Alvin Toffler, Şok kitabını 1970 yılında yayımladığında kitap hakkını vermiş ve geniş bir coğrafyada “şok” etkisi yaratmıştı. On yılı aşkın bir sure sonra ulkemizde de yayımlanan kitap, şokun yaşandığı coğrafyayı genişletmişti.
Değişmeyen tek şeyin değişim olduğu onermesini 2500 yılı aşkın sure once belirten Heraklitos ’un haklı olduğunu kanıtlayan Toffler, yarım asır once yayımladığı bu “şok” ile dunden bugune (dolayısıyla bir anlamda bugunlerden yarınlara) ışık tutan Şok, geleceğin karamsar tablosunu anlatıyor.
Alvin Toffler Şok yaratıyor ve kalıcılığın geciciliğe evrildiğini kanıtlıyor Alvin Toffler, Şok ’ta once avcı-toplayıcı toplum ozelliklerinden bahsediyor ve bu donem icin anı yaşamanın daha onemli olduğunu, yarının duşunulmediğini aktarıyor. Cunku yarını duşunmek icin hızlanmış bir hayat yok ve yine cunku yiyecek bulup yemek, yer bulup barınmak atalarımızın esas amacları arasında yer alıyor.
Kitabın odak noktası değişim… Değişime paralel olarak hızlanan yaşamın insanı getirdiği nokta irdeleniyor ve kalıcılığın sağlanması icin sebeplerin nasıl ortadan kalktığını gosteriyor.
Şok: Geciciliğin kalıcılığa başkaldırısına yonelik muthiş tespitler Alvin Toffler, geciciliği “kullan-at” olarak ozetliyor. Uretilen, satın alınan ve kullanma suresinin daha da kısalmasıyla yenilerinin alınmasını gerekli kılan urunler yeni dunya duzeninin bileşenlerinden biri haline geldi. Cok satış, cok alış ve tuketim toplumu. Cunku gecicilik, kalıcılığı yok etti.
Gunumuzun tuketim anlayışını duşunduğunuzde Toffler ’ın ne kadar haklı olduğunu gormek o kadar kolay oluyor ki… Toffler, bu “kolaylığı” bakın nasıl anlatıyor:
“…İnsan ilişkilerindeki değişime paralel olarak, insan nesne ilişkileri de kÂğıt peceteler, mendiller, havlular, pet şişeler, hazır yiyecek kapları gibi urunlerle ‘kullan at ’ tarzına donuşmuştur.
…Hızlı yaşam, gocebe niteliğe sahip bir toplum yaratmıştır. Uzaklık kavramı, anlamını tamamen yitirmiştir. Gunumuzdeki anlayış, insanların gerek iş amaclı ve gerekse de eğlenmek icin cok gezmesini şart koşuyor. Bu hareketliliğin teknolojik simgesi ise ‘otomobil ’ oluyor. Mulkiyete bağlı yaşam, artık daha az ozgur olarak tanımlanıyor. Bu nedenle ev kiralama da ev edinmeye gore daha tercih edilir hale geliyor. Kulturel ve ekonomik yonden daha iyi durumda olanlar daha hareketli kesimi oluşturuyor.”
Yeniliği istemek insanı yiyip bitiren bir bakteri yaratabilir mi? “Olabilir” sozcuğu, olasılık belirtiyor. Toffler, Şok kitabında bu durumun direkt olarak tespitini yapıyor. Cunku ona gore yenilik kavramı, geciciliğin hakim olması icin gerekli ivmeyi yaratıyor. İnsan, ihtiyacı olmayanı ihtiyacı olarak goruyor. Vahşi kapitalizm ise bunun ideolojik adı olarak var olmaya devam ediyor. Ve unutmayın; bu durumun devamlı hale gelmesi, bireyden aileye, aileden topluma kadar geniş yelpazede neredeyse tum kesimleri etkileyebiliyor.
Peki bu etki nasıl virus gibi yayılıp da hakimiyetini sağlamlaştırıyor? Toffler ’a gore bunun cevabı değerin ozden ziyade goruntuye verilmesiyle ilgili. Urunlerin fiziksel ozelliklerinin dikkate alınması zaman icinde insan ilişkilerine de yansıyor ve ilişkilerin odağında da gecicilik ortaya cıkıyor. Hal boyle olunca da aile kurumu “toplumun şok emicisi” konumunda işlev gormeye başlıyor.
