Francois-Noel Babeuf Biyografisi Fransız Devrimi'nin onderlerinden, Gracchus Babeuf adıyla da tanındı. Francois-Noel Babeuf, 23 Kasım 1760 tarihinde Saint-Quentin, Fransa ’da bir ciftcinin oğlu olarak doğmuştur.
Francois-Noel Babeuf, Noyon'da kadastro memurluğu yaptı, sonra Roye'da toprak komisyonu uyesi oldu. Koylulere karşı, varlıklı toprak sahiplerinin cıkarlarını temsil etmek zorunda kaldığı bu gorevleri sırasında, toplumsal eşitsizliğe yakından tanık oldu. . Jean Jacques Rousseau'nun yapıtlarını tanıyınca, eşitsizliğe karşı duyduğu ofke daha buyudu.

1789 yılında vergi reformunu savunan bir broşur yazdı ve gazeteci olma umuduyla Paris'e gitti. 1790 yılında tutuklandı ve kısa bir sure hapsedildi. Hapisten cıkınca memleketine geri dondu. ardından Le Correspondant Picard adlı bir dergi cıkardı. Feodal aidatlarının kaldırılması ve toprağın yeniden dağıtılması da dahil olmak uzere, radikal tarım reformları programını savundu. 1793 yılının Şubat'ında Paris'e yerleşti. Maximilien Robespierre ’nin radikal-demokratik rejimi sırasında tekrar tutuklandı ve hapsedildi. Maximilien Robespierre ’nin 1794 Temmuz'undaki duşuşunu takiben serbest bırakıldıktan sonra, yeni bir dergi olan Le Journal de la liberté de la presse'yi cıkardı, kısa bir sure sonra yeniden adlandırarak Le Tribun du Peuple adını verdi.
Gracchus Babeuf imzasıyla cıkardığı Le Tribun du Peuple gazetesinde ozel mulkiyetin kaldırılmasını ve "Eşitler Cumhuriyeti"nin kurulmasını sağlamak amacıyla toprakların ortak mulkiyetini savundu. Jacobenleri ve Thermidorianları eleştirmeye başladığında 12 Şubat 1795 tarihinde tutuklandı. Kısa bir sure hapsedildi. Bu kısa hapis cezası sırasında Babeuf eşitlikci oğretilerini formule etmeye devam etti, eşit bir toprak ve gelir dağılımını savundu ve serbest bırakıldıktan sonra profesyonel bir devrimci olarak kariyerine başladı.
Serbest bırakıldıktan sonra hızla yukselerek Panthéon Kulubu ’nun onderi durumuna geldi. Yeni Fransız Anayasasına aykırı olarak siyasal ve iktisadi eşitliğin sağlanması icin caba gosteren bu kulubun 1796 ’da kapatılmasından sonra, bir ayaklanma gercekleştirmek uzere Altılar Komitesi adıyla gizli bir orgut kurdu. Babeufculer, Jakobenler ve askeri ayaklanma yanlısı komiteler, 8 Mayıs 1796 ’da ortak bir toplantı yaptılar.
Toplantının amacı 17 bin kişilik bir kuvvet toplanmasını ve halkın onayladığı tek yasal belge olarak kabul edilen 1793 Anayasası ’na donulmesini sağlayacak bir plan yapmaktı.
8 Mayıs 1796 tarihinde dostları Augustin Darthé, Philippe Buonarroti ve oteki yandaşlarıyla birlikte rejimi devirmek icin 17bin kişilik bir orgut (eşitler hareketi kuvvetleri) kurdu.
10 Mayıs 1796 tarihinde askeri komite uyesi Grisel adındaki casusun ihbarı uzerine arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı. 20 Şubat - 26 Mayıs 1797 tarihleri arasında gorulen dava sonucunda, 26 Mayıs 1797'de mahkeme tarafından Augustin Darthé ile beraber Vendome'da giyotinle idam edilmesi kararı verildi. Oteki sanıklar ise aklanarak serbest bırakıldı.
Francois-Noel Babeuf, 27 Mayıs 1797 tarihinde Vendôme, Fransa ’da 37 yaşında giyotinle idam edildi.
Babeuf, duşunceleriyle 1848 Fransız Devrimi'ni ve Paris Komunu'nu, hatta Marksizm'i etkilemiştir.
Kitapları :
1790 - Cadastre perpetuel (Sonsuz Kadastro)
Eşitlerin Ayaklanması

Babeuf ’un karısına ve cocuklarına son mektubu:
Olum cezasına carpıldığını oğrenen Babeuf mahkemede kendi canına kıymaya kalkar. İdam hukmunu oğrendikten bir gece sonra, yÂni idamından bir gun once, karısına ve cocuklarına şu mektubu yazar:

Merhaba dostlarım! Sonsuz karanlıklara burunmek uzereyim. Fazla duymaktan duygularımı yitirmiş gibiyim. Size karşı olan durumumu dostuma yolladığım iki mektupta daha iyi anlattım, goreceksiniz. Kaderinizi onun ellerine bırakıyorum. Ondan istediklerimi yapabilecek durumda olacak mı, ne yazık ki, bilmiyorum. Kendisine nasıl ulaşabileceğinizi bile bilmiyorum. Bana olan sevginiz sizi butun bu belÂlara soktu. Turlu eziyetlere ve yoksulluklara katlandınız. Vefalı yureklerinizle bu uzun, bu ezici duruşmanın acı zehirini benimle beraber ictiniz sonuna kadar. Ama ayrıldığınız yere yeniden nasıl gideceksiniz, bilmiyorum. Bilmiyorum orada eski dostları bulabilecek misiniz? Ne kadar durust olmak mumkunse o kadar durust olduğumu sanıyorum, ama beni nasıl anacaklar, bilmiyorum. Karşı-devrimin getireceği kıralcı azgınlıklar ortasında butun cumhuriyetcilerin, ailelerinin ve cocuklarının ne olacaklarını bilmiyorum. Ah, dostlarım, son dakikalarımda bunları duşunmek ne acı! İnsan yurdu icin olmeğe, ailesinden, cocuklarından, sevgili eşinden ayrılmaya katlanabilir ama, ozgurluğun elden gideceğini, butun gercek cumhuriyetcilerin en korkunc akibetlere uğrayacağını gore gore olmek zor. Ah, canım cocuklarım! haliniz ne olacak? Yureğimin sızlamasına engel olamıyorum. DÂvaların en guzeli uğruna canımı feda ettiğime pişmanım sanmayın; bu dÂva uğrunda butun emeklerim boşuna gitmiş de olsa, odevimi yapmış sayıyorum kendimi…
Hic ummuyorum ya, şimdi cumhuriyetin ve ona bağlı kalanların goklerinde patlamak uzere olan o korkunc fırtınadan sağ cıkarsanız, yeniden rahatlığa kavuşup kara bahtınızı değiştirmenize yardım edecek dostlar bulabilirseniz, size oğudum şudur: Bir arada, birbirinize bağlı yaşayınız. Eşimden istediğim, cocuklarını bağrına basması; cocuklarımdan istediğim de, analarını sayıp sozunden cıkmamaları, şefkatine lÂyık olmalarıdır. Ozgurluk uğrunda olen birinin ailesine yaraşan, erdemlilik orneği olmak ve butun iyi insanlara kendilerini saydırıp sevdirmektir. Karımın, cocuklarımın eğitimi icin elinden gelen her şeyi yapmasını ve bu işte butun dostlarını yardımına cağırmasını dilerim. Cok sevdiğim ve beni sevdiğini sandığım Emile ’den bu dileğime uymasını bekler, hic vakit kaybetmeden, kendini yetiştirmesini isterim.
Dostlarım, beni hatırlayacağınızı, sık sık anacağınızı umarım. Hepinizi cok sevdiğime inanırsınız elbet. Ben sizin mutluluğunuzu herkesin mutluluğu ile bir arada duşunmuştum. Sizi mutluluğa kavuşturmanın tek yolu buydu bence. Ama bunu başaramadım. Kendimi feda ettim. Sizler icin oluyorum biraz da. Camille ’e beni anlatın sık sık, onu ne kadar candan sevdiğimi durmadan soyleyin ona.
Anlıyacak cağa gelince, Gaius ’e de soyleyin bunları.
Lebois, savunmalarımızı ayrı olarak basacağını bildirdi. Benim savunmamın elden geldiği kadar herkese duyurulması gerek. Karımdan, can yoldaşımdan ricam şu: Lebois ve Baudouin ’e vereceği her yazının yanlışsız bir kopyasını alıkoysun, bu savunmanın kaybolmaması icin elinden geleni yapsın. Savunmanın değerini bileceksin, temiz yurekli insanlar ve yurdunu sevenler bu savunmayı her zaman anacaklardır. Sana bıraktığım tek şey, yalnız unum olacak benim. Senin de cocukların da onunla avunacağınızdan eminim. Kocanızdan, babanızdan soz edilirken «Sapına kadar durust bir insandı» dendiğini duymak hoşunuza gidecek.
Allahaısmarladık. Dunya ile aramda kucuk bir bağ kaldı: Gun ışığı yarın onu da koparacak. Acıkca biliyorum bunu. Katlanmaktan başka care yok. Kotuler benden guclu. Savaşı bırakıyorum. Tertemiz bir vicdanla olmenin de tadı var. Benim icin tek acı, yurekler acısı olan, sizden ayrılmak, canım dostlarım, en cok sevdiklerim! Kopuyorum aranızdan. Yapacaklarını yaptılar. Allahaısmarladık, tekrar tekrar allahaısmarladık.
Bir kelime daha. Anneme ve kız kardeşlerime yazın, ulakla ya da başka bir yolla. Savunmam basılınca, bir yolunu bulup yollayın. Nasıl olduğumu anlatın onlara. Boyle bir olumun şerefsiz olmak şoyle dursun, şanlı bir olum olduğunu anlatmaya calışın o iyi insanlara.
Canım ciğerim dostlarım, bir defa daha allahaısmarladık, son bir defa. Erdemli bir uykunun koynuna dalıyorum!…