
Klasiklerin her okunduğunda kişiye farklı, yeni şeyler soylediği bilinir. Bu ozellik diğer eserlerde de gorulebilir ama klasikler okuyucuya adeta kendini tek seferde tamamen acmayan, satır aralarında her daim keşfedilecek yeni şeyler iceren bir yapıya sahiptir. Dağın arkasında her zaman bir başka dağ bulunur. Turk romanı da 19. yuzyıldan bugune kadarki gelişimi sırasında bize oldukca onemli klasikler bırakmıştır. Hem Turkce ’nin pırıl pırıl kullanılması hem de yaşadığımız toplumu daha iyi anlamamız acısından da birkac, hatta onlarca klasiğin başucumuzda olması onemlidir. Listelediğimiz Dunya Klasikleri ’nin yanı sıra Turk Klasikleri ’ne de bakmak isteyenlere bir derleme sunuyoruz. İyi okumalar.
1. Araba Sevdası (Recaizade Mahmud Ekrem)
Turk romanının ilk donem orneklerinden biri sayılan, ayrıca ilk Turk realist romanı olarak da değerlendirilen Araba Sevdası mizahi ogeler de icerir. Turk klasikleri arasında giren bu roman Tanzimat ’la beraber başlanan Batılılaşma adımları, Avrupa ’yı şeklen taklit etmekten oteye gidemeyen insanları da beraberinde getirmiştir. Bir iki Fransızca kelime soylemek, Batılılar gibi giyinmek, bu kulturden bîhaber insanların arasında olduğunu gormezden gelerek yaşamak romanın ana unsurlarıdır. Bu unsurlar, eserin kahramanı Bihruz Bey ’in alafranga zuppeliği ve komik duruma duştuğu aşkı ekseninde verilir. İlk kez 1898 ’de yayımlanır.
Amazon ’da Fiyatını Gor
2. İntibah (Namık Kemal)
“Hurriyet Şairi” lakabıyla da bilinen Namık Kemal, bu klasik eserinde dış dunyadaki iyi ile kotuyu ayırt edemeyen, celimsiz bir genc adamın hazin oykusunu anlatır. Romantizm akımının tesir ettiği İntibah, gorece varlıklı bir aileden gelen Ali Bey ’in, fesat bir kadına olan aşkı ve ardından başına gelen felaketleri akıcı bir uslupla anlatır. Tanzimat aydınlarının, halka ders vermek gibi bir gorevi ustlendiğini hatırlarsak bu eserde de guvenilecek insanları iyi secmemiz, aşık olurken aklımızı yitirmememiz, anlık zevkler uğruna hayatımızı baltalamamamız gerektiği gibi mesajlar vardır. Zaten Namık Kemal de tum bu oğutlerini, romanın son cumlesinde de ozetler: Son pişmanlık fayda etmez. İlk yayımlanma tarihi 1874 ’tur.
Amazon ’da Fiyatını Gor
3. Eylul (Mehmet Rauf)
İlk kez 1901 ’de yayımlanan ve Turk klasikleri arasında giren Eylul, ilk psikolojik romanımız olarak da değerlendirilir. Bunun sebebi de yazarın ruhsal cozumlemelere olan yoğun ilgisidir. Suad – Sureya – Necip arasında gelişen imkansız aşk sarmalı intihara surukleyen catışmalar ekseninde anlatılır. Suad Hanım, kocası Sureya ’ya duyduğu sadakat duygusuyla, yakın arkadaşları Necip Bey ’e hissettiği aşk arasında bocaladığı gibi Necip Bey de yakın arkadaşının karısına, Suad Hanım ’a olan duyguları icerisinde zorlanır. Eser bu anlamda sadakatin, aile değerlerinin, arkadaşlığın ve belki de bir arayışın işlendiği onemli bir klasiğimizdir.