Niceliğin onem kazanması niteliğin umursanmamasına sebep oluyor Alvin Toofler ’a kulak vermek mi istiyorsunuz? O halde; “…Gecmişin uzun sureli az sayıda arkadaşlığının yerini, gelecekte kısa sureli cok arkadaşlık kavramı alacaktır. İnsanlar arası ilişkiler daha gecici bir nitelik kazanacak, berber, garson, tamirci gibi insanlarla kurulan ‘moduler ilişki ’ tipi hayatımızda onemli bir yer alacaktır. Gunumuzde insan ilişkilerinin oluşma ve unutulma temposu hızlanacaktır. Sosyal statusu yuksek olanlar ile daha zengin insanlarda bu durum daha belirgin olacaktır. Zira yoksulların dayanışma ihtiyacı, insan ilişkilerini biraz daha sıkı tutmalarını gerektirmektedir. Komşuluk, hemşerilik, vatandaşlık ilişkilerinin yerini; şirket, meslek, arkadaşlık bağları alacaktır. Cekirdek aile parcalanacak, cocuk yapmaktan vazgecilecek, giderek ‘solo yaşam ’ olarak ifade edilen yaşam tarzı yaygınlaşacaktır…” satırlarını okuyabilirsiniz.
Toffler, “kullan-at” kulturunun yaygınlaşacağını ongorurken adhokrasinin de kurulacağını anlatıyor
Oncelikle Toffler tarafından “adhokrasi” olarak tanımlanan orgut tipinin ne olduğundan kısaca bahsedelim. Yazarımıza gore bu orgute isim olan adhokrasi, “kullan-at” kulturunu ortaya koyan bir orgut.
Toffler; “…Bunlar, uyeleri belli bir sorunu cozmek uzere bir araya gelen ve dağılan gecici ekiplerdir. Bunlar burokrasiden daha onemli olacak, burokrasi cokecek ve belki de onun yerini alacaktır. Cunku değişim hızı burokrasinin uyum sağlayamayacağı bir duzeye erişecektir. Adhokrasi orgut tipinde yetenek ve mesleki eğitim onem kazanacak, burokrasideki gibi kişinin unvanı onemli olmayacaktır.” ifadeleriyle yakın gecmişin, bugunun ve yarının kritik ozelliklerine bir nokta atışı daha yapıyor.
Alt kulturlerin yaratılmasıyla yaşam bicimleri de ceşitlilik gosterecek Yapıt, alt kulturlerin yaratılmasının yaşam bicimlerini de artıracağını ongoruyor. Bundaki temel motivasyon ise alt kulturlerin bireylerin yaşam bicimine doğrudan etki uygulaması. Ancak bireylerin daha etkin olması ve daha az yalnızlık cekmekten kurtulması icin care olarak gorduğu “alt kulturler”, bir bakıma beklenenden ziyade beklenmeyen kotu surprizleri hazırlayacaktır. Cunku bu alt kulturler, “aidiyet hisseden bireylerine” baskı kurmaya başlayıp onların bunalıma itebilecektir.
Gorunen o ki, Toffler, neredeyse hic haksız değil…
Alvin Toffler tek tipleşmenin tehlikesine de dikkat cekiyor O donemin ve sonrasındaki zamanların oğretim sistemine de parmak basan Toffler, standart uretim urunleriyle sarılan insanın oğretim sisteminde de benzer şekilde cevrildiğini ifade ediyor ve gelecekte bunun niteliksel boşluk yaratacağının altını ciziyor.
Niteliksizliğin ortaya cıkmasının sebebi olan tek tipleşme, “kuresel bir koy” halini alan dunyayı somuruyor.
Nasıl? Toffler, kehanette bulunmaktan daha otesini yapmamış mı?
Toffler, Şok ile Bacon ’ı duzeltiyor: “Bilgi guc değildir!” Toffler, bu harika yapıtıyla deşifre ettiği “değişim”in mesnetine de eğiliyor ve Francis Bacon ’a da gonderme yapıyor. Toffler, Bacon ’un “Bilgi guctur” onermesini “Bilgi değişimdir” diyerek duzeltiyor. Teknolojik gelişimin sureklilik kazanmasıyla bilginin yayılımı hızlanmış ve bu da engellenemez bir değişim yaratmıştır ona gore.
Tofflar ’a gore “değişimi reddeden “şok” kurbanı olacak Değişimin mutlak gucune dikkat ceken Alvin Toffler, değişim olgusuna direnenlerin de şok yaşayacağını ve bir anlamda yok olacağını net bir şekilde acıklıyor. Bir başka deyişle, insanlar ya değişimi kabul edecek ya da varlık gosteremeyecek…
Alvin Toffler, şok yarattığı yapıtını ozetliyor
Geniş kapsamlı bir inceleme ve tespit yapıtı olarak okunması gereken “Şok: Gelecek Korkusu” yapıtı her satırında ayrı ders veriyor ve karanlık nitelikler barındıran bugunlerin, yarınların rehberliğini ustleniyor. Sayfalar dolusu bir anlatım gereken bu muthiş eser, her kutuphanede olmayı ve bakmaktan ote defalarca okunmayı hak ediyor.
Toffler, “Gelecek korkusu, geleceğin zamanından once yaşamımıza girmesi sonucu oluşan ve sersemletici bir olgudur.” diyerek tum eserini tek cumleyle ozetleyebilmiş olmasıyla da okumayı sevenleri selamlıyor.
Kaynak: 1