
Fidel Castro Biyografisi Fidel Castro Ruz, Kuba'nın efsanevi devrimci lideri.
13 Ağustos 1926'da Mayari'de dunyaya geldi. Donemin Kuba halkına gore ekonomik durumu iyi sayılabilecek bir ailenin cocuğuydu. Sahip oldukları şeker kamışı tarlası ile gecimlerini sağlamaktaydılar. İlk oğrenim yıllarını ozel katolik okullarında tamamladıktan sonra, 1945 yılında Havana Universitesi'ne girdi. Oğretmenlerinin dikkatini, butun kitapları ezberlemesini sağlayan inanılmaz hafızası ile cekti.
Universite eğitimi sırasında hukuk alanına yoğunlaşan Castro, Kuba'daki mevcut rejime karşı olan pek cok gruba dahil oldu. Kuba hukumetinin bu grupları 1947 yılında dağıtmasının ardından, Castro ve arkadaşları Bogota'da geniş caplı protestolara katıldılar.
1950 yılında okulundan derece ile mezun oluşunun ardından politikanın gucunu keşfetti ve Ortodoks Parti'ye katıldı. Kuba Meclisi'nde bir sandalye sahibi olmak icin calışmalara başladı. Ancak bu calışmaları, Flugencio Batista'nın, Ortodoks'ların yukselişini engellemek icin Kuba yonetimini ele gecirmesiyle kesintiye uğradı. Batista yonetiminde pek cok politikacı olduruldu ve cok sayıda insan baskı altında tutulmaya başlandı.
Castro, Kuba'nın ceşitli bolgelerinden yaklaşık 200 devrimciye liderlik ederek, Batista yonetimine son vermek isteyen bir gerilla grubu oluşturdu. 26 Temmuz 1953 tarihinde, Castro'nun gerilla grubu, Santiage de Cuba'daki Moncada askeri kışlasına bir saldırı gercekleştirdi. Saldırı ile birlikte cok sayıda muhimmat ve silah ele geciren Castro'nun grubundakilerin tamamına yakını, daha sonra hukumet tarafından gonderilen ek kuvvetlerce olduruldu. Castro yakalanarak onbeş yıl hapis cezasına carptırıldı.
Bir yıl sonra Batista, Castro'nun da icinde bulunduğu tum siyasi suclular icin bir af cıkardı. Hapisten cıktıktan sonra da devrimci fikirlerinden vazgecmeyen Castro, Meksika'ya giderek, hukumeti devirmek icin yeni bir gerilla grubu oluşturdu. Bu ulkede, o sıralarda sağlık hizmetleri vermekte olan Che Guevara ile tanıştı. İkili, kurdukları 82 kişilik gerilla grubuna savaş eğitimi vermeye başladı.
2 Aralık 1956 tarihinde, Kuba'ya donen grup, donanma tarafından yok edildi ancak, Castro ve Che kacmayı başararak dağlarda saklanmaya başladılar. Buradan yonettikleri kucuk vur-kac operasyonları ile propagandalarını yapmayı başardılar ve halkın desteğini kazanmaya başladılar. İki yıl sonra yeterli gucu ve halk desteğini arkalarına almayı başardılar ve 1 Ocak 1959 tarihinde Batista hukumetini devirdiler.
Bu başarıdan sonra Havana'ya hareket eden Castro, kendisini Kuba Cumhurbaşkanı ilan etti. Cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı ilk konuşması sırasında omuzuna konan bir guvercin, cok inanclı olan Kuba halkının, onun tanrının bir elcisi olduğuna inanmalarını sağladı. Konuşmasında, hukumetinin halka karşı durust olacağını ve yolsuzlukların artık geride kaldığını soyleyen Castro, 1940 Kuba Anayasası'nın buyuk bir kısmını da oluşturdu. Castro iktidara geldikten sonra, Batista taraftarı partililerin buyuk bir kısmı idam edildi.
1959 yılında Castro, Amerika Birleşik Devletleri'ni de kapsayan bir tura cıkarak, ulusları birlik ve beraberliğe ozendirmeye calıştı. Amerika'nın o donemdeki başkanı Dwight David Eisenhower goruşmeyi reddetse de, başkan yardımıcısı Richard Nixon Castro'yu kabul etti. Ancak daha sonra Nixon Castro'yu, cokertilmesi gereken komunist bir diktator olarak niteledi. Daha sonra Birleşmiş Milletler Genel Konseyi'nde konuşmak icin tekrar Amerika'ya giden Castro, konsey tarafından da hoş karşılanmadı.
Castro Kuba'ya dondu ve %70'i yabancıların ellerinde olan ulke topraklarını halka geri kazandırmak icin sosyalist bir ekonomi oluşturma calışmalarına başladı. Butun Amerikan işletmelerinin kamulaştırılması emrini verdi ve bu ulkeyle olan bağlarını kopardı. Bunun uzerine 31 Ocak 1961 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri, Kuba'ya karşı ticari ambargo uygulaması başlattı. Kuba'daki işletmelerinin kamulaştırılması ile Amerika, brşıya geldi.
Castro, kendi ulkesindeki devrimi gercekleştirdikten sonra, dunyanın diğer bolgelerindeki devrimcilere de destek olmaya calıştı. Kuba devrimi gercekleştikten sonra ulkeden ayrılıp Bolivya'ya giden Che'ye, amacını gercekleştirmesi icin destek verdi. Che'nin 1967 yılındaki olumunden sonra da, henuz yonetim konusunda istikrarı yakalayamamış pek cok Latin Amerika ulkesine de, komunist devrimi gercekleştirmeleri icin askeri destek yolladı.
Kuba'nın komunist devrimden sonra hicbir şekilde iyileşemeyen ekonomisi, Sovyetler Birliği'nin, dağıldıktan sonra gondermeye devam edemediği ekonomik desteğin de bitmesiyle daha da kotu bir hal aldı.
Gunumuzde ciddi sağlık sorunları yaşayan Castro, olumunden sonra da Kuba'nın komunist duzenle yonetilmesini istemekteydi.
Fidel Castro 31 Temmuz 2006 tarihinde mide ve bağırsak yolundan ameliyat olduğunda yetkilerini gecici olarak kardeşi Raul Castro'ya devretti. Gecici gorevi 19 Nisan 2011 tarihine kadar surduren Raul Castro, 19 Nisan 2011 tarihinde ise resmen Kuba'nın 2. cumhurbaşkanı gorevindedir. 19 Şubat 2008'de bir acıklama yapan Fidel Castro, 1976 yılından beri yurutmekte olduğu Devlet Konseyi Başkanlığı gorevini bıraktığını acıkladı.
Fidel Castro 90 yaşında 26 Kasım 2016 tarihinde hayatını kaybetti. Fidel Castro'nun naaşının kendi isteği uzerine yakıldı.
Kuzey Kore, Vietnam, Cin ve Laos ile dunyadaki 5 komunist ulkeden biri olan Kuba'yı neredeyse yarım yuzyıl idare eden Castro, uzun siyasi hayatını bu ideolojiye adamış ve "kanının son damlasına kadar savaşacağını" defalarca acıklamıştı.