“8 dakikada dolar milyarderi olmak ister misiniz?” “Patronunuzu 1 saniye 32 salisede etkileyip terfiyi kapmak imkansız mı? Siz oyle sanın…” “Kız mı tavlayamıyorsunuz? Ustelik sosyal deney bahanesiyle sahillerde yanaştığınız kızlar da mı yuz vermedi? 12 taktikle Adriana Lima peşinizde koşacak. 4. taktikle Metin Hara ’yı saf dışı bıraktınız bile.” “Arkadaşlarınız sizi dışlıyor mu? Bir halta yaramıyor musunuz? Bu kişisel gelişim kitabını bitirdikten sonra bir halta yarayacaksınız.”
Tam olarak boyle olmasa da bu kadar ucuk vaatlerle suslenen nice kişisel gelişim kitabı var. Ustelik populer kulturun etkisiyle “best seller” yazılı kağıtların altında duran raflarda boy gosteriyorlar sahiplerini beklerken. Ne hikmetse her birkac ayda bir de hayatın sırrını cozmuş ya da zirveye ulaşmış nice bilge turuyor yurt ici ve yurt dışında, yazar olarak. Peki kişisel gelişim kitapları kişileri geliştiriyor mu? Siyasal vaatleri solda sıfır bırakacak kadar ucan tanıtım cumlelerinden ya da satış sayılarından ziyaden bilime kulak verelim istedik…
Kişisel Gelişim Kitaplarına Ulaşmak İcin Tıkla!

Kişisel gelişim kitapları populer kulturun sağ kolu olma yolunda Her pazartesi rejime girme gibi yapay bir amac var mizah konusu olacak kadar inanctan uzak. Takvim yapraklarında yer alan yılların son rakamları her değiştiğinde yeni yıl planları var ayaklarımızı yerden kesen ancak daha ikinci aydan sadakati ve iradeyi unutturan.
Hal boyle olunca da tutunacak dal arayanlar, modernizmin etkisiyle hızlanan yaşamın kulvarlarında durup dinlenmek isteyenler careler arıyor ve ceşitli yontemlere başvuruyor. Okumayı sevenlerin genel eğilimi ise kişisel gelişim kitaplarının yarattığı yuksek “aura”nın (boyle daha havalı oluyor) etki alanına girmek oluyor.
Bilim uzlaşmadı ama uyarıyor Bilimin temelinde var “kat ’ilikten uzak kalmak”. Buna eyvallah. Fakat bazı soruların da net cevabı istenir ve rehber olarak bilim gorulebilir. Bu guzel bir yaklaşım olur. Bilim karar veremediyse? İşte zurna-zırt ilişkisi burada başlıyor. Cunku karışık olması muhtemel kafalar İstanbul trafiğine donuşuyor. Cık işin icinden cıkabilirsen…
“Kişisel gelişim kitapları faydalıdır” diyen de var. “Hayır efenim! Ne munasebet? Bilakis zararlıdır…” diye karşı cıkan da… Bir de bizim ağırlık verdiğimiz “zararlı olması muhtemel cunku…” şeklinde uyarılarla donatılan goruşler de soz konusu.
Kişisel gelişimin gelişme cağı Gunumuzun “cok satan”ları arasındaki coğunluk bu turdeki kitaplara ait.
Kişisel gelişimin odak noktasının mutluluğu sağlayacak iletişim bicimlerine dair bir recete olduğunu ifade eden İlker Ozdemir (şarkıcı olan değil, akademisyen olan) bu surecin başının 1980 ’lere uzandığını belirtiyor. Turkiye ’nin liberal ruzgarlara karşı kollarını actığı donemlere…
Nuvit Osmay, Turkiye ’de kişisel gelişimin oncusu olarak kabul ediliyor. Yine onculerden bir başka onemli isim de Reha Oğuz Turkkan. Takip eden on yıllarda ise kişisel gelişim kavramını ilk kez yazıtlarında kullanan ve yakından tanıdığımız iki guzel insan daha var; Ustun Dokmen ve Doğan Cuceloğlu.
Sorun kişisel gelişimde değil vaatlerde Olayın ozu belli. Kişisel gelişim vazgecilmez bir ozelliğe sahip. Oyle de olması gerekiyor. Cunku at gozluklerinden kurtulmak, gereklilik ve haliyle talep. Dolayısıyla sıkıntı “vaatler”de. Pazarlama anlayışının kucuk ama etkili bir şakası (dolandırıcılığı diyemem) işte.
İcindeki okuze oha diyen de var
Bulent Akyurek, bu turdeki kitaplara ve yazarlara hatta okuyuculara sert bir eleştiri yoneltip kaderciliği ortaya koyuyor. Bilimsel gostergelere ve hatta emarelere yakın durmaktan hoşlanmayan satırlarında bu turun yararlarına set cekiyor.
Kişisel gelişim kitapları ve Sindirella Etkisi Sindirella etkisi, Anadolu Universitesinden Doc Dr. Baki Duy ’un ustunde durduğu bir kavram. Geciciliği vurgulamak adına kullandığı bu kavram ile dikkatli olunması gerektiği mesajını veren Duy, bu turde yer alan kitapların bir kısmının okuyucunun hayalleriyle oynadığını cunku “On dakikada kişi analizi”, “Beş dakikada ikna sanatı”, “On adımda liderlik” gibi vaatlerin bilimsel olarak gercekleşmesinin mumkun olmadığını acık acık belirtiyor. Duy, bu duruma ilişkin acıklamasında davranış ve duşunce değişikliğinin boylesine birkac adımda ya da kısa zaman icinde mumkun olmadığının altını ciziyor ve ekliyor: “Bu bir surectir ve zaman gerektirir.”
Okuyucu bencilleşebilir Prof. Dr. Cengiz Yakıncı ise bu turdeki yazıtların okuyucuyu bencilleştirebileceği uyarısını da saklı tutmuyor. Cunku kişi, bu turdeki kitapları care olarak gorurse sosyal hayattan kopma riski taşır ve sadece kendini yukseltmek, iyi bir konuma gelmek isteyebilir.
Ona gore kişisel gelişim kitapları klasikleşmiş ve genelleştirilmiş birer recete ozelliği gosterir. Halbuki her okuyucu farklı ozelliklere sahiptir. Dolayısıyla herkes farklıdır ve ozeldir.
Cengiz Hoca, bencilliği benimseyen okuyucunun toplumsal sorunları umursamayacağını da sozlerine dahil ediyor ve şunları da kaydediyor: “Kişisel gelişim kitapları sihirli kitaplar değillerdir, belki kısa sureli mutluluk verici haplar olabilir.”
Yapay guven duygusu veren kişisel gelişim kitapları Prof. Dr. Nevzat Tarhan ’a gore bu turdeki kitaplar oldukca zararlı sonuclar ortaya koyabiliyor cunku kişilerin olumsuz yanları gormezden gelinebiliyor. Prof. Tarhan şoyle devam ediyor: “Bu kitaplar insanlara yapay bir guven duygusu veriyor. Eşinden boşananlar, sık sık iş değiştirenler oluyor. Kendilerini ustun ve ozel goruyorlar. Bu nedenle manik hale gelen bir hastam vardı.” Tarhan, tıpkı Baki Duy gibi olağan bir oneride bulunuyor; bu turdeki kitapların satın alınmadan, okunmadan once yazarların gecmişinin sorgulanması gerektiği. Cunku mutlaka bir psikolojik eğitim gerektiren bir surec sonrası yazılması gereken bu kitapları blog yazar gibi herkesin yazmaması gerektiği aşikar.
İhtiyacların bilinmesi gerekliliği Prof. Dr. Erol Ozmen ise oncelikle ihtiyaclara dikkat cekiyor. Kişi, ihtiyacının farkında olarak bu turdeki yazıtlara yoneliyorsa gereksinimlerini, ne istediğini bilmeli. Fayda ile zarar, bu noktadan sonra bicimleniyor.
Sonuc “Kişisel gelişim kitapları faydalıdır” ya da “zararlıdır” gibi topyekun bir sav uretmek mumkun değil. Dikkat edilmesi gereken noktaların başında okunmak istenen yazarın ozgecmişinin bilinmesi şartı. Ote yandan okuyucu ne istediğini, beklentilerini ve ihtiyaclarını belirlemek zorunda. Sozun ozu, bilincli okuyucu olmak mecburiyet.
Editorun sectiklerinden bir oneri vermek gerekirse Ustun Dokmen ve Doğan Cuceloğlu gibi değerli isimlerin yanına buyuk harflerle Ahmet Şerif İzgoren gibi guzel bir insanı eklememek vicdan azabı sebebidir. Nacizane ama “mutlaka okuyun” alt metniyle oneriyoruz.
Okuyucunun kişisel gelişim kitaplarından ne alacağı kendisine bağlı. Ancak bir gun Ferrari alırsanız sakın satmayın.
Kişisel Gelişim Kitaplarına Ulaşmak İcin Tıkla!

Kaynak: 1 2 3 4 5 6 7 8