gibi Abasıyanık hayatının bir doneminden sonra Burgaz Ada ’ya yerleşir ve sadece yazmaya koyulur. Eserlerinde yarattığı kişiler de umumiyetle her gun gorup sohbet ettiği balıkcılar ve Ada halkıdır. Onlardan biri olan, Ada ’da bir bakkal işleten Orhan Tuncer de yazarla sıkı dostluk kurmuş bir isimdir, yazarla dostluğu 1948 ’de başlamış ve Abasıyanık ’ın olumune değin surmuştur. Değerli yazarımız Cezmi Ersoz de vakti zamanında kendisiyle bir soyleşi gercekleştirmiştir. O değerli soyleşiden ve kaynağını aşağıda verdiğim bir başka calışmadan alıntılarla Orhan Tuncer ’in Sait Faik ’e dair soylediklerini aktaracağız. Bakalım ‘ ’Yazmasam deli olacaktım. ’ ’ diyen Sait Faik ’in şaşıracağınız yonleri var mı?
Sait Faik Abasıyanık Eserlerine Ulaşmak İcin Tıkla!
Sait Faik tanınmamak isteyen biri
“1950 yılıydı. Bir gun dukkÂnıma geldi, o zaman yine burada bakkallık yapıyorum. Sait Faik oldukca neşeliydi, yerinde duramıyordu… ‘Hayrola, nedir bu keyfin? ’ diye sorduğumda, şoyle dedi: ‘Sorma yahu, bugun Bevoğlu ’nda Yazarlar Derneği ’nin bir toplantısı vardı, gideyim dedim, kapıya bir bekci koymuşlar, ben tam girecekken: ‘Hop! Dur bakalım hemşerim, buraya sadece yazarlar girer, balıkcılar değil, dedi ve beni iceri sokmadı. Hic sesimi cıkartmadım. O kadar memnun oldum ki… Demek ki yalnız giysilerim değil, yuzum, hareketlerim, halim, tavrım, her şeyim balıkcıya benziyormuş… Bu benim icin muthiş guzel bir şey biliyor musun… ’ Sait Faik kelimenin tam anlamıyla ‘tanınmamak ’ isteyen biriydi. ’ ’
Kitaba para veren bakkal
1953 ’te Sait Faik ’in ‘ ’Şimdi Sevişme Vakti ’ ’ adlı şiir kitabı cıkar. Ada ’nın esnafı olan Orhan Tuncer Bey de bu kitabı ister. Yazar imzalayıp verdiği kitaba şu notu duşer: “Burgazada ’nın kitaba para veren ilk adamı sensin… Dunyanın kitaba para veren ilk bakkalı kimdir dersin Orhancığım? 17 Ekim 1953”
Annesine ekonomik olarak bağımlıydı
Cezmi Ersoz ’un Orhan Bey ’le soyleşisinden aktardığı yarı alıntı bir bilgi: Sait Faik, parasızlığı yuzunden hep ekonomik olarak annesi Makbule Abasıyanık ’a bağımlıdır. Tabii ekonomik bağımlılık, manevi bağımlılığı da beraberinde getirdiği icin, bohem ve ozgurluk duşkunu bildiğimiz Sait Faik, balığa cıkarken bile, annesinden izin alır ve onun tembih ettiği saatte (Orhan Tuncer, bu saatin coğunlukta oğleden sonra 16.00 olduğunu soyluyor) donmeye dikkat eder ve balık avının en guzel saatlerinde, “Hadi Orhan, topla oltaları eve donuyoruz, gec kalırsak annem kızar sonra,” der.
Sait Faik Abasıyanık Eserlerine Ulaşmak İcin Tıkla!
Sait Faik demek sevgi demek
Cezmi Bey ’in aktardıklarının yanı sıra aşağıda kaynağını verdiğim blogger da Orhan Tuncer ’le goruşmuş ve onun bazı sozlerini aktarmıştır. Buradan itibaren o soyleşide soylenenleri aktaracağız: “Hicbir şeye kotu gozle bakmazdı, butun tabiatı cok sever ona saygı duyardı. Bu yuzden Sait benim icin sevgi demek,” diyor Orhan amca. “Kuşlardan bahsederdik Sait ’le. Kuş goclerinden, isketeden, sakadan… O zaman Rumlar vardı adada. Kuşları tutar, yerlerdi. Sait cok kızardı onlara.”
Tum ada halkıyla dosttu
“Sait bir boyacıda ayakkabısını boyatır, ‘Fevkalade mutlu oldum, ’ derdi. Bir balıkcıyla hasbihÂl eder mutlu olurdu. İnsancıl bir yapısı vardı Sait ’in. Herkesi sever, saygı duyardı; işciye, ameleye, boyacıya… Yalnız insanları değil hayvanları da severdi. İki kopeği vardı yanından hic ayrılmayan. Sait yazmak icin ta Aya Nikola tepesine cıkar, beyaz kopeği onun peşini bir an olsun bırakmaz, onunla beraber tepeye tırmanırdı. Miyandros adasına bakar vaziyette, cam ağacının golgesinde beyaz kopeğiyle yazardı Sait. HikÂye yazardı Sait, ama yalnız gorebildiği hikÂyeleri yazardı.”
Ozlenen dostluk
“Sait pek yuzmezdi ama ben severdim kulac atmayı. Hey gidi genclik! Yuzerek Kaşıkadası ’na gecerdim o zamanlar.” Bir an duraksayıp sonra devam ediyor, “Şimdi seksen sekiz yaşındayım, kendime arkadaş bulamıyorum, ozluyorum Sait ’in dostluğunu…”
Bonus
Bilmeyene bildirmek, bilene hatırlatmak maksadıyla meşhur Sait Faik Muzesi ’nden de kısaca bahsedelim. Muze, yazarımızın Burgaz Ada ’da yaşadığı ve pek cok oykusunu kaleme aldığı evin ta kendisidir. Herkese acık ve ucretsizdir. Carşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar gunleri 10:30 – 17:00 arasında ziyaret edebileceğiniz muze resmî tatil ve bayramlarda kapalıdır.
Sait Faik Abasıyanık Eserlerine Ulaşmak İcin Tıkla!
Kaynak: 1