Amazon ’da Fiyatını Gor
4. Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivac (Huseyin Rahmi Gurpınar)
Eserlerinde mizahı eksik etmeyen, halka bir şeyler anlatmak derdini onceleyen Huseyin Rahmi Bey ’in ilk kez 1910 ’da yayımlanan romanıdır. O donemin İstanbul ’una, insan yaşayışına dair onemli bilgiler edinebileceğimiz roman Halley kuyrukluyıldızının Dunya ’mıza carpacağı soylentilerinin İstanbul ’da nasıl komik bicimde yankı bulduğunu anlatır. Yapıt bu acıdan eleştirel bir noktada da durur.
Amazon ’da Fiyatını Gor
5. Yaban (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
İlk kez 1932 ’de yayımlanan Yaban, yazıldığı cağın da onemli bir tanığıdır. Birinci Dunya Savaşı ’nın sonlanmasıyla başlayan romanın zamanı Sakarya Savaşı sonuna kadar devam eder. Bu iki buyuk hadise arasında Anadolu ’yu, koyluleri, aydınlarla halk arasındaki derin ucurumu anlatır. Yazar da bu klasiği icin “Bu eser benliğimin cok derinliklerinden adeta kendi kendine sokulup, koparak gelmiş bir şeydir ’ ’ tarifini yapar. 20. yuzyıl Turkiye ’sini anlamak acısından onemli bir romandır.
Amazon ’da Fiyatını Gor
6. Calıkuşu (Reşat Nuri Guntekin)
Duru bir anlatıma sahip olan yazar, ilkin 1922 ’de yayımlanan Calıkuşu ’nda da bu niteliğini surdurur. Arka planda Anadolu yaşantısını, Osmanlı ’nın son yıllarındaki vaziyeti gorebileceğimiz eser beri yandan bir aşk ilişkisini konu alır. İstanbul gorgusu alan, son derece idealist bir oğretmen olan Feride ve kuzeni KÂmuran ’ın nişanının bozulması, ardından Feride Hanım ’ın Anadolu ’daki pek cok yerde oğretmenlik yapması, burada tanıştığı bilge bir adamla baba – kız ilişkisi yaşaması gibi unsurlar anlatılır. Reşat Nuri Bey ’in yazdıkları, Anadolu insanını tanımamız acısından da oldukca onemlidir. Bu nedenle ki Calıkuşu, Ataturk ’un de başucu kitaplarından biri olarak bilinir.
Amazon ’da Fiyatını Gor
7. Sinekli Bakkal (Halide Edip Adıvar)
İlk kez 1935 ’te Londra ’da, ertesi yıl da anadilinde basılan Sinekli Bakkal, II. Abdulhamid ’in devleti yonetme bicimini anlatır. Bunun hemen yanında İstanbul Aksaray ’daki Sinekli Bakkal sokağının sakinleri ele alınır. Bu sokakta oturan Emine ile Tevfik ’in aşk hayatı, evlilikleri, Tevfik Bey ’in bir zenne olmasından oturu Emine Hanım ’ın babasının bu ilişkiyi reddetmesi, bunun uzerine Emine ’nin sevdiceğine kacması onemlidir. Ama Emine Hanım da Tevfik Bey ’in aymazlığını, cocuksuluğunu daha sonra gorecek ve babasının yanına geri donecektir. Romanın diğer boyutunda da ‘ ’Genc Turkler ’ ’ adlı orgutun Abdulhamid ’in istibdat yonetimini yıkmaya calışması anlatılmaktadır. Tarihî unsurlarla bezenmesinin yanı sıra, 1930 ’larda yayımlandığı hesaba katılırsa, iceriğin donemin konjonkturuyle de uzlaşan bir roman olduğunu soyleyebiliriz.
Amazon ’da Fiyatını Gor
8. Yalnızız (Peyami Safa)
Yazarın ilk kez 1940 ’ta yayımlanan ve sınırları aşarak dunyaca bilinen romanıdır. Peyami Safa ’nın şahsi olarak ilgilendiği Doğu – Batı sentezi romanın merkez kavramlarından biri olmakla beraber yazar materyalizm – idealizm, madde – mana gibi ikilikleri de tartışır. Aynı evde yaşasalar da birbirlerinden oldukca farklı tabiatlara sahip olan hane halkı uzerinden tartışılan bu bahisler, kendini arayan bir toplumu temsil eder.
Amazon ’da Fiyatını Gor
9. Saatleri Ayarlama Enstitusu (Ahmet Hamdi Tanpınar)
1954 ’te ilk kez yayımlandığında buyuk ilgi gormeyen, hatta yazar oldukten on yıllar sonra kıymeti anlaşılan roman, Tanpınar ’ın en buyuk meselelerinden birini konu alır: Doğu – Batı arasında sıkışıp kalan Turkiye ’yi. Romanın başkişisi ve anlatıcısı Hayri İrdal, Turk toplumundaki kulturel donuşumu, bunların sancılarını anlatır anlatmasına ama eserde ustu ortulu bir trajikomiklik de soz konusudur. Dort ayrı başlık ve bolum taşıyan romanda, esere adını veren enstitu aslında sonlara doğru anlatılmaya başlanır. Giderek klasikleşen ve kimi akademik cevrelerce de resmen Turk klasikleri arasında değerlendirilen eser, sıkı bir konsantrasyonla okunmalı ve ne demek istediği uzerine defalarca duşunulmelidir.
Amazon ’da Fiyatını Gor
10. Mai ve Siyah (Halit Ziya Uşaklıgil)
Turk romanının Batılı bir kimliğe ulaşmasında buyuk pay sahibi olan Halit Ziya Bey, bu eseriyle donemin basın – yayın – edebiyat camiasına ilişkin bir klasik ortaya koyar. Ahmet Hamdi Tanpınar ’ın ‘ ’Turkiye ’de nesli adına konuşan ilk eser ’ ’ diye tarif ettiği Mai ve Siyah yayıncılık ve edebiyatın İstanbul cevresinde nasıl şekillendiğini gostermesi acısından da cok muhimdir. Roman tarihimizin gercekten en onemli klasiklerinden biridir.
İlginizi Cekebilir: Halit Ziya Uşaklıgil Eserleri
Amazon ’da Fiyatını Gor
11. Memleketimden İnsan Manzaraları (NÂzım Hikmet)
Bir roman, hatta duzyazı olmamasına rağmen klasiğin tanımına uyan bir şiir kitabıyla listemizi sonlandıralım. NÂzım Hikmet ’in, uzun bir Anadolu yolculuğu sırasında Turk insanının yuksek ve duşuk yanlarını bir arada anlattığı ve Turk klasikleri arasında yerini alan şahane eseridir. Şair bu buyuk eserin 66 bin satır olduğunu ifade eder, ancak eserin bazı bolumlerini verdiği arkadaşları, yakalanma korkusuyla kimi bolumleri yok ettiğinden elimize 17 bin satır kalır. Buyuk Turk şairi, Kemal Tahir ’e yazdığı bir mektubunda da bu buyuk destanı hakkında şunları soyler: ‘ ’İstiyorum ki okuyucu 12,000 mısrayı bitirdikten sonra vıcık vıcık insan kaynaşan bir mahşerden gecmiş olsun. İstiyorum ki bu insan mahşerinin konkre ifadesi okuyucuyla muayyen bir devirdeki, muhtelif sınıflara mensup Turkiye insanları vasıtasıyla Turkiye ’nin muayyen bir tarihi devredeki sosyal durumunu anlatsın. ’ ’ Haydarpaşa Garı ’nda başlayan eser, koylulerden karanlık işlerle uğraşanlarına, tutsaklardan askerlere, yazarlardan siyasetcilere kadar buyuk bir Turkiye ve hatta dunya portresi sunar. Tren yolculukları, mahkumlar, savaşlar… Tarihî manzum hikaye desek herhalde yanlış sayılmaz değil mi